Danıştay Kararı 13. Daire 2016/3765 E. 2020/3339 K. 25.11.2020 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2016/3765 E.  ,  2020/3339 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2016/3765
Karar No:2020/3339

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : Radyo ve Televizyon Üst Kurulu
VEKİLİ: …
KARŞI TARAF (DAVACI): … Anonim Şirketi
VEKİLİ: …

İSTEMİN_KONUSU: … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket bünyesinde “…TV” logosuyla yayın yapan televizyon kanalının 11/09/2010 tarihinde saat 19:00-00:00 arasında yayınladığı reklamlarda, 3984 sayılı Kanun’un 19. maddesinin 3. fıkrasının tekraren ihlal edildiğinden bahisle yayının bir kez durdurulmasına ilişkin Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun 12/01/2011 tarih ve … sayılı işleminin iptali istemiyle açılan davada Danıştay Onüçüncü Dairesi’nin 20/02/2014 tarih ve E:2012/3802, K:2014/512 sayılı bozma kararına uyulmak suretiyle … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmesi üzerine, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Hukuk Müşavirliği’nin söz konusu mahkeme kararı uyarınca davacı şirkete uygulanmayan program durdurma müeyyidesinin uygulanmasına ilişkin 22/07/2015 tarih ve … sayılı işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nca 12/01/2011 tarih ve … sayılı işlem tesis edildikten sonra yürürlüğe giren 6112 sayılı Kanun’da yayın durdurma cezasının yer almadığı, davacı yayın kuruluşunun yaptırıma konu teşkil eden fiilinin mevcut yasal düzenlemeler kapsamında bir müeyyideyi gerektirip gerektirmediği ve 6112 sayılı Kanun’la getirilen düzenlemelerin davacı lehine olup olmadığı hususları araştırılmaksızın tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka aykırı bulunarak işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davalı idare tarafından, dava konusu işlemin, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun 12/01/2011 tarih ve … sayılı kararına karşı açılan davada, … İdare Mahkemesince davanın reddi yolunda verilen … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının uygulanmasına yönelik Hukuk Müşavirliğince yapılan bildirim yazısının olduğu, bu işlemin idari davaya konu olamayacağı, davacı şirket hakkında yeni bir müeyyide uygulanmasına karar verilmediği; anılan Kurul kararının hukuka uygun olarak tesis edildiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davacı tarafından, dava konusu işleme dayanak olarak gösterilen … İdare Mahkemesince davanın reddi yolunda verilen … tarih ve E: …, K: … sayılı karara karşı temyiz isteminde bulunulduğu, henüz bu kararının kesinleşmediği, dava konusu işlemde herhangi bir somut tarih belirtilmeksizin Kurul kararının uygulanmasına karar verildiğinin bildirildiği, dava konusu işlem tesis edildikten sonra yürürlüğe giren 6112 sayılı Kanun’da program durdurma cezasına yer verilmediği, lehe kanun hükümlerinin uygulanması gerektiği, dava konusu işlemin hukuka aykırı olarak tesis edildiği, davalı idare tarafından ileri sürülen hususların mesnetsiz olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Mahkeme kararının gerekçeli olarak onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davacı şirkete ait “…TV” logosuyla yayın yapan televizyon kanalında 11/09/2010 tarihinde saat 19:00-00:00 arasında yayımlanan reklamlarda, mevzuatta öngörülen bir saatlik % 20 oranının karşılığı olan 12 dakikanın 21:00-22:00 saatleri arasında (% 23 olarak) aşıldığı, 23:00-00:00 saatleri arasında ise 23 dakika 11 saniye süre ve %38 oranıyla reklam yayınlandığının tespiti üzerine, bir saatlik yayın içerisinde spot reklamlara ayrılan sürenin % 20’yi aşamayacağı şeklindeki kuralın tekraren ihlal edildiğinden bahisle Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun 12/01/2011 tarih ve … sayılı işlemi ile davacı şirket hakkında yayın durdurma yaptırımının uygulanması karar verilmiştir. Bu işlemin iptali istemiyle açılan davada, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararı ile anılan Kurul kararının iptaline karar verilmiş; temyiz incelemesi neticesinde Danıştay Onüçüncü Dairesi’nin 20/02/2014 tarih ve E:2012/3802, K:2014/512 sayılı kararı ile Mahkeme kararının bozulmasına hükmedilmiştir. … İdare Mahkemesi’nce bozma kararına uyularak … tarih ve E: …, K: … sayılı kararla davanın reddine karar verilmiştir. Bunun üzerine, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Hukuk Müşavirliği’nce söz konusu mahkeme kararı uyarınca davacı şirkete uygulanmayan program durdurma müeyyidesinin uygulanmasına ilişkin 22/07/2015 tarih ve … sayılı işlem tesis edilmiştir.
