Danıştay Kararı 13. Daire 2015/2885 E. 2020/1618 K. 30.06.2020 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2015/2885 E.  ,  2020/1618 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2015/2885
Karar No:2020/1618

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : …

KARŞI TARAF (DAVALI) : Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu
VEKİLİ : …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … A.Ş.’nin kanuni temsilcisi olan davacı hakkında, …-TL Fon alacağının tahsili için düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; davacının … Grubu ile bağlantılı … A.Ş.’de 20/11/1990-25/09/1998 tarihleri arasında yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptığı döneme ilişkin olarak kullanılan 12/06/1998-21/09/1998 tarihleri arasındaki kredilerin zamanında ödenmediği, dolayısıyla ödenmeyen kredilerden sorumlu olduğu, öte yandan davacı tarafından 28/09/1998 tarihinde … A.Ş.’ye ait hisselerini devrettiği ve borcu bulunmadığı iddia edilmekte ise de, davacının … A.Ş.’de 20/11/1990-25/09/1998 tarihleri arasında yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptığı, kullandırılan ve ödenmeyen kredilerin alınma tarihlerinin ise 12/06/1998-21/09/1998 tarihleri arası olduğu ve davacının bu dönemde de hâlen sorumluluğunun devam ettiği görüldüğünden davacının bu iddiasına itibar etme olanağı bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, TMSF tarafından takip edilen alacağın amme alacağı olmadığı ve 6183 sayılı Kanuna göre takip edilemeyeceği, … A.Ş.’nin, …’ın bağlantılı şirketi olmadığı ve kendisinin hakim ortak statüsünde olmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Fona intikal eden alacağın kamu alacağı statüsünde olduğu ve davacının … tarafından kredi kullandırılan … A.Ş’de 20/11/1990-25/09/1998 tarihleri arasında yönetim kurulu üyesi olduğu ve kanuni temsilci sıfatıyla 6183 sayılı Kanun’a göre takip edilmesinin hukuka uygun olduğu belirtilerek temyiz istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacını temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 30/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.