Danıştay Kararı 13. Daire 2016/2781 E. 2022/355 K. 10.02.2022 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2016/2781 E.  ,  2022/355 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2016/2781
Karar No:2022/355

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Akaryakıt İnşaat Gıda Nakliyat Tarım Sulama Sanayi ve Ticaret A.Ş.
VEKİLLERİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) … Kurumu
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : …İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Bayilik lisansı sahibi davacı şirkete ait akaryakıt istasyonunda 14/05/2015 tarihinde yapılan denetimde, dağıtıcı haricinde akaryakıt ikmali yapıldığının tespit edildiği, bu durumun 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 8. maddesinin 1. fıkrasını ihlâl ettiğinden bahisle 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendinin (3) numaralı alt bendi ile aynı fıkranın (d) bendi uyarınca 194.543,00-TL idari para cezası verilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (Kurul) kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; davacı şirkete ait istasyonda 14/05/2015 tarihinde yapılan denetimde, bayisi olduğu dağıtıcı haricinde akaryakıt ikmali yapıldığının tespit edildiği, bu durumun otomasyon kayıtları ile de teyit edildiği, bu durumda, dağıtıcı dışında akaryakıt ikmal etme fiilinin işlendiği sabit olduğundan, dava konusu Kurul kararında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, yakıt miktarları arasındaki farkın otomasyon sisteminde meydana gelen arızadan kaynaklandığı, arıza kaydına yönelik olarak davalı idare tarafından herhangi bir araştırma yapılmadığı, soruşturma raporunun usulen ve yetersiz inceleme sonucu hazırlandığı, dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
ESAS YÖNÜNDEN:
MADDİ OLAY :
Davacı şirkete ait akaryakıt istasyonunda 14/05/2015 tarihinde yapılan denetimde, otomasyon verileri ve dispenser yazar kasa verilerinin örtüşmesi gerekirken alış ve satış değerlerinin birbirinden farklılık arz ettiği tespit edilmiş, bunun üzerine şirketin faturaları ile otomasyon verilerinin karşılaştırması yapılmış, yapılan inceleme sonucunda 2015 yılı Nisan ayı motorin alış faturalarının toplamının 58.548 litre, otomasyon kayıtlarında tanklara yapılan dolum miktarının ise 75.029 litre olduğu, yazar kasa motorin satışlarının 60.640 litre, otomasyon kayıtlarında motorin satış miktarının ise 81.501 litre olduğu tespit edilmiştir.
Anılan tespitlere istinaden davacı şirket hakkında soruşturma başlatılarak … tarih ve … sayılı soruşturma raporu düzenlenmiş, davacının raporda yer alan tespitlere yönelik yapmış olduğu savunması yeterli görülmeyerek, istasyonda dağıtıcısı haricinde akaryakıt ikmal etmesi nedeniyle 5015 sayılı Kanun’un 8. maddesinin 1. fıkrasının ihlâl edildiğinden bahisle aynı Kanun’un 19. maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendinin (3) numaralı alt bendi ile aynı fıkranın (d) bendi uyarınca 194.543,00-TL idarî para cezası uygulanmıştır.
Bunun üzerine söz konusu işlemin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 8. maddesinin birinci fıkrasında, bayi lisanslarına ilişkin düzenlemelerin (teknik, güvenlik, kapasite, çevre vb.) Kurum tarafından yapılacağı, bayilerin, dağıtıcıları ile yapacakları tek elden satış sözleşmesine göre bayilik faaliyetlerini yürütecekleri; aynı maddenin ikinci fıkrasının (a) bendinde, bayilerin lisanslarının devamı süresince, bayisi olduğu dağıtıcı haricinde diğer dağıtıcı ve onların bayilerinden akaryakıt ikmali yapmama ile yükümlü olduğu; dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan 19. maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendinin (3) numaralı alt bendinde, 8. maddenin ihlâli hâlinde, sorumlulara sekizyüzellibin Türk Lirası idarî para cezası verileceği; aynı fıkranın (d) bendinde de, bayiler için (c) bendinde yer alan cezanın beşte birinin uygulanacağı kurala bağlanmıştır.
