Danıştay Kararı 13. Daire 2014/968 E. 2020/3251 K. 18.11.2020 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2014/968 E.  ,  2020/3251 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2014/968
Karar No:2020/3251

TEMYİZ EDENLER : 1. (DAVALI) … Kurumu
VEKİLİ : Av. …

2. (DAVACI) … Tekstil San. ve Tic. A.Ş.
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Perakende Satış Hizmet Geliri ve Perakende Enerji Satış Fiyatlarının Düzenlenmesi Hakkındaki Tebliğ’in iptalinin sağlanarak yürürlükten kaldırılması ve bu Tebliğ uyarınca ödenen kayıp-kaçak bedelleri ile sayaç okuma bedellerinin iadesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Tarifeler Dairesi Başkanlığı’nın … tarih ve … sayılı işleminin iptali ve haksız olarak ödendiği iddia edilen bedellerin yasal faiziyle ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; enerji piyasası alanında düzenleme yapma yetkisi olan Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun sektörel regülasyon amacıyla tebliğ çıkarabileceği gibi yürürlükte olan tebliğ hükümlerinde de değişiklik yapabileceği, davayı doğuran uyuşmazlığın “Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nca düzenlenen bir mevzuat hükmünün yürürlükten kaldırılması istemiyle idareye yöneltilen başvurunun reddedilmesinden” kaynaklandığı, bir idarî işlemin tesisine yetkili olan birimin, mevzuatta aksine bir düzenleme olmadıkça, tesis edilen o işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi, düzeltilmesinde de yetkili olduğu, Perakende Satış Hizmet Geliri ve Perakende Enerji Satış Fiyatlarının Düzenlenmesi Hakkındaki Tebliğ’in, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından yürürlüğe konulacak türden mevzuat arasında sayıldığı, bu tebliğin iptalinin de usulde paralellik ilkesinin doğal sonucu olarak Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun görev alanında olduğu, dava konusu işlemin tesisine sebep olan başvuru üzerine gerekli sekreteryal hizmetler yapılmak suretiyle usulde paralellik ilkesinin gereklerini teminen oluşturulan dosyanın Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu önünde görüşülmesinin sağlanması gerekmekte iken, anılan başvurunun Tarifeler Dairesi Başkanlığı’nca reddedilmesi yolundaki dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı; öte yandan davacının tebliğ uyarınca ödenen tutarların iadesi istemine gelince, verilen iptal kararı şekle ilişkin olduğundan söz konusu kararın iadeye ilişkin olarak sonuç doğurmasına hukuken olanak bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline, tazminat isteminin ise reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacının başvurusundaki talebin tebliğin iptaline ilişkin olmadığı, dağıtım şirketlerinin kayıp-kaçak bedellerini tahsil etmelerinden dolayı şikâyet edilmesi niteliğinde olduğu, dava konusu yazıda da, kayıp-kaçak bedeli ve sayaç okuma bedelinin Kurum tarafından belirlendiği, ilgili Kurul kararları ve yasal dayanakları hakkında bilgi verildiği, bunun icrailiği olmayan bir yazı olduğu, Mahkemenin işlemi yanlış değerlendirdiği, işlemin usulde paralellik ilkesi gereğince iptal edilmesinin hukuka aykırı olduğu, mezkur bedellerin ikincil mevzuat uyarınca her üç ayda bir Kurul kararları ile belirlendiği, davacının yazısında herhangi bir Kurul kararının iptalinin istenilmediği, Kurum Başkanının, Kurul kararlarının uygulanmasından ve Kurul’un temsilinden sorumlu olduğu, Başkan tarafından Daire Başkanlıklarına yetki verilebildiği, dava konusu işlemin de Tarifeler Dairesi Başkanı tarafından bu çerçevede verilen yetki kapsamında Kurum Başkanı adına kullanıldığı, anılan bedellerin davacının bağlı olduğu dağıtım şirketi tarafından tahsil edildiği ve şirketin bütçesine dâhil olduğu, dolayısıyla bu bakımdan husumetin kendilerine yöneltilemeyeceği, uyuşmazlık konusu bedellere ilişkin ilk tebliğin 2002 yılında, değiştirilmesine ilişkin tebliğin ise 2010 yılında yayımlandığı, davacının her iki tebliğ için de dava açma süresini kaçırdığı, Kurum aleyhine harca hükmedilmiş olmasının hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
Davacı tarafından, kendileri aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu, Mahkemenin dava konusu işlemle ilgili yalnızca şeklen karar verdiği ve işin esasını incelemediği, dolayısıyla uyuşmazlığın para iadesine ilişkin kısmıyla ilgili karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi gerektiği, sonuç olarak davanın açılmasına sebebiyet veren kendisi olmadığından ve davanın açıldığı tarihe göre de haklı olduğundan aleyhine yargılama giderine hükmedilmemesi gerektiği ileri sürülmektedir.

TARAFLARIN SAVUNMALARI : Taraflarca savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’UN DÜŞÜNCESİ : Davalının temyiz isteminin reddi, davacının temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
Mahkeme kararının dava konusu işlemin iptaline ilişkin kısmında hukukî isabetsizlik bulunmamaktadır.
Mahkeme kararının tazminat isteminin reddine ilişkin kısmına gelince;
USUL YÖNÜNDEN:
MADDİ OLAY:
Davacı şirket, Adana merkezli olup tekstil sektöründe faaliyet göstermektedir. Bulunduğu yer itibarıyla dava dışı … Elektrik Dağıtım A.Ş.’nden abonelik sözleşmesi uyarınca elektrik satın almaktadır.
Dağıtım şirketleri tarafından elektrik abonesi tüketicilere kesilen faturalarda, elektrik tüketim bedeline ek olarak “sayaç okuma bedeli” ve “kayıp-kaçak bedeli” adı altında bazı ek kalemler yer almaktadır.
Davacı şirket tarafından, bu ödemelere dayanak olarak gösterilen Tebliğ’in iptalinin sağlanarak yürürlükten kaldırılması ve bu Tebliğ uyarınca ödenen tutarların iadesi talebiyle başvuruda bulunulmuş, başvurunun dava konusu işlemle reddedilmesi üzerine bu işlemin iptali ve ödenen bedellerin iadesi istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14. maddesinin 3. fıkrasının (a) bendinde, dilekçelerin görev ve yetki yönünden inceleneceği; 15. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, 14. maddenin 3/a bendine göre adlî yargının görevli olduğu konularda açılan davaların reddine, idarî yargının görevli olduğu konularda ise görevli veya yetkili olmayan mahkemeye açılan davanın görev veya yetki yönünden reddedilerek dava dosyasının görevli veya yetkili mahkemeye gönderilmesine karar verileceği kurala bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdari yargının görev alanı, idare hukuku kuralları içinde, kamu hizmetinin yürütülmesi amacıyla, kamu gücü kullanılarak tesis edilen idari işlemler, idari eylemler ve idari sözleşmelerden doğan uyuşmazlıklar nedeniyle açılan davaların görüm ve çözümüyle sınırlı bulunmaktadır.
Elektrik, su ve doğal gaz gibi bedeli karşılığında dağıtılan kamu hizmetlerinden abonman sözleşmesi ile faydalanılmakta ve bu sözleşmeler belirli bir konuyu, şartları, karşılıklı hakları ve borçları belirlemektedir. Bu açıdan, özel hukuk sözleşmesi niteliğinde bulunan abonman sözleşmeleri ve bu sözleşmeler uyarınca düzenlenen faturalardan doğan uyuşmazlıkların adlî yargıda görülmesi gerekmektedir.
Dava konusu uyuşmazlığın, “kayıp-kaçak bedeli” ve “sayaç okuma bedeli” adı altında tahsil edilen bedellerin davalıdan tahsiline yönelik kısmının, davacı tarafından tüketilen elektrik enerjisi üzerinden tahsil edilen kayıp-kaçak ve sayaç okuma bedellerinin iadesine ilişkin olduğu dikkate alındığında, söz konusu bedellerin davacı ile elektrik dağıtım şