Danıştay Kararı 13. Daire 2015/6399 E. 2017/1396 K. 05.05.2017 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2015/6399 E.  ,  2017/1396 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2015/6399
Karar No : 2017/1396

Davacı: … (… Eczanesi)
Vekilleri: Av. …, Av….
Davalı: Rekabet Kurumu
Vekilleri: Av. …, Av. …

Davanın Özeti : Rekabet Kurulu’nun 17.04.2006 tarih ve … sayılı kararının davacıya idarî para cezası verilmesine ilişkin kısmının; ilgili mevzuattan da anlaşılacağı üzere … Eczacı Odasını ilgilendiren konularda 6643 sayılı Kanun’a ve büyük kongre, merkez heyeti ve umumi heyetin verdiği kararlara uygun olarak karar alma yetkisinin İdare Heyetine ait bir görev olduğu, Eczacı Odası İdare Heyetini başkanın temsil edeceği, ancak bu temsilin İdare Heyetinin verdiği kararlar ile sınırlı olduğu, genel sekreterin Eczacı Odasını temsil etmesinin ve adına karar vermesinin mümkün olmadığı, bölge temsilcisinin ancak yönetim kurulunun kendisine verdiği yetkilere göre çalışabileceği, somut olayda da bölge temsilcisi olan davacının sorulan soru hakkında açıklamada bulunma yetkisi bulunmadığı için basiretli ve yasalara uygun hareket eden bir kişi olarak, bu konuda beyanda bulunmaya Oda Yönetim Kurulunun yetkili olduğunu belirttiği, Oda Yönetim Kurulu tarafından da davalı idareye 22.03.2006 tarihinde yazılı olarak cevap verildiği, kimsenin yetkili ve görevli olmadığı konularda açıklama yapmaya zorlanamayacağı, dolayısıyla mevzuata uygun davranan davacı hakkında para cezası verilebilmesinin mümkün olmadığı ileri sürülerek iptali istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : 4054 sayılı Kanun’un 16. maddesinin birinci fıkrasında Kurul’un “teşebbüslere” para cezası verebileceğinin açıkça ifade edildiği, … Eczanesi de 4054 sayılı Kanun kapsamında bir teşebbüs olduğundan kendisine idarî para cezası verilmesinde hukuka aykırı herhangi bir husus bulunmadığı belirtilerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hâkimi …’nin Düşüncesi : Danıştay’ın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davaların temyizen incelenmesi sonucunda Danıştay İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurulları’nca verilen kararlara, ilgili dava daireleri tarafından uyulması zorunlu olduğundan, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 25.02.2013 tarih ve E:2008/1814, K:2013/643 sayılı bozma kararı gereğince, dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi : Dava; Rekabet Kurulu’nun 17.4.2006 günlü, … sayılı kararının, davacıya idari para cezası verilmesine ilişkin kısmının iptali istemiyle açılmıştır.
Danıştay Onüçüncü Dairesi’nin 15.1.2008 günlü, E:2006/3400, K:2008/715 sayılı davanın reddi yolundaki kararı, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 25.2.2013 günlü, E:2008/1814, K:2013/643 sayılı kararı ile bozulmuştur.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesi uyarınca, Danıştay’ın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davaların temyizen incelenmesi sonucunda Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nca verilen bozma kararlarına Danıştay dava dairelerince ısrar etme olanağı tanınmamış olması nedeniyle, bozma kararında yer alan gerekçelerle dava konusu işlemin iptaline karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, Rekabet Kurulu’nun 17.04.2006 tarih ve … sayılı kararının davacıya idari para cezası verilmesine ilişkin kısmının iptali istemiyle açılmıştır.
Dairemizin 15.1.2008 tarih ve E:2006/3400, K:2008/715 sayılı kararıyla davanın reddine karar verilmiş, anılan kararın davacı tarafından temyizi üzerine yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 25.02.2013 tarih ve E:2008/1814, K:2013/643 sayılı kararı ile aynen; “Rekabet Kurumu; mal ve hizmet piyasalarındaki rekabeti engelleyici, bozucu veya kısıtlayıcı anlaşma, karar ve uygulamaları, piyasaya hakim olan teşebbüslerin bu hakimiyetlerini kötüye kullanmalarını önlemek için gerekli düzenleme ve denetlemeleri yaparak rekabetin korunmasını sağlamayı amaçlamaktadır.
4054 sayılı Yasa’nın 2. maddesi ile, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde mal ve hizmet piyasalarında faaliyet gösteren ya da bu piyasaları etkileyen her türlü teşebbüsün aralarında yaptığı rekabeti engelleyici, bozucu ve kısıtlayıcı anlaşma, uygulama ve kararlar ile piyasaya hakim olan teşebbüslerin bu hakimiyetlerini kötüye kullanmaları ve rekabeti önemli ölçüde azaltacak birleşme ve devralma niteliğindeki her türlü hukuki işlem ve davranışları yasa kapsamında sayılmıştır.
Bu bağlamda, Rekabet Kurulu’nun Yasa kapsamında sayılan hukuki işlem veya davranışların Yasa’ya aykırı olduğunu belirlemesi halinde, yine Yasa ile öngörülen tedbirleri alabileceği ve yaptırım uygulayabileceği açıktır.
Olayda, hükümlü ve tutukluların ilaçlarını temin eden cezaevi müdürlüklerinin eczanelerden indirim teklifleri alması aşamasında eczacı meslek örgütlerinin karar ve uygulamaları sonucunda eczanelerin birlikte hareket ettiği iddiasına ilişkin olarak Türk Eczacıları Birliği ve bağlı eczacı odaları hakkında yürütülen ön araştırma sırasında; 10/03/2006 tarihinde … Eczanesi’nde görüşülmek istenen eczane sahibi ve aynı zamanda … Eczacı Odası’nın … İlçesi temsilcisinin, kendisine yöneltilen “eczanelerin resmi ve özel kurum ve kuruluşlara indirim vermekte serbest olup olmadığı” sorusuna sözlü olarak yanıt vermeyi reddederek, bunun yetkisini aştığını ve sorunun muhatabının Oda olduğunu belirtip bu konuda düzenlenen tutanağı imzalamaktan imtina ettiğinin tesbit edildiği, bunun üzerine 4054 sayılı Kanunun 15. maddesi kapsamında Kurum uzmanlarınca sözlü bilgi istenmesine rağmen verilmediği gerekçesiyle davacıya ait … Eczanesine dava konusu Kurul kararıyla, aynı Kanunun 16/1-b maddesi uyarınca para cezası verildiği, davacı tarafından dava konusu işlemin tesis edilmesine neden olan uygulamanın 6643 sayılı Yasa’ya dayandığının belirtildiği anlaşılmaktadır.
Bu çerçevede, 4054 sayılı Yasa’nın 4. maddesi kapsamında olduğu belirtilen uygulamanın, anılan Odanın kendi görev alanına giren bir konudaki Yasa maddesinin uygulanmasından kaynaklandığının öne sürülmesi nedeniyle, uyuşmazlık konusu kararların Odanın görev alanına giren Yasa kapsamında değerlendirilerek mevzuata ve hukuka uygunluğunun saptanması, dolayısıyla konunun açılacak bir iptal davasında incelenmesi gerektiğinden davalı idarenin bu konuda inceleme yapmasına ve karar tesisine yetkisi bulunmamaktadır.
Nitekim, davacının bağlı olduğu … Eczacı Odasına ve Oda Yönetim Kurulu üyelerine aynı olayla ilgili olarak verilen para cezalarına karşı açılan davalarda, Danıştay Onüçüncü Dairesinin davanın reddine ilişkin kararları Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 11/02/2010 günlü, E:2008/1880, K:2010/183 ve E:2008/1879, K:2010/184 sayılı kararlarıyla ve yukarıda belirtilen gerekçeyle bozulmuş olup, her iki davada davalı idarenin karar düzeltme istemleri Danıştay İdari Dava Dairleri Kurulunca 25/02/2013 tarihinde reddedilmiştir.” gerekçesiyle Dairemizce verilen kararın bozulmasına karar verilmiştir.
2577 sayılı Kanun’un 46. maddesinin birinci fıkrasında, Danıştay Dava Daireleri kararlarına karşı Danıştay’da temyiz yoluna başvurulabileceği, 2575 sayılı Kanun’un 38. maddesinde, İdari Dava Daireleri Kurulu’nca, İdari Dava Dairelerinden ilk derece mahkemesi olarak verilen kararların temyizen inceleneceği, 2577 sayılı Kanun’un 49. ve 50. maddelerinde ise Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurulları kararlarına uyulmasının zorunlu olduğu belirtilerek, Danıştay Dava Dairelerinin ilk derece mahkemesi olarak verdiği kararların temyizen bozulması hâlinde Danıştay Dava Dairelerine ısrar imkânı tanınmamıştır.
Aktarılan durum ve 2577 sayılı Kanun’un 49. ve 50. maddelerindeki düzenlemeler karşısında, bozma kararına uyularak İdari Dava Daireleri Kurulu kararında belirtilen gerekçelerle dava konusu Kurul kararının iptaline karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, 17.04.2006 tarih ve … sayılı dava konusu Rekabet Kurulu kararının davacıya idari para cezası verilmesine ilişkin kısmının İPTALİNE, ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam …-TL tutarındaki ilk derece ve temyiz yargılama giderleri ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …-TL vekâlet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, …-TL tutarındaki karar düzeltme yargılama giderlerinin davalı Rekabet Kurumu üzerinde bırakılmasına, posta giderleri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara iadesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na temyiz yolu açık olmak üzere, 05.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.