Danıştay Kararı 13. Daire 2016/4225 E. 2019/4669 K. 26.12.2019 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2016/4225 E.  ,  2019/4669 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ON ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/4225
Karar No : 2019/4669

TEMYİZ EDEN (DAVALI): …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI): …
VEKİLİ : …

İSTEMİN_KONUSU: … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının dağıtıcısı dışında akaryakıt ikmal ettiğinden bahisle 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinin (4) numaralı alt bendi ve aynı maddenin dördüncü fıkrası uyarınca …-TL idarî para cezası verilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (Kurul) kararının iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce; dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte ön araştırma ve soruşturma yapılması zorunluluğunu getiren 6455 sayılı Kanun’un henüz yürürlüğe girmediği, 6455 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesiyle birlikte 5015 sayılı Kanun uyarınca uygulanacak idari para cezalarında ön araştırma ve soruşturma yapılması her durumda zorunlu hâle getirilmekle birlikte, anılan kanun değişikliğinin yürürlüğe girmesinden önceki dönemlerde yürürlükte olan mevzuat hükümlerinin ön araştırma ve soruşturma prosedürünü tamamen ortadan kaldırmadığı, bu çerçevede dava konusu uyuşmazlık incelendiğinde, bayilik lisansı sahibi davacıya idarî para cezası uygulanırken mevzuata aykırı fiilin ön araştırma ve soruşturmayı gerektirmeyecek ölçüde açık olduğundan bahisle ön araştırma ve soruşturma yapılmasına gerek görülmemiş ise de, dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile davacı tarafın iddiaları dikkate alınarak dağıtıcı dışında akaryakıt ikmali fiilinin gerçekleşip gerçekleşmediğinin, fiilin istasyon sahibi veya yetkilileri tarafından işlenip işlenmediğinin ön araştırma ve soruşturma yapılarak ortaya konulması gerekirken, ön araştırma ve soruşturma yapılmaksızın tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı tarafından, harçtan muaf olunduğu için aleyhlerine yargılama giderine hükmedilemeyeceği, fiilin sabit olduğu, istasyondaki park hâlindeki araçtan akaryakıt ikmali yapıldığının tespit edildiği, davanın reddi gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
ESAS YÖNÜNDEN:
MADDİ OLAY :
Bayilik lisansı kapsamında faaliyet gösteren davacıya ait akaryakıt istasyonunda 05/11/2009 tarihinde denetim yapılmıştır.
İstasyonda ….. plakalı kamyonetin park hâlinde olduğu ve kamyondaki seyyar tanktan sarkan hortum ile istasyondaki tanklara ikmal yapıldığı tutanağa bağlanmıştır.
Bunun üzerine dağıtıcısı dışında akaryakıt ikmali fiili nedeniyle davacıdan yazılı savunma istenmiş, yazılı savunmada bulunulmadığı ve söz konusu fiilin 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 8. maddesinin 1. fıkrasına ve 2 fıkrasının (a) bendine aykırı olduğundan bahisle aynı Kanun’un 19. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinin (4) numaralı alt bendi ve aynı maddenin dördüncü fıkrası uyarınca …-TL idarî para cezası uygulanmıştır
Bu işlemin iptali istemiyle, bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun “Lisansların tâbi olacağı usul ve esaslar” başlığını taşıyan 3. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde, akaryakıt dağıtımı, taşıması ve bayilik faaliyetlerinin yapılması için lisans alınmasının zorunlu olduğu, üçüncü fıkrasında, lisansların verilmesi, güncelleştirilmesi, geçici olarak durdurulması veya iptaline ilişkin işlemlerin Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunca yapılacağı; onuncu fıkrasının (ı) bendinde, lisans kapsamında olsun veya olmasın piyasa ile ilgili faaliyetlerin yönlendirilmesi, gözetimi, denetimi ve benzeri konulara ait usul ve esasların Kurumca çıkarılacak yönetmeliklerle düzenleneceği; 8. maddesinin 1. fıkrasında, bayilerin dağıtcıları ile yapacakları tek elden satış sözleşmesi ile faaliyetlerini yürüteceği, 2. fıkrasının (a) bendinde, bayilerin lisanslarının devamı süresince, bayisi olduğu dağıtıcı haricinde diğer dağıtıcı ve onların bayilerinden akaryakıt ikmali yapılmaması ile yükümlü oldukları kurala bağlanmıştır.
5015 sayılı Kanun’un verdiği yetkiye dayanılarak çıkarılan Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliği’nin 38. maddesinin (d) bendinde, bayilik lisansı sahiplerinin bayisi oldukları dağıtıcı haricinde akaryakıt temini yapamayacakları kural altına alınmıştır.
