Danıştay 13. Daire Başkanlığı 2015/3062 E. , 2015/3263 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2015/3062
Karar No : 2015/3263
Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı) :
İstemin Özeti : …5. İdare Mahkemesi’nin …tarih ve …sayılı kararının; davacı şirketin benzer ihalelere yıllardır aynı belgelerle katıldığı, davalı idarenin aynı uyuşmazlık hakkında yakın tarihli çelişkili kararlarının bulunduğu, emsal niteliğindeki bir uyuşmazlık hakkında …15. İdare Mahkemesi’nin …sayılı kararında davacı şirketçe sunulan analiz sertifikası ile piyasaya sürülüm sertifikası belgelerinin usulüne uygun olarak tasdik edildiğine hükmedildiği, işbu davaya konu belgelerin de aynı şekilde Mal Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliği’nin 29. maddesine uygun olarak hazırlandığı ve tasdik edildiği ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hâkimi I’nın Düşüncesi : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:
Dava; tarafından 04.04.2014 tarihinde yapılan ( ihale kayıt numaralı) “8.000.000 Doz Adult Tip Difteri Tetanoz Aşısı” ihalesine katılan davacı şirketin, teklifinin değerlendirme dışı bırakılmasına ilişkin işleme karşı yapmış olduğu itirazen şikâyet başvurusunun reddine ilişkin 16.07.2014 tarih ve 2014/UM.II-2617 sayılı Kamu İhale Kurulu kararının iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesi’nce; dava konusu Kurul kararının davacının birinci ve üçüncü iddialarının değerlendirilmesine ilişkin kısımlarında, idarece ”mevzuata aykırılık yoktur” ibaresi yerine sehven ”mevzuata uyarlık yoktur” ibaresine yer verilmiş ise de, karara dayanak esas inceleme raporu ve kararın değerlendirme ve sonuç kısımları ile dosyadaki bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde, söz konusu yanlışlığın dava konusu işlemi sakatlar nitelikte olmadığı; ihaleye ilişkin idari şartnamede mesleki ve teknik yeterliğe ilişkin belgeler arasında sayılan analiz sertifikasının ve piyasaya sürülüm sertifikasının yabancı ülkelerde düzenlenmiş olduğu, ancak apostil tasdik şerhi içermediği, dolayısıyla Mal Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliği’nin 29. maddesinin dördüncü fıkrasında belirtilen biçimde tasdiklenmediği anlaşıldığından, davacının bu hususlara ilişkin itirazlarının reddi yönünden Kurul kararında hukuka aykırılık bulunmadığı; davacının ihale üzerinde kalan firmaya ilişkin itirazı yönünden, anılan firmanın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda yer alan düzenlemeye aykırı olarak adında ”Türk” ibaresi bulunmakta ise de, mesleki faaliyetini sürdürdüğü ve teklif vermeye yetkili olduğunu gösterir belgeleri teklif dosyası kapsamında sunmuş olduğu anlaşılan söz konusu …Anonim Şirketi hakkında firma unvanı ile ilgili olarak Türk Ticaret Kanunu’nun 51. maddesi uyarınca …Ticaret Sicil Memurluğu’na bildirilmesine karar verildiği hususu da dikkate alındığında, davacı şirketin adı geçen firmanın değerlendirme dışı bırakılması yönündeki iddiasının reddi yönünden de dava konusu kararda hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden; dava konusu ihaleye katılan davacı şirket tarafından sunulan teklif dosyasındaki analiz sertifikasının fotokopi olduğu, serbest satış sertifikasının son bir yıl içerisinde üretilmiş bir seriye ait olmadığı, piyasaya sürülüm sertifikasının fotokopi olduğu gerekçeleriyle değerlendirme dışı bırakılması üzerine; analiz sertifikasının yeminli tercüman tarafından tercüme edilmiş ve noter tarafından onaylı olduğu, serbest satış sertifikalarının, bir ürünün ilgili menşei ülkede üretildiği, serbestçe satıldığı ve ruhsatlı olduğunu gösteren belge olduğu; bu nedenle ürünün her serisi için ayrıca düzenlenmediği, piyasaya sürülüm sertifikasının yeminli tercüman tarafından tercüme edilmiş ve noter tarafından onaylı olduğu, bu nedenlerle komisyonun değerlendirme dışı bırakma gerekçelerinin mevzuata aykırı olduğu; ihale üzerinde bırakılan isteklinin unvanında “Türk” kelimesinin bulunduğu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda ”Türk” kelimesine Bakanlar Kurulu kararı ile bir firmanın unvanında yer verilebileceğinin kurala bağlandığı, Ticaret Siciline bu unvanla kayıtlı bir firma bulunmadığından, söz konusu isteklinin teklifinin değerlendirme dışı bırakılması gerektiği iddiaları ile yapılan şikâyet başvurusunun ihale idaresince reddi üzerine yapılan itirazen şikâyet başvurusunun reddedildiği anlaşılmaktadır.
