Danıştay Kararı 13. Daire 2016/4042 E. 2018/729 K. 27.02.2018 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2016/4042 E.  ,  2018/729 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2016/4042
Karar No:2018/729

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) : …
Vekili : …
Karşı Taraf (Davalı) : …
Vekilleri : …
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının; … Hidroelektrik Enerji Santralinin (HES) özelleştirme ihalesi sonucunda devralındığı, gerek ihale dokümanında ve gerekse (DSİ) ile imzalanan su kullanım hakkı sözleşmesinde davacı şirket tarafından havza hidrolojik gözlem değerlendirme ve kontrol hizmet bedeli ödeneceğine dair bir kuralın bulunmadığı, Elektrik Piyasasında Üretim Faaliyetinde Bulunmak Üzere Su Kullanım Hakkı Anlaşması İmzalanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik (Yönetmelik) hükümlerine göre böyle bir bedelin tahsil edilebilmesi için sözleşmede bunun taahhüt edilmesi gerektiği, Yönetmeliğin 5 numaralı ekinde yer alan taahhütnameyi imzalamadıkları, ayrıca davacı şirkete söz konusu hizmetin verilmediği ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hâkimi … ‘in Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile Mahkeme kararının Dairemiz kararında belirtilen gerekçeyle onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, davacı şirketten …-TL “… Hidrolojik Gözlem, Değerlendirme ve Kontrol Hizmet Bedeli” istenilmesine ilişkin davalı idarenin … tarih ve … sayılı işleminin iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesi’nce; … HES özelleştirme kapsam ve programına alınmasına ve özelleştirme kapsam ve programında bulunan davacı şirkete devredilmesine karar verildiği, buna istinaden 10.03.2005 tarihinde davacı şirket, davalı idare ve … Anonim Şirketi (…) arasında “… Hidroelektrik Santrali İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi”nin imzalandığı, aynı gün davacı şirket ile davalı idare arasında “… Hidroelektrik Enerji Üretim Tesisinin Su Kullanım Hakkı ve İşletme Esaslarına İlişkin Anlaşma”nın imzalandığı, 29.07.2005 tarihinde davacı şirketin %100 blok hisse satış yöntemi ile özelleştirildiği, 19.01.2015 tarih ve … sayılı davalı idare işlemi ile davacı şirketten 2014 yılı için hesaplanan …-TL “… Hidrolojik Gözlem, Değerlendirme ve Kontrol Hizmet Bedeli”nin ödenmesinin istenilmesi üzerine bu işlemin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı, Yönetmeliğin 2 sayılı ekinde yer alan ifade dikkate alındığında, DSİ ile Su Kullanım Hakkı Anlaşması imzalayarak Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK)’ndan lisans alan şirketlerin “Havza Hidrolojik Gözlem, Değerlendirme ve Kontrol Hizmet Bedeli”ni yıllık olarak davalı idareye ödemesinin öngörüldüğü, her ne kadar madde metninde “EK-5 Taahhütname çerçevesinde” şeklinde bir ifade yer almışsa da, Yönetmeliğin diğer hükümleri ile birlikte değerlendirildiğinde, Yönetmeliğin yürürlük tarihinden sonra DSİ ile Su Kullanım Hakkı Anlaşması imzalayarak EPDK’dan lisans alan şirketlere taahhütname verme yükümlülüğü getirildiğinden böyle bir ifade kullanıldığı, daha önceden lisans almış ve Su Kullanım Hakkı Anlaşması imzalamış olan şirketlerin bu bedelden muaf olduğuna ilişkin bir geçici maddeye de yer verilmediği dikkate alındığında, anılan Yönetmelik hükmünün davacı şirketi de kapsadığı sonucuna varıldığı, bu durumda, davacı şirketten “… Hidrolojik Gözlem, Değerlendirme ve Kontrol Hizmet Bedeli” istenilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, iptal davaları, “İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan davalar” olarak tanımlanmış; 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (d) bendinde, dava dilekçelerinin, idarî davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı yönünden inceleneceği; 15. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde, 14. maddenin üçüncü fıkrasının (d) bendinde yazılı hâllerde davanın reddine karar verileceği; 6. fıkrasında ise, ilk incelemeye ilişkin hususların sonradan tespit edilmesi hâlinde de davanın her safhasında 15. madde hükmünün uygulanacağı kurala bağlanmıştır.
İlgililerin hukukî durumları üzerinde etki yaparak, ilgililer için yeni hukukî durumlar doğuran, ilgililerin mevcut hukukî durumlarını değiştiren veya ortadan kaldıran işlemler, icraî nitelik taşıyan işlemlerdir. Muhataplarının hukukî durumları üzerinde etkide bulunmayan açıklama ve bilgilendirme mahiyetindeki işlemlerin ise, kesin ve yürütülmesi zorunlu (icraî) işlemler olmadıkları kuşkusuzdur.
Dosyanın incelenmesinden, davacı şirket tarafından işletilen hidroelektrik santraliyle ilgili olarak 2014 yılı üretimi için belirlenen …-TL … hidrolik gözlem değerlendirme ve kontrol hizmeti bedelinin 30.01.2015 tarihine kadar belirtilen kurum hesabına yatırılmaması durumunda, sözleşmede belirtilen hükümlere göre tahsilat işlemlerine başlatılacağına ilişkin, davalı DSİ’nin … tarih ve … sayılı işleminin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Dava konusu işlemin, hizmet bedelinin belirlenen süre içerisinde rızaen ödenmesine yönelik olduğu, belirlenen sürede rızaen ödemenin yapılmaması hâlinde taraflar arasında imzalanan sözleşmede belirtilen hükümlere göre tahsil işlemlerinin başlatılacağı kaydını içerdiği, bu hâliyle bir bildirim niteliğinde olduğu görülen dava konusu işlemin kesin ve icraî bir işlem olarak değerlendirilemeyeceği sonucuna ulaşılmaktadır.
Bu itibarla, davacının hukukî durumunda bir değişiklik yapmayan, idari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi zorunlu bir idari işlem niteliği taşımayan dava konusu işlemin iptali istemiyle açılan davanın incelenmeksizin reddine karar verilmesi gerekirken, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında sonucu itibarıyla hukukî isabetsizlik bulunmamaktadır.
Davanın reddi yolundaki temyize konu … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K:… sayılı kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, temyiz istemi yerinde görülmeyerek anılan Mahkeme kararının yukarıda belirtilen GEREKÇEYLE ONANMASINA; temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 27.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.