Danıştay Kararı 13. Daire 2015/6477 E. 2016/623 K. 09.03.2016 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2015/6477 E.  ,  2016/623 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2015/6477
Karar No:2016/623

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili : – Aynı adreste

İstemin Özeti : … 2. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının; malikin mülkü üzerindeki tasarruf hakkının ortadan kaldırıldığı, mühürleme işleminin ölçüsüz bir sınırlama getirdiği ve Anayasa’ya aykırılık teşkil ettiği, menşei belli olmayan akaryakıtın kaçakçılık suçu kapsamından çıkarıldığı, denetim sırasında yapılan ölçüme göre ulusal marker seviyesinin geçerli olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hâkimi …’nın Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile Mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:
Anayasa Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararıyla, 5015 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 8. fıkrasında yer alan “…kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veya mahkeme kararı kesinleşinceye kadar…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olmadığı gerekçesiyle bu yönde yapılan itirazın reddedildiği anlaşıldığından, davacının Anayasa’ya aykırılık itirazı ciddi görülmeyip işin esasına geçildi.
Dava; … ili, … adresinde bulunan akaryakıt istasyonunun, menşei belli olmayan motorin ele geçirildiğinden bahisle mühürlenmesine ilişkin 22.04.2013 tarih ve A-008556 sayılı mühürleme tutanağının iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesi’nce; kaçak akaryakıt veya sahte ulusal marker elde etmeye, satmaya ya da herhangi bir piyasa faaliyetine konu etmeye yarayacak şekilde, lisansa esas teşkil eden belgelerde belirlenenlere aykırı olarak sabit ya da seyyar tank, düzenek veya ekipman bulunduranların faaliyetlerinin, kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veya mahkeme kararı kesinleşinceye kadar Kurum tarafından geçici olarak durdurulmasına karar verilebileceği; … İl Emniyet Müdürlüğü’nce TÜBİTAK MAM Kimya Enstitüsü nezdinde yaptırılan analiz incelemesi üzerine hazırlanan 06.05.2013 tarih ve 1234/4436 sayılı raporda, numunenin motorin esaslı olduğu, ancak yağ içerdiğinin tespit edildiği, marker seviyesinin geçersiz olduğu, teknik düzenlemede yer alan özelliklere aykırı olduğu sonucuna varıldığı; bu durumda, davacının maliki olduğu taşınmazın kiracısı tarafından işletilen iş yerinin, 5607 sayılı Kanun’da belirtilen kaçakçılık fiillerinin işlendiği tespit edilen yer olduğunun sabit olması nedeniyle, 5015 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 8. fıkrası gereğince bu iş yerinin lisansa tabi tüm faaliyetlerinin kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veya mahkeme kararı kesinleşinceye kadar Kurum tarafından geçici olarak durdurulması gerektiği ve anılan Kanun hükmünün Anayasa Mahkemesi tarafından Anayasa’ya uygun bulunduğu hususları bir arada değerlendirildiğinde, iş yerinde yapılan faaliyetin geçici olarak durdurulması amacıyla tesis edilen dava konusu mühürleme işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı; diğer yandan, akaryakıt istasyonunda menşei belli olmayan akaryakıt bulunması ve ulusal marker seviyesinin geçersiz olması nedeniyle sadece söz konusu akaryakıtın depolandığı üç adet akaryakıt tankı ile akaryakıtın satışının yapıldığı üç adet pompanın mühürlendiğinin görüldüğü gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun “İdari Yaptırımlar” başlıklı 20. maddesinin 8. ve 9. fıkralarında, “5607 sayılı Kanun’da belirtilen kaçakçılık fiillerinin işlendiği tespit edilen rafineri hariç her türlü tesiste lisansa tabi tüm faaliyetler kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veya mahkeme kararı kesinleşinceye kadar Kurum tarafından geçici olarak durdurulur ve bu süre içinde söz konusu tesis için başka bir gerçek veya tüzel kişiye de lisans verilmez. Kesinleşmiş mahkeme kararına göre lisans sahiplerinin lisansı iptal edililir. Lisans sahibine verilen idari para cezası ödenmeden lisansa konu tesis için lisans verilmez.
Kaçakçılık fiilinin sadece ulusal marker seviyesi ile ilgili olması durumunda, geçici durdurma kararı akredite laboratuvar analiz sonucuna göre verilir. Akredite laboratuvar analiz sonucunun bildirilmesine kadar kaçak akaryakıt satışını engelleyecek idari tedbirler Kurum tarafından alınır.” kuralı yer almaktadır.
5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun “Kaçakçılık Suçları” başlıklı 3. maddesinin mühürleme işleminin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulanan 11. fıkrasında, “Akredite laboratuvar analiz sonucuna göre tarafından belirlenen seviyede ulusal marker içermeyen, yasal yollarla Türkiye’de serbest dolaşıma girdiği belgelendirilemeyen veya menşei belli olmayan akaryakıtı; üreten, satışa arz eden, satan, bulunduran, bu özelliğini bilerek ticari amaçla satın alan, taşıyan veya saklayan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.” kuralına yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, 19.04.2013 tarihli Tutanakta, 19.04.2013 tarihinde saat 17.00 sıralarında … istikâmetinden Kütahya il merkezi istikâmetine gelen … plâkalı akaryakıt tankerinin davacının maliki olduğu ve … tarafından işletilen “…. Petrol” isimli iş yerine akaryakıt boşalttığının görülmesi üzerine, kaçak akaryakıt olabileceği şüphesiyle alınan numunelerin ulusal marker ölçümünün geçerli çıktığı, ancak mevcut akaryakıt miktarı ile faturalara esas akaryakıt miktarının açıklanamaması nedeniyle 9577 lt akaryakıta el konulduğu ve ayrıca TÜBİTAK MAM’a gönderilmek üzere numune alındığı, … İl Emniyet Müdürlüğü görevlilerince, menşei belli olmayan akaryakıtın ele geçirildiği ve neticesinde üç adet tank ve üç adet satış pompasının mühürlenmesine ilişkin 22.04.2013 tarih ve A-008556 sayılı mühürleme tutanağının tesis edildiği, TÜBİTAK MAM’ın 06.05.2013 ve 1234/4436 sayılı raporuna göre, alınan numunelerin ulusal marker seviyesinin geçersiz çıktığı, mühürleme işleminin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Olayda, her ne kadar davacının maliki olduğu akaryakıt istasyonunda yapılan denetim esnasında mobil cihazla yapılan ölçümde ulusal marker seviyesi geçerli çıkmış ise de, elde edilen akaryakıt menşei belli olmayan akaryakıt olarak değerlendirilmesi neticesinde 5607 sayılı Kanun’un 3. maddesinin 11. fıkrası kapsamındaki kaçakçılık suçunun oluştuğundan bahisle, 5015 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 8. fıkrasında belirtildiği şekilde, akaryakıt istasyonunda lisansa tabi tüm faaliyetler, kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veya mahkeme kararı kesinleşinceye kadar durdurulmuştur.
28.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 6545 sayılı Kanun’un 89. maddesiyle 5607 sayılı Kanun’un 3. maddesinin 11. fıkrasında yapılan değişiklikle, menşei belli olmayan akaryakıt kaçakçılık suçu kapsamından çıkarılmış olmakla birlikte, akredite laboratuvar analizi sonucuna göre denetim kapsamında alınan numunelerin ulusal marker seviyesinin geçersizliği tespit edilmiştir.
Bu durumda, lehe düzenlemeyle menşei belli olmayan akaryakıt kaçakçılık suçu kapsamından çıkarılmış olmakla birlikte, belirlenen seviyede ulusal marker içermeyen akaryakıtın 5607 sayılı Kanun’un 3. maddesinin 11. maddesi uyarınca kaçakçılık suçu kapsamında kalması nedeniyle, dava konusu mühürleme işleminin 5015 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 9. fıkrası uyarınca hukuka uygunluğu devam ettiğinden, davanın reddine ilişkin Mahkeme kararında sonucu itibarıyla hukukî isabetsizlik görülmemiştir.
Davanın reddi yolundaki temyize konu … 2. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, temyiz istemi yerinde görülmeyerek anılan Mahkeme kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA; dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine, kullanılmayan …-TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 09.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.