Danıştay Kararı 13. Daire 2016/2089 E. 2019/4280 K. 12.12.2019 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2016/2089 E.  ,  2019/4280 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2016/2089
Karar No:2019/4280

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirketin, “…” isimli sosyal paylaşım sitesinde yapmış olduğu reklam ve tanıtımların alkollü içkilerin kullanımını özendirici veya teşvik edici reklam niteliği taşıdığından bahisle 4733 sayılı Kanunun 8. maddesinin 5. fıkrasının (m) bendi uyarınca toplam …-TL idarî para cezası verilmesine ilişkin… tarih ve … sayılı Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurulu(Kurul) kararının iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. İdare Mahkemesi’nce, Danıştay Onüçüncü Dairesi’nin 04/02/2015 tarih ve E:2014/1969, K:2015/352 sayılı bozma kararına uyularak; alkollü içkilerin kullanımı ve satışını özendirici veya teşvik edici olmaması kaydıyla alkollü içki reklamlarına izin veren düzenlemenin dava konusu işlem tarihi itibarıyla 4733 sayılı Kanun’da yer aldığı, ancak, daha sonra, 6487 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesiyle, yasağın 4733 sayılı Yasa metnin çıkarılarak, 4250 sayılı Kanunda yeniden düzenlendiği, alkollü içki reklamlarının hiçbir şekilde yayımlanamayacağı hükmü getirildiği, davacı şirketin “….. isimli internet sitesinde yer alan alkollü içki reklamlarının ve görsellerinin, mevzuatı ihlal ettiği anlaşıldığından, para cezası verilmesine ilişkin Kurul kararında mevzuata aykırılık bulunmadığı, fakat 4733 sayılı Kanun’un 8. maddesinin 5. fıkrasının (m) bendinde eylemin gerçekleştiği 2012 yılı itibarıyla, iki reklam için …-TL olmak üzere toplam …-TL idarî para cezası öngörülmüşken, 6487 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesiyle, 4250 sayılı Kanun’un 7. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi uyarınca uyuşmazlık konusu fiile uygulanacak ceza miktarı … Türk Lirası ile … Türk Lirası arasında belirlendiği ve Kanun’un idareye ceza miktarını belirleme hususunda takdir yetkisi tanıdığı,
Dava konusu işlem tarihinden sonra yürürlüğe giren ve lehe olan kanun hükmünün geçmişe yürütülmesi gerektiği, ancak ceza miktarının; uyuşmazlık konusu işlem tarihi itibarıyla yürürlükte olan kanunda belirtilen üst sınırı da geçmeyeceği, dolayısıyla, davalı idarece belirlenecek miktarın, 4733 sayılı Kanun’da her bir aykırılık için belirtilen ve 2012 yılı için geçerli üst sınır olan … TL dikkate alınmak üzere 2 reklam için toplam … TL’den fazla olmaması; daha sonra yürürlüğe giren 6487 sayılı Kanun’la değişik 4250 sayılı Kanun hükmü gereğince alt sınır olan … TL’den az olmaması gerektiği, öte yandan, ceza miktarı tespit edilirken, Kabahatler Kanunu’nun 17. maddesinde belirtilen, kabahatin haksızlık içeriği ile failin kusuru ve ekonomik durumuna ilişkin hususların dikkate alınacağı, bu durumda, davacı şirketin mevzuata aykırı fiilinden dolayı verilen idarî para cezası için, 4733 sayılı Kanun ile sonradan yürürlüğe giren 6487 sayılı Kanun’la değişik 4250 sayılı Kanun’un anılan cezai hükümleri karşılaştırılıp değerlendirildikten sonra, lehe olan kanun hükümleri belirlenip, bu duruma göre işlem tesis edilmesi gerektiğinden dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka aykırı bulunarak işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı tarafından, idari işlemlerin tesis anındaki hukuki ve fiili duruma göre değerlendirilmesi gerektiği, klasik ceza hukukundaki failin lehine olan cezanın uygulanması gerektiği kuralının idarî yaptırımlarda uygulanamayacağı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI
: Davacı tarafından, twitter sosyal paylaşım sitesinin herkes tarafından kullanılmadığı, genel izleyici kitlesine hitap etmediği, iki reklamda da yer alan görsellerle alkollü içki kullanımını teşvik amacı taşımadıklarını belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ….’NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin iptali yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davalıya iadesine,
5. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
6. 2577 sayılı Kanun’un Geçici 8. maddesi uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 12/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.