Danıştay 13. Daire Başkanlığı 2016/2536 E. , 2017/978 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2016/2536
Karar No:2017/978
Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davacı ) :
Vekili :
İstemin Özeti : 12. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:… sayılı kararının; dava konusu ihalenin Tuz Gölü Çevre Düzeni Plan hükümlerine uygun olduğu, Kültür ve Turizm Bakanlığı Özel Çevre Kurumu Başkanlığı’ndan, bu Başkanlığa bağlı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Bölge Kurulu’ndan ve ilgili diğer kurumlardan konuya ilişkin olumlu görüşler alındığı, Tuz Gölü Özel Çevre Koruma Çevre Düzeni Planında Hassas A Zonun gösterildiği 1/50000 ölçekli harita üzerinde gösterilen çizimden yaklaşık olarak belirlenen koordinatlar (Mutlak Koruma Alanı) dâhilinde Maden İşleri Genel Müdürlüğünce ihale edilen ruhsat sahalarının ‘Hassas A Zonu’ ile çakışmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hâkimi …’nın Düşüncesi : Dava konusu olan ivedi yargılama usulüne tabi uyuşmazlık, Dairemizin 01.10.2015 tarih ve E:2015/237, K:2015/3282 sayılı kararı ile kesin olarak çözüme kavuşturulduğundan, 12. İdare Mahkemesi’nin …. tarih ve E:…. sayılı kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ile 26.01.2006 tarihinde imzaladığı Kaldırım Tuzlasının Özelleştirilmesine ilişkin Satış ve Devir Sözleşmesi’ne istinaden, İli dâhilinde bulunan Tuz Gölü Havzasındaki Kaldırım Tuzlasını işleten davacı şirket tarafından, 3213 sayılı Maden Kanunu’nun 30. maddesi gereğince Tuz Gölü Havzasında tuz çıkarmak üzere 10 adet III. Grup Maden sahasının ihaleye çıkarılmasına ilişkin 02.06.2011 tarihli ve 27952 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan işlemin iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesi’nce; 12. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, sayılı kararının, Danıştay Onüçüncü Dairesi’nin 01.10.2015 tarih ve E:2015/237, K:2015/3282 sayılı kararıyla bozulması üzerine bozma kararına uyularak, ihalelerin yapıldığı tarih itibarıyla, düzenleyici nitelikteki imar planında tuz üretim sahası olarak belirlenmeyen; Göl, Gölün Kış Seviyesi, Hassas A Zonu ve 1. Derece Doğal Sit alanı sınırları içerisinde kalan sahada, madencilik dâhil her türlü insan faaliyetinin yasaklanmasına karşın, sahanın kullanım amacına aykırı olarak ve plan hükümlerini bertaraf edecek şekilde tuz üretim alanı olarak ihaleye çıkarılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş, bu karar davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’na 6545 sayılı Kanun’un 18. maddesi ile eklenen “İvedi yargılama usulü” başlıklı 20/A maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; “ihaleden yasaklama kararları hariç ihale işlemlerinde ivedi yargılama usulünün uygulanacağı” belirtilmiş, 2. fıkrasının (i) bendinde ise “Danıştay evrak üzerinde yaptığı inceleme sonunda, maddi vakıalar hakkında edinilen bilgiyi yeterli görürse veya temyiz sadece hukuki noktalara ilişkin ise yahut temyiz olunan karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise işin esası hakkında karar verir. Aksi hâlde gerekli inceleme ve tahkikatı kendisi yaparak esas hakkında yeniden karar verir. Ancak, ilk inceleme üzerine verilen kararlara karşı yapılan temyizi haklı bulduğu hâllerde kararı bozmakla birlikte dosyayı geri gönderir. Temyiz üzerine verilen kararlar kesindir.” kuralına yer verilmiştir.
2577 sayılı Kanun’un, 6637 sayılı Kanun’un 19. maddesi ile değişik Geçici 8. maddesinin 1. fıkrasında; “İvedi yargılama usulü hariç olmak üzere bu Kanunla idari yargıda kanun yollarına ilişkin getirilen hükümler, 2576 sayılı Kanunun, bu Kanunla değişik 3’üncü maddesine göre kurulan bölge idare mahkemelerinin tüm yurtta göreve başlayacakları tarihten sonra verilen kararlar hakkında uygulanır. Bu tarihten önce verilmiş kararlar hakkında, kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan kanun yollarına ilişkin hükümler uygulanır.” kuralına ver verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; 3213 sayılı Maden Kanunu’nun 30. maddesi gereğince Tuz Gölü Havzasında tuz çıkarmak üzere 10 adet III. Grup Maden sahasının ihaleye çıkarılmasına ilişkin 02.06.2011 tarih ve 27952 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan işlemin iptali istemiyle açılan davanın reddi yolundaki 12. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…. sayılı kararının davacı şirket tarafından temyizi üzerine Danıştay Onüçüncü Dairesi’nin 01.10.2015 tarih ve E:2015/237, K:2015/3282 sayılı kararıyla, “…12. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…. sayılı kararının BOZULMASINA, 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca dava konusu ihale ilanına ilişkin işlemin İPTALİNE… 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere)…” karar verildiği belirtilmiş ise de, temyize konu 12. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…. sayılı kararıyla Danıştay Onüçüncü Dairesi’nin 01.10.2015 tarih ve E:2015/237, K:2015/3282 sayılı kararına uyulduğu belirtilerek ve dava dosyası yeniden incelenerek dava konusu işlemin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.
İhale işlemine ilişkin olması nedeniyle bakılan dava ivedi yargılama usulüne tâbi bulunduğundan ve davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararı bozularak dava konusu işlemin iptaline ilişkin Dairemizin 01.10.2015 tarih ve E:2015/237, K:2015/3282 sayılı kararı ile uyuşmazlık 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesi uyarınca “kesin olarak” çözüme kavuşturulduğu için Dairemizin anılan kararı üzerine İdare Mahkemesi’nce herhangi bir karar verilmesi hukuken mümkün olmadığı hâlde bozma kararına uyulduğu belirtilerek verilen temyize konu kararın hukukî bir dayanağı bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca 12. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…. sayılı kararının BOZULMASINA, 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 11.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.