Danıştay Kararı 13. Daire 2015/2078 E. 2018/1607 K. 03.05.2018 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2015/2078 E.  ,  2018/1607 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2015/2078
Karar No:2018/1607

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): …
Vekili : …
Karşı Taraf (Davalı) : …
Vekili : …
Müdahil (Davalı İdare Yanında) :
Vekilleri : …

İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının; …’na tanınan ayrıcalıkların diğer özel hukuk tüzel kişilerine tanınmadığı, mallarının kamu statüsünde bulunduğu, personelinin kamu görevlisi olduğu, yönetiminin Milli Savunma Bakanlığı ve Genel Kurmay Başkanlığı bünyesindeki kamu görevlilerinden oluştuğu, Vakfın kanunla kurulan bir kamu kurumu olduğu, yürütülen kamu hizmetinin doğrudan savunma sanayi ve ülke savunmasıyla ilişkili olduğu, Vakfa … TL kamu kaynağı aktarıldığı, Vakfın vergilerden muaf olduğu, Vakıf Senedinde Vakfın ikametgahının Milli Savunma Bakanlığı olarak gösterildiği, Milli Savunma Bakanlığı’nın görevleriyle Vakfın amaçlarının örtüştüğü ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmaların Özeti : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hâkimi … ‘nın Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile Mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, tarafından gerçekleştirilen “…. Uluslararası Savunma Sanayi Fuarı” ihalesine katılan davacı şirket tarafından yapılan itirazen şikâyet başvurusunun reddine ilişkin Kamu İhale Kurulu’nun 26.12.2011 tarih ve 2011/UH.II-4358 sayılı kararının dayanağı ‘nın 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamında olmadığına dair anılan Kurul’un 19.12.2011 tarih ve 2011/DK.D-242 sayılı kararının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesi’nce; Dairemizin 25.10.2013 tarih ve E:2013/811, K:2013/2659 sayılı bozma kararına uyularak, anılan Vakfın, Kanun ile kurulmuş olmasına rağmen açıkça Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre faaliyetlerini yürütmekte olan özel hukuk tüzel kişisi olduğu, kamu tüzel kişiliğine yaklaşan bir yapı arz etmediği, nitekim, vakfa tanınan ayrıcalıkların Bakanlar Kurulu kararı uyarınca vergi muafiyetinden yararlanan diğer vakıflarınkinden bir farklılık taşımadığı, Vakfın kamu kaynağı kullanmadığı ve Türk Medeni Kanunu uyarınca faaliyet gösteren diğer vakıflardan farklı olarak ayrı bir kamu denetimine tâbi olmadığı, öte yandan, Kanun’un 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi kapsamında Vakfın, bentte sayılan herhangi bir kamu kurum ve kuruluşuna organik olarak bağlılığının bulunmadığı, kaldı ki, Vakfın bir kamu kurum ve kuruluşu olarak değerlendirilebileceğinin kabul edilmesi ihtimalinde dahi, Kanun’un 2. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi kapsamında Vakfa Kanun ile bir kamu görevi verilmediği, Vakfın kuruluş Kanununda vakfın faaliyet gösterebileceği alanların çerçevesinin belirlendiği, Vakfın faaliyetlerinin Vakıf Senedinde yer aldığı, bu çerçevede Kanun ile bir kamu görevinin verilmesinin söz konusu olmadığı, öte yandan nihai olarak tüm vakıfların bir kamu hizmeti ifa ettiği, kamu hizmeti kriterinin tek başına o vakfın kamu hukukuna tabi olması sonucunu doğurmayacağı, bu durumda, kamu tüzel kişisi olmadığı, kamu hukukuna tâbi olmadığı, kamu kaynağı kullanmadığı ve kamunun denetiminde bulunmadığı, Kanun’un 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde sayılan idarelere bağlı olmadığı ve belirtilen şartları sağlamaması dolayısıyla anılan fıkranın (c) bendi kapsamında da değerlendirilemeyeceği açık olan ‘nın 4734 sayılı Kanun kapsamında bulunmadığı anlaşıldığından, dava konusu Kurul kararında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacı şirket tarafından temyiz edilmiştir.
Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki temyize konu … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, temyiz istemi yerinde görülmeyerek anılan Mahkeme kararının ONANMASINA; temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine, dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 03.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.