Danıştay Kararı 13. Daire 2017/1574 E. 2018/336 K. 08.02.2018 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2017/1574 E.  ,  2018/336 K.

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2017/1574
Karar No : 2018/336

Davacı: …
Vekili: …
Davalı: …
Vekili: …

Davanın Özeti: Özelleştirme kapsam ve programında olan Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü’ne ait … ili, … ilçesi, … Mahallesi, … ada, … ve … nolu parsellerdeki taşınmazların satış yöntemiyle özelleştirilmesini teminen gerçekleştirilen ihale sonucunda davacının varlık satış sözleşmesini imzalamaması durumunda geçici teminatlarının irat kaydedileceğine ilişkin …’nın 02.06.2016 tarih ve 4040 sayılı işleminin; ihale şartnamesinde taşınmazların bulunduğu alanın “konut alanı ve ticaret alanı” olarak planlandığı, yapılaşma koşullarının blok nizam olduğu, imar planında ise, taşınmazların ticaret alanı olarak planlı ve yapılaşma koşullarının blok nizam olmadığının öğrenildiği, taşınmazların durumunun belirsizliğinden kaynaklı olarak araştırma yapmak ve ödeme için talep edilen ek süre isteminin davalı idare tarafından reddedildiği, idareye 27.05.2016 tarihinde gönderilen ihtarname ile taşınmazları almaktan vazgeçildiğinden teminatların iadesi talep edilmiş ise de, davalı idare tarafından 03.06.2016 tarihine kadar sözleşme imzalanmaması durumunda geçici teminatların gelir kaydedileceğinin bildirildiği, taşınmazların ticaret alanı olarak planlı olduğunun dava idarece de kabul edildiği belirtilerek iptali ve geçici teminatın yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: Usule ilişkin olarak, davanın süre aşımı nedeniyle reddi gerektiği; esasa ilişkin olarak ise, davacının talebi doğrultusunda sözleşme imzalama tarihinin 03.06.2016 tarihine kadar ertelendiği, davacı tarafından ramazan ayına giriliyor olması ve bazı özel nedenlerle sözleşme imzalama tarihinin 15.07.2016 tarihine kadar ertelenmesi talep edilmiş ise de, mevzuat gereği bir kereden fazla ek süre verilmesinin mümkün olmadığı, 03.06.2016 tarihine kadar sözleşmenin imzalaması, aksi durumda geçici teminatların gelir kaydedileceğinin davacıya bildirildiği, davacının verilen süre içinde yükümlülüklerini yerine getirmeyerek sözleşme imzalamadığı, bu kapsamda 06.06.2016 tarih ve 414 sayılı Başkanlık Makamı Olur’u ile davacı tarafından verilen geçici teminatların mevzuata uygun olarak irat kaydedildiği belirtilerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hâkimi …’nın Düşüncesi: Davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı …’nın Düşüncesi: Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü’ne ait … ili, … ilçesi, … Mahallesi, tapunun … ada, … ve … sayılı parsellerindeki taşınmazın satış yöntemiyle özelleştirme ihalesi sonucunda davacının varlık satış sözleşmesini imzalaması, imzalamaması halinde geçici teminatının irat kaydedileceği yolundaki 2.6.2016 tarih ve 4040 sayılı işleminin iptali istenilmektedir. 2.6.2016 tarihli işlemin iptali istemiyle 8.9.2016 tarihinde açılan dava süresinde olduğu için davalı yanın usule yönelik itirazı yerinde görülmediğinden, işin esasına geçilmiştir:
4046 sayılı Özelleştirme Uygulamalarının Düzenlenmesine ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 37. maddesinin (b) bendinde, bu Kanun hükümleri gereğince yapılacak uygulamalar ile ihale usullerine ilişkin esasların idarece çıkarılacak yönetmelikle belirleneceği hükmüne yer verilmiş ve bu maddeye dayanılarak yayınlanan Özelleştirme Uygulamalarında Değer Tespiti ve İhale Yönetmeliğinin 19. maddesinde, ihale sonuçlarının onaylanmasından sonra idare tarafından süre belirtilmek suretiyle sözleşme imzalanması konusunda ihale üzerinde kalan teklif sahibine yazılı bildirimde bulunulacağı, idarece verilen süre içinde ihale üzerinde kalan tarafından istenilen teminatın verilmemesi, diğer yükümlülüklerin yerine getirilmemesi ve sözleşme imzalanmaması halinde alınan teminatların idare lehine irat kaydedileceği ve kararda yer alması halinde diğer teklif sahiplerine sırası ile aynı usulün uygulanacağı kuralı yer almıştır.
Taşınmazların Satışına İlişkin İhale Şartnamesinin “Geçici Teminatın İrat Kaydedilmesi ve Diğer Teklif Sahiplerine Çağrı Yapılması” başlıklı 12/d maddesinde, komisyon tarafından ihale sonucu verilen kararın onayına ilişkin Özelleştirme Yüksek Kurulu Kararının Resmi Gazetede yayınlanmasını müteakip ÖYK kararında satışın kendisine yapılmasına karar verilen teklif sahibinin idare tarafından bildirilecek süre içinde satış bedeli veya peşinat ve teminatlarla ilgili ve şartnamede belirtilen diğer yükümlülüklerini yerine getirmemesi, satış sözleşmesini imzalamaktan imtina etmesi halinde geçici teminatın İdare lehine irat kaydedileceği, Kurul veya İdare kararında yer alması halinde diğer teklif sahiplerine de sırasıyla çağrıda bulunularak aynı usul ve şartların uygulanacağı belirtilmiştir. 15. maddesinde de, teklif sahiplerinin, taşınmazın yüzölçümünün tapu kaydında belirtilen miktardan eksik olduğu veya taşınmazın tecavüzlü bulunduğu veya başka bir gerekçeyle idareden herhangi bir hak talebinde bulunmayacakları, ihaleye teklif verdikleri, sözleşmeyi imzaladıkları ve tapu devrinin yapıldığı tarihler itibarıyla taşınmazın mevcut fiziki durumunu önceden görüp ilgili mercilerden (ilgili belediyeler, tapu-kadastro müdürlükleri, kültür ve tabiat varlıklarını koruma kurulları vb.) her türlü bilgi ve belgeyi alarak, tapu kayıtlarını, imar durumlarını inceleyerek teklif vermiş olduklarını ve sözleşmeyi imzalayacaklarını, bunlarla ilgili olarak daha sonra açık veya gizli ayıp iddiasıyla ayıba ve zapta karşı tekeffül hükümlerine dayanarak idareden herhangi bir maddi talepte bulunmayacaklarını kabul, beyan ve taahhüt ettikleri düzenlemesine yer verilmiştir.
Olayda, Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü’ne ait … ili, … ilçesi, … Mahallesi, tapunun … ada, …, …, …, … sayılı parselleri ile … ada, … ve … sayılı parsellerindeki taşınmazların satış yöntemiyle özelleştirilmesi amacıyla 14.7.2015 tarihinde yapılan ihale sonrasında 3.11.2015 tarih ve … sayılı Özelleştirme Yüksek Kurulu Kararının alındığı, ihale komisyonu tarafından yapılan nihai pazarlık görüşmeleri sonucunda en yüksek teklifi veren şirkete satılmasına karar verildiği, ancak ihale üzerinde kalan şirketin verilen süreler içinde yükümlülüklerini yerine getirmeyerek sözleşmeyi imzalamaktan imtina etmesi nedeniyle 18.2.2016 tarihli ve 138 sayılı Olur çerçevesinde teminatının irat kaydedildiği, bunun üzerine ihalede ikinci en yüksek teklifi veren davacıya varlık satış sözleşmesini 5.4.2016 tarihinde imzalaması için 22.2.2016 tarihli ve 1108 sayılı bildirimin yapıldığı, davacının talebi üzerine sözleşmenin 3.6.2016 tarihine ertelendiği, ancak davacı vekili tarafından gönderilen … Noterliğinin 27.5.2016 tarihli ve … sayılı ihbar ve ihtarnamesi ile ihale şartnamelerinde … ili, … ilçesi, … Mahallesi, tapunun … ada, … ve … sayılı parsellerindeki taşınmazların imar planında konut ve ticaret alanı olarak planlandığı, yapılaşma oranı yoğunluğunun E:3.00, hmax:17,50 metre ve blok nizam olarak yer aldığı halde yapılan araştırma sonucunda imar planında ticaret alanı olarak ayrıldığı ve yapılaşma koşullarında da blok nizam olmadığı ve ek süre verilmediği belirtilerek taşınmazları almaktan vazgeçtiğinin bildirildiği ve teminatların iadesinin istendiği anlaşılmıştır.
