Danıştay Kararı 13. Daire 2016/928 E. 2020/3075 K. 11.11.2020 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2016/928 E.  ,  2020/3075 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2016/928
Karar No:2020/3075

TEMYİZ EDEN (DAVALI): İstanbul Defterdarlığı Avrupa Yakası Milli Emlak Daire Başkanlığı
VEKİLİ: …
KARŞI TARAF (DAVACI): İstanbul Barosu Başkanlığı
VEKİLİ: …

İSTEMİN KONUSU: … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … ili, … ilçesi, … Mahallesi’nde bulunan mülkiyeti Hazineye ait … pafta, … parsel sayılı 49.473,84 m² yüzölçümlü taşınmaz üzerinde sosyal tesis yapılması amacıyla verilen ön izin süresinin uzatılması talebinin, 25/04/2011 tarih ve 12886 sayılı Hazine ve Maliye Bakanlığı (Mülga Maliye Bakanlığı) yazısıyla uygun bulunmadığının bildirilmesine ilişkin 13/05/2011 tarih ve 48546 sayılı İstanbul Valiliği Defterdarlık Avrupa Yakası Milli Emlak Dairesi Başkanlığı işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; Dairemizin … tarih ve E: … K: … sayılı bozma kararına uyularak, uyuşmazlığa konu taşınmaz üzerinde sosyal tesis yapılmak üzere parselin imar planına uyumlu hâle getirilmesi, tesise ilişkin uygulama projesinin yaptırılması için 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 51/g maddesi uyarınca pazarlık usulüyle yapılan ihale sonucunda 24/12/2007 tarihinde ön izin sözleşmesinin imzalandığı, davacının, sözleşmede öngörülen bir yıllık sürenin yeterli olmadığından bahisle ön izin süresinin uzatılması talebi üzerine 24/12/2008 tarihinde sürenin bir yıl uzatıldığı, öngörülen sürede işlemlerin tamamlanamadığından bahisle 24/12/2009 ve 09/12/2010 tarihlerinde ön izin süresinin 3. ve 4. kez uzatılması istemiyle yeniden yapılan başvurunun 25/04/2011 tarih ve 12886 sayılı Hazine ve Maliye Bakanlığı (Mülga Maliye Bakanlığı) işlemiyle reddedildiği, söz konusu cevabın davacıya bildirilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı,
Uyuşmazlığa konu olayda, her ne kadar davalı idarenin ön izin süresini uzatıp uzatmamak konusunda takdir hakkı olsa da, takdir hakkının mutlak ve sınırsız olmayıp bu yetkinin kamu yararına uygun olarak kullanılması gerektiği konusunda kuşku bulunmadığı, davacı tarafından ilgili belediye nezdinde imar ve ruhsat başvurusunda bulunulduğundan bahisle süre uzatım talebinde bulunulmasına karşın hiçbir gerekçe gösterilmeden talebin reddedildiği ve Mahkemelerine ise işlemin gerekçesi olarak takdir hakkının gösterildiğinin anlaşıldığı, hukuken kabul edilebilir hiçbir gerekçe gösterilmeden ve salt takdir hakkına dayanılarak tesis edildiği anlaşılan dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka aykırı bulunarak işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davalı idare tarafından, davacı tarafından uyuşmazlığa konu taşınmaz üzerinde huzur evi ve sosyal tesis yapılmak üzere irtifak hakkı tesisi talep edildiği, Muratbey İlk Kademe Belediye Başkanlığı’nca taşınmazın mevcut köy alanının bitişiğinde olduğu ve köyün gelişme alanı olarak imar planlarında yer aldığı, talep edilen alanın köyün sosyal ve kültürel yapısını etkileyeceği ve kullanımı düşünülen alan için de olumsuz sonuçlar doğuracağı belirtilerek irtifak hakkı tesisinin sakınca arz etiğinin bildirildiği, taşınmazın üzerinde sosyal tesis yapılmak amacıyla ileride tesis edilecek irtifak hakkına esas ve hazırlık olmak üzere öncelikle Belediyece belirtilen gerekli izinlerin alınmasına, taşınmazın imar planının taleple uyumlu hâle getirilmesine ve yetkili birimlere onaylatılmasına, tesislere ilişkin uygulama projesinin yapılarak/yaptırılarak yetkili birimlere onaylatılması işlemlerinin yerine getirilmesi şartıyla davacıya ön izin verilmesinin uygun görüldüğü, ön izin süresinin 1 yıllığına uzatıldığı, ancak bu süre içerisinde taşınmaza ilişkin imar planının onaylanarak projelerin hazırlanması işlemlerinin sonuçlandırılmaması nedeniyle ön izin sözleşmesinin yeniden uzatılması talebiyle davacı tarafından başvuruda bulunulduğu, Bakanlık tarafından talebin uygun görülmediğinin bildirildiği, ilgili Yönetmelik maddelerinde “uzatılabilir” şeklindeki ibareyle takdir yetkisinin idareye bırakıldığı, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesine göre mahkemelerin idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı veremeyeceği, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 683. maddesine göre bir şeye malik olan kimsenin o şey üzerinde dilediği gibi tasarrufta bulunma hakkına sahip olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davacı tarafından, temyize konu Mahkeme kararının, idarenin takdir yetkisini ortadan kaldırmadığı, hukuk devletinde takdir yetkisinin sınırsız olmadığı, idarenin takdir yetkisinin amacı doğrultusunda hareket etmesi, tarafsız ve nesnel davranması ve eşitlik ilkesine uyması gerektiği, takdir yetkisine dayanılarak yapılan işlemlerin gerekçeli olması gerektiği, gerek verilen ön izin süresinde gerekse süreçte yapılan işlemler gözetilerek ön izin süresinin uzatımına dair kararlar neticesinde gelinen son aşamada istenilen ön izin süresinin verilmemesinin makul bir izahının bulunmadığı, sözleşmedeki yükümlülüklerin yerine getirilmesi için yapılan işlem ve çabaların davalı idareye sunulup ön izin süreleri uzatılmışken ve mevzuata göre de 1 yıl daha sürenin uzatılması mümkünken sona gelen işlemlerde son bir kez daha sürenin uzatılmamasının hukuka uygun olmadığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKÎ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptali yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderlerin artan tutarın taraflara iadesine,
5. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
6. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 11/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.