Danıştay Kararı 13. Daire 2016/840 E. 2016/4021 K. 30.11.2016 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2016/840 E.  ,  2016/4021 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2016/840
Karar No:2016/4021

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) : .
Vekilleri :
Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili :
İstemin Özeti : …. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:….. sayılı kararının; idarenin, yasal düzenlemelere göre yargı kararlarını aynen ve 30 gün geçmeden uygulamak konusunda bağlı yetki içerisinde olduğu, bu nedenle 30 günlük sürenin bitimi ile birlikte mahkeme kararını uygulamaması sonucunda zımni ret işleminin oluştuğu, dava konusu işlemin idari işlem niteliğinde olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hâkimi ….un Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile Mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava; İdare Mahkemesinin 2015/790 E. sayılı dava dosyasında, 08.10.2015 tarihinde verilen “Yürütmeyi Durdurma” kararının, davalı idareye tebliğinden itibaren 30 gün süre geçmiş olmasına rağmen davalı idarece uygulanmayarak oluştuğu ileri sürülen zımni ret işleminin iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesi’nce; dosyanın incelenmesinden; anılan “Yürütmeyi Durdurma” kararı sonrasında idareye başvurulmaksızın ve idarece de herhangi bir işlem tesis edilmeksizin, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28. maddesinde öngörülen 30 günlük sürenin bitimi ile birlikte, yargı kararının uygulanmaması yolunda işlem tesis edildiği kabul edilerek bakılan davanın açıldığı, idari davaya konu olabilecek idari işlemlerin, idarenin hukuki sonuç doğurmaya yönelik olarak iradesini açıklaması ile ortaya çıktığı, bu itibarla, idari işlemin varlığından söz edilebilmesi için, idarenin mevzuat gereği yetkili olan organının iradesini açıklaması gerektiği, istisnai olarak, idarenin hareketsiz kalması da idari işlem olarak kabul edilebilmekte ise de, bu durumun, 2577 sayılı Kanun’un 10. ve 11. maddelerinde düzenlenen ‘zımni ret’ işlemlerinde olduğu gibi Kanun hükümleriyle açıkça düzenlenmesinin zorunlu olduğu, belirtilen istisnai yasal düzenlemeler dışında idarenin hareketsizliğinin idari işlem olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığı, bu bağlamda, yargı kararının gereklerine göre, 2577 sayılı Kanun’un 28. maddesinde öngörülen 30 günlük süre içinde işlem tesis edilmemesini, dolayısıyla idarenin hareketsiz kalmasını idari işlem olarak nitelendirmeye hukuken olanak bulunmadığı, Anayasa’nın 138. maddesinde yasama, yürütme ve idare organlarının mahkeme kararlarına uymak zorunda olduklarının ve bunların yerine getirilmesini geciktiremeyeceklerinin açık bir şekilde kurala bağlandığı, aksi hâlin Anayasa’ya açıkça aykırılık teşkil edeceği, öte yandan, 2577 sayılı Kanun’un “Kararların Sonuçları” başlıklı 28. maddesi uyarınca; idari yargı kararlarının icaplarının idarece gecikmeksizin yerine getirilmesi gerektiği, aksi durumda kararı yerine getirmeyenlerin sorumluluklarının bulunduğu, idare aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açılabileceği ve yargı kararını yerine getirmeyenler hakkında suç duyurusunda bulunulabileceği, bu durumda; yukarıda zikredildiği üzere, Anayasa ve Kanun’un açık ve amir hükmüne rağmen idarece yargı kararının yerine getirilmemesi hâlinde izlenecek prosedür açıkça düzenlenmiş iken, davalı idarenin yürütmeyi durdurma kararının icrası bakımından hareketsiz kalmasının bir idari işlem olarak nitelendirilme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın incelenmeksizin reddine karar verilmiş, bu karar davacı şirket tarafından temyiz edilmiştir.
Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle incelenmeksizin reddi yolundaki temyize konu … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:……….. sayılı kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, temyiz istemi yerinde görülmeyerek anılan Mahkeme kararının ONANMASINA; dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 30.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.