Dava konusu Kamu İhale Kurulu kararında birinci ve üçüncü iddialara ilişkin olarak yapılan değerlendirmede; başvuru sahibinin sunduğu analiz sertifikası ve piyasaya sürülüm sertifikalarının yabancı dilde düzenlenen belgeler olduğu, bu belgelerin tercüman aracılığıyla Türkçe çevirisinin yapıldığı ve noter tarafından da çevirinin onaylandığı, İdari Şartname’nin 7.7.5.2.5. maddesinde yer alan “Yabancı dilde düzenlenen belgelerin tercümelerinin Türkiye’deki yeminli tercümanlar tarafından yapılması ve noter tarafından onaylanması hâlinde ise bu tercümelerde başkaca bir tasdik şerhi aranmaz.” düzenlemesi gereğince başvuru sahibinin sunduğu tercümelerin belgelerin sunuluş şekline uygun olduğu, ayrıca, idarece yapılan değerlendirmede noter onayında “aslı gibidir” ibaresi bulunmadığı gerekçesiyle söz konusu belgenin asıl belge ile aynı olmadığı yönünde değerlendirme yapıldığının anlaşıldığı, Mal Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliği’nin 29. maddesinin dördüncü bendinde yabancı ülkelerde düzenlenen belgelerin tasdik işleminden, belgedeki imzanın doğruluğunun, belgeyi imzalayan kişinin hangi sıfatla imzaladığının ve varsa üzerindeki mühür veya damganın aslı ile aynı olduğunun teyidi işleminin anlaşılması gerektiği ve “Apostil tasdik şerhi” taşımayan yabancı ülkelerde düzenlenen belgelerin tasdik işleminin o ülkedeki Türkiye Cumhuriyeti Konsolosluğu tarafından gerçekleştirileceği veya sırasıyla o ülkenin Türkiye’deki temsilciliği ile Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı tarafından tasdik edilmesi gerektiğinin kurala bağlandığı, incelemeye konu belgede, Türkiye Cumhuriyeti Mumbai Başkonsolosluğu tarafından belgede yer alan mührün Maharashtra Valiliği’ne ait olduğunun onaylandığı görüldüğünden, idare tarafından söz konusu belgenin belgelerin sunuş şekline aykırı olduğu yönündeki değerlendirmesinde mevzuata uygunluk bulunmadığı sonucuna varıldığı belirtilmiş, ancak söz konusu gerekçede aksi yönde değerlendirme yapılmasına rağmen kararın sonuç kısmında davacının itirazen şikâyet başvurusu reddedilmiştir.
Bu durumda, her ne kadar davalı idarenin savunmasında dava konusu Kurul kararının hüküm fıkrası ile davacının birinci ve üçüncü iddialarının değerlendirildiği gerekçe bölümü arasındaki çelişkinin bir yanlışlık olduğu ve bu durumun dosyadaki diğer bilgi ve belgelerden de anlaşılacağı belirtilmiş, bu değerlendirmeye Mahkeme’ce itibar edilmiş ise de, söz konusu çelişkinin dava konusu işlemin sıhhatini etkileyen esaslı bir hata olduğu ve bu eksikliğin diğer destekleyici bilgi ve belgelerin değerlendirilmesiyle aşılmasının mümkün olmadığı, davacının söz konusu iddialarının tam ve eksiksiz olarak değerlendirilmek suretiyle yeniden karar verilmesi gerektiğinden dava konusu Kurul kararında hukuka uygunluk, davanın reddi yolundaki Mahkeme kararında ise hukukî isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle; temyiz isteminin kabulü ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca …5. İdare Mahkemesi’nin …tarih ve …sayılı kararının BOZULMASINA, 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca DAVA KONUSU İŞLEMİN İPTALİNE, dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine, kullanılmayan …-TL yürütmeyi durdurma harcının davacıya iadesine, aşağıda ayrıntısı gösterilen …-TL yargılama gideri ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen …-TL vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine, 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 30.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.