Danıştay Kararı 13. Daire 2015/3585 E. 2015/2833 K. 03.08.2015 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2015/3585 E.  ,  2015/2833 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2015/3585
Karar No : 2015/2833

Davacı :
Vekili :
Davalı :

Davanın Özeti :Piyasa aktörleri tarafından yapılan IP seviyesinde veri akış erişimi ücretlendirilmesinde revizyon yapılması istemli başvurular üzerine tesis edilen; 11.12.2013 tarih ve 2013/DK-ETD/634 sayılı Kurul kararı ile onaylanan ve 01.10.2014 tarihi itibariyle yürürlüğe giren IP seviyesinde veri akış erişimi hizmetine yönelik port ve transmisyon temelli ücretlerin genişbant internet piyasasına etkilerinin gözlemlenmesinden sonra değerlendirilmesine karar verilmesine ilişkin 27.01.2015 tarih ve 2015/DK-ETD/45 sayılı Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu kararının iptali istenilmektedir.
Danıştay Tetkik Hâkimi …’ın Düşüncesi : Davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 87. maddesi uyarınca karar veren Danıştay Nöbetçi Dairesi’nce işin gereği görüşüldü:
Dava, piyasa aktörleri tarafından yapılan IP seviyesinde veri akış erişimi ücretlendirilmesinde revizyon yapılması istemli başvurular üzerine tesis edilen; 11.12.2013 tarih ve 2013/DK-ETD/634 sayılı Kurul kararı ile onaylanan ve 01.10.2014 tarihi itibariyle yürürlüğe giren IP seviyesinde veri akış erişimi hizmetine yönelik port ve transmisyon temelli ücretlerin genişbant internet piyasasına etkilerinin gözlemlenmesinden sonra değerlendirilmesine karar verilmesine ilişkin 27.01.2015 tarih ve 2015/DK-ETD/45 sayılı Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu kararının iptali istemiyle açılmıştır.
2576 sayılı Kanun’un 1. maddesinde, bölge idare mahkemeleri, idare mahkemeleri ve vergi mahkemelerinin bu Kanunla verilen görevleri yerine getirmek üzere kurulmuş “genel görevli” mahkemeler olduğu; 5. maddesinde, idare mahkemelerinin, vergi mahkemelerinin görevine giren davalarla ilk derecede Danıştay’da çözümlenecek olanlar dışındaki davaları çözümleyeceği; 2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 24/1-c maddesinde, “Bakanlıklar ile kamu kuruluşları veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarınca çıkarılan ve ülke çapında uygulanacak düzenleyici işlemlere” karşı açılacak idarî davaların ilk derece mahkemesi olarak Danıştay’ca karara bağlanacağı; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14/3-a maddesinde, dilekçelerin görev ve yetki yönünden inceleneceği; 15/1-a maddesinde, 14. maddenin 3/a bendine göre adlî ve askerî yargının görevli olduğu konularda açılan davaların reddine, idarî yargının görevli olduğu konularda ise görevli veya yetkili olmayan mahkemeye açılan davanın görev veya yetki yönünden reddedilerek dava dosyasının görevli veya yetkili mahkemeye gönderilmesine karar verileceği kurala bağlanmıştır.
10.11.2008 tarih ve 27050 sayılı Resmî Gazete’de (Mükerrer) yayımlanarak yürürlüğe giren 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 62. maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Kurumun sektörle ilgili işlemlerine karşı açılacak davalar ilk derece mahkemesi olarak Danıştayda görülür. Bu davalar Danıştay tarafından acele işlerden sayılır.” hükmü, 05.07.2012 tarih ve 28344 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun’un 70. maddesi ile, “İdarî yaptırım kararlarına karşı yetkili idare mahkemesinde dava açılabilir. Kurum kararlarına karşı açılan her türlü dava öncelikli işlerden sayılır.” şeklinde değiştirildiğinden, 05.07.2012 tarihinden itibaren Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu’nun ülke çapında uygulanacak düzenleyici işlemleri dışındaki kararlarına karşı açılan davaların ilk derece mahkemesi olarak Danıştay’da görülemeyeceği açıktır.
Öğretide de kabul edildiği üzere; sözlük anlamı ile düzenli hâle koymak, düzen vermek, tanzim ve tertip etmek olarak tanımlanan düzenleme, kamu hukukunda kural koyma ile eş anlamlıdır. Kural ise; hukukta sürekli, soyut, nesnel, genel (kişilik dışı) durumları belirleyen ve gösteren norm olarak tanımlanmaktadır. Yasama organının yasama tasarrufları dışında idare, Anayasa ve yasal düzenlemelerden aldığı yetki ile kural koyma, düzenleme yapma yetkisine sahiptir. Düzenleme yetkisini kullanarak tüzük, yönetmelik, genelge gibi düzenleyici işlemleri yapan idarenin bir işleminin düzenleyici nitelik taşıdığının kabul edilebilmesi için, söz konusu işlemin sürekli, soyut, nesnel, genel durumları belirleyen ve gösteren hükümler içermesi, başka bir anlatımla, belirtilen nitelikte kurallar konulmuş olması gerekir.
Kural işlemler (ya da diğer adıyla genel düzenleyici işlemler), yukarıda da değinildiği üzere, üst hukuk normuna uygun olarak hukuk düzenine yeni kural getiren ya da olan bir kuralı değiştiren veya kaldıran işlemlerdir.
Bu çerçevede, IP seviyesinde veri akış erişimi tarifelerine ilişkin olarak yapılan başvurular üzerine tesis edilen ve ilgili tarifelerde belirlenen ücretlerin piyasaya etkilerinin gözlemlenmesinden sonra değerlendirileceği yönündeki Kurul kararının düzenleyici işlem mahiyetinde olmadığı açık olup, değiştirilmesi talep edilen tarifelere karşı aynı dilekçe ile dava açılmamış bulunduğu da göz önüne alındığında ülke çapında uygulanacak düzenleyici işlem niteliğini haiz olmadığı sonucuna ulaşılan dava konusu Kurul kararının iptali istemiyle açılan davanın, işlemi tesis eden idari merciin bulunduğu yer idare mahkemesi olan Ankara İdare Mahkemesince çözümlenmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenle; DAVANIN GÖREV YÖNÜNDEN REDDİNE, dosyanın Ankara İdare Mahkemesine gönderilmesine, 03.08.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.