Danıştay 13. Daire Başkanlığı 2017/1556 E. , 2022/4775 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2017/1556
Karar No:2022/4775
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurumu
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davalı idarenin, davacının imza yetkisini geçici olarak kaldırdığı 11/09/2012 tarihinden, imza yetkisinin iade edildiği 23/10/2014 tarihine kadar mahrum kaldığı makam tazminatı, performans primi, kampanya primleri ve sigorta bilirkişi ücretleri olarak şimdilik 128.937,00-TL’nin yasal faizi ve özlük haklarıyla birlikte ödenmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacının imza yetkisinin geçici olarak kaldırılması ile suç duyurusunda bulunulmasına ilişkin olarak, usulsüz kredi kullandırılması, değişik tarihlerde limit aşımı yapılması ve bu kredilerin teminat şartının yerine getirilmemesi eylemi dolayısıyla açılan davanın … Ağır Ceza Mahkemesi’nin E:… sayılı dosyasında görüldüğü, davada alınan bilirkişi raporunda, 5411 sayılı Kanun’un 160. maddesinde tanımlı zimmet suçuna ilişkin olarak bankayı zarara uğratma kastının (manevi unsurun) gerçekleştiğinin şüpheye yer bırakmayacak şekilde kanıtlamanın mümkün olmadığı tespitine yer verildiği, mahkemenin bilirkişi raporu da dikkate alınarak 11/09/2014 tarihinde zimmet suçunu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, yeterli ve inandırıcı delil elde edilemediği ve mahkemece bu yönde vicdani bir kanı oluşmadığı gerekçesiyle davacının beraatına karar verildiği, ilgili beraat kararının davalı idareye sunulması ile 23/10/2014 tarihinde imza yetkisinin davacıya iade edildiği, her ne kadar davacı hakkında anılan ceza davasında 5411 sayılı Kanun’un 160. maddesi kapsamında zimmet suçunun şüpheye yer bırakmayacak derecede işlediğine ilişkin kanıt bulunmaması ve suçun manevi unsurunun gerçekleştiği yönünde vicdani kanı olmaması nedeniyle beraat kararı verilmiş olsa da, davacının imza yetkisinin geçici olarak kaldırılması ve hakkında suç duyurusunda bulunulması işleminin, davacının yönetim kurulunca bildirilen teminat şartına uymadan kredi kullandırdığı ve yetki aşımına sebebiyet verecek şekilde hareket ettiği, bununla birlikte değişik tarihlerde limit aşımı yapıldığı, onay verilen 5.000.000,00-USD kredi tutarının aşıldığı tespitlerine ilişkin olarak tesis edildiği göz önünde bulundurularak bankanın emin bir şekilde çalışmasının önüne geçeceği hususu ile imza yetkisinin kaldırılmasının sürekli nitelikte değil geçici bir tedbir mahiyetinde olduğu da değerlendirildiğinde davacının imza yetkisinin geçici olarak kaldırılması işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı; nitekim Mahkemelerinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında da, söz konusu imza yetkisinin geçici kaldırılması işleminin tedbir niteliğinde olduğu, davacı hakkındaki ceza dosyasında verilen beraat kararını müteakip 23/10/2014 tarihinde davalı idare tarafından imza yetkisinin iade edilmesi nedeniyle karar verilmesine yer olmadığı kararı verildiği, bu hususlar dikkate alındığında davacının tazminat talebinin yasal dayanağının bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, mahrum kaldığı mali haklarının davalı idare tarafından kendisine ödenmesi gerektiği, idarenin takdir yetkisinin sınırsız olmadığı, Kurul tarafından mevzuat hükümlerinin ihlâl edildiği ve bankanın emin bir şekilde çalışmasını tehlikeye düşürdüğü yönünde bir tespit yapılmadığı, kullandırılan kredilere ilişkin olarak açılan ceza davasından beraat ettiği, bu kapsamda, Anayasa’nın 125. maddesi kapsamında idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, soruşturma raporunda yer alan tespit ve değerlendirmeler doğrultusunda davacının imza yetkisinin geçici olarak kaldırılmasına karar verildiği, tesis edilen işleme ilişkin kanuni şartların olayda gerçekleştiği, uyuşmazlık konusu olayda idarenin takdir yetkisinin bulunduğu, imza yetkisinin geçici olarak kaldırılmasının tedbir niteliğinde olduğu, ceza yargılaması sonunda verilen beraat kararının Kurul kararının hukuka uygun olup olmadığına dair bir karar olmadığı, dava konusu Kurul kararının tesis edildiği tarih itibarıyla hukuka uygun olduğu, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge idare mahkemesi kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddi yolundaki … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, anılan Bölge İdare Mahkemesi kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’ne gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine, 14/12/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.