Bu işlemin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
Mülga 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun’un “Reklamlar” başlıklı 19. maddesinde, bir saatlik yayın içerisinde spot reklamlara ayrılan sürenin % 20’yi aşamayacağı belirtilmiş; aynı Kanun’un “Uyarı, Para Cezası, Durdurma ve İptal” başlıklı 33. maddesinin 1. fıkrasında, “Üst Kurul, öngördüğü yükümlülükleri yerine getirmeyen, izin şartlarını ihlâl eden, yayın ilkelerine ve bu Kanunda belirtilen diğer esaslara aykırı yayın yapan özel radyo ve televizyon kuruluşlarını uyarır veya aynı yayın kuşağında açık şekilde özür dilemesini ister. Bu talebe uyulmaması veya aykırılığın tekrarı hâlinde ihlâle konu olan programın yayını, bir ilâ oniki kez arasında durdurulur” kuralına; 2. fıkrasının (a) bendinde, aykırılığın tekrarı hâlinde, “Ulusal düzeyde yayın yapan kuruluşlara, ihlâlin ağırlığına göre, ikiyüzellibin Türk Lirasından az olmamak kaydıyla beşyüzbin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir.” kuralına yer verilmiştir.
03/03/2011 tarihinde yürürlüğe giren ve 48. maddesiyle 3984 sayılı Kanun’u yürürlükten kaldıran 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un -dava konusu işlemin tesis edildiği tarih itibarıyla yürürlükte bulunan haliyle- “İdarî yaptırımlar” başlıklı 32. maddesinde, “(1) Bu Kanunun 8. maddesinin 1. fıkrasının (a), (b), (d), (g), (n), (s) ve (ş) bentlerindeki yayın hizmeti ilkelerine aykırı yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşlara, ihlâlin ağırlığı ve yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlâlin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde ikisinden beşine kadar idarî para cezası verilir.(…) Ayrıca, idarî tedbir olarak, ihlâle konu programın yayınının beş keze kadar durdurulmasına, isteğe bağlı yayın hizmetlerinde ihlâle konu programın katalogdan çıkarılmasına karar verilir. İhlâlin mahiyeti göz önünde bulundurularak, bu fıkra hükümlerine göre idarî para cezası ile birlikte idarî tedbire karar verilebileceği gibi, sadece idarî para cezasına veya tedbire de karar verilebilir. (2) 8. maddenin 1. fıkrasının diğer bentleri ile 2. ve 3. fıkralarında ve bu Kanun’un diğer maddelerinde belirlenen ilke, yükümlülük veya yasaklara aykırı yayın yapan medya hizmet sağlayıcıları uyarılır. Uyarının ilgili kuruluşa tebliğinden sonra ihlâlin tekrarı hâlinde medya hizmet sağlayıcıya ihlâlin ağırlığı ve yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlâlin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde birinden üçüne kadar idarî para cezası verilir….(4) İdarî tedbir uygulanması sonucu yayını durdurulan programların yerine, aynı yayın kuşağında ve ticarî iletişim yayını içermeksizin, Üst Kurulca temin edilen eğitim, kültür, trafik, kadın ve çocuk hakları, gençlerin fiziksel ve ahlakî gelişimi, uyuşturucu ve zararlı alışkanlıklarla mücadele, Türk dilinin güzel kullanımı, çevre eğitimi, engelli sorunları, sağlık ve benzeri kamuya yararlı konularda programlar yayınlanır…(5) 8. maddenin 1. fıkrasının (a) ve (b) bentlerindeki ilkelere aykırı yayın yapılmasını müteakip verilecek yaptırım kararının tebliğinden itibaren bir yıl içinde aynı ihlâlin tekrarı hâlinde, medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayınının on güne kadar durdurulmasına; ikinci tekrarı hâlinde ise, yayın lisansının iptaline karar verilir…” hükmü yer almaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Her ne kadar, İdare Mahkemesince, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nca 12/01/2011 tarih ve … sayılı işlem tesis edildikten sonra yürürlüğe giren 6112 sayılı Kanun’da yayın durdurma cezasının yer almadığı, davacı yayın kuruluşunun yaptırıma konu teşkil eden fiilinin mevcut yasal düzenlemeler kapsamında bir müeyyideyi gerektirip gerektirmediği ve 6112 sayılı Kanun’la getirilen düzenlemelerin davacı lehine olup olmadığı hususları araştırılmaksızın tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmişse de, dava konusu işleme dayanak olarak gösterilen … İdare Mahkemesi’nce verilen davanın reddi yolundaki … tarih ve E: …, K: … sayılı kararına yönelik olarak davacı tarafından yapılan temyiz istemi kabul edilerek Danıştay Onüçüncü Dairesi’nin 24/02/2016 tarih ve E:2015/4502, K:2016/440 sayılı kararı ile;
“Dava dosyası ve eki CD’nin incelenmesinden; davacı şirkete ait ‘…TV’ logosuyla yayın yapan televizyon kanalında 11/09/2010 tarihinde saat 19:00-00:00 arasında yayımlanan reklamlarda, mevzuatta öngörülen bir saatlik % 20 oranının karşılığı olan 12 dakikanın 21:00-22:00 saatleri arasında % 23 olarak aşıldığı, 23:00-00:00 saatleri arasında ise 23 dakika 11 saniye süre ve % 38 oranıyla reklam yayınlandığının tespiti üzerine, bir saatlik yayın içerisinde spot reklamlara ayrılan sürenin % 20’yi aşamayacağı şeklindeki kuralın tekraren ihlâl edildiğinden bahisle dava konusu işlemle davacı şirket hakkında yayın durdurma yaptırımının uygulandığı anlaşılmaktadır.