Özelleştirme uygulamalarında ihale şartnameleri, ihalenin genel ve özel şartlarını belirleyen belgeler olduğu için şartnameleri imzalayarak ihalelere katılanlar açısından 4046 sayılı Kanun ve ilgili diğer mevzuatta yer almayan ve bunlara aykırı olmayan hususlara ilişkin olarak şartname hükümleri bağlayıcı olacaktır.
Dosyadaki mevcut belge ve bilgilerden, satış ihalesine konu taşınmazların bulunduğu alanda davalı idare tarafından 1/5000 ve 1/1000 ölçekli imar planı değişikliğinin yapıldığı, bu planların 15.5.2012 tarih ve 28293 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun 11.5.2012 tarih ve … sayılı kararı ile onaylanarak yürürlüğe girdiği ve ihaleye ait tanıtım dökümanlarında da satışa konu parsellerdeki kullanım kararının ticaret alanı olduğu, E:3.00, hmax:17,50 metre kullanım koşulunun yer aldığı görülmüştür.
Öte yandan, ihale konusu taşınmazlara ilişkin bu bilgilere ihale şartnamesinde de yer verildiği, imar durumunun ihale dökümanları ile uyumlu olduğu, davacının da ihale öncesinde mevcut fiziki ve hukuki durumu ve şartnamedeki tüm hususları kabul ederek ihaleye teklif verdiği dikkate alındığında, ihalede en yüksek teklifi veren şirketin satış sözleşmesini imzalamaktan imtina etmesi nedeniyle ihale şartnamesi çerçevesinde ikinci en yüksek teklifi veren davacıya varlık satış sözleşmesini 5.4.2016 tarihinde imzalaması için 22.2.2016 tarihli ve 1108 sayılı bildirimin yapıldığı ve talebi üzerine sözleşmenin 3.6.2016 tarihine de ertelendiği görülmekle verilen bu süre içinde yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle davacının geçici teminatının irat kaydedilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Bu nedenle, ihalenin Özelleştirme Yüksek Kurulu tarafından onaylanmasından sonra, ihale dökümanında belirlenen usule göre davacının varlık satış sözleşmesini imzalaması ve sözleşmeyi imzalamaktan imtina etmesi hâlinde geçici teminatının irat kaydedileceği yönünde tesis edilen dava konusu işlemin mevzuata uygun olduğu ve davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Dava, Özelleştirme kapsam ve programında olan Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü’ne ait … ili, … ilçesi, … Mahallesi, … ada, … ve … nolu parsellerdeki taşınmazların satış yöntemiyle özelleştirilmesini teminen gerçekleştirilen ihale sonucunda davacının varlık satış sözleşmesini imzalamaması durumunda geçici teminatlarının irat kaydedileceğine ilişkin …’nın 02.06.2016 tarih ve 4040 sayılı işleminin iptali ve geçici teminatlarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
Anayasa’nın “Temel hak ve hürriyetlerin korunması” başlıklı 40. maddesine 4709 sayılı Kanun’un 16. maddesiyle eklenen 2. fıkrasında, “Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır.”; “Yargı yolu” başlıklı 125. maddesinin 3. fıkrasında ise, “İdari işlemlere karşı açılacak davalarda süre, yazılı bildirim tarihinden itibaren başlar.” kurallarına yer verilmiştir.
Anayasa’nın 40. maddesinin 2. fıkrasının gerekçesinde, bireylerin yargı ya da idari makamlar önünde sonuna kadar haklarını arayabilmelerine kolaylık ve imkân sağlanmasının amaçlandığı, son derece dağınık mevzuat karşısında kanun yolu, mercii ve sürelerin belirtilmesinin hak arama, hak ve hürriyetlerin korunması açısından zorunluluk hâline geldiği belirtilmiştir.
Anayasa’da yer alan düzenlemeler, normlar hiyerarşisinde aynı düzeyde yer aldığından bu kuralların birbirine üstünlüklerinden söz etmek mümkün olmamakla birlikte, Anayasal normlar değerlendirilirken normun kabul edildiği tarihe bakılarak yorum yapılabilir. Anayasa’nın 125. maddesinde, idari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin, yazılı bildirim tarihinden başlayacağı belirtilmiş ise de; 40. maddeye eklenen fıkrayla, idari işlemlerde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağının ve sürelerinin belirtilmesi zorunluluğu getirildiğinden, kişilere bildirilen idari işlemlerde başvuru süresi ve başvuru yerinin de gösterilmesi gerekmektedir. Dava açma süresini başlatacak olan yazılı bildirim, Anayasa’nın amir hükmü gereğince başvuru mercii ve süresini de gösteren yazılı bildirimdir. Bunun dışındaki yazılı bildirimler Anayasa’nın 40. maddesinin amir hükmüne uygun olmadığından, dava açma süresini başlatmayacaktır.
