Danıştay Kararı 13. Daire 2016/4563 E. 2020/3911 K. 24.12.2020 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2016/4563 E.  ,  2020/3911 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2016/4563
Karar No:2020/3911

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … A.Ş. (…) Genel Müdürlüğü

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Elektrik Dağıtım A.Ş.

VEKİLLERİ : Av. …, Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davalı TEİAŞ Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen Eylül 2011 dönemine ilişkin … tarih ve … sayılı sistem kullanım ceza faturasının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; davalı idare ile davacı arasında imzalanan sistem kullanım anlaşmalarında dava konusu ceza faturası dönemi itibarıyla uyarı müessesesinin bulunduğu ve davalı idare tarafından ihlâle ilişkin olarak davacıya herhangi bir uyarıda bulunulmadığı anlaşıldığından davacı şirkete uyarıda bulunulmaksızın uygulanan dava konusu sistem kullanım ceza faturasında hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacı ile sistem kullanım anlaşması imzalandığı, sistem kullanım anlaşmalarında bulunan cezaî şart maddesinin davacı tarafından ihlâl edildiği, anlaşmalardaki uyarı müessesesinin ise sadece dört ihlâl durumunda uygulandığı, dava konusu işlemin sebebi olan ihlâlin ise bu durumlar arasında yer almadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, davalı idarenin uyarı şartına ilişkin yapmış olduğu açıklamaların hukukî dayanaktan yoksun olduğu, 28/05/2014 tarih ve 29013 (Mükerrer) sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Elektrik İletim Sistemi Arz Güvenirliği ve Kalitesi Yönetmeliği’nin getirdiği lehe düzenlemeler ile sistem kullanım anlaşması maddelerinin uygulanma alanının kalmadığı, sistem kullanım anlaşmasının yasal dayanağının bulunmadığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin iptali yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un Geçici 8. maddesi uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 24/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.