Danıştay Kararı 13. Daire 2015/6397 E. 2017/1394 K. 05.05.2017 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2015/6397 E.  ,  2017/1394 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2015/6397
Karar No : 2017/1394

Davacılar : …
1- …
2- …
3- …
4- …
5- …
Vekilleri : …, …
Davalı : Rekabet Kurumu
Vekilleri : …, …
Davanın Özeti : Rekabet Kurulu’nun 17.04.2006 tarih ve … sayılı kararının davacılara idarî para cezası verilmesine ilişkin kısmının; ilgili mevzuattan da anlaşılacağı üzere … Eczacı Odasını ilgilendiren konularda 6643 sayılı Kanun’a ve büyük kongre, merkez heyeti ve umumi heyetin verdiği kararlara uygun olarak karar alma yetkisinin beş kişiden oluşan idare heyetine ait olduğu, eczacı odasını idare heyeti başkanının temsil edeceği, ancak bu temsilin idare heyetinin verdiği kararlar ile sınırlı olduğu, genel sekreterin eczacı odasını temsil etmesi ve adına karar vermesinin mümkün olmadığı, … Eczacı Odası yönetim kurulu üyeleri tarafından sözlü ya da yazılı bilgi vermekten kaçınma gibi bir durumun da söz konusu olmadığı, zira davacıların bu konudan daha sonra haberdar oldukları, dolayısıyla davalı Rekabet Kurumu tarafından genel sekreterin mevzuata uygun davranışının 4054 sayılı Kanun’a aykırı olarak yorumlanarak eczacı odasına ve dolayısıyla 16. maddenin üçüncü fıkrası uyarınca da o tarihte yönetim kurulu üyesi bulunanlara para cezası verilebilmesinin mümkün olmadığı ileri sürülerek iptali istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : … Eczacı Odası’nın, 4054 sayılı Kanun’un 15. maddesinin (b) bendini ihlâl ettiğinden, Kanun’un 16. maddesinin birinci fıkrasında belirtilen para cezasına çarptırıldığı, 16. maddenin üçüncü fıkrası hükmü gereğince, Oda’nın yönetim kurulu üyelerine de para cezası verildiği, söz konusu Kurul kararında Kanun’a aykırı herhangi bir husus bulunmadığı belirtilerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hâkimi … ‘nin Düşüncesi : Danıştay’ın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davaların temyizen incelenmesi sonucunda Danıştay İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurulları’nca verilen kararlara, ilgili dava daireleri tarafından uyulması zorunlu olduğundan, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 25.02.2013 tarih ve E:2008/1578, K:2013/645 sayılı kararı gereğince, dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Kumru … ‘ın Düşüncesi : Dava; Rekabet Kurulu’nun … günlü, … sayılı kararının davacılara idari para cezası verilmesine ilişkin kısmının iptali istemiyle açılmıştır.
Danıştay 13. Dairesinin 15.01.2008 günlü ve E: 2006/3397, K: 2008/714 sayılı davanın reddi yolundaki kararı, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 25.02.2013 günlü ve E: 2008/1578, K: 2013/645 sayılı kararı ile bozulmuştur.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinin 4. bendinde; Danıştayın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davaların temyizen incelenmesinde bu madde ile ısrar hariç, 50. madde hükümlerinin kıyasen uygulanacağı, Kanunun 50. maddesinin 5. bendinde de; Bölge idare mahkemesinin, bozmaya uymayarak kararında ısrar etmesi halinde, ısrar kararının temyiz incelemesinin, konusuna göre Danıştay İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurulunca karara bağlanacağı, Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurulları kararlarına uyulmasının zorunlu olduğu kurala bağlanmıştır.
2577 sayılı Kanunun belirtilen hükümleri uyarınca, Danıştayın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davaların temyizen incelenmesi sonucunda, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca verilen bozma kararlarına karşı, Danıştay dava dairelerinin ısrar etme olanağı bulunmadığından, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 25.02.2013 günlü ve E: 2008/1578, K: 2013/645 sayılı kararında yer alan gerekçelerle, dava konusu Kurul kararının iptaline karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, Rekabet Kurulu’nun … tarih ve … sayılı kararının davacılara idari para cezası verilmesine ilişkin kısmının iptali istemiyle açılmıştır.
Dairemizin 15.01.2008 tarih ve E:2006/3397, K:2008/714 sayılı kararıyla davanın reddine karar verilmiş, anılan kararın davacılar tarafından temyizi üzerine yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 25.02.2013 tarih ve E:2008/1578, K:2013/645 sayılı kararı ile aynen; “Rekabet Kurumu; mal ve hizmet piyasalarındaki rekabeti engelleyici, bozucu veya kısıtlayıcı anlaşma, karar ve uygulamaları, piyasaya hakim olan teşebbüslerin bu hakimiyetlerini kötüye kullanmalarını önlemek için gerekli düzenleme ve denetlemeleri yaparak rekabetin korunmasını sağlamayı amaçlamaktadır.
4054 sayılı Yasa’nın 2. maddesi ile, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde mal ve hizmet piyasalarında faaliyet gösteren ya da bu piyasaları etkileyen her türlü teşebbüsün aralarında yaptığı rekabeti engelleyici, bozucu ve kısıtlayıcı anlaşma, uygulama ve kararlar ile piyasaya hakim olan teşebbüslerin bu hakimiyetlerini kötüye kullanmaları ve rekabeti önemli ölçüde azaltacak birleşme ve devralma niteliğindeki her türlü hukuki işlem ve davranışları yasa kapsamında sayılmıştır.
Bu bağlamda, Rekabet Kurulu’nun Yasa kapsamında sayılan hukuki işlem veya davranışların Yasa’ya aykırı olduğunu belirlemesi halinde, yine Yasa ile öngörülen tedbirleri alabileceği ve yaptırım uygulayabileceği açıktır.
Dosyanın incelenmesinden, hükümlü ve tutukluların ilâçlarını temin eden cezaevi müdürlüklerinin eczanelerden indirim teklifleri alması aşamasında eczacı meslek örgütlerinin karar ve uygulamaları sonucunda eczanelerin birlikte hareket ettiği iddiasına ilişkin olarak 04/01/2006 günlü, 06-01/2-M sayılı Kurul kararı uyarınca TEB ve bağlı eczacı odaları hakkında yürütülen ön soruşturma çerçevesinde … Eczacı Odasında … tarihindeki yerinde inceleme sırasında Oda başkanı ve genel sekreter ile yapılan görüşmede raportörler tarafından yöneltilen “Eczanelerin resmi ve özel kurum ve kuruluşlara indirim vermekte serbest olup olmadıkları, iskonto oranını serbestçe belirleyip belirleyemeyecekleri” sorusuna cevaben bu soruya yetkili organ olan Yönetim Kurulu olarak sözlü değil, yazılı yanıt verebileceklerini belirtmeleri nedeniyle 4054 sayılı Kanun’un 16/1-b maddesi uyarınca Oda’ya ve 16. maddenin üçüncü fıkrası uyarınca Oda’ya verilen para cezasının yüzde beşi oranında olmak üzere davacılara idari para cezası verildiği, davacılar tarafından dava konusu işlemin tesis edilmesine neden olan uygulamanın 6643 sayılı Yasa’ya dayandığının belirtildiği anlaşılmaktadır.
Bu çerçevede, 4054 sayılı Yasa’nın 4. maddesi kapsamında olduğu belirtilen uygulamanın, davacı Odanın kendi görev alanına giren bir konudaki Yasa maddesinin uygulanmasından kaynaklandığının öne sürülmesi nedeniyle, uyuşmazlık konusu kararların Odanın görev alanına giren Yasa kapsamında değerlendirilerek mevzuata ve hukuka uygunluğunun saptanması, dolayısıyla konunun açılacak bir iptal davasında incelenmesi gerektiğinden davalı idarenin bu konuda inceleme yapmasına ve karar tesisine yetkisi bulunmamaktadır.
Nitekim, temyize konu Daire kararında göndermede bulunulan ve Oda’ya verilen idari para cezasının iptali istemiyle açılan davanın reddi yolundaki Danıştay Onüçüncü Dairesinin 15/01/2008 günlü, E:2006/3401,K:2008/713 sayılı kararı, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 11/02/2010 günlü, E:2008/1881, K:2010/182 sayılı kararıyla ve yukarıda belirtilen gerekçeyle bozulmuş olup, davalı idarenin kararın düzeltilmesi istemi de Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 25/02/2013 günlü, E:2010/1682,K:2013/644 sayılı kararı ile reddedilmiştir.” gerekçesiyle Dairemizce verilen kararın bozulmasına karar verilmiştir.
2577 sayılı Kanun’un 46. maddesinin birinci fıkrasında, Danıştay Dava Daireleri kararlarına karşı Danıştay’da temyiz yoluna başvurulabileceği, 2575 sayılı Kanun’un 38. maddesinde, İdari Dava Daireleri Kurulu’nca, İdari Dava Dairelerinden ilk derece mahkemesi olarak verilen kararların temyizen inceleneceği, 2577 sayılı Kanun’un 49. ve 50. maddelerinde ise Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurulları kararlarına uyulmasının zorunlu olduğu belirtilerek, Danıştay Dava Dairelerinin ilk derece mahkemesi olarak verdiği kararların temyizen bozulması hâlinde Danıştay Dava Dairelerine ısrar imkânı tanınmamıştır.
Aktarılan durum ve 2577 sayılı Kanun’un 49. ve 50. maddelerindeki düzenlemeler karşısında, bozma kararına uyularak İdari Dava Daireleri Kurulu kararında belirtilen gerekçelerle dava konusu Kurul kararının iptaline karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, … tarihli ve … sayılı dava konusu Rekabet Kurulu kararının davacılara idari para cezası verilmesine ilişkin kısmının İPTALİNE, ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam …-TL tutarındaki ilk derece ve temyiz yargılama gideri ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …-TL vekâlet ücretinin davalı idareden alınarak davacılara verilmesine, …-TL tutarındaki karar düzeltme yargılama giderlerinin davalı Rekabet Kurumu üzerinde bırakılmasına, posta giderleri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara iadesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na temyiz yolu açık olmak üzere, 05.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.