Bakılan uyuşmazlıkta, reklam sürelerinin aşılması nedeniyle mülga 3984 sayılı Kanun’un 19. maddesinin 3. fıkrasının ihlâl edildiği açık olmakla beraber, reklam sürelerinin tekraren ihlâli hâlinde, mülga 3984 sayılı Kanun’da yayın durdurma yaptırımı öngörülmüş iken, 6112 sayılı Kanun’un 32. maddesinin 2. fıkrasında, idarî para cezası yaptırımı öngörüldüğünden öncelikle anılan kanun hükümlerinden hangisinin ‘lehe kanun’ niteliğinde olduğunun belirlenmesi gerekmektedir.
Yayın durdurma, Anayasa’nın 26. maddesinde düzenlenen düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti ile radyo ve televizyon istasyonu kurmanın ve işletmenin serbest olduğu yolundaki 133. maddesinin 1. fıkrasındaki hükmün ve basın dışı kitle haberleşme ve yayım araçları vasıtasıyla halkın haber almasını, düşünce ve kanaatlere ulaşmasını ve kamuoyunun serbestçe oluşmasını teminen kitle haberleşme araçlarından yararlanma hakkını düzenleyen 31. maddesinin 2. fıkrasındaki basın dışı yayınlardan yararlanma hakkının sınırlandırılması mahiyetinde olduğundan, program yayınını durdurma yaptırımının, para cezasından daha ağır bir yaptırım olduğunu kabul etmek gerekir.
Yukarıda değinilen hükümler çerçevesinde, 6112 sayılı Kanun’da bu fiile ancak idarî para cezası verilebileceği ve yaptırım ağırlığı olarak Anayasal bir hak olan düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetini sınırlayan program yayınını durdurma yaptırımının, para cezası yaptırımı ile kıyaslandığında davacının aleyhine olduğunun Kanun koyucu tarafından yeni yürürlüğe giren kanunda da kabul edilmesi karşısında, lehe düzenleme olan idarî para cezası yaptırımının davacı yayın kuruluşuna uygulanması gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır.
Olayda, davacı şirkete lehe hüküm olan idarî para cezasının uygulanabilmesi için hakkında tesis edilen program yayınını durdurma işleminin infaz edilmemiş olması gerekmektedir. Aksi takdirde, yayın durdurma yaptırımı infaz edilmişse, bu işlemin geri alınma imkânı kalmayacağından ve tekrar idarî yaptırım uygulanması sonucu doğacağından, bu hususun göz önüne alınması zorunludur. Dairemizce 10/12/2015 tarih ve E:2015/4502 sayılı ara kararıyla davalı idareden ve davacıdan; ‘Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun 12/01/2011 tarih ve 2011/02 sayılı toplantısında alınan davacı yayın kuruluşuna bir (1) kez program durdurma müeyyidesi uygulanmasına ilişkin … nolu kararının, davacı şirkete uygulanıp uygulanmadığının sorulmasına ve buna ilişkin bilgi ve belgelerin istenilmesine’ karar verilmiş; gönderilen bilgi ve belgelerden, davacı hakkındaki program yayınını durdurma yaptırımının uygulanmadığı görülmüştür.
Bu durumda, davacı hakkında tesis edilen program yayınını durdurma yaptırımının infaz edilmemiş olduğunun anlaşılması karşısında, reklam sürelerine ilişkin düzenlemeleri tekraren ihlâl eden davacıya lehe düzenleme olan idarî para cezası yaptırımının uygulanması gerekirken, program yayınını durdurma yaptırımının uygulanması yönündeki dava konusu işlemde hukuka uygunluk, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.” gerekçesiyle, anılan Mahkeme kararının bozulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, … İdare Mahkemesince anılan bozma kararına uyularak … tarih ve E: …, K: … sayılı kararı ile Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun 12/01/2011 tarih ve … sayılı işleminin iptaline karar verilmiş; tarafların temyiz istemleri, Danıştay Onüçüncü Dairesi’nin 04/06/2020 tarih ve E:2018/2735, K:2020/1201 sayılı kararı ile, karar düzeltme istemleri ise, Danıştay Onüçüncü Dairesi’nin 25/11/2020 tarih ve E:2020/2831, K:2020/3338 sayılı kararı ile reddedilmiştir.
Bu durumda, yukarıda verilen yargı kararları neticesinde, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun 12/01/2011 tarih ve … sayılı kararına istinaden davacı şirket hakkında yayın durdurma cezasının uygulanma imkanı kalmadığından, davalı idarece tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk, dava konusu işlemin iptali yolundaki temyize konu Mahkeme kararında ise sonucu itibarıyla hukukî isabetsizlik bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin iptali yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının yukarıda belirtilen GEREKÇEYLE ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un Geçici 8. maddesi uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 25/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.