Öte yandan, 5015 sayılı Kanun’un 14. maddesinin dördüncü fıkrasında, Kurumun piyasa faaliyetlerini kendi personeli veya kamu kurum ve kuruluşları ile özel denetim kuruluşlarından hizmet alımı yoluyla denetime tabi tutacağı belirtilmiş; Kurul kararının alındığı tarih itibarıyla 19. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinin (4) numaralı alt bendinde, 8. madde hükümlerinin ihlâli hâlinde, sorumluları hakkında altıyüzbin Türk Lirası idarî para cezası uygulanacağı; dördüncü fıkrasında, bayiler için yukarıda yer alan cezaların beşte birinin verileceği kurala bağlanmıştır.
06/01/2005 tarih ve 25692 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Petrol Piyasasında Yapılacak Denetimler ile Ön Araştırma ve Soruşturmalarda Takip Edilecek Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 25. maddesinde, petrol piyasasında faaliyette bulunan gerçek veya tüzel kişilerin ilgili mevzuat hükümlerine aykırı faaliyet ve işlemlerinden bu Yönetmelikte düzenlenen ön araştırma ve soruşturma prosedürüne gerek olmayacak derecede açık olduğu Kurul tarafından belirlenenler için, Daire Başkanlığı vasıtasıyla ilgili gerçek veya tüzel kişiye onbeş günden az olmamak üzere uygun bir süre verilerek yazılı savunmasının alınacağı, Daire Başkanının; ilgili gerçek veya tüzel kişinin savunmasını, kendi görüşüyle birlikte Başkanlığa sunacağı, Başkanın konuyu Kurul gündemine öncelikle alacağı, Kurulun, yazılı savunma ve konuya ilişkin Daire Başkanlığı görüşünü inceleyerek kararını vereceği, ilgili mevzuat hükümlerine aykırılığın Kurul tarafından sabit görülmesi hâlinde, ilgili kanunlarda öngörülen ceza ve yaptırımların uygulanmasını kararlaştıracağı kuralı yer almaktadır.
Öte yandan 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “İlanen Tebligat” başlıklı 28. maddesinin birinci fıkrasında, adresi meçhul olanlara ilanen tebligat yapılacağı; üçüncü fıkrasında, adresin meçhul olması hâlinde keyfiyetin tebliğ memuru tarafından mahalle veya köy muhtarına şerh verdirilmek suretiyle tespit edileceği, bununla beraber tebliği çıkaran merciin, muhatabın adresini resmî veya hususî müessese ve dairelerden gerekli gördüklerine soracağı ve zabıta vasıtasıyla tahkik ve tespit ettireceği kural altına alınmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
05/11/2009 tarihinde gerçekleştirilen denetimde dağıtıcısı dışında başka yerden akaryakıt ikmal ettiği tespit edildiğinden bahisle, Kurul’un … tarih ve … sayılı kararı ile davacıdan yazılı savunma alınmasına karar verildiği, bu kararın Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Denetim Dairesi Başkanlığı’nın … tarih ve … sayılı yazısı ekinde davacının bilinen adresi olan “……………” adresine tebligata çıkarıldığı, 25/08/2011 tarihli tebliğ mazbatasında “davacının adresten ayrıldığı ve ikinci adresinin olmadığı” hususu belirtilerek tebligatın iade edildiği gerekçesiyle resmî veya özel müessese ve dairelerden davacı şirketin adresine yönelik bir araştırma yapılmaksızın, savunma istem yazısının 23/09/2011 tarih ve 28063 sayılı Resmî Gazete’de ilanen tebliğ edildiği, davacının süresi içinde savunma vermediğinden bahisle, dava konusu işlemin tesis edildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda, konuya ilişkin Kurul kararı alınmadan önce usulüne uygun şekilde savunma isteme yazısının tebliğ edilmesi gerektiğinden, davalı idarece tebligatın geri döndüğünden bahisle yukarıda belirtildiği şekilde adres araştırması yaptırılmadan ilânen tebligat yapılmasının savunma hakkının kısıtlanması niteliğinde olduğu ve savunma isteme yazısının usule aykırı olarak ilânen tebliğ edilmesi nedeniyle idarî para cezası uygulanmasına ilişkin dava konusu Kurul kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Bu itibarla dava konusu işlemin iptali yönündeki temyize konu İdare Mahkemesi kararında sonucu itibarıyla hukukî isabetsizlik görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin iptali yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının yukarıda belirtilen GEREKÇEYLE ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un Geçici 8. maddesi uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 26/12/2019 tarihinde esasta oybirliği, gerekçede oyçokluğuyla karar verildi.

(X) GEREKÇEDE KARŞI OY :

5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 8. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinde, bayilerin, bayisi olduğu dağıtıcı haricinde diğer dağıtıcı ve onların bayilerinden akaryakıt ikmali yapılmaması ile yükümlü oldukları kurala bağlanmıştır.
5015 sayılı Kanun’un uyuşmazlık tarihinde yürürlükte bulunan 23/01/2008 tarih ve 5728 sayılı Kanun ile değişik 19. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinin (4) numaralı alt bendinde, 8. maddenin ihlâli hâlinde, sorumluları hakkında … Türk Lirası idarî para cezası uygulanacağı; dördüncü fıkrasında, bayiler için bu cezanın beşte birinin verileceği öngörülmüştür.
Olayda, davacı şirket hakkında akaryakıt istasyonunda yapılan denetim sonucunda dağıtıcısı dışında başka bir dağıtıcıdan akaryakıt ikmal ederek 5015 sayılı Kanun’un 8. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarını ihlâl ettiğinden bahisle, anılan Kanun’un 19. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinin (4) numaralı alt bendi uyarınca …-TL idarî para cezası verilmiştir.
5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun “İdarî para cezaları” başlıklı 19. maddesi, 6455 sayılı Kanun’un 44. maddesiyle değiştirilerek yeniden düzenlenmiş ve 8. maddenin ihlâli hâlinde uygulanacak idarî para cezası 19. maddenin ikinci fıkrasının (c) bendinde … Türk Lirası olarak belirlenerek, bayiler için bu cezanın yine beşte birinin uygulanacağı öngörülmüştür.
Öte yandan, Dairemizce, 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun “İdarî para cezaları” başlıklı 6455 sayılı Kanun’un 44. maddesiyle değişik 19. maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendinde yer alan “Aşağıdaki hâllerde, sorumlulara sekizyüzellibin Türk Lirası idarî para cezası verilir:” kuralının, (3) numaralı alt bendindeki “8. maddenin ihlâli” yönünden Anayasa’nın 2. maddesine aykırı görülerek yapılan itiraz başvurusu üzerine, Anayasa Mahkemesi’nin 07/04/2016 tarih ve E:2015/109, K:2016/28 sayılı kararıyla, 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun, 28/03/2013 tarih ve 6455 sayılı Kanun’un 44. maddesiyle değiştirilen 19. maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendinin; “Aşağıdaki hâllerde, sorumlulara sekizyüzellibin Türk Lirası idarî para cezası verilir:” bölümünün, 5015 sayılı Kanun’un 8. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline; iptal hükmünün, kararın Resmî Gazete’de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiş olup, anılan iptal kararı 03/05/2016 tarih ve 29701 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak 03/02/2017 tarihinde yürürlüğe girmiş olmasına rağmen kanun koyucu tarafından 5015 sayılı Kanun’un 8. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi yönünden uygulanacak idarî para cezasına yönelik olarak belirlenen sürede yeni bir yasal düzenleme yapılmamıştır.
5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun “Genel Kanun Niteliği” başlıklı değişik 3. maddesinde, bu Kanun’un, idarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması hâlinde, diğer genel hükümlerinin ise idarî para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında uygulanacağı kurala bağlanmıştır. 5326 sayılı Kanun’un “Zaman Bakımından Uygulama” başlıklı 5. maddesinin (1) numaralı fıkrasında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun zaman bakımından uygulamaya ilişkin hükümlerinin kabahatler bakımından da uygulanacağı belirtilmiş ve madde ile atıfta bulunulan 5237 sayılı Kanun’un “Zaman Bakımından Uygulama” başlıklı 7. maddesinin (2) numaralı fıkrasında, “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur” hükmüne yer verilmiştir.
Buna göre, 5015 sayılı Kanun’un 8. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinde yer alan, bayisi olduğu dağıtıcı haricinde diğer dağıtıcı ve onların bayilerinden akaryakıt ikmali yapılmaması yükümlülüğünün ihlâli hâlinde Anayasa Mahkemesi’nin verdiği iptal kararının yürürlüğe girdiği tarihten sonra yeni bir yasal düzenleme yapılmayarak bayiler için cezasızlık durumu gerçekleşmiş olup görülmekte olan bu davada lehe olan bu durumun hukuk devleti ilkesi gereği davacıya da aynen uygulanması gerekir.
Bu itibarla, Anayasa Mahkemesi’nce, 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun, 28/03/2013 tarih ve 6455 sayılı Kanun’un 44. maddesiyle değiştirilen 19. maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendinin; “Aşağıdaki hâllerde, sorumlulara … Türk Lirası idarî para cezası verilir:” bölümünün, 5015 sayılı Kanun’un 8. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi yönünden iptal edilmesi ve kanun koyucu tarafından uygulanacak yaptırım konusunda iptal kararında verilen dokuz aylık süre içerisinde herhangi bir yasal düzenleme yapılmaması karşısında, bu bendi ihlâl eden bayiler için cezasızlık durumu gerçekleştiğinden lehe olan bu hukukî durumdan davacının da yararlandırılması gerekmekte olup işlemin iptaline ilişkin Mahkeme kararının belirtilen gerekçeyle onanması gerektiği oyu ile karara katılmıyorum.