Danıştay Kararı 13. Daire 2015/2272 E. 2020/3182 K. 17.11.2020 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2015/2272 E.  ,  2020/3182 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2015/2272
Karar No:2020/3182

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Kurumu
VEKİLİ : Av. … – Aynı adreste

KARŞI TARAF (DAVACI) : … İnşaat Ltd. Şti.

İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Orman ve Su İşleri Bakanlığı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü 11. Bölge Müdürlüğü 112. Şube Müdürlüğü’nce 27/02/2014 tarihinde açık ihale usulüyle gerçekleştirilen 2014/173 kayıt numaralı “Kırıkkale 2. Grup Taşkın Koruma İşi” ihalesinde, 19/03/2014 tarih ve 1 no’lu İhale Komisyonu kararıyla ihale üzerinde bırakılan davacı şirket tarafından, ihalenin kendilerinden alınıp, tekliflerinin ekonomik açıdan en avantajlı ikinci teklif olarak belirlenmesine dair 31/03/2014 tarihli 2 no’lu İhale Komisyonu kararına karşı, ihaleyi gerçekleştiren idareye yaptığı şikâyet başvurusunun reddedilmesi üzerine yapılan itirazen şikâyet başvurusunun süre yönünden reddine ilişkin Kamu İhale Kurulu’nun (Kurul) 14/05/2014 tarih ve 2014/UY.IV-2112 sayılı kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda;
Anayasa’nın “Anayasa’nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü” başlıklı 11. maddesinde, Anayasa hükümlerinin yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kuralları olduğu belirtilmiş, “Hak arama hürriyeti” başlıklı 36. maddesinde, “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.”, “Temel hak ve hürriyetlerin korunması” başlıklı 40. maddesine 4709 sayılı Kanun’un 16. maddesiyle eklenen ikinci fıkrasında “Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır.” kuralı yer almış, 40. maddenin 2. fıkrasının gerekçesinde, bireylerin yargı ya da idari makamlar önünde sonuna kadar haklarını arayabilmelerine kolaylık ve imkan sağlanmasını amaçlandığı, son derece dağınık mevzuat karşısında kanun yolu, mercii ve sürelerin belirtilmesinin hak arama, hak ve hürriyetlerin korunması açısından zorunluluk haline geldiği belirtilmiştir.
İdari işlemlere karşı başvuru yollarının ayrıntılı düzenlemelerde yer alması, başvuru süresinin kısa olması veya olağan başvuru yollarına istisna getirilebilmesi nedeniyle işlemlere karşı hangi idari birime, hangi sürede başvurulacağının idarelerce işlemde belirtilmesi hukuk güvenliği ilkesinin gereğidir. Anılan Anayasa hükmü ile, idareye işlemlerinde, ilgililerin kaç gün içinde, hangi mercilere başvurabileceklerini bildirme yükümlülüğü getirilmiştir.
2 Nolu İhale Komisyonu kararının davacı şirkete tebliğine ilişkin yazı ile 4734 sayılı Kanun 55. maddesinde düzenlenen şikâyet yolu gösterilerek davacı şirketin yanlış yönlendirildiği, davacı şirketin kanunda düzenlenen itirazen şikâyet başvurusundan haberdar olması gerekmekle birlikte, iki farklı yazıda da tamamen aynı ifadelerle gösterilen idari başvuru yolu karşısında davacının yanlış başvuru yapmasının idarenin kusurundan kaynaklandığı, bu sonucun davacıya yükletilmesinin Anayasa’da düzenlenen hukuk devleti ve idareye güven ilkesine aykırı olacağı, bu durumda davacı şirket tarafından yapılan, davalı idarece esastan incelenmesi gerekirken süre aşımı nedeniyle reddedilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, sürelerle ilgili hükümlerin kamu düzeninden olduğu ve bu konuda Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun kararı olduğu bu sebeplerle temyiz isteminin kabulü gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, temyiz dilekçesine cevap verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptali yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davalıya iadesine,
5. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
6. 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 17/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.