Danıştay Kararı 13. Daire 2015/4488 E. 2020/1333 K. 10.06.2020 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2015/4488 E.  ,  2020/1333 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2015/4488
Karar No:2020/1333

TEMYİZ EDEN (DAVACI): …
KARŞI TARAF (DAVALI): …

İSTEMİN_KONUSU: … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı şirket tarafından, … Genel Müdürlüğü ile aralarında akdedilen Sistem Kullanım Anlaşmasının “Cezai Şartlar” başlıklı 9. maddesinde yer alan “… tesislerinde kullanıcının bağlı olduğu fidere 00.00-24.00 saatleri arasında 4 (dört) veya daha fazla arıza intikal ederek kesicinin açması” kuralının ihlal edildiği gerekçesiyle düzenlenen Mayıs 2014 dönemine ilişkin …-TL tutarındaki 31/05/2014 tarihli sistem kullanım ceza faturasının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; davalı idarece yapılan tespitlere göre davacı elektrik dağıtım şirketinin kullanım nedeniyle arıza intikallerinin olduğu ve bu nedenle kesici açılmasından kaynaklı cezai şart uygulandığı, yapılan tespitlerde her bölgede ne kadar arıza intikal ettiğinin ve kesici açtığının tek tek tespit edildiği, davacı tarafından bu tespitlerin yerinde olmadığını kanıtlayacak herhangi bir bilgi ve belge sunulamadığı, yapılan tespitlere göre ceza miktarının nasıl belirleneceğinin Yöntem Bildiriminde açıklandığı, bu kapsamda belirlenen arızalar ve kesici açmalarına göre ceza miktarının Sistem Kullanım Antlaşması’nın 9. maddesi ile tespit edildiği anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından, sistem kullanım anlaşmalarının sözleşme serbestisi kapsamında imzalanan sözleşmeler olmadığı, anlaşmaların … tarafından hazırlandığı ve EPDK tarafından onaylandığı, anlaşmayı imzalamaya mecbur bırakıldığı, dağıtım şirketi tarafından ödenen reaktif cezaların hiçbir şekilde tarifeler yoluyla geri alınamadığı, ihlâl olarak belirtilen cezaya esas fiilin işlenmesi halinde hangi cezanın verileceğine ilişkin herhangi bir kanun hükmünün bulunmadığı, Anayasanın 73. maddesi gereği kanunda yer almayan bir cezai yaptırımın yönetmelik, tebliğ veya kurul kararları ile düzenlenmesinin mümkün olmadığı, anlaşmanın mevcut şartları yansıtmadan imzalandığı, tesislerin gerçek durumunun gözetilmediği, yıllarca yapılmayan yatırımların özelleştirme sonrası dağıtım şirketlerine bırakıldığı, faaliyet bölgelerinde kışın ısıtma ve yazın tarımsal sulama amaçlı yoğun bir enerji kullanımı olduğu, dağıtım ve iletim şebekesi altyapısının dönemsel olarak artan enerji tüketimini kaldırmaya müsait olmadığı, trafo merkezlerinde trafoların ve 33kV fiderlerin aşırı yüklenmeden dolayı açıldığı, bu açmaların arıza olmadığı halde “aşırı akım açma” olarak kayıtlara geçirildiği, ceza miktarı belirlenirken hangi yöntemin izlendiği, hangi verilerin esas alındığının belli olmadığı, bazı faturalara karşı yapılan itirazlar sonrası faturaların bir kısmının davalı idare tarafından iptal edildiği, Yönetmeliğin geçici 7. maddesinin yürütmesi durdurulduğundan artık reaktif ceza uygulanamayacağı, keyfi bir hesaplama yöntemiyle ceza miktarının belirlendiği, bilirkişi incelemesi talebinin karşılanmadığı, fider açmalardan kaynaklı cezaların özensiz bir şekilde hesaplandığı, gönderilen muhteviyat çizelgelerinin özensiz hazırlandığı, kayıtların tek taraflı tutulduğu, doğruluğunun teyit edilemediği, birçok trafo merkezinde aynı anda meydana gelen fider açmalarından (paralel açmalar) dolayı bir fider için yazılması gerekirken her bir fider için ayrı ayrı hesaplara katıldığı, idarenin cezai şart uygulamadan önce uyarıda bulunması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davalı idare tarafından, dava konusu cezai şart faturasının ihlallerin gerçekleştiği dönemde taraflar arasında yürürlükte bulunan sistem kullanım anlaşmasının ilgili hükmü uyarınca düzenlendiği, sağlıklı iletim hizmeti sunulabilmesi ve arz güvenliğinin sağlanabilmesi için sisteme zarar veren ihlallere karşı cezai şartların öngörülmesinin bir gereklilik olduğu, her ne kadar davacı anlaşmanın tek taraflı hazırlanarak dağıtım şirketlerine dayatıldığı iddiasını ileri sürse de, davacının da dağıtım sistemi kullanıcıları ile aynı nitelikte anlaşmaları imzaladığının dikkate alınması gerektiği, genel hükümler arasında yer alan cezai şartlara ilişkin kısmın hazırlanmasında dağıtım ve üretim şirketlerinin görüş ve önerilerinin dikkate alındığı, iletim sistemi işletmecisi olarak sistem üzerinde risk oluşturan ihlâl durumlarının tespiti ve anlaşmada belirtilen cezai şartların tesisi ile görevli ve yetkili oldukları, davacıya gönderilen muhteviyat çizelgeleri ile raporlarda ceza miktarını hesaplamaya esas teşkil eden ihlâllerin ayrıntılarına yer verildiği belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 10/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.