Danıştay Kararı 13. Daire 2015/244 E. 2015/3168 K. 16.09.2015 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2015/244 E.  ,  2015/3168 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2015/244
Karar No:2015/3168

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) :
Vekili : -Aynı adreste
Karşı Taraf (Davalı) :

İstemin_Özeti : …İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının; dava konusu işlemin belediyelerin yetki ve sorumluluk alanının belirlendiği Belediye Kanunu’nun 14. maddesine aykırı olduğu, uyuşmazlık konusu yerlerin belediye sınırıları dışında kaldığı, belediye sınırları dışında mücavir alan içinde kalan yerlerde belediyelerinin sorumlu tutulabileceğine dair Genel Aydınlatma Yönetmeliği’nde de bir düzenleme bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hâkimi …’nın Düşüncesi : Temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:
Dava; İl Mahalli İdareler Müdürlüğü koordinesinde oluşturulan Aydınlatma Komisyonu’nca alınan 31.12.2013 tarih ve 2 sayılı kararın 3. maddesinin iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesi’nce; davacı tarafından mücavir alan sınırlarının idari sınırlar olmayıp, iktisadi, sosyal ve kentsel gelişmeleri mekânsal olarak planlı bir şekilde yönetmek ve denetlemek amacıyla imar bakımından belediyelerin yetkisine verilen yerler olduğu ve yolların bu kısımlarında imardan başka hususlarda sorumlulukları bulunmadığı iddia edilmekte ise de, Genel Aydınlatma Yönetmeliği’nde belediye sınırları dışında kalan yerlerin aydınlatma giderlerini kimin karşılayacağı yönünde boşluk bulunduğu, her ne kadar belediyeler mücavir alan sınırları içinde sadece imar yönünden sorumlu olsa da, mücavir alan içinde kalan arsa ve arazilerin emlak vergilerinin belediyece tahakkuk ve tahsil edildiği hususu göz önünde bulundurulduğunda, aydınlatma tesislerinin belediye ve mücavir alan içerisinden geçen kısımları için ‘nın, belediye ve mücavir alan sınırları dışında kalan kısımları için …İl Özel İdaresi’nin yükümlü kılınmasının hukuka uygun olduğu sonuç ve kanaatine varıldığından dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki temyize konu …İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, temyiz istemi yerinde görülmeyerek anılan Mahkeme kararının ONANMASINA; dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine, kullanılmayan …-TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 16.09.2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY :

Uyuşmazlık İl Mahalli İdareler Müdürlüğü koordinatörlüğünde oluşturulan Aydınlatma Komisyonu’nun 31.12.2013 tarih ve 2 sayılı toplantısında alınan, “1-D-100 (…-…) 11 km uzunluğundaki yol aydınlatması, 2-…Gişeler Çıkışı Doğu Kavşağı (Otogar) 3.5 km’lik yol aydınlatması, 3-…Gişeler Çıkışı Lalapaşa Kavşağı Yol Aydınlatması tesislerinin belediye ve mücavir alan içerisinden geçen kısımları için “nın yükümlü kılınmasına ilişkin karardan doğmuştur. 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun, “Belediyelerin görev ve sorumlulukları” başlıklı 14. maddesinde, “Belediyenin görev, sorumluluk ve yetki alanı belediye sınırlarını kapsar. Belediye mecilisinin kararı ile mücavir alanlara da belediye hizmetleri götürülebilir.” kuralı yer almakta, “Meclisin görev ve yetkileri” başlıklı 18. maddede ise, “Mücavir alanlara belediye hizmetlerinin götürülmesine karar vermek” belediye meclisinin yetkileri arasında sayılmaktadır. 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen “Genel aydınlatma” başlıklı Geçici 6. maddesinde; “(1) 31/12/2015 tarihine kadar, genel aydınlatma kapsamında aydınlatılan yerlerde gerçekleşen aydınlatma giderleri Bakanlık bütçesine konulacak ödenekten ve ilgili belediyeler ile il özel idarelerinin genel bütçe vergi gelirleri payından karşılanır. Bakanlar Kurulu bu süreyi iki yıla kadar uzatmaya yetkilidir. Belediyelerin genel bütçe vergi gelirleri payından yapılacak kesinti, büyükşehir belediyeleri ve mücavir alanlarındaki belediyelerde aydınlatma giderlerinin yüzde onu, diğer belediyelerde yüzde beşi olarak uygulanır. Bu sınırlar dışında ise aydınlatma giderlerinin yüzde onu ilgili il özel idaresi payından kesinti yapılmak suretiyle karşılanır. Bakanlar Kurulu bu fıkra kapsamındaki oranları iki katına kadar artırmaya yetkilidir. … (6) Aydınlatmayla ilgili ölçüme ilişkin teknik esaslar ile ödemeye, kesinti yapılmasına, uygulamaya ve denetime ilişkin usul ve esaslar Bakanlık tarafından yürürlüğe konulan yönetmelikle düzenlenir.” denilmiştir. Buna göre, genel aydınlatma giderlerinin belirtilen oranlarda Bakanlık ve ilgili yerel yönetimlerce karşılanacağı kurala bağlanmakta, belediye ve il özel idareleri arasında bu sorumluluğun nasıl paylaşılacağına dair bir kural öngörülmemekte, ancak “ilgisine göre” ibaresi ile giderlerin belediye veya il özel idaresi tarafından karşılanacağı belirtilmektedir. Diğer yandan, söz konusu Kanun uyarınca çıkarılan Genel Aydınlatma Yönetmeliği de, genel aydınlatma yükümlülüğünün paylaşımına ilişkin bir ölçüt getirmemekte, genel aydınlatma giderlerlerinin karşılanması konusunda uyuşmazlık çıkması durumunda, uyaşmazlığın aydınlatma komisyonları tarafından çözüleceği kuralına yer vermektedir. Bu bağlamda, Belediye Kanunu’nun 14. ve 18. maddeleri ile 6446 sayılı Kanun’un Geçici 6. maddesi birlikte okunduğunda belediyelerin; “belediye sınırları” dışında kalan yerlerdeki genel aydınlatma giderlerinden sorumlu olmaması gerekmektedir. Bu nedenle, uyuşmazlık konusu olayda belirtilen yerlerin, mücavir alan sınırı içinde, …Belediyesi’nin belediye sınırı dışında kaldığı anlaşıldığından, sözü edilen bu yerlerde aydınlatma giderlerinden davacı belediyenin sorumlu olmaması gerekmektedir. Sonuç olarak, dava konusu işlemin iptali gerekirken, davayı reddeden İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği görüşüyle karara katılmıyoruz.