Danıştay Kararı 13. Daire 2015/5532 E. 2020/3328 K. 25.11.2020 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2015/5532 E.  ,  2020/3328 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2015/5532
Karar No:2020/3328

TEMYİZ EDEN (DAVACI): …
VEKİLİ: …
KARŞI TARAF (DAVALI): …
VEKİLİ: …

İSTEMİN_KONUSU: … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: …’nun (Fon) 15/05/2014 tarih ve … sayılı Fon Kurulu kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; … Ltd. mudileri tarafından açılan davalar sonucunda 20/03/2014 tarihi itibarıyla Fon tarafından 81 adet dosya için toplam …-TL ödeme yapıldığı, bu tutardan … A.Ş.’nin de bulunduğu kişi ve şirketlerin müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmalarına ve yapılacak takiplerde tahsil edilemeyen veya edilemeyeceği anlaşılan Fon alacağının tüzel kişi ortakların kanuni temsilcileri hakkında 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun uyarınca takip ve tahsil işlemlerine başlanılmasına karar verildiği, … A.Ş.’nin, … A.Ş.’nin hakim ortağı olduğu ve … A.Ş.’nin kanuni temsilci sıfatını haiz, yönetim kurulu üyesi ve yönetim kurulu başkan vekili olan davacı hakkında, Fon’un ödemek zorunda kaldığı ve tahsil edilemeyen ve edilemeyeceği anlaşılan …-TL’nin tahsili amacıyla 6183 sayılı Kanun uyarınca davacı hakkında takip ve tahsil işlemlerine başlanmasına yönelik dava konusu Fon Kurulu kararında hukuka aykırılık görülmemiştir.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, borcun öncelikle zaman aşımına uğradığı, mudilere ödendiği iddia edilen 81 dava dosyası için ayrı ayrı 81 adet Fon Kurulu kararı alınması gerektiği, bu hâliyle işlemin şekil yönünden hukuka aykırı olduğu, takibe konu borcun Fon tarafından amme alacağına dönüştüğü tarihte kanuni temsilcilik sıfatının sona erdiği ve borçtan sorumluluğunun bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davalı idare tarafından, kanuni temsilcinin sorumluluğunun kaynağının 5411 sayılı Kanun olduğu ve borcun zaman aşımına uğramadığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın reddi yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 25/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.