Danıştay Kararı 13. Daire 2015/5099 E. 2015/4501 K. 10.12.2015 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2015/5099 E.  ,  2015/4501 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2015/5099
Karar No:2015/4501

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili :

İstemin_Özeti : … 3. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının; davacıya usulüne uygun tebligat yapılmadığı, tebliğ evrakındaki imzanın kendisine ait olmadığı, Mahkeme’ce imza incelemesi yaptırılmadığı, dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın_Özeti : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hâkimi …’nın Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile Mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:
Dava; Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun 26.05.2011 tarih ve 3238-80 sayılı kararıyla davacıya uygulanan 61.638-TL idarî para cezasının tahsili amacıyla düzenlenen 31.10.2013 tarih ve 20122053066506/25 takip numaralı ödeme emrinin iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesi’nce; dava konusu ödeme emrinin dayanağı olan Kurul kararının üzerinde davacının yani muhatabın ismi ve adresinin yazıldığı mazbata ile davacının bizzat kendisine 12.07.2011 tarihinde tebliğ edildiğinden usulüne uygun olarak yapıldığı sonucuna varılan tebligattan davacının haberdar olmamasının mümkün olmadığı; ödeme emrine konu idari para cezasına ilişkin olarak, davacıya ait … adresinde bulunan işyerinde 21.01.2011 tarihinde yapılan denetimde ”menşei belli olmayan motorin amaçlı kullanılan akaryakıt” tespit edilerek numune alındığı, numunenin TÜBİTAK MAM Enerji Enstitüsü’nce incelenmesi sonucu düzenlenen raporda, ulusal marker ölçümünde marker seviyesinin geçersiz bulunduğu, hafif ürün karıştırıldığı ve teknik düzenlemelere aykırı olduğunun belirtildiği, bunun üzerine 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 19. maddesi ve Petrol Piyasasında Yapılacak Denetimler ile Ön Araştırma ve Soruşturmalarda Takip Edilecek Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 28. maddesi uyarınca bahse konu Kurul kararı ile davacıya idari para cezası uygulandığı ve bu cezanın tahsili amacıyla ödeme emrinin düzenlendiği, davacıya ait işyerinde lisans almadan teknik düzenlemelere aykırı akaryakıt bulunduğunun saptanması üzerine ilgili mevzuat uyarınca verilen idari para cezasında hukuka aykırılık görülmediğinden bu cezanın tahsili için düzenlenen ödeme emrinde de hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki temyize konu … 3. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve… sayılı kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, temyiz istemi yerinde görülmeyerek anılan Mahkeme kararının ONANMASINA; dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine, kullanılmayan 45,60.-TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 10.12.2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :

5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun “Çeşitli Hükümler” başlıklı İkinci Kısmının “Cezalar, İdari Yaptırımlar, Dava Hakkı, Yönetmelik ve Yürürlükten Kaldırılan ve Uygulanmayacak Hükümler” başlıklı Birinci Bölümünde yer alan “İdari Para Cezaları” başlıklı 19. maddesinde idari para cezaları ile ilgili düzenlemelere yer verilmiş, “Ön Araştırma, Soruşturma ve Dava Hakkı” başlıklı 21. maddesinde ise, Kurulun re’sen veya kendisine intikal eden ihbar veya şikâyetler üzerine doğrudan soruşturma açılmasına ya da soruşturma açılmasına gerek olup olmadığının tespiti için ön araştırma yapılmasına karar vereceği belirtilmiştir.
Aktarılan bu Yasa hükümlerine göre, Kurulun idari para cezası verilmesini gerektiren hallerle ilgili olarak re’sen veya kendisine intikal eden ihbar veya şikayetler üzerine doğrudan soruşturma açılmasına ya da soruşturma açılmasına gerek olup olmadığının tespiti için ön araştırma yapılmasına karar vermesi gerektiği açıktır.
Öte yandan, 21. maddenin başlığında ve içeriğinde 19. maddede öngörülen idari para cezasını gerektiren hallerin ön araştırma veya soruşturma zorunluluğundan muaf tutulduğuna dair hiçbir ifadeye yer verilmediğinden, 21. maddede tüm idari cezalar için zorunlu tutulan idari usulün, 19. maddede öngörülen idari cezalar için de uygulanmasının yasal bir yükümlülük olduğu ortadadır.
Keza, modern idare hukuku uygulamalarında kişilere idari ceza verilmeden önce idari soruşturma yapılması ve cezanın bir soruşturma sonucu verilmesi “idari usul” kurallarının önemli bir kısmını oluşturmakta olup regülasyon otoritelerinin verdiği idari cezalarda bu uygulama çok daha belirgindir.
Bu itibarla, 5015 sayılı Kanunun 19. maddesinde düzenlenen idari para cezasını gerektiren hallerin gerçekleştiğinin Kurul tarafından re’sen belirlenmesi veya bu konuda Kurula ihbar veya şikayetlerin intikal etmesi üzerine Kurul tarafından doğrudan soruşturma açılmasına ya da soruşturma açılmasına gerek olup olmadığının tespiti için ön araştırma yapılmasına karar verilmesi zorunlu olmasına rağmen davacı şirket hakkında ön araştırma veya soruşturma yapılmadan idari para cezası uygulanmasına ilişkin Kurul kararında hukuka uygunluk bulunmadığı ve işlemin iptali gerektiği düşüncesiyle aksi yönde oluşan çoğunluk kararına katılmıyorum.