Danıştay 13. Daire Başkanlığı 2016/3520 E. , 2022/4997 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2016/3520
Karar No:2022/4997
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı (… Kurumu)
VEKİLLERİ : Av. …,
Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: İmalatçı-İhracatçıların Şekerli Mamul İhracatı Karşılığında C Şekeri Taleplerinin Karşılanması Şartları ve Uygulama Esaslarına Dair Tebliğ’in 8. maddesinin 8. fıkrası uyarınca davacıya ait firmaya 27/11/2014 tarihinden itibaren 2 yıl süreyle “C Şekeri Tahsisat Belgesi Düzenlenmesinin Durdurulmasına” ilişkin Şeker Kurulu’nun (Kurul) … tarih ve … sayılı kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; İmalatçı-İhracatçıların Şekerli Mamul İhracatı Karşılığında C Şekeri Taleplerinin Karşılanması Şartları ve Uygulama Esaslarına Dair Tebliğ hükümleri kapsamında C şekeri tahsisatı yapılan imalatçı-ihracatçı firmalardan biri olan davacıya ait “… Gıda” adlı firmaya ilişkin gümrük çıkış beyannamesinde “toz içecek” olarak beyan edilen ürünün İstanbul Laboratuvar Müdürlüğü’nce yapılan tahlili neticesinde, söz konusu ürünün toz içecek karakterini haiz olmadığı (suda çözülmediği), içeriğinin büyük bir kısmının kalsiyum karbonattan oluştuğu yönündeki tespit üzerine, anılan Tebliğ’in 8. maddesinin 8. fıkrası uyarınca adı geçen firmaya 27/11/2014 tarihinden itibaren 2 yıl süreyle C şekeri tahsisat belgesi düzenlenmesinin durdurulmasına yönelik alınan Kurul kararının iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı; suç ve cezaların kanuniliği ilkesi uyarınca, yasaların açıkça yasaklamadığı ve karşılığında yine yasalarla açıkça ceza öngörülmemiş bir fiilin idarî tasarruflarla suç olarak belirlenmesine ve karşılığında cezaî yaptırım öngörülmesine olanak bulunmadığı, uyuşmazlıkta, davacıya ait firma hakkında, gerçeği yansıtmayan bilgi ve belgeye dayanarak C şekeri ihracatı gerçekleştirdiğinden bahisle Tebliğ’in 8. maddesinin 8. fıkrası uyarınca 2 yıl süreyle C şekeri tahsisat belgesi düzenlenmesinin durdurulmasına karar verilmiş ise de, tesis edilen davaya konu idari yaptırımın 4634 sayılı Şeker Kanunu kapsamında bulunmadığı gibi, yasal bir dayanağının da olmadığı, böyle bir yaptırımın ancak kanunla uygulanabilecekken anılan Tebliğ hükmü ile uygulandığı anlaşıldığından, tesis edilen işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı tarafından, Şeker Kurulu’nun idarî para cezası uygulama dışında da şeker piyasasını düzenleme yetkisinin bulunduğu, bu çerçevede C şekeri tahsisat belgesi düzenlenmesine yönelik olarak da yetkisinin mevcut olduğu, Tebliğ düzenlemesinin Şeker Kanunu’na uygun olarak yapıldığı, Ceza Kanunu kapsamında uygulanan kanunilik ilkesi ile Kabahatler Kanunu kapsamında uygulanan kanunilik ilkesinin aynı sertlikte veya katılıkta olmadığı, idarenin ekonomik düzeni korumak amacıyla düzenleme yapma yetkisinin kanunilik ilkesi açısından daha esnek bir düzenleme yapılması sonucunu doğurduğu, bu ilkenin kabahatler alanında yansımasına göre hangi fiillerin kabahat oluşturduğu kanunda açıkça tanımlanabileceği gibi, kanunun kapsam ve koşullarını belirlediği çerçeve hükmün içeriğinin idarenin genel ve düzenleyici işlemleriyle de doldurulabileceği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
24/12/2017 tarih ve 30280 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 72. maddesiyle 4634 sayılı Şeker Kanunu’na eklenen Ek-1. maddesinde, “Mevzuatta Şeker Kurumu’na ve Şeker Kurulu’na yapılmış olan atıflar Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na yapılmış sayılır.”; 73. maddesiyle eklenen Geçici 9. maddesinde ise, “Şeker Kurumu bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte başkaca bir işleme gerek kalmaksızın kapatılmıştır. Kapatılan Şeker Kurumu’nun taraf olduğu davalar ve icra takiplerinde Bakanlık kendiliğinden taraf sıfatını kazanır.” kuralına yer verildiğinden, kapatılan Şeker Kurumu’nun yerine Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın davalı sıfatıyla bakılan davada taraf olduğu; ancak 10/07/2018 tarih ve 30474 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın, Tarım ve Orman Bakanlığı adı altında yeniden yapılandırılmış olduğu anlaşıldığından, mülga Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı yerine Tarım ve Orman Bakanlığı’nın davalı konumunda olduğu görülerek esasın incelenmesine geçildi.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihaî kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptali yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un Geçici 8. maddesi uyarınca, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 27/12/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.