Danıştay Kararı 13. Daire 2016/394 E. 2018/1606 K. 03.05.2018 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2016/394 E.  ,  2018/1606 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/394
Karar No : 2018/1606

Davacı : …
Vekilleri: …
Davalı: Maliye Bakanlığı
Vekili: …

Davanın Özeti: 20.10.2005 tarih ve 25972 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 300 Sıra No’lu Milli Emlak Genel Tebliği’nin “Balıkçı Barınaklarının Kiraya Verilmesi”ne ilişkin bölümünde yer alan 9. maddesinin; 3213 sayılı Maden Kanunu’nun 16. maddesine aykırı olduğu, 3213 sayılı Kanun’un 16. maddesi uyarınca, denizlerdeki kum ve çakılın I (a) Grubu maden sayıldığı, denizlerdeki kum ve çakılların idarelerince ruhsatlandırılması gerektiği, balıkçı barınaklarının taranması maksadıyla anılan Tebliğ’in 9. maddesine istinaden Milli Emlak Genel Müdürlüklerince balıkçı barınaklarındaki kumun çıkarılması için ihale yoluyla kiralamalar yapıldığı, barınaklardan çıkan kumun ticarete konu edildiği ileri sürülerek iptali istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Usule ilişkin olarak, 300 Sıra No’lu Milli Emlak Genel Tebliği’nin 20.10.2005 tarih ve 25972 sayılı Resmî Gazete’de yayımlandığı, davanın ise 05.07.2011 tarihinde açıldığı, davanın süre aşımı nedeniyle reddi gerektiği; esasa ilişkin olarak ise, 21.06.2005 tarih ve 25852 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Madencilik Faaliyetleri İzin Yönetmeliği’nin “I (a) Grubu ruhsatların verilmesi” başlıklı 62. maddesinde, “Denizlerde kıyı çizgisi ile kıyı kenar çizgisi arasındaki bölge ve deniz sahil şeritlerinde I (a) Grubu maden ruhsatı verilemez. Kıyı çizgisinden deniz istikametine doğru I (a) Grubu maden işletme ruhsatı verilecek yerler, valilikçe gerekli incelemeler yapılarak belirlenir. 20 metreden daha az derin denizlerde I (a) Grubu maden işletme ruhsatı verilmez.” hükmüne yer verildiği, bu hüküm uyarınca davacının, balıkçı barınaklarından çıkarılan kumun, 3213 sayılı Maden Kanunu uyarınca I (a) Grubu maden sınıfında ruhsatlandırılması gerektiği iddiasının dayanaksız olduğu, Balıkçı Barınakları Yönetmeliği’nin “Bakım ve Onarım” başlıklı 15. maddesi uyarınca, Ulaştırma Bakanlığı’nca taramanın yapılamaması hâlinde tarama işlerinin barınak işletmecisine veya diğer gerçek ve tüzel kişilere Maliye Bakanlığı’nca izin verilerek yaptırılabileceği, tarama sonucu kumun çıkarılması hâlinde, Bakanlığın yerel teşkilatınca değerlendirileceğinin de kurala bağlandığı, Tebliğ’in dava konusu maddesinin Yönetmeliğin 15. maddesine dayandığı, anılan Yönetmeliğin yürürlükte olduğu, 3213 sayılı Kanun’un getiriliş amacının madenlerin aranması, işletilmesi ve üzerinde hak sahibi olunması ve sahanın terk edilmesi olduğu, balıkçı barınaklarındaki kumun taranarak temizlenmesinde ise bu amaçların güdülmediği, asıl amacın balıkçı barınaklarına giriş ve çıkışı engelleyen kumların taranarak temizlenmesi ve denize ulaşımın sağlanması olduğu belirtilerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hâkimi …’nın Düşüncesi: Davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi: Dava; 20.10.2005 gün ve 25972 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 300 sıra sayılı Milli Emlak Genel Tebliği’nin “Balıkçı Barınaklarının Kiraya Verilmesi” başlıklı bölümünün 9’uncu maddesinin iptali istemiyle açılmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7’nci maddesinin 4’üncü fıkrasında, ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresinin, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı; ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililerin, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilecekleri; aynı Kanunun “Aynı dilekçe ile dava açılabilecek haller:” başlıklı 5’inci maddesinin 1’inci fıkrasında da, her idari işlem aleyhine ayrı ayrı dava açılacağı; ancak, aralarında maddi veya hukuki yönden bağlılık ya da sebep-sonuç ilişkisi bulunan birden fazla işleme karşı bir dilekçe ile de dava açılabileceği hükme bağlanmıştır. Söz konusu düzenlemeler uyarınca, düzenleyici işlem ile birlikte dava konusu edilebilecek bireysel işleminin de idari işlem niteliği taşıması gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden; … Kaymakamlığı İlçe Mal Müdürlüğünün 21.6.2011 gün ve 319 sayılı yazısının, … Valiliğine balıkçı barınakları 1(a) grubu maden ruhsatı konusunda bilgi verilmesi amacıyla yazılmış olduğu anlaşıldığından, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu hükümleri uyarınca, davacı İdare tarafından, idare mahkemelerinde açılacak bir davaya konu edilemeyeceği açıktır. Dolayısıyla; 2577 sayılı Kanunun 7’nci maddesinin 4’üncü fıkrası hükmü uyarınca dava açma süresinin hesaplanmasında, barınağın adı, kum tarama işini alan ve ihale sürelerinin bildirilmesine ilişkin olarak tesis edilen 21.6.2011 tarihli bireysel (uygulama) işlemin esas alınmasına kanunen olanak bulunmadığından, 20.10.2005 gün ve 25972 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 300 sıra sayılı Milli Emlak Genel Tebliği’nin 9’uncu maddesinin iptali istemiyle açılan davada süre aşımı bulunmaktadır.
