Danıştay Kararı 13. Daire 2016/3599 E. 2020/2473 K. 07.10.2020 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2016/3599 E.  ,  2020/2473 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2016/3599
Karar No:2020/2473

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Kurulu’nun tarih ve sayılı kararına istinaden kanuni temsilcisi olduğu … A.Ş. tarafından …-TL tutarında olan borcun ödenmemesi nedeniyle 6183 sayılı Kanun’un Mükerrer 35. maddesi uyarınca davacı hakkında düzenlenen …-TL tutarlı tarih ve sayılı ödeme emrinin iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; Mahkeme’nin … günlü, E:… sayılı kararıyla; davalı idareden “Davacının kanuni temsilcisi olduğu … A.Ş.’ne gönderilen …- TL tutarlı tarih sayılı ödeme emrinin Av. … tebliğ edildiği görülerek Av…. … A.Ş.’ni temsil etme yetkisinin bulunup bulunmadığı sorularak var ise temsil etme yetkisini gösteren belgenin dosyaya sunulmasının istenilmesine, … A.Ş. hakkında düzenlenen tarih sıra nolu haciz varakasının … A.Ş.’ne tebliğ edilip edilmediği sorularak tebliğ edilmişse tebliğ tebellüğ belgesinin dosyaya sunulmasının istenilmesine, tarih sayılı ödeme emrinin ve tarih sıra nolu haciz varakasının iptali istemiyle … A.Ş. tarafından dava açılıp açılmadığı sorularak, açılmışsa hangi mahkemede açıldığı ve aşaması hakkında bilgi verilmesinin istenilmesine” karar verilmiş olup, davalı idarece 11/04/2016 havale tarihli verilen cevabi yazıda; şirketin ve … Av. tebligata yönelik herhangi bir itirazlarının olmadığı, ödeme emri ve haciz varakasının iptali talebiyle … A.Ş. (Şirket) tarafından Fon’a tebliğ edilmiş dava bulunmadığı belirtilerek, Av. … ilişkin Şirketi temsil ettiğine dair dava vekaletnamesinin dosyaya sunulduğu, Av… Şirketin başkan, müdür veya kanuni temsilcisi olmadığı, Şirket tarafından verilmiş dava vekaletnamesine dayanarak Şirket adına düzenlenmiş ödeme emrini tebliğ alma yetkisinin bulunmadığı anlaşıldığından, borcun tahsili için davacının kanuni temsilcisi olduğu Şirket hakkında usulüne uygun olarak takip yapılmadan davacı hakkında takip yapıldığı görüldüğünden, davacı hakkında düzenlenen ödeme emrinde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka aykırı bulunarak işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, 6183 sayılı Kanun’un sistematiğinin, kanuni temsilcinin takibi için şirket hakkında cebri icra takibine başlanmasına ve bu kapsamda ödeme emri düzenlenmesine gerek olmadığını gösterdiği, davacının – tarihleri arasında … A.Ş.’de kanuni temsilcilik yaptığı, yönetim kurulu üyesi olarak şirketi temsil ve ilzama yetkili olduğu, bu şirketin tüzel kişi hakim ortaklarından olduğu, tarih ve sayılı kararı kapsamında takip başlatılan şirket hakkında yapılan araştırmada mal varlığının tespit edilemediği, dolayısıyla bu nedenle 6183 sayılı Kanun’un Mükerrer 35. maddesi uyarınca davacının sorumluluğuna gidildiği, kurala göre, amme alacağının şirketten tahsil edilememesi veya edilemeyeceğinin anlaşılması şartının oluşmasının yeterli olduğu, yargılama giderlerinin Fon’a yüklenmesinin bankacılık mevzuatına aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, davaya konu ödeme emrinin şirkete ve kendilerine usulüne uygun şekilde tebliğ edilmediği, şirketin yaklaşık 10 yıl önceki ilgisiz bir davadaki avukatının … ilindeki adresine tebligatın gerçekleştirildiği, bu avukatın şirket adına düzenlenen ödeme emrini tebliğ alma yetkisi bulunmadığı, böyle bir tebligatın 6183 sayılı Kanun ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümlerine aykırı olduğu, ödemeye çağrı mektubu gönderilmeden ödeme emri gönderilmesinin usule aykırılık oluşturduğu, yargılama giderleri konusunun ise bozmayı gerektirmeyecek bir husus olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptali yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 07/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.