Danıştay Kararı 13. Daire 2017/1703 E. 2019/237 K. 05.02.2019 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2017/1703 E.  ,  2019/237 K.

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2017/1703
Karar No : 2019/237

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU :
Bayilik lisansı sahibi olan davacının dağıtıcısı dışında akaryakıt ikmal ettiği, bunun yanında yeniden akaryakıt satışı yaptığı tespit edildiğinden bahisle 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 4. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ile 8. maddesinin ve Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliği’nin 38. maddesinin (c), (d) ve (g) bentlerine muhalefet edilmesi sebebiyle aynı Kanun’un 19. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinin 4 numaralı alt bendi ile (b) bendinin 3 numaralı alt bendi uyarınca her iki fiili için toplam 170.000.-TL idari para cezası verilmesine ilişkin 04/03/2010 tarihli ve 2459-87 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (Kurul) kararının iptali istenilmektedir.
DAVACININ İDDİALARI :
Davalı idarece yeterli araştırma ve inceleme yapılmaksızın hakkında tatbik edilen idari para cezasının usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiği, mevzuat kuralları uyarınca idari para cezası uygulanmadan önce idari soruşturma açılıp takibatın nihayete ermesi üzerine düzenlenen raporda yer verilen tespitler ışığında aykırılıkların giderilmesi için uygun bir süre verilmesi gerektiği, eksik olan hususların giderilmesi konusunda tebligat yapılmadığı, dava konusu eylemin varlığı bir an için kabul edilse dahi fiil ile müeyyide tebliğ tarihleri dikkate alındığında zamanaşımının oluştuğu, imzasının yer aldığı bir tespit tutanağının bulunmadığı, tahakkuk ettirilen ceza miktarının fahiş olduğu, uyuşmazlığın sebebini tarafına ait akaryakıt istasyonunda çalışan iki yeğeninin işlemiş olduğu suç eşyasını satın almak ve işlenmekte olan suçu yetkili makamlara bildirmemek suçunu oluşturduğu, daha önce gasp edilen akaryakıtın alım ve satım işlemlerini gerçekleştirdiklerinin ceza mahkemesi kararıyla da sabit olduğu ileri sürülmüştür.
DAVALININ SAVUNMASI :
Dava konusu Kurul kararının 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu ile Petrol Piyasasında Uygulanacak Teknik Kriterler Hakkında Yönetmelik kuralları uyarınca tesis edildiği, aynı Kanun’un 14. maddesinin verdiği yetki çerçevesinde yapılan denetimlerde, bayilik lisansı bulunan davacının dağıtıcısı dışında akaryakıt ikmal ettiği ve yeniden satış amaçlı satış yaptığının tespit edildiği, bu tespite dayanılarak verilen idarî para cezasında hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI …’NIN DÜŞÜNCESİ : Bayilik lisansı sahibi olan davacının dağıtıcısı dışında akaryakıt ikmal ettiği, ayrıca yeniden satış amaçlı akaryakıt satışı yaptığı tespit edildiğinden 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 4. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ile 8. maddesinin ve Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliğinin 38. maddesinin (c), (d) ve (g) bentlerine aykırılığı nedeniyle anılan Kanunun 19. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinin 4 numaralı alt bendi ile (b) bendinin 3 numaralı alt bendi uyarınca her iki fiili için toplam 170.000.-TL idari para cezası verilmesine ilişkin Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun 04/03/2010 tarihli ve 2459-87 sayılı kararının iptali istenilmektedir.
Dosyanın incelenmesinden; 31/07/2006 tarihinde, … İli, … İlçesi, … Sanayi Sitesi içerisinde terk edilmiş halde bulunan … plaka sayılı akaryakıt tankeri ile ilgili olarak yapılan araştırma ve davacıya ait akaryakıt istasyonunda çalışan … ve … adındaki yeğenleri hakkında … Asliye Ceza Mahkemesinde açılan ceza davası sonucunda; … Petrol Rafinerisinden petrol aldıktan sonra … plaka sayılı akaryakıt tankeri ile ilgili olarak kayıp ihbarı yapıldığı, tankerin 31/07/2006 tarihinde terk edilmiş halde bulunduğu, araçta bulunan cihazın incelenmesinden tankerin terk edildiği yerden önce en fazla davacıya ait akaryakıt istasyonunda beklediğinin tespit edildiği, tanker sürücüsünün petrolü aldıktan sonra yolda yağma suçundan yargılanan üç kişi tarafından öldürüldüğü, bu üç kişinin ölen şoförün tankerini gasp ettiği, bu üç kişiden birinin davacının akaryakıt istasyonunda çalışan yeğenlerinden …’ı arayıp ucuz akaryakıt satabileceğini söylemesi üzerine akaryakıtın davacının istasyonuna boşaltıldığı, bu arada davacının yeğenlerinin tankerin şoförünün öldürüldüğünü fark ettikleri halde yetkili makamlardan sakladığı, boşaltılan akaryakıtı ertesi gün başka bir bayiye sattıkları ve paranın bir kısmını kendilerinin aldığı, bir kısmı için de tankeri gasp edenlerden biri adına çek düzenlediği, davacının ifadesinde olaydan bilgisinin olmadığının anlaşıldığı ve hakkında ceza davası açılan ve davacının istasyonunda çalışan … ve … adındaki yeğenlerinin de … Asliye Ceza Mahkemesinde suç eşyasını satın almak ve işlenmekte olan suçu yetkili makamlara bildirmemek suçundan yapılan yargılamaları sonucunda anılan Mahkemenin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla mahkum oldukları anlaşılmaktadır.
Olayın davacıya ait akaryakıt istasyonunda çalışan iki yeğeninin işlemiş olduğu suç eşyasını satın almak ve işlenmekte olan suçu yetkili makamlara bildirmemek suçundan kaynaklandığı, daha önce gasp edilen akaryakıtın alım ve satım işlemlerini gerçekleştirdiklerinin ceza mahkemesi kararıyla da sabit olduğu görülmekte olup, olaya dahli olmayan davacının dağıtıcısı dışında akaryakıt ikmal ettiği, ayrıca yeniden satış amaçlı akaryakıt satışı yaptığının kabulüne hukuken olanak bulunmamaktadır.
Bu nedenle, dağıtıcısı dışında akaryakıt ikmal ettiği, ayrıca yeniden satış amaçlı akaryakıt satışı yaptığından bahisle davacı adına idari para cezası verilmesine ilişkin dava konusu Kurul Kararının hukuka aykırılığı nedeniyle iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Dairemizin 12/04/2012 tarih ve E:2010/1211, K:2012/679 sayılı davanın reddi yolundaki kararının bozulmasına ilişkin Danıştay İdarî Dava Daireleri Kurulu’nun 08/06/2015 tarih ve E:2012/2434, K:2015/2547 sayılı kararına yönelik olarak yapılan karar düzeltme isteminin İdarî Dava Daireleri Kurulu’nun 27/03/2017 tarih ve E:2016/435, K:2017/1428 sayılı kararıyla reddedilmesi üzerine işin gereği yeniden görüşüldü:
MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
Uyuşmazlıkta, 31/07/2006 tarihinde … ili, … ilçesi, … Sanayi Sitesi içerisinde terk edilmiş vaziyette olan … plaka numaralı akaryakıt tankerine ilişkin yapılan araştırma neticesinde, tankerin 29/07/2006 tarihinde dağıtıcı şirketten akaryakıt ikmali yaptıktan sonra gasp edildiği, tankerde bulunan akaryakıtın davacıya ait akaryakıt istasyonuna boşaltıldığı, davacının bu şekilde satın aldığı akaryakıtın bir kısmını bir başka akaryakıt bayisine sattığı hususlarının tespitinin yapıldığı ve söz konusu tespit esas alınarak dava konusu işlemin tesis edilmesi üzerine anılan işlemin iptali istemiyle de bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava dosyasının incelenmesinden, Dairemizin 12/04/2012 tarih ve E:2010/1211, K:2012/679 sayılı kararıyla davanın reddine karar verildiği, anılan kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine Danıştay İdarî Dava Daireleri Kurulu’nun 08/06/2015 tarih ve E:2012/2434, K:2015/2547 sayılı kararı ile;
“5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 2. maddesinin 10. bendinde, “bayilik”; karşılıklı yükümlülüklerin ekinde fizibilite olan bir sözleşmeye bağlanarak akaryakıt dağıtım şirketleri tarafından gerçek ve tüzel kişilere akaryakıtın kullanıcılara ikmali yetkisi verilmesi işlemi; 25. bendinde, “kullanıcı”; petrol kullanımı yapan gerçek ve tüzel kişiler; 26. bendinde, “kullanım”; petrolün sadece kişisel ve işletme ihtiyaçları için tüketimi olarak tanımlanmıştır.
Aynı Kanun’un “Lisansların tâbi olacağı usul ve esaslar” başlığını taşıyan 3. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde; akaryakıt dağıtımı, taşıması ve bayilik faaliyetlerinin yapılması için lisans alınmasının zorunlu olduğu vurgulanmış, üçüncü fıkrasında; lisansların verilmesi, güncelleştirilmesi, geçici olarak durdurulması veya iptaline ilişkin işlemlerin Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nca yapılacağı; onuncu fıkrasının (ı) bendinde; lisans kapsamında olsun veya olmasın piyasa ile ilgili faaliyetlerin yönlendirilmesi, gözetimi, denetimi ve benzeri konulara ait usul ve esasların Kurumca çıkarılacak yönetmeliklerle düzenleneceği belirtilmiş; 4. maddesinin birinci fıkrasında, lisansın, sahibine lisansta yer alan faaliyetin yapılması ile bu konularda taahhütlere girişilmesi hakkını verdiği; ikinci fıkrasında ise, lisans ile tanınan hakların, bu Kanun’un, ilgili diğer mevzuatın ve lisansta yer alan kayıtlı hususların yerine getirilmesi koşulu ile kullanılacağı kurala bağlanmıştır.
5015 sayılı Kanun’un verdiği yetkiye dayanılarak çıkarılan Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliği’nin 38. maddesinin (c) bendinde, bayilik lisansı sahiplerinin, dağıtıcılar ile tek elden satış sözleşmesine göre faaliyetlerini yürütmesi, (d) bendinde, bayisi oldukları dağıtıcı haricinde akaryakıt temini yapılmaması ve (g) bendinde; bayilik lisansı sahiplerinin, kullanıcılar haricinde yeniden satış amaçlı satış yapamayacakları kuralı yer almıştır.
5015 sayılı Kanun’un 14. maddesinin dördüncü fıkrasında, Kurumun piyasa faaliyetlerini kendi personeli veya kamu kurum ve kuruluşları ile özel denetim kuruluşlarından hizmet alımı yoluyla denetime tabi tutacağı düzenlenmiş; 19. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin (3) numaralı alt bendinde, 4. madde hükümlerinin ihlali halinde sorumlularına ikiyüzellibin Türk Lirası idarî para cezası verileceği belirtildikten sonra aynı maddenin dördüncü fıkrasında, bayiler için yukarıda yer alan cezaların beşte birinin uygulanacağı kurala bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden; 31/07/2006 tarihinde, … İli, … İlçesi, … Sanayi Sitesi içerisinde terk edilmiş halde bulunan … plaka sayılı akaryakıt tankeri ile ilgili olarak yapılan araştırma ve konu ile ilgili olarak davacıya ait akaryakıt istasyonunda çalışan … ve … adındaki yeğenleri hakkında … Asliye Ceza Mahkemesinde açılan ceza davası sonucunda; … plaka sayılı akaryakıt tankerinin … Petrol Rafinerisinden petrol aldıktan sonra şoföründen haber alınmaması üzerine, kayıp ihbarı yapıldığı; tankerin 31/07/2006 tarihinde terk edilmiş halde bulunduğu; araçta bulunan cihazın incelenmesinden tankerin terk edildiği yerden önce en fazla davacıya ait akaryakıt istasyonunda beklediğinin tespit edildiği, yapılan araştırmada, tanker sürücüsünün petrolü aldıktan sonra yolda yağma suçundan yargılanan üç kişi tarafından öldürüldüğü, bu üç kişinin ölen şoförün tankerini gasp ettikleri, üç şahıstan birinin davacının akaryakıt istasyonunda çalışan yeğenlerinden …’ı arayıp ucuz akaryakıt satabileceğini söylemesi üzerine, tankerin davacının istasyonuna getirilerek akaryakıtın boşaltıldığı; bu arada davacının yeğenlerinin tankerin şoförünün öldürüldüğünü fark ettikleri, fakat olayı bildiklerini yetkili makamlardan sakladıkları; istasyona boşaltılan akaryakıtı ertesi gün başka bir bayiye sattıkları ve paranın bir kısmını kendileri aldıkları, bir kısmı için de tankeri gasp edenlerden birinin adına çek düzenlettikleri; davacının alınan ifadesinde olaydan bilgisinin olmadığının anlaşıldığı ve ceza davasının davacının yeğenleri hakkında açıldığı; davacının istasyonda çalışan … ve … adındaki yeğenlerinin … Asliye Ceza Mahkemesinde suç eşyasını satın almak ve işlenmekte olan suçu yetkili makamlara bildirmemek suçundan yargılandıkları ve anılan Mahkemenin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla mahkumiyetlerine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlıkta, davacının olayda hiç bir dahlinin olmadığı; olayın davacıya ait akaryakıt istasyonunda çalışan iki yeğeninin işlemiş oldukları şahsi suçtan kaynaklandığı; bu iki şahıs tarafından bireysel olarak, akaryakıt istasyonundan bağımsız şekilde gasp edilen akaryakıtın alım ve satım işlemlerinin gerçekleştirildiği ceza mahkemesi kararıyla da sabit olduğundan, olayla ilgisi olmayan davacının dağıtısı dışında akaryakıt ikmal ettiği, ayrıca yeniden satış amaçlı akaryakıt satışı yaptığının kabulüne olanak bulunmamaktadır.
Bu itibarla, davacıya dağıtısı dışında akaryakıt ikmal ettiği, ayrıca yeniden satış amaçlı akaryakıt satışı yaptığından bahisle idari para cezası verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.” gerekçesiyle davacının temyiz isteminin kabul edilerek Dairemiz kararının bozulmasına karar verildiği, davalı idarece anılan kararın düzeltilmesi isteminin Danıştay İdarî Dava Daireleri Kurulu’nun 27/03/2017 tarih ve E:2016/435, K:2017/1428 sayılı kararı ile reddedildiği anlaşılmaktadır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 46. maddesinin birinci fıkrasında, Danıştay dava dairelerinin nihaî kararlarının Danıştay’da temyiz edilebileceği; 2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 38. maddesinde, İdarî Dava Daireleri Kurulu’nun, idarî dava dairelerinden ilk derece mahkemesi olarak verilen kararları temyizen inceleyeceği; 2577 sayılı Kanun’un 49/4 ve 50. maddelerinde, Danıştay dava dairelerine ısrar imkânı tanınmayıp, Danıştay İdarî ve Vergi Dava Daireleri Kurulları kararlarına uyulmasının zorunlu olduğu kurala bağlanmıştır.
Aktarılan kanun kurallarına göre, Danıştay dava dairelerince ilk derece mahkemesi olarak verilen kararların Danıştay İdarî ve Vergi Dava Daireleri Kurullarınca bozulması hâlinde Danıştay dava dairelerine ısrar imkânı tanınmadığından, bozma kararına uyularak İdarî Dava Daireleri Kurulu kararında belirtilen gerekçelerle dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. 04/03/2010 tarihli ve 2459-87 sayılı Kurul kararının İPTALİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam …-TL yargılama gideri ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …-TL vekâlet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,
3. Karar düzeltme aşamasında yapılan toplam …-TL yargılama giderinin davalı idare üzerinde bırakılmasına,
4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdarî Dava Daireleri Kurulu’na temyiz yolu açık olmak üzere, 05/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.