Danıştay Kararı 13. Daire 2016/1702 E. 2017/973 K. 10.04.2017 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2016/1702 E.  ,  2017/973 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2016/1702
Karar No:2017/973

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) :
Vekili : …
Karşı Taraf (Davalı) : …

Vekili : – …

İstemin Özeti : … 5. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…. sayılı kararının; uyuşmazlık konusunun idare ile imzaladıkları sözleşmenin uygulanmasından ziyade davalı ve Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’na ait bir kamusal alacağa ilişkin mali yükümlülüğün tasfiyesine yönelik olduğu, ürettiği mevcut tuz stokunu bedeli karşılığında kendilerine devreden davalı ve Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın bu satışı beyan etmeleri gerekirken kayıtlarına yansıtmamaları nedeniyle meydana gelen Devlet hakkı bedeline yönelik kayba kendilerinin katlanmalarının hukuka uygun olmadığı, işlemin hukuki statüsünün yanlış yorumlanması neticesinde görevsizlik kararı verildiği ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hâkimi… Düşüncesi : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, davacı şirketin, ….Tuzlası’nın bulunduğu …sicil numaralı sahaya ilişkin olarak Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nce talep edilen Devlet hakkı bedellerinin ödenmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine dair davalı şirketin … tarih … sayılı işleminin iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesi’nce; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nün … tarih ve …sayılı işlemi ile davacı şirketten 2010 yılına ait Devlet hakkı ödemeleri ile 2011 yılına ait … ton satış üzerinden oluşan Devlet Hakkı farklarının gecikme cezaları ile birlikte yatırılmasının istenilmesi üzerine, davacı şirket tarafından, davalı …’ne (), ilgili Devlet hakkı ödemelerinden Başbakanlık Özelleştirme İdaresi ile birlikte müşterek ve müteselsilen sorumlu oldukları iddiasıyla bu bedelin ödenmesi istemiyle yaptığı başvurunun davalı tarafından reddi üzerine davanın açıldığı; olayda, dava konusu işlem davalı kuruluş tarafından tesis edilmiş olsa da, işlemin idarece kamu kudretine dayalı olarak veya kamu hizmetiyle ilgili yasalar uygulanmak suretiyle tesis edilmemiş olması, iki tarafın serbest iradeleriyle özel hukuk hükümlerine göre düzenlenmiş bir mukavelenin uygulanmasına ilişkin olması, davacının idareyle kurduğu özel hukuk ilişkisinden kaynaklanması sebebiyle uyuşmazlığın çözümünün adli yargının görevi içinde bulunduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmiş, bu karar davacı şirket tarafından temyiz edilmiştir.
2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun’un 1. maddesinde, bölge idare mahkemeleri, idare mahkemeleri ve vergi mahkemelerinin bu Kanunla verilen görevleri yerine getirmek üzere kurulmuş “genel görevli” mahkemeler olduğu; 5. maddesinde ise, idare mahkemelerinin, vergi mahkemelerinin görevine giren davalarla ilk derecede Danıştay’da çözümlenecek olanlar dışındaki davalara bakacağı kurala bağlanmıştır.
4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun’un 03.07.2005 tarih 5398 sayılı Kanun’un 9. maddesiyle değişik 27/a maddesinde, özelleştirme uygulamalarına ilişkin idarî davaların, ilk derece mahkemesi olarak Danıştay’da görüleceği; aynı Kanun’a 5398 sayılı Kanun’un 29. maddesiyle eklenen Geçici 19. maddesinde, bu Kanun’un 27. maddesinde yapılan değişikliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılan ve devam eden özelleştirme uygulamalarına ilişkin davaların görüldükleri mahkemece sonuçlandırılacağı kurala bağlanmış; 5398 sayılı Kanun’un 9. ve 29. maddeleri anılan Kanun’un Resmî Gazete’de yayımlandığı 21.07.2005 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Bu durumda, uyuşmazlığın, özelleştirme uygulamalarına ilişkin olması nedeniyle 4046 sayılı Kanun’un 27/a maddesi uyarınca davanın görüm ve çözümü ilk derece mahkemesi olarak Danıştay’ın görev alanı içinde bulunduğundan, İdare Mahkemesince uyuşmazlığın çözümünün adli yargının görev alanında bulunduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine dair verilen kararda usul hükümlerine uygunluk bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle; temyiz isteminin kabulü ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca … 5. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:… sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 10.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.