Açıklanan nedenle, davanın süre aşımı nedeniyle reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Dava, 20.10.2005 tarih ve 25972 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 300 Sıra No’lu Milli Emlak Genel Tebliği’nin “Balıkçı Barınaklarının Kiraya Verilmesi”ne ilişkin bölümünde yer alan 9. maddesinin iptali istemiyle açılmıştır.
Davalı idare tarafından, 300 Sıra No’lu Milli Emlak Genel Tebliği’nin 20.10.2005 tarihli Resmî Gazete’de yayınlanlanarak yürürlüğe girdiği, davanın ise altmış günlük dava açma süresi içinde açılmadığı, davanın süre aşımı nedeniyle reddi gerektiği iddia edilmiş ise de, davanın … Kaymakamlığı’nın 21.06.2011 tarih ve 319 sayılı uygulama işlemi üzerine dava açma süresi içerisinde açıldığı anlaşıldığından davalı idarenin süre aşımı itirazı geçerli görülmemiştir.
Balıkçı Barınakları Yönetmeliği’nin “Bakım ve Onarım” başlıklı 15. maddesinde, “Barınakta şiddetli dalga ve tabii afetler sonucu meydana gelebilecek büyük alt yapı onarım işleri Ulaştırma Bakanlığınca belirlenecek usul ve esaslara göre bütçe imkânları dâhilinde yapılır.
Kullanım sonucu ortaya çıkacak onarım çalışmaları ise Ulaştırma Bakanlığınca onaylanacak projelere uygun olarak aynı Bakanlığın denetiminde barınak işletmecisi tarafından yapılır veya yaptırılır. Barınağın usulüne uygun işletilmediğinden dolayı meydana gelen her türlü zarar ve ziyan barınak işletmecisi tarafından karşılanır.
Barınakta ihtiyaç duyulan tarama çalışmaları Ulaştırma Bakanlığınca belirlenecek esas ve usullere göre bütçe imkânları dâhilinde gerçekleştirilir.
Ulaştırma Bakanlığınca yapılan tarama sonucu çıkarılan kum ticari amaçla kullanılamaz. Ancak, kumun karaya çıkarılabilmesi hâlinde, bu kum Maliye Bakanlığının yerel teşkilatınca değerlendirilir.
Ulaştırma Bakanlığınca tarama çalışmalarının yapılamaması hâlinde, bu Bakanlıkça belirlenen esaslarda yapılacak taramadan çıkacak kum ve diğer malzemelerin Maliye Bakanlığınca belirlenen bedeli esas alınarak, tarama işleri öncelikle barınak işletmecisine veya diğer gerçek ve tüzel kişilere Maliye Bakanlığı tarafından izin verilerek yaptırılabilir.
İlgili mevzuat çerçevesinde gerekli diğer izinlerin de alınmasını müteakip yaptırılacak taramalar Ulaştırma Bakanlığı tarafından onaylanacak projeye uygun olarak aynı Bakanlığın denetimi altında gerçekleştirilir.” kuralına yer verilmiştir.
Yönetmeliğin 15. maddesi uyarınca, barınakta ihtiyaç duyulan tarama çalışmalarının, Ulaştırma Bakanlığı’nca yapılacağı; Bakanlık tarafından yapılamaması hâlinde ise, Bakanlıkça belirlenen esaslar dâhilinde yapılacak taramadan çıkacak kum ve diğer malzemelerin Maliye Bakanlığı’nca belirlenen bedeli esas alınarak, öncelikle barınak işletmecisine veya diğer gerçek ve tüzel kişilere Maliye Bakanlığı tarafından izin verilerek yaptırılabilmesine, tarama sonucu ortaya çıkan kumun karaya çıkarılabilmesi hâlinde de kumun Maliye Bakanlığı’nın yerel teşkilatınca değerlendirilmesine imkân tanındığı anlaşılmaktadır.
300 Sıra No’lu Milli Emlak Genel Tebliği’nin “Bakım, Onarım ve Tarama İşleri” başlıklı dava konusu 9. maddesinde, “Barınak ve tesislerde şiddetli dalga ve tabii afetler sonucu meydana gelebilecek büyük onarım işleri, Ulaştırma Bakanlığınca belirlenecek esas ve usullere göre bütçe imkânları dâhilinde yapılır.
