Danıştay Kararı 13. Daire 2017/1405 E. 2019/3948 K. 02.12.2019 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2017/1405 E.  ,  2019/3948 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2017/1405
Karar No:2019/3948

TEMYİZ EDEN (DAVACI): …
VEKİLİ : …
KARŞI TARAF (DAVALI): …
VEKİLİ : …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, “…” plaka için yapılan ihale kararının geri alınması, ilk plaka tahsisinde belirlenen rakamlar üzerinden plaka tahsisi yapılması ve fazla ödenen ihale bedelinin iadesi için 14/12/2016 tarihinde yapılan başvurunun reddine ilişkin 21/12/2016 tarih ve … sayılı işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 20/A maddesi uyarınca aynı Kanun’un 11. maddesi kapsamında bir başvuru yoluna gidilmeksizin doğrudan 30 gün içinde dava açılması gerektiği, idareye yapılan başvurunun dava açma süresini durdurmayacağı, davacının ihaleye çıkılmasına ve ihale bedeline ilişkin işlemi en geç ihaleye istekli olmak için gerekli belgeleri edindiği 24/10/2016 tarihinde öğrendiği, bu tarihten itibaren 30 gün içinde dava açması gerekirken, bu süre geçtikten çok sonra yapılan başvurunun reddi üzerine 21/02/2017 tarihinde açılan davanın süre aşımı nedeniyle esasının incelenmesinin mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, fiilen taşıma işinde çalışan kişilere “…” plaka verilmesi gerekirken yüksek muhammen bedeller ile ihaleye çıkıldığı, kesinleşen ihale kararının bildirilmesine ilişkin işlemde merci ve süre gösterilmediği, başvurunun reddine ilişkin işlemin 27/12/2016 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine 60 günlük dava açma süresi içinde davanın açıldığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … ‘UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:… K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
5. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
6. 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 02/12/2019 tarihinde esasta oybirliği, gerekçede oyçokluğuyla karar verildi.

(X) GEREKÇEDE KARŞI OY

Anayasa’nın 40/2. maddesi hükmü ile bireylerin yargı ya da idari makamlar önünde haklarını arayabilmelerine kolaylık ve olanak sağlanması amaçlanmış; idareye, işlemlerinde, ilgililerin kaç gün içinde, hangi mercilere başvurabileceklerini bildirme yükümlülüğü getirilmiştir. Anayasa’nın 125. maddesinde de, idari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin “yazılı bildirim” tarihinden başlayacağı belirtilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7. maddesinde, idare mahkemelerinde idari işlemlere karşı dava açma süresinin “altmış gün” olduğu kurala bağlanmış, 20/A maddesinde ise ivedi yargılama usulünde dava açma süresinin “otuz gün” olduğu kurala bağlanmıştır.
İdarenin Anayasa’dan kaynaklanan yükümlülüğünü yerine getirmesi esas olmakla birlikte, belirtilen yükümlülüğün yerine getirilmemesi, idari işlemlere karşı açılan davalarda dava açma süresinin işletilmeyip, ihmal edilmesi sonucunu da doğurmamalıdır. Anayasa’nın 125. maddesinde, idari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin “yazılı bildirim” tarihinden başlayacağının belirtilmesi karşısında, usulüne uygun tebliğ olunan veya bütün unsurlarıyla ilgililer tarafından öğrenilen idari işlemler üzerine, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda açıkça belirtilen dava açma sürelerinin işletilmesi zorunludur.
Olayda, davacının 20/10/2016 tarihinde Manisa Büyükşehir Belediyesi’nce 25/10/2016 tarihinde gerçekleştirilecek “J Plaka Satışı” ihalesine ait ihale dokümanlarını satın alarak ihaleye katıldığı, anılan ihalenin üzerinde kalması üzerine davacı tarafından, “J” plaka için yapılan ihale kararının geri alınması, ilk plaka tahsisinde belirlenen rakamlar üzerinden plaka tahsisi yapılması ve fazla ödenen ihale bedelinin iadesi için 14/12/2016 tarihinde idareye başvuruda bulunulduğu, davalı idarenin başvurunun reddine ilişkin 21/12/2016 tarih ve E.60803 sayılı cevabi yazısının 27/12/2016 tarihinde davacıya tebliğ edilmesi üzerine işbu işlemin iptali istemiyle 21/02/2017 tarihinde bakılan davanın açıldığı görülmektedir.
Davacının uyuşmazlık konusu ihaleye ilişkin ihale dokümanlarını 20/10/2016 tarihinde satın aldığı, ihaleye ait şartnamede plakaların muhammen bedeline yer verildiği, bu itibarla ihalenin ve muhammen bedelin en geç bu tarihte öğrenildiği dikkate alındığında, bu tarihi izleyen altmış günlük genel dava açma süresi içinde dava açılmadığı anlaşıldığından, davanın süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararının belirtilen gerekçeyle onanması gerektiği oyuyla, gerekçe yönünden karara katılmıyorum.