Danıştay Kararı 13. Daire 2017/1174 E. 2017/2113 K. 22.06.2017 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2017/1174 E.  ,  2017/2113 K.

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2017/1174
Karar No:2017/2113

Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı): …
Vekili: …
Karşı Taraf (Davacı): … Ltd. Şti.
Vekili: …

İstemin Özeti: … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının; şikâyet ve itirazen şikâyet yollarına başvurulmadan dava açıldığı, idari merci tecavüzü nedeniyle merciine tevdi kararı verilmesi gerektiği, ihalenin iptal edilmesi sebebiyle davacının hak kaybına uğramadığı, ihalede yeterli artırım yapılmadığı ve gerekli rekabet ortamının oluşmadığı, davacı dışında diğer isteklilerin tek teklif verdiği, ihale yetkilisinin takdir hakkını kamu yararını gözeterek hukuka uygun olarak kullandığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hâkimi …’nın Düşüncesi: Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:
Davalı idarenin usule ilişkin itirazları geçerli görülmeyerek işin esasına geçildi.
Dava; tarafından açık teklif usulüyle 05.05.2015 tarihinde gerçekleştirilen 4 (dört) nolu (J) plaka satış ihalesinin, ihale yetkilisi tarafından onaylanmayarak iptal edilmesine ilişkin 18.05.2015 tarih ve 2015/839 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesi’nce; dava konusu ihaleye davacı ile birlikte …, … (… ), … isimli şahısların katıldığı, anılan kişilerin ihaleye katılma şartlarını sağladığı, yapılan arttırma sonucunda ihale konusu 4 nolu (J) plakaya, belirlenen muhammen bedelinin üzerinde fiyat verildiği ve ihalenin … -TL+KDV bedel ile davacı üzerinde kaldığı, gerçekleştirilen ihalede yeterli rekabet ortamının sağlanmadığından söz edilemeyeceği, somut olayda davalı idarece ihalesi yapılan plakaların daha yüksek bir bedel ile satılabileceğine ilişkin somut ve açık herhangi bir bulgunun ortaya konulamadığı anlaşıldığından dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle işlemin iptaline karar verilmiş, bu karar davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.
2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun “Kapsam” başlıklı 1. maddesinde, genel bütçeye dâhil dairelerle katma bütçeli idarelerin, özel idare ve belediyelerin kira işlerinin bu Kanun’da yazılı hükümlere göre yürütüleceği; “İlkeler” başlıklı 2. maddesinde, bu Kanun’un yürütülmesinde, ihtiyaçların en iyi şekilde, uygun şartlarla ve zamanında karşılanması ve ihalede açıklık ve rekabetin sağlanmasının esas olduğu; “İhale kararlarının onayı veya iptal edilmesi” başlıklı 31. maddesinde ise, ihale komisyonları tarafından alınan ihale kararlarının, ita amirlerince karar tarihinden itibaren en geç 15 iş günü içinde onaylanacağı veya iptal edileceği, ita amirince karar iptal edilirse ihalenin hükümsüz sayılacağı kurala bağlanmıştır.
İdare, 2886 sayılı Kanun’da yer alan ihalede açıklık, rekabetin sağlanması ve kamu kaynaklarının etkin ve verimli kullanılması ilkelerine göre ihaleyi gerçekleştirmek zorundadır. Yeterli rekabetin sağlanamaması hâlinde ihalenin ana amacının gerçekleşemeyeceği ve dolayısıyla ihaleden beklenen faydanın sağlanamayacağı açıktır.
Dosyanın incelenmesinden; davalı idarece, … ili, … ve … ilçe sınırları içerisinde öğrenci servisi olarak çalıştırılacak olan 5 (beş) adet (J) plakanın 05.05.2015 tarihinde açık teklif usulüyle satışı için ihaleye çıkıldığı, dava konusu 4 (dört) nolu (J) plaka satış ihalesine 5 isteklinin katıldığı, isteklilerden birinin evrak eksikliğinden ihaleye katılamadığı, diğer 4 istekli tarafından verilen tekliflerin …-TL+KDV ile …-TL+KDV arasında olduğu, ihalenin en yüksek teklifi veren (…-TL+KDV) davacı üzerinde bırakıldığı, ihale komisyonu kararının itâ amirinin onayına sunulduğu, itâ amiri tarafından, ihalede yeterli rekabet ortamının oluşmadığı gerekçesiyle ihalenin onaylanmayarak iptal edildiği, ihale komisyonu kararının itâ amiri tarafından onaylanmaması üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
