Danıştay Kararı 13. Daire 2016/2753 E. 2017/1175 K. 27.04.2017 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2016/2753 E.  ,  2017/1175 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/2753
Karar No : 2017/1175

Temyiz İsteminde Bulunanlar : 1- (Davalı)
Vekili :
2- (Davalı Yanında Müdahil) …
Vekili :
Karşı Taraf (Davacı) :
İstemin Özeti : … 8. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…. sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hâkimi …’nın Düşüncesi: Kanuni süre içinde, davalı idare tarafından temyiz isteminde bulunulmadığından, davalı idarenin temyiz isteminin süre yönünden reddi; müdahilin yanında katıldığı taraf ile birlikte hareket edebileceği ve davalı idarenin temyiz isteminin de süre aşımı nedeniyle reddi gerektiğinden, müdahilin tek başına temyiz isteminde bulunması imkânsız olup, müdahilin temyiz isteminin ise, incelenmeksizin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, …. mevkiinde ikamet eden davacı tarafından; …. Mah., … pafta, … ada, … parsel sayılı yerde bulunan taşınmaz ile ilgili olarak 13.07.2010 tarihinde gerçekleşen kiralama ihalesinin iptali istemiyle Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’na karşı açılmış, İdare Mahkemesi’nce; dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş, bu karar davalı idare ve davalı idare yanında müdahil tarafından temyiz edilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Sürelerle ilgili genel esaslar” başlıklı 8. maddesinde, sürelerin, tebliğ, yayın veya ilan tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlayacağı; tatil günlerinin sürelere dâhil olduğu, sürenin son gününün tatil gününe rastlaması hâlinde, sürenin tatil gününü izleyen çalışma gününün bitimine kadar uzayacağı kurala bağlanmıştır.

2577 sayılı Kanun’un 46. maddesinin 2. fıkrasında, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hâllerde, Danıştay dava daireleri ile idare ve vergi mahkemelerinin nihaî kararlarına karşı tebliğ tarihini izleyen otuz gün içinde Danıştay’da temyiz yoluna başvurulabileceği; 48. maddesinin 6. fıkrasında, temyizin kanuni süre geçtikten sonra yapılması hâlinde kararı veren mahkeme, ilk derece mahkemesi olarak davaya bakan Danıştay dairesinin temyiz isteminin reddine karar vereceği; 7. fıkrasında ise, temyizin kanuni süre geçtikten sonra yapıldığının dosyanın gönderildiği Danıştay’ın ilgili dairesi ve kurulunca saptanması hâlinde de 6. fıkrada sözü edilen kararın daire ve kurulca verileceği kurala bağlanmıştır. Aynı Kanun’a sonradan eklenen ve 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren ”İvedi yargılama usulü” başlıklı 20/A maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; ihaleden yasaklama kararları hariç ihale işlemlerinden doğan uyuşmazlıklarda ivedi yargılama usulünün uygulanacağı, 2. fıkrasının (g) bendinde ivedi yargılama usulünde verilen nihai kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde temyiz yoluna başvurulabileceği belirtilmiştir.
Temyizen incelenerek bozulması istenen Mahkeme kararının davalı idare vekiline 27.04.2016 tarihinde tebliğ edildiği, Mahkeme kararında temyiz süresinin 15 gün olarak belirtildiği, bu karara karşı temyiz süresinin son günü olan 12.05.2016 tarihinde temyiz isteminde bulunulması gerekirken, bu süre geçirildikten sonra 13.05.2016 tarihinde Mahkeme kayıtlarına giren dilekçe ile temyiz isteminde bulunulduğu anlaşıldığından, davalı idarenin temyiz isteminin süre aşımı nedeniyle incelenmesine imkân bulunmamaktadır.
Davalı idarenin temyiz isteminin süre aşımı nedeniyle incelenemediği durumda, davalı idare yanında müdahil olan şirketin temyiz istemine gelince;
2577 sayılı Kanun’un 31. maddesinin bu Kanun’da hüküm bulunmayan hususlarda atıfta bulunduğu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 68. maddesinin 1. fıkrasında, müdahilin katıldığı tarafın yararına olan iddia ve savunma vasıtalarını ileri sürebileceği, onun işlem ve açıklamalarına aykırı olmayan her türlü usul işlemlerini yapabileceği; 69. maddesinin 1. fıkrasında, müdahilin de yer aldığı asıl davada hükmün taraflar hakkında verileceği, 2. fıkrasında ise, fer’i müdahilin tarafla rücu ilişkisinde, asıl davadaki uyuşmazlık hakkında yanlış karar verildiği iddiasının dinlenemeyeceği kurallarına yer verilmiştir.
Temyize konu Mahkeme kararına karşı müdahil tarafından da temyiz isteminde bulunulduğu, ancak temyiz isteminde bulunanın, davalı Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı yanında müdahil sıfatı ile davaya katıldığı anlaşıldığından ve davalı idarenin temyiz isteminin süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiğinden, davalı idarenin temyiz yoluna başvurmamış sayılması nedeniyle, davanın taraflarından olmayan, dava sonucunda hakkında hüküm kurulmayan, ancak yanında katıldığı tarafa yardımcı olabilen ve yanında katıldığı tarafla birlikte hareket edebilen müdahilin tek başına kanun yollarına başvuramayacağı dikkate alındığında, müdahilin temyiz isteminin incelenmesi mümkün değildir.
Açıklanan nedenlerle; davalı idarenin TEMYİZ İSTEMİNİN SÜRE AŞIMI NEDENİYLE REDDİNE, davalı yanında müdahilin TEMYİZ İSTEMİNİN İNCELENMEKSİZİN REDDİNE, temyiz giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan ….TL yürütmeyi durdurma harçlarının istemleri hâlinde davalı idare ve davalı yanında müdahile ayrı ayrı iadesine, dosyanın ….. 8. İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine, 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 27.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.