5015 sayılı Kanun’un verdiği yetkiye dayanılarak çıkarılan Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliği’nin 38. maddesinin (c) bendinde, bayilik lisansı sahiplerinin, faaliyetlerini, dağıtıcılar ile yapılacak tek elden satış sözleşmesine göre yürütmekle; (d) bendinde ise, bayisi oldukları dağıtıcı haricinde akaryakıt temini yapılmaması ile yükümlü oldukları belirtilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dairemizce, 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinin 2. fıkrasının (c) bendinin ”Aşağıdaki hâllerde sorumlulara sekiz yüz elli bin Türk Lirası idari para cezası verilir” bölümünün, bendin (3) numaralı alt bendindeki “8. maddenin ihlâli” yönünden Anayasa’ya aykırı olduğu kanaatiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurulmuş ve Anayasa Mahkemesi’nin 03/05/2016 tarih ve 29701 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 07/04/2016 tarih ve E:2015/109, K:2016/28 sayılı kararıyla; “Bayilerin bağlı bulundukları dağıtıcı haricinde başka dağıtıcılardan veya onların bayilerinden akaryakıt ikmal etmeleri durumunda öngörülen idari para cezasının ”regülatif idari para cezası” niteliğinde maktu olarak düzenlendiği, bu cezada, işletmelerin ekonomik büyüklüğü ve sınıfına ilişkin herhangi bir kademelendirmenin yapılmadığı, buna göre, tek pompa ile faaliyet gösteren ve idari para cezası miktarı kadar yıllık cirosu bulunmayan bir akaryakıt istasyonu ile büyük ölçekteki akaryakıt işletenler açısından yükümlülüğün ihlâli hâlinde verilecek cezanın miktarı aynı olmakla birlikte, para cezasının miktarının yüksek olması göz önüne alındığında tek pompa ile faaliyet gösteren ve cirosu yüksek olmayan akaryakıt bayisi için verilen cezanın daha ağır sonuçlar doğurabildiği, diğer taraftan, bayilerin bağlı bulundukları dağıtıcı haricinde başka dağıtıcılardan veya onların bayilerinden akaryakıt ikmal etmeleri durumunda maktu idari para cezası ile cezalandırılmalarının öngörülmesi nedeniyle, idari para cezası uygulanırken fiilin işleniş şekli, diğer bir ifadeyle akaryakıtın ikmalinin ne şekilde yapıldığı, failin kusur durumu, başka bir ifadeyle bayinin fiili kasıtla veya taksirle işleyip işlemediği ve ikmal edilen akaryakıtın miktarı gibi hususların da dikkate alınmadığı, bu itibarla, bayilerin bağlı bulundukları dağıtıcı haricinde başka dağıtıcılardan veya onların bayilerinden akaryakıt ikmal etmeleri hâlinde fiilin haksızlık içeriği, bayilerin kusur durumu dikkate alınmadan, ekonomik büyüklüklerine ve sınıflarına göre adil bir denge gözetilmeden, itiraz konusu kuralla ölçülü ve makul olmayan idari para cezası ile cezalandırılmalarının hukuk devletinin gereği olan “adalet” ve “hakkaniyet” ilkeleriyle bağdaşmadığı” gerekçesiyle, iptali istenilen maddenin, 5015 sayılı Kanun’un 8. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi yönünden Anayasa’nın 2. maddesine aykırı bulunarak iptaline ve iptal hükmünün de kararın Resmî Gazete’de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiştir.
Uyuşmazlıkta davacı şirket hakkında, dağıtıcısı haricinde akaryakıt ikmal ettiği şeklinde isnat olunan fiil nedeniyle 5015 sayılı Kanun’un 8. maddesinin 1. fıkrasının ihlâl edildiğinden bahisle idari para cezası uygulandığından işlemin bu yönüyle hukuka uygun olup olmadığının ortaya konulması gerekmektedir.
5015 sayılı Kanun’un 8. maddesinin birinci fıkrasında, bayi lisanslarına ilişkin düzenlemelerin (teknik, güvenlik, kapasite, çevre vb.) Kurum tarafından yapılacağı, bayilerin dağıtıcıları ile yapacakları tek elden satış sözleşmesine göre bayilik faaliyetlerini yürütecekleri belirtilmiş; Anayasa Mahkemesi kararı ile iptal edilen ikinci fıkrasının (a) bendinde ise bayilerin lisanslarının devamı süresince bayisi olduğu dağıtıcı haricinde diğer dağıtıcı ve onların bayilerinden akaryakıt ikmali yapılmaması ile yükümlü oldukları kurala bağlanmıştır.
Kanunîlik ilkesi, ortaya çıkan sonuca ceza uygulanabilmesini, fiilin kanunlarda açık bir şekilde kabahat veya suç olarak tanımlanması şartına bağlamaktadır. Tipiklik unsuru olarak da ifade edilen kanunî unsur, somut fiilin kanunda belirlenmiş soyut hukuk normuna uygun olmasını ifade etmektedir.
Bu durumda, davacı şirketin faaliyetini dağıtıcısı ile yapmış olduğu bayilik sözleşmesi kapsamında yürüttüğü, Kurul kararı ile davacı şirkete isnat edilen fiilin ise, otomasyon kayıtları, faturalar ve dispenser yazar kasa kayıtlarının karşılaştırılması sonucu alış ve satış miktarlarının birbirinden farklılık arz ettiğinin tespit edilmesi nedeniyle dağıtıcısı haricinde (menşei belli olmayan) akaryakıt ikmal edilmesi olduğu göz önüne alındığında, davacı hakkında isnat olunan fiilin idari para cezası verilmesine dayanak olan Kanundaki kural ile örtüşmediği, bu nedenle, davacıya 5015 sayılı Kanun’un 8. maddesinin birinci fıkrasına dayanılarak idari para cezası verilemeyeceği sonucuna varılmaktadır.
Bu itibarla, dava konusu işlemde hukuka uygunluk, davanın reddi yolundaki temyize konu Mahkeme kararında ise hukukî isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un Geçici 8. maddesi uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 10/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.