Bu durumda, dava konusu işlemle, 03.06.2016 tarihine kadar varlık satış sözleşmesini imzalamaktan imtina edilmesi durumunda geçici teminatların irat kaydedileceği bildirilmiş ise de, davacının hangi kanun yolları ve mercilere başvurabileceği ve dava açma süresi belirtilmemiş olup; kamu kurum ve kuruluşlarının işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorunda olduğunu kurala bağlayan Anayasa’nın 40. maddesinin 2. fıkrasındaki düzenlemeye aykırı olarak, idarenin doğru bilgilendirme yükümlülüğünü yerine getirmemesi ve hak arama özgürlüğünün ihlal edilmiş olması karşısında, bakılan davada süre aşımından söz edilemeyeceğinden, davalı idarenin, süre aşımı yönünden davanın reddi gerektiği yolundaki iddiası geçerli görülmeyerek esasın incelenmesine geçildi.
4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun’un 1. maddesinde, bu Kanun’un amacının, Kanun’un uygulamasında “kuruluş” adı ile anılacak olan genel ve katma bütçeli idareler ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşların ve kamu iktisadi teşebbüslerinden kamu iktisadi kuruluşlarının gördükleri kamu hizmetleri ile doğrudan doğruya ilgili olmayan varlıklarının ve iştiraklerindeki paylarının ekonomide verimlilik artışı ve kamu giderlerinde azalma sağlamak için özelleştirilmesine ilişkin esasları düzenlemek olduğu; 2. maddesinde, özelleştirme uygulamalarındaki ilkeler sayıldıktan sonra, maddenin son fıkrasında, Kanun’daki amaç ve ilkeler doğrultusunda alınacak kararlarda öncelikler ile bunların tâbi olacağı özelleştirme uygulamalarına ilişkin esas ve usullerin, kuruluşların nitelikleri ve ülke ekonomisinin gerektirdiği şartlar da dikkate alınarak Kurul’ca belirleneceği; 3. maddesinin 2. fıkrasında ise, Kanun’un 1. maddesinde sayılan kuruluşların özelleştirme kapsam ve programına alınmasının; kuruluşların, satış, kiralama, işletme hakkı devri, mülkiyetin gayrî ayni hakların tesisi ve işin gereğine uygun sair hukukî tasarruflar ile devredilmelerine ilişkin özelleştirme yöntemlerinden hangisi ile özelleştirileceğini belirlemenin; özelleştirme programına alınan kuruluşların “satış, kiralama, işletme hakkı devri, mülkiyetin gayri ayni hakların tesisi ve işin gereğine uygun sair hukuki tasarruflarla gerçek ve/veya özel hukuk tüzel kişilerine devredilmesi” yöntemleriyle yapılan ihaleler sonucunda ihale komisyonlarınca verilen nihaî kararları onaylama yetkisinin Kurul’un görevleri arasında olduğu belirtilmiştir.
4046 sayılı Kanun’a göre, Kanun’da “kuruluş” olarak sayılan genel ve katma bütçeli idarelerin gördükleri kamu hizmetleri ile doğrudan doğruya ilgili olmayan varlıklarının, Kurul’ca, belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde ekonomide verimlilik artışı ve kamu giderlerinde azalma sağlamak için özelleştirilmesi yoluna gidilebileceği, genel bütçeli idarelerin gördükleri kamu hizmeti ile doğrudan doğruya ilgili olmayan varlıklarının mülkiyet devri suretiyle özelleştirilmesinin mümkün olduğu ve yapılan ihaleler sonucunda ihale komisyonunca verilen nihaî kararları onaylama yetkisinin Özelleştirme Yüksek Kurulu’nda olduğu anlaşılmaktadır.