2886 sayılı Kanun’un 31. maddesi ile, itâ âmirlerine 15 gün içinde ihaleyi onaylama ya da onaylamayarak iptal etme konusunda tanınan yetki, ihale işlemlerinin sadece mevzuata uygunluğunu denetlemeye yönelik olmayıp, aynı zamanda ihale konusu işin özelliklerini, benzer işlere ilişkin diğer ihalelerin sonuçlarını ve ihalede oluşan fiyatın piyasa şartlarına uygun olup olmadığını en iyi bilebilecek durumda bulunması nedeniyle itâ âmirinin yerindelik denetimi yaparak Hazine menfaatini koruması amacıyla düzenlenmiştir. Nitekim, ihaleye katılanlar arasında yapılan anlaşmalar veya bazı katılımcıların ihaleden çekilmeye zorlanmaları veya belli paylar karşılığında piyasa şartlarına uygun olmayan teklifler vermeye ikna edilmeleri yoluyla kamu kaynaklarının haksız biçimde özel kişi veya kuruluşlara aktarılması şeklinde gelişen olaylara ülkemizde rastlandığı bilinen bir husustur. Bütün bu gerçekleri göz önünde tutan kanun koyucu, son kez genel bir değerlendirme yaparak adeta bir sigorta işlevi görmek ve Hazine menfaatini kollamak üzere itâ âmirine sözü edilen yetkiyi tanımıştır.
Bu itibarla, hem hukuka uygunluk hem de yerindelik denetimi yapan itâ âmiri tarafından bu konuda alınan idari kararın yargısal denetiminin de özellik arz edeceği açıktır. Başka bir anlatımla, 2886 sayılı Kanun’un 31. maddesi ile itâ âmirine ihale komisyonu kararlarını onaylama zorunluluğu getirilmemesi nedeniyle, anılan madde ile itâ âmirine tanınan yetkinin ihaleyi onaylamama yönünde kullanılması hâlinde, bu yetkinin kamu yararına kullanıldığının ispatı bakımından, itâ âmirince hukuken kesin delil niteliği taşıyan belgelere dayanılması gibi bir zorunluluk bulunmamaktadır. Bu nedenle, ihaleyi onaylamama işleminin idari davaya konu edilmesi hâlinde gerek davalı idarenin mahkemeye yapacağı açıklamalar ve sunduğu belgeler ve gerekse mahkemece re’sen yapılacak araştırma sonucunda elde edilen bulgular, işlemde kamu yararına aykırılık bulunmadığını ortaya koyar nitelikte ise, idarece somut belge sunulmadığından bahisle ihaleyi onaylamama işleminin yargı yerince iptal edilmemesi gerekir.
İhale konusu öğrenci servisi olarak çalıştırılacak (J) plakanın yüksek bir bedelle satılması kamunun yararına olacağından, muhammen bedelin aşılmış olduğu durumlarda dahi, söz konusu plakanın daha yüksek bir fiyata satılabileceğinin itâ âmirince anlaşılması ve kamu yararı dışında subjektif nedenlerle hareket edildiğinin davacı tarafından ortaya konulamaması hâlinde, takdir yetkisinin ihalenin iptal edilmesi yolunda kullanılmasının hukuka aykırı sayılamayacağı açıktır.
Öte yandan, davalı idare tarafından ihaleye çıkarılan 5 (beş) adet (J) plakanın muhammen bedelinin …-TL+KDV olarak belirlendiği, dava konusu ihale ile aynı tarihte gerçekleştirilen 1 (bir) nolu (J) plakanın …-TL+KDV ve 2 (iki) nolu (J) plakanın …-TL+KDV ile satılmasına ilişkin ihale komisyon kararlarının itâ amiri tarafından uygun bulunarak onaylandığı, davalı idare tarafından 18.05.2015 tarihinde gerçekleştirilen aynı nitelikte öğrenci servisi olarak çalıştırılacak 5 adet (J) plaka satışı ihalelerinde, plakaların …-TL+KDV, …-TL+KDV, …-TL+KDV, …-TL+KDV ve …-TL+KDV ile satışına ilişkin ihale komisyonu kararlarının itâ amiri tarafından uygun bulunduğu dikkate alındığında, dava konusu ihaleye katılan 4 istekli tarafından sunulan tekliflerin muhammen bedele ve birbirlerine yakın olması, aynı nitelikteki plakalar için aynı tarihte ve 18.05.2015 tarihinde yapılan ihalelerde plakaların daha yüksek bir bedelle satıldığı hususları birlikte değerlendirildiğinde, ihalede rekabet ortamı ve sağlıklı fiyat yarışmasının sağlanamadığı ve bu hâliyle ihaleden beklenen kamu yararının gerçekleşmediği anlaşıldığından, dava konusu ihalenin itâ amiri tarafından onaylanmamasına ilişkin takdir yetkisinin kamu yararına ve hukuka uygun olarak kullanıldığı sonucuna ulaşılmaktadır.
Bu itibarla, ihalenin onaylanmamasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık, işlemin iptali yolundaki Mahkeme kararında ise hukukî isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle; temyiz isteminin kabulü ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının BOZULMASINA, DAVANIN REDDİNE, ayrıntısı aşağıda gösterilen …-TL ilk derece yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, …-TL temyiz yargılama gideri ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen …-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine, posta giderleri avansından artan tutarın taraflara iadesine, kullanılmayan …-TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davalı idareye iadesine, dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 22.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.