Danıştay Kararı 13. Daire 2015/4927 E. 2018/341 K. 08.02.2018 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2015/4927 E.  ,  2018/341 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2015/4927
Karar No:2018/341

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı ): …
Vekili : …
Karşı Taraf (Davalı) : Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu
Vekili : …
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının; dava konusu kararın şirkete tebliğ edilmediği, idarî para cezasına ilişkin karara karşı dava açma süresinin, anılan kararın Resmî Gazete’de yayımlandığı tarihten itibaren başlatılmasının kanunî bir dayanağının bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hâkimi … ‘nın Düşüncesi : Dava, LPG otogaz istasyonunda sorumlu müdür çalıştırmadığından bahisle davacı şirkete ….-TL tutarında idarî para cezası verilmesine ilişkin Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun 22.08.2013 tarih ve … sayılı kararının iptali istemiyle açılmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Dava açma süresi” başlıklı 7. maddesinde, “1. Dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gündür.
2. Bu süreler;
a) İdari uyuşmazlıklarda; yazılı bildirimin yapıldığı,

Tarihi izleyen günden başlar…; “Sürelerle ilgili genel esaslar” başlıklı 8. maddesinin 1. fıkrasında ise, “Süreler, tebliğ, yayın veya ilan tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlar.” kurallarına yer verilmiştir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10. maddesinde, tebligatın, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılacağı; 12. maddesinde, hükmi şahıslara tebliğin, salahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise, yalnız birine yapılacağı; 21. maddesinin 1. fıkrasında, kendisine tebligat yapılacak kimse veya Kanunda sayılan kişilerden hiçbirinin gösterilen adreste bulunmaması veya tebellüğden imtina etmesi durumunda, tebliğ memurunun tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim edeceği ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama hâlinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildireceği, ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarihin tebliğ tarihi sayılacağı; 28. maddesinde, adresi meçhul olanlara tebligatın ilânen yapılacağı, Kanun gereğince tebligat yapılamayan ve ikametgâhı, meskeni veya iş yeri de bulunamayan kimsenin adresinin meçhul sayılacağı, adresin meçhul olması hâlinde keyfiyetin tebliğ memuru tarafından mahalle veya köy muhtarına şerh verdirilmek suretiyle tespit edileceği, bununla beraber tebliği çıkaran merciin, muhatabın adresini resmî veya hususi müessese ve dairelerden gerekli gördüklerine soracağı ve zabıta vasıtasıyla tahkik ve tespit ettireceği kurala bağlanmıştır.
5307 sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 12. maddesinin 5. fıkrasının son cümlesinde ise, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından 5307 sayılı Kanun’a göre yapılacak her türlü tebligat hakkında 7201 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı, ancak ilânen yapılacak tebligatların Resmî Gazete’de yayımlanacağı kural altına alınmıştır.
Bu itibarla, tebliğ yapılacak hükmi şahısların adreslerine tebligat yapılamaması durumunda anılan mevzuat uyarınca, idarenin, muhatabın adresinin resmî veya hususi müessese ve dairelerden gerekli gördüklerine sorup, zabıta vasıtasıyla tahkik ve tespit ettirmesi gerektiği, bu araştırmalar sonucu tebligat yapılamaması durumunda adresin meçhul olduğunun kabulü ile ilânen tebligat yapılabileceği açıktır.
Dosyanın incelenmesinden, 24.09.2010 tarih ve LPG-BAY/941-54/10730 sayılı LPG otogaz bayilik lisansına sahip davacı şirketin otogaz istasyonunda 20.02.2013 tarihinde yapılan denetimde, istasyonda sorumlu müdür çalıştırılmadığından bahisle Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun (Kurul) 22.08.2013 tarih ve … sayılı kararı ile davacı şirkete 5307 sayılı Kanun uyarınca …-TL tutarında idarî para cezası uygulanmasına karar verildiği; Kurul tarafından anılan kararın, davacı şirketin kurumda kayıtlı olan “…, … mevki …” adresine tebligata çıkartıldığı, ancak posta memuru tarafından tebliğ mazbatası üzerine “gösterilen şirket muhatabı gösterilen adresten ayrılmış, ikinci adresi bilinmiyor, iade” şeklinde 06.11.2013 tarihli şerhin düşüldüğü, posta marifeti ile tebligatın yapılamaması nedeniyle 22.12.2013 tarih ve 28859 sayılı Resmî Gazete’de ilânen tebligatın yapıldığı, bunun üzerine anılan idarî para cezasının iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Dava konusu Kurul kararı davacıya tebliğ edilemediğinden ilânen tebligat yapılmadan önce, 7201 sayılı Kanun’un aktarılan düzenlemelerindeki usul izlenerek adres araştırması yapılması ve bütün araştırmalara rağmen tebligat yapılacak bir adrese ulaşılamaması hâlinde adresi meçhul kapsamında değerlendirilip ilânen tebligat usulünün uygulanması gerekirken, bu yol izlenilmeden, muhatabın adresten ayrıldığı belirtilerek tebligatın iade edilmesi üzerine kararın ilânen tebligata çıkıldığı, ilânen tebligat şartları oluşmadan ilânen tebligat yapılmasının mevzuata aykırı olduğu, usulüne uygun yapılmayan tebligat işlemleri ile de davacıya yapılmış yasal bir bildirim bulunmadığından anılan karara karşı dava açma süresinin başlamasının mümkün olmadığı bu durumda, dava konusu Kurul kararının kesinleşmesinden de söz edilemeyeceği açık olup, idarî para cezasının iptali istemiyle açılan davanın süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin kararda usule uygunluk bulunmadığından Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, LPG otogaz istasyonunda sorumlu müdür çalıştırmadığından bahisle davacı şirkete …-TL tutarında idarî para cezası verilmesine ilişkin Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun 22.08.2013 tarih ve … sayılı kararının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesi’nce; davacı tarafından, iptali istenilen işlemden 22.12.2013 tarih ve 28859 sayılı Resmî Gazete’deki ilan ile haberdar olunduğunun belirtildiği, buna göre 60 günlük dava açma süresinin son gününün 20.02.2014 günü olduğu, bakılan davanın ise 24.02.2014 tarihinde açıldığı, bu durumda, iptali istenilen işlemin öğrenildiği tarihten itibaren en son 20.02.2014 tarihinde dava açılması gerekirken bu süre geçirildikten sonra 24.02.2014 tarihinde açılan davanın süre aşımı nedeniyle esasının incelenmesine olanak bulunmadığı gerekçesiyle davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, bu karar davacı şirket tarafından temyiz edilmiştir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 28. maddesinin 1. fıkrasında, adresi meçhul olanlara tebligatın ilânen yapılacağı; 31. maddesinde, ilânen tebliğin, son ilan tarihinden itibaren yedi (7) gün sonra yapılmış sayılacağı belirtilmiş, 5307 sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 12. maddesinin 5. fıkrasının son cümlesinde ise, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından 5307 sayılı Kanun’a göre yapılacak her türlü tebligat hakkında 7201 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı, ancak ilânen yapılacak tebligatların Resmî Gazete’de yayımlanacağı kurala bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, 24.09.2010 tarih ve LPG-BAY/941-54/10730 sayılı LPG otogaz bayilik lisansına sahip davacı şirketin otogaz istasyonunda 20.02.2013 tarihinde yapılan denetimde, istasyonda sorumlu müdür çalıştırılmadığından bahisle dava konusu Kurul kararı ile davacı şirkete 5307 sayılı Kanun uyarınca …-TL tutarında idarî para cezası verildiği; anılan kararın, davacı şirketin kurumda kayıtlı olan “…, … mevki …/…” adresine tebligata çıkartıldığı, ancak posta memuru tarafından tebliğ mazbatası üzerine “gösterilen şirket muhatabı gösterilen adresten ayrılmış, ikinci adresi bilinmiyor, iade” şeklinde 06.11.2013 tarihli şerhin düşüldüğü, posta marifeti ile tebligatın yapılamaması nedeniyle 22.12.2013 tarih ve 28859 sayılı Resmî Gazete’de ilânen tebligatın yapıldığı, bunun üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, davacı şirket tarafından, dava konusu Kurul kararından 22.12.2013 tarihli Resmî Gazete’de yapılan ilanen tebligat ile haberdar olunduğunun belirtilmesi karşısında, tebliğin son ilan tarihinden itibaren yedi (7) gün sonra yapılmış sayılacağı yönündeki mevzuat hükmü dikkate alındığında, Kurul kararının Resmî Gazete’de yayımlandığı 22.12.2013 tarihinden yedi gün sonraya denk gelen 29.12.2013 tarihinden itibaren altmış (60) gün içinde 24.02.2014 tarihinde Mahkeme kaydına giren dilekçe ile açılan davanın süresinde olduğu anlaşıldığından, davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında usul hükümlerine uygunluk bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 08.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.