Özelleştirme Uygulamalarında Değer Tespiti ve İhale Yönetmeliği’nin (Yönetmelik) 3. maddesinin (g) bendinde, ihale şartnamesinin, ihale konusu işin genel ve özel şartlarına ilişkin belge olduğu; 10. maddesinde, ihale şartnamesinin, ihale üzerinde kalan tarafından sözleşme imzalanmaması veya idarece belirlenecek miktarda kesin teminat verilmemesi veya diğer yükümlülüklerin yerine getirilmemesi hâlinde geçici teminatın irat kaydedileceği ve gerekli görülen diğer hususları içereceği; 19. maddesinde ise, ihale sonuçlarının onaylanmasından sonra idare tarafından süre belirtilmek suretiyle sözleşme imzalanması hususunda ihale üzerinde kalan teklif sahibine yazılı bildirimde bulunulacağı, idarece uygun görülmesi hâlinde bir defaya mahsus olmak üzere ek süre verilebileceği, idareden kaynaklanan sebeplerle, verilen süre içerisinde sözleşmenin imzalanamaması durumunda, birden fazla ek süre verilebileceği, idarece verilen süre içerisinde ihale üzerinde kalan tarafından istenilen teminatın verilmemesi, diğer yükümlülüklerin yerine getirilmemesi ve sözleşme imzalanmaması hâlinde alınan teminatların idare lehine irat kaydedileceği ve kararda yer alması hâlinde diğer teklif sahiplerine sırası ile aynı usulün uygulanacağı belirtilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden, davacının, özelleştirme kapsam ve programında olan Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü’ne ait … ili, … ilçesi, … Mahallesinde bulunan ve … ada, ve … nolu parsellerinde kayıtlı olan taşınmazların satış yöntemiyle yapılan özelleştirme ihalelerine katıldığı, Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun 03.11.2015 tarih ve … sayılı kararıyla her iki ihalede de davacının en yüksek ikinci teklif sahibi olarak belirlendiği, 22.02.2016 tarih ve 1108 sayılı yazıyla davacının varlık satış sözleşmesini imzalamasını teminen 05.04.2016 tarihinde idareye davet edilmesi üzerine, davacı tarafından 22.03.2016 tarihli yazı ile ihaleye konu taşınmazların vadeli ödeme ile satın alınmak istenildiği, bu doğrultuda yatırım planındaki özel sebeplerden dolayı varlık satış sözleşmesinin 30.06.2016 tarihinde imzalanması talebiyle idareye başvurulduğu, davalı idare tarafından 22.03.2016 tarih ve 1988 sayılı yazıyla davacıya 03.06.2016 tarihine kadar ek süre verildiği, bu kez davacı tarafından 09.05.2016 tarihli yazıyla; ramazan ayına girildiği ve özel nedenlerden dolayı 15.07.2016 tarihine kadar süre verilmesinin talep edildiği, davalı idarenin 12.05.2016 tarih ve 3584 sayılı yazısıyla ek süre talebinin uygun görülmediğinin davacıya bildirildiği, bunun üzerine davacı tarafından … Noterliği’nin 27.05.2016 tarih ve … yevmiye nolu ihbar ve ihtarnamesi ile, dava konusu parsellerin ihale şartnamesinde, ihaleye konu taşınmazların konut ve ticaret alanı olarak planlanmış olduğu, yapılaşma koşullarının blok nizam şeklinde gösterildiği, ancak … Belediyesi’nde yapılan araştırmada taşınmazların bulunduğu alanın imar planında ticaret alanı olarak planlanmış olduğu ve yapılaşma koşullarının blok nizam olmadığının öğrenildiği gerekçesiyle taşınmazları almaktan vazgeçildiği, geçici teminatların iadesinin talep edildiği, bahse konu yazının akabinde davalı idare tarafından, 02.06.2016 tarih ve 4040 sayılı yazıyla; varlık satış sözleşmelerinin 03.06.2016 tarihinde imzalanmasından imtina edilmesi hâlinde geçici teminatlarının irat kaydedileceğinin davacıya bildirildiği, anılan işlemin iptali ve geçici teminatlarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık konusu ihaleye ait İhale Şartnamesi’nin 4. maddesinde, tanıtım dokümanının, taşınmaz ile ilgili bilgi, belge ve açıklamaları içerdiği, idarenin, tanıtım dokümanında yer alan bilgi ve belgeler ile açıklamaların doğruluğundan, tamlığından ve maddi hatalardan sorumlu olmadığı; 12. maddesinin “Geçici Teminatın İrat Kaydedilmesi ve Diğer Teklif Sahiplerine Çağrı Yapılması” başlıklı (d) bendinde, ihalenin Özelleştirme Yüksek Kurulu tarafından onaylanmasından sonra satışın kendisine yapılmasına karar verilen teklif sahibinin, kendisine verilecek süre içerisinde satış bedeli ve teminata ilişkin yükümlülükleri yerine getirmemesi ve sözleşmeyi imzalamaktan imtina etmesi hâllerinde geçici teminatının irat kaydedileceği; 15. maddesinde, teklif sahiplerinin, taşınmazın yüzölçümünün tapu kaydında belirtilen miktardan eksik olduğu veya taşınmazın tecavüzlü bulunduğu veya başka bir gerekçeyle idareden herhangi bir hak talebinde bulunmayacakları; ihaleye teklif verdikleri, sözleşmeyi imzaladıkları ve tapu devrinin yapıldığı tarihler itibarıyla taşınmazın mevcut fiziki durumunu önceden görüp ilgili mercilerden (ilgili belediyeler, tapu-kadastro müdürlükleri, kültür ve tabiat varlıklarını koruma kurulları vb.) her türlü bilgi ve belgeyi alarak, tapu kayıtlarını, imar durumlarını inceleyerek teklif vermiş olduklarını ve sözleşmeyi imzalayacaklarını, bunlarla ilgili olarak daha sonra açık veya gizli ayıp iddiasıyla ayıba ve zapta karşı tekeffül hükümlerine dayanarak idareden herhangi bir maddi talepte bulunmayacaklarını kabul, beyan ve taahhüt ettikleri düzenlemelerine yer verilmiştir.
Özelleştirme uygulamalarında, ihale şartnameleri, ihalenin genel ve özel şartlarını belirleyen belgeler olup, ihaleler bu şartname hükümlerine göre yürütülmekte ve sonuçlandırılmaktadır. Buna göre, şartnameyi hazırlayan ve kuralları belirleyen idare ile şartnameleri imzalayarak ihalelere katılanlar açısından şartname hükümlerinin bağlayıcı olduğu ve uyuşmazlıkların çözümünde esas alınacağı açıktır. Keza, 4046 sayılı Kanun ve Yönetmelik ile ilgili diğer mevzuatta yer almayan ve bunlara aykırı olmayan hususlara ilişkin olarak şartname hükümlerinin esas alınması gerektiği kuşkusuzdur.
İhale dokümanlarında, dava konusu taşınmaz üzerine yapılacak binanın bitişik nizam olacağına dair bir bilgi yer almamakta olup, ihale şartnamesi eki tanıtım dokümanında, dava konusu taşınmazların ticaret alanı olarak planlandığı ve bu alanda inşaat nizamının E:3.00, Hmax:17.50 m olduğu belirtilmiştir. Davacı da, ihale şartnamesini imzalayarak ve şartnamedeki tüm hususları kabul ederek teklif vermiştir. İhale dokümanlarında bir tutarsızlık ve ihale sürecinde mevzuata aykırı bir durum görülmemiştir. Öte yandan, davacının basiretli bir tacir gibi davranmak suretiyle taşınmazlarla ilgili gerekli gördüğü her türlü incelemeyi ihale öncesi yapması ve taşınmazların mevcut hukuki ve fiziki durumunu bilerek ihaleye girmesi gerektiği açıktır.
Olayda, davacının ihale dokümanlarındaki tüm hususları bilerek ve isteyerek ihaleye katıldığı ve en avantajlı ikinci teklifi verdiği, ihale sonucunun Özelleştirme Yüksek Kurulu kararıyla onaylanmasının ardından, en avantajlı teklif sahibi ile sözleşme imzalanmaması nedeniyle, idarece varlık satış sözleşmesini imzalamaya davet edildiği, taşınmazın tapu kayıtlarının ve imar durumunun ihale dokümanları ile uyumlu olduğu, ihale şartnamesinde alıcıların taşınmazın mevcut fiziki durumunu önceden görüp ilgili mercilerden her türlü bilgi ve belgeyi alarak, tapu kayıtlarını ve imar durumlarını inceleyerek ihaleye teklif vermeleri gerektiğinin belirtildiği, özelleştirme sürecinin de mevzuata uygun yürütüldüğü görülmektedir.
Bu durumda, ihale uhdesinde kalan davacının, ihalenin Özelleştirme Yüksek Kurulu tarafından onaylanmasından sonra, ihale dokümanında belirlenen usule göre varlık satış sözleşmesini imzalamaya davet edilmesine rağmen sözleşmeyi imzalamaktan imtina etmesi hâlinde geçici teminatının irat kaydedileceği yönünde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmediğinden, geçici teminatın yasal faiziyle birlikte tazmini isteminin de reddi gerektiği açıktır.
Açıklanan nedenlerle; davanın REDDİNE, ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam …-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine, posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na temyiz yolu açık olmak üzere, 08.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.