Danıştay Kararı 13. Daire 2015/1619 E. 2020/3185 K. 17.11.2020 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2015/1619 E.  ,  2020/3185 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2015/1619
Karar No:2020/3185

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Kurumu
VEKİLİ : Av. …
DİĞER DAVALI : … Kaymakamlığı
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Pet. İnş. Nak. Gıda Oto. Tic. Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … ili, … ilçesi, E-90 Karayolu üzeri, … mevkisinde faaliyet gösteren davacı şirkete ait petrol istasyonunun akaryakıt pompalarının mühürlenerek ticari faaliyetinin durdurulmasına ilişkin 28/11/2013 tarihli mühürleme işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; davacı şirketten denetimin yapıldığı 28/11/2013 tarihinde talep edilen söz konusu akaryakıt istasyonuna ait vaziyet planının, Geçiş Yolu Ön İzin Belgesi düzenlenmesi amacıyla Karayolları Genel Müdürlüğü 6. Bölge Müdürlüğü’ne 22/11/2013 tarih ve 02 sayılı evrak numarası ile teslim edildiği, buna göre söz konusu petrol istasyonunda denetimin yapıldığı tarihten 6 gün önce iş yerine ait vaziyet planının resmî bir izin başvurusu kapsamında başka bir kamu kuruluşuna verildiği, dolayısıyla denetim anında vaziyet planının yetkililere ibraz edilememesinin hukuken makul ve kabul edilebilir haklı bir nedene dayandığı; Davacı şirkete ait petrol istasyonunun arka kısmında özel bölmeli gizli bir yakıt tankının bulunduğu hususuna gelince, yer altı yakıt tankı içerisinde gizli bölme olup olmadığının tespiti amacıyla açılan tespit davasında … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … Değişik İş sayılı dosyasında yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde hazırlanan 12/12/2013 tarihli Bilirkişi Raporunda özetle; konusu tankın başlangıçta ayrık iki bölme olarak imal edildiği, ancak sonradan açılan pencere ve açılan kanala dişli manşon kaynatılmak suretiyle bileşik kap hâline dönüştürülmüş olduğu, söz konusu tankta özel bölmelerin bulunmadığı, tank içerisinde bulunan bölmelerin arasının bölme saçları açılarak tek bir tank hâline dönüştürüldüğünün belirtildiği, diğer yandan, söz konusu tankta kaçak akaryakıt bulunduğuna ya da söz konusu tankın satış pompalarıyla bağlantılı olduğuna (veya satış pompalarından bağımsız olarak kullanıldığına) ilişkin somut herhangi bir tespitin de bulunmadığı, bu durumda, davacı şirkete ait akaryakıt istasyonunda akaryakıt kaçakçılığı yapıldığına ilişkin hukuken kabul edilebilir somut bir tespit yapılmaksızın söz konusu akaryakıt istasyonunda yapılan denetimde vaziyet planının ibraz edilemediği ve istasyonda gizli bölmeli yakıt tankı bulundurulduğundan bahisle davacı şirkete ait akaryakıt istasyonunun pompalarının 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 20. maddesinin 8. fıkrası uyarınca mühürlenmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacı tarafından yaptırılan delil tespitinden de görüldüğü üzere, vaziyet planına aykırı şekilde tanka müdahale edildiği ve birleştirildiği söz konusu müdahalenin kaçakçılık dışında değerlendirilemeyeceği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
ESAS YÖNÜNDEN:
MADDİ OLAY :
Davacı şirkete ait petrol istasyonunda 28/11/2013 tarihinde yapılan denetimde, istasyonunun arka kısmında bölmeli olduğu ileri sürülen bir tank tespit edilmesi üzerine dava konusu mühürleme işlemi tesis edilmiştir.
Bunun üzerine bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun “İdari Yaptırımlar” başlıklı 20. maddesinin 8. ve 9. fıkralarında, “5607 sayılı Kanun’da belirtilen kaçakçılık fiillerinin işlendiği tespit edilen rafineri hariç her türlü tesiste lisansa tabi tüm faaliyetler kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veya mahkeme kararı kesinleşinceye kadar Kurum tarafından geçici olarak durdurulur ve bu süre içinde söz konusu tesis için başka bir gerçek veya tüzel kişiye de lisans verilmez. Kesinleşmiş mahkeme kararına göre lisans sahiplerinin lisansı iptal edilir. Lisans sahibine verilen idari para cezası ödenmeden lisansa konu tesis için lisans verilmez.
Kaçakçılık fiilinin sadece ulusal marker seviyesi ile ilgili olması durumunda, geçici durdurma kararı akredite laboratuvar analiz sonucuna göre verilir. Akredite laboratuvar analiz sonucunun bildirilmesine kadar kaçak akaryakıt satışını engelleyecek idari tedbirler Kurum tarafından alınır.” kuralı yer almaktadır.
5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun “Kaçakçılık suçları” başlıklı 3. maddesinin 11. fıkrasında, “Ulusal marker uygulamasına tabi olup da, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun belirlediği seviyenin altında ulusal marker içeren veya hiç içermeyen akaryakıtı;
a) Ticari amaçla üreten, bulunduran veya nakleden,
b) Satışa arz eden veya satan,
c) Bu özelliğini bilerek ve ticari amaçla satın alan,
Kişi iki yıldan beş yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. Ancak, marker içermeyen veya seviyesi geçersiz olan akaryakıtın kaçak olarak yurda sokulduğunun anlaşılması hâlinde, onuncu fıkra hükmüne istinaden cezaya hükmolunur.”, 14. fıkrasında, “Kaçak akaryakıt veya sahte ulusal marker elde etmeye, satmaya ya da herhangi bir piyasa faaliyetine konu etmeye yarayacak şekilde lisansa esas teşkil eden belgelerde belirlenenlere aykırı olarak sabit ya da seyyar tank, düzenek veya ekipman bulunduranlar iki yıldan beş yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.” kuralına yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Aktarılan kuralların değerlendirilmesinden, lisansa esas teşkil eden belgelerde belirlenenlere aykırı olarak sabit ya da seyyar tank, düzenek veya ekipman bulundurmanın, kaçakçılık suçları kapsamında değerlendirildiği anlaşılmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, … il Emniyet Müdürlüğü’nün 06/01/2014 tarih ve 82 sayılı yazısında, vaziyet planında gösterilen tankın kapasitesinin 20 metreküp, denetimde tespit edilen tankın kapasitesinin ise 138 metreküp olduğu tespitine yer verildiği görülmektedir.
Bu durumda, vaziyet planına aykırı tank bulundurulmasının kaçakçılık suçu kapsamında değerlendirileceği dikkate alındığında, vaziyet planı ile fiili tespit arasındaki kapasite farkına ilişkin çelişkilerin giderilmediği anlaşıldığından, maddi vakıanın tam olarak açıklığa kavuşturulması ve buna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile verilen dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararında hukukî isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin kabulüne;
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
4. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 17/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.