Danıştay Kararı 13. Daire 2017/1697 E. 2018/3241 K. 20.11.2018 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2017/1697 E.  ,  2018/3241 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2017/1697
Karar No:2018/3241

TEMYİZ EDEN (DAVACI): …
VEKİLİ : …

KARŞI TARAF (DAVALI): …

VEKİLİ : …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirkete ait ”…” logolu yayın kuruluşunda 29/05/2015 tarihinde saat 15:58:12’de yayınlanan tele alış-veriş kuşağında 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin birinci fıkrasının (j) bendinde belirtilen ilkenin ihlal edildiğinden bahisle yine aynı Kanun’un 32/2 maddesi uyarınca davacı şirketin uyarılmasına dair 17/06/2015 tarih ve … sayılı ‘nun işleminin iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacı şirkete ait “…” logosuyla yayın yapan televizyon kanalında 29/05/2015 tarihinde saat 15:58:12’de yapılan yayında 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin birinci fıkrasının (j) bendinde belirtilen ilkenin ihlal edildiğinden bahisle 17/06/2015 tarih ve … sayılı kararı ile 6112 sayılı Kanun’un 32/ 2 maddesine göre davacı şirketin uyarılmasına karar verildiği, uyuşmazlık konusu olayda, tanıtımı yapılan ürünlerin içeriğinin tam olarak belli olmadığı, tedavide etkinliğinin ve emniyetinin kanıtlanmamış olmasına rağmen tedavi etme ve iyileştirme özelliğine sahip olduğu izlenimi oluşturulduğu, ayrıca bu şekilde sağlık beyanı belirtilerek ürünün satışının ve pazarlamasının yapılmasının uygun olmayacağı da dikkate alındığında yayının haksız çıkarlara hizmet eden ve haksız rekabete yol açan nitelikte olduğu, bu durumda, 17/06/2015 tarih ve … sayılı kararının davacı şirkete ait yayın kuruluşunun 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin birinci fıkrasının (j) bendinde belirtilen ilkenin ihlal edilmesi nedeniyle yine aynı Kanun’un 32/2 maddesi uyarınca uyarılmasına ilişkin kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, dava konusu işlemin mevzuata aykırılık teşkil ettiği, davalı idarenin aldatıcılık unsurunu tespit yönteminin hatalı olduğu, somut olarak gerekçelendirmenin yapılmadığı, tebligatın usulüne uygun olmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, dava konusu işlemin mevzuat hükümleri çerçevesinde tesis edildiği, tebligatın usulüne uygun yapıldığı, ihlâl konusu fiilin gerçekleştirildiği yayının kesitinde ekran üzerine bindirilen bantta ” Yrd. Doç. Dr. …” ibaresine yer verildiği, oysa ki bu kişinin geçmişte bir süre yardımcı doçent unvanıyla öğretim görevlisi olarak çalışmasına rağmen halen herhangi bir üniversite ile ilişkisi bulunmadığının bilindiği, buna karşın medya hizmet sağlayıcısının söz konusu reklam kuşağında bitkisel ürünlerin pazarlanması şeklindeki ticari faaliyette inandırıcılığını arttırmak maksadıyla bir kişinin şu anda kullanması mümkün olmayan bir akademik unvandan faydalandığının izlendiği, bu suretle izleyenlerin yaşadıkları sağlık sorunları kullanılarak umutlarının istismar edilmiş olduğu, dolayısıyla yayının haksız çıkar elde etmeye hizmet ettiği kanaatine varıldığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge İdare Mahkemesi dava dairelerinin istinaf başvurusu üzerine verdikleri nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…., K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine, 20/11/2018 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.