Diğer bakım ve kullanım sonucu ortaya çıkacak onarım çalışmaları, barınak işletmecisi tarafından yapılır veya yaptırılır.
Barınakta ihtiyaç duyulan tarama çalışmaları Ulaştırma Bakanlığınca belirlenecek esas ve usullere göre bütçe imkânları dâhilinde gerçekleştirilir.
Ulaştırma Bakanlığınca yapılan tarama sonucu çıkarılan kum ticari amaçla kullanılamaz. Ancak, kumun karaya çıkarılabilmesi hâlinde, bu kum Bakanlık yerel teşkilatınca değerlendirilir.
Ulaştırma Bakanlığınca tarama çalışmalarının yapılamaması hâlinde, bu Bakanlıkça belirlenen esaslarda çıkarılmasına karar verilen kum ve diğer malzemelerin belirlenen bedeli esas alınarak, tarama işleri 2886 sayılı Kanun’un 51’inci maddesinin (g) bendi gereğince barınak işletmecisine, talebinin olmaması hâlinde diğer gerçek veya tüzel kişilere ihale yoluyla yaptırılır. Taramaya izin verilmesi işlemleri, Tebliğin “Kiraya Vermeye Yetkili Merciler” başlıklı bölümündeki esaslara göre Bakanlık veya valilikçe (defterdarlık) yaptırılacaktır.
Barınak işletmecisi ile diğer gerçek ve tüzel kişilere yaptırılacak barınak ve basen taramalarının şekli ve miktarı, Tarım ve Köyişleri Bakanlığının görüşü doğrultusunda Ulaştırma Bakanlığı taşra teşkilatınca belirlenir ve bu kuruluşların denetiminde gerçekleştirilir.
Barınakta bulunan kum ve malzemenin bedeli aşağıdaki şekilde tespit edilir.
A=Barınakta tarama sonucu çıkarılacak malzemenin metreküp olarak toplam miktarı
B=Bir metreküp malzemenin ocak başı fiyatı
C=Bir metreküp malzemenin tarama yapılarak çıkarılmasının maliyeti (normal kâr dâhil)
Toplam malzemenin kira bedeli aşağıdaki şekilde formüle edilir.
Kira bedeli: A*(B-C)
Balıkçı barınağının taranması sonucu çıkarılacak malzemenin 3213 sayılı Kanun gereğince ruhsata tabi malzemelerden olması hâlinde ilgili kuruluştan ruhsat alınacak, ancak malzeme bedeli Bakanlığımızca tahsil edileceğinden ruhsatı veren kuruluşça Devlet hakkına ilave olarak tahsil edilerek Hazineye yatırılması gereken %30 oranındaki paylar alınmayacaktır.” hükmü yer almıştır.
Tebliğin “Balıkçı Barınaklarının Kiraya Verilmesi”ne ilişkin bölümünde yer alan dava konusu 9. maddesinin, barınak ve tesislerin, bakım, onarım ve tarama işlerinin gerçekleştirilmesine ilişkin olduğu, söz konusu maddede, tarama çalışmalarının Ulaştırma Bakanlığınca belirlenecek esas ve usullere göre gerçekleştirileceği; Ulaştırma Bakanlığı tarafından tarama çalışmalarının yapılamaması hâlinde, bu Bakanlık tarafından belirlenen esaslar dâhilinde kumun çıkarılabileceği, tarama işlerinin Maliye Bakanlığı’nca 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 51. maddesinin (g) bendi uyarınca yaptırılacağı, tarama sonucu ortaya çıkarılacak malzemenin 3213 sayılı Maden Kanunu uyarınca ruhsata tâbi bir malzeme olması durumunda ise ilgili kuruluştan izin alınacağı hususlarına yer verildiği görülmektedir.
Bu itibarla, dava konusu düzenleyici işlemin, münhasıran balıkçı barınaklarının bakımı, onarımı ve tarama işlerine ilişkin olduğu, balıkçı barınaklarının taranması sonucu çıkan kum ve malzeme bedelinin belirlenmesine ve ihaleye ilişkin objektif düzenlemelere yer verildiği, dava konusu düzenlemede dayanağı olan Balıkçı Barınakları Yönetmeliği hükümlerine aykırılık bulunmadığı, Yönetmelik kuralının tekrar edildiği ve söz konusu Yönetmelik hükümlerinin yürürlükte olduğu da dikkate alındığında dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Öte yandan, davacı tarafından balıkçı barınaklarının taranması sonucu çıkan malzemenin 3213 sayılı Kanun uyarınca ruhsata tâbi olduğu, tarama sonucu ortaya çıkan malzemenin ruhsatlandırılması gerektiği iddia edilmiş ise de, Tebliğ’in dava konusu 9. maddesinin son fıkrası uyarınca balıkçı barınağının taranması sonucu çıkarılacak malzemelerin 3213 sayılı Kanun gereğince ruhsata tâbi malzemelerden olması hâlinde ilgili kuruluştan ruhsat alınacağı belirtildiğinden davacının bu iddiasına itibar edilmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davanın REDDİNE, ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam …-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine, posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine, kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na temyiz yolu açık olmak üzere, 03.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.