Danıştay Kararı 13. Daire 2015/4564 E. 2020/1455 K. 17.06.2020 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2015/4564 E.  ,  2020/1455 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2015/4564
Karar No:2020/1455

TEMYİZ EDEN (DAVACI): … Elektrik Dağıtım A.Ş.
VEKİLLERİ : Av. …, Av. …
KARŞI TARAF (DAVALILAR): 1. Türkiye Elektrik İletim A.Ş. (TEİAŞ) Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
2. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem : Davalı TEİAŞ Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen Haziran 2010 dönemine ilişkin 29/04/2013 tarih ve … sayılı sistem kullanım ceza faturasının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; davalı idare ile davacı arasında imzalanmış olan sistem kullanım anlaşmalarında belirtilen cezaî şartın ihlâlinin sabit olduğu, söz konusu ihlâle karşı tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından, sistem kullanım ceza faturasının yasal dayanağının bulunmadığı, davalı idarenin idarî para cezası verme yetkisine sahip olmadığı, idarî para cezası şeklinde uygulanan yaptırımın cezaî şart olarak nitelendirilemeyeceği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davalı idare tarafından, davacı ile 31/03/2010 tarihi sonrasında her bir trafo merkezi için sistem kullanım anlaşması imzalandığı, sistem kullanım anlaşmalarında bulunan cezaî şart maddesinin davacı tarafından ihlâl edildiği belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
USUL YÖNÜNDEN:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda, “derdestlik” ilk itirazlar arasında değil, dava şartlarını düzenleyen 114. maddesinin 1. fıkrasının (ı) bendinde “Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması” kuralına yer verilmek suretiyle doğrudan dava açma şartları arasında sayılmış; 115. maddesinde ise, mahkemenin dava şartı noksanlığını tespit etmesi hâlinde davayı usulden reddedeceği kurala bağlanmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda “derdestlik” müessesesi düzenlenmemiş ve Kanun’un 31. maddesinde, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ve onun yerine çıkarılan Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun derdestlik ile ilgili maddelerine atıfta bulunulmamış olmakla birlikte, tarafları, konusu ve sebebi aynı olan bir davanın daha önce aynı veya başka bir mahkemede açıldığının ve görülmekte olduğunun tespit edilmesi hâlinde, usûl hukukunun temel kavramlarından olan derdestlik müessesesinin temelinde yatan, ilk davanın aynısı olan ikinci davanın açılmasında davacının hukukî yararı bulunmadığı olgusundan hareketle, ikinci davanın derdestlik nedeniyle incelenmesi mümkün değildir.
Dosyanın incelenmesinden, davacı şirket tarafından, 11/07/2013 tarihinde Danıştay Genel Yazı İşleri Müdürlüğü evrak kaydına giren dilekçeyle, Haziran 2010 dönemine ilişkin 29/04/2013 tarih ve … sayılı sistem kullanım ceza faturası ile söz konusu faturanın dayanağı olan 24/12/2009 tarih ve 2360 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (Kurul) kararının (e) bendi ile 2 numaralı ekinde yer alan İletim Sistemi Sistem Kullanım ve Sistem İşletim Tarifelerini Hesaplama Yöntem Bildiriminin (Yöntem Bildirimi) 1.5. maddesinin iptalinin istendiği, ancak Dairemizin 12/11/2013 tarih ve E:2013/2033, K:2013/2947 sayılı kararıyla, davacı şirket ile TEİAŞ arasında dava konusu edilen dönem itibarıyla akdedilmiş olan sistem kullanım anlaşması bulunduğu, cezaî şartın salt bu sözleşme hükümleri uyarınca tesis edildiği, diğer bir ifadeyle uygulama işleminin Yöntem Bildirimi’nden kaynaklanmadığı, dolayısıyla düzenleyici işlemin uygulama işlemi niteliğinde olmayan, aralarında maddî veya hukukî bağ ya da sebep-sonuç ilişkisi bulunmayan uygulama işlemi ile düzenleyici işlemin birlikte dava konusu edilemeyeceği gerekçesiyle 2577 sayılı İdarî Yargılama Usulü Kanunu’nun 5. maddesine uygun şekilde her bir işleme karşı ayrı ayrı dilekçelerle yeniden dava açmakta serbest olmak üzere dilekçenin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bunun üzerine, Haziran 2010 dönemine ilişkin 29/04/2013 tarih ve … sayılı sistem kullanım ceza faturasının iptali istemiyle 07/03/2014 tarihinde açılan davanın, Dairemizin 18/03/2014 tarih ve E:2014/642, K:2014/1017 sayılı kararıyla görev yönünden reddedilerek dosyanın Ankara İdare Mahkemesi’ne gönderildiği, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla söz konusu ceza faturasına açılan davanın reddine karar verildiği, bu karara karşı davacı tarafından temyiz başvurusunda bulunulduğu görülmektedir.
Öte yandan, işbu dava konusu Haziran 2010 dönemine ilişkin 29/04/2013 tarih ve 079237 sayılı sistem kullanım ceza faturasının iptali istemiyle 02/07/2013 tarihinde …. İdare Mahkemesi’nde de dava açıldığı, bu dava derdest iken davacı şirket tarafından aynı işlemin iptali istemiyle 11/07/2013 tarihinde ikinci bir davanın Danıştay’da açıldığı ancak Dairemiz tarafından görev yönünden reddedilerek … İdare Mahkemesi’ne gönderilen dosyanın, … İdare Mahkemesi’ndeki derdest dava göz önünde bulundurulmaksızın esasını inceleme olanağı bulunmamaktadır.
Bu itibarla, temyize konu davaya ilişkin konusu, sebebi ve tarafları aynı olan derdest bir dava bulunduğundan dolayı Mahkemece davanın derdestlik nedeniyle incelenmeksizin reddine karar verilmesi gerekirken, davanın esasının incelenmesi suretiyle dava konusu işlemin iptali yolundaki Mahkeme kararında usûl kurallarına uygunluk bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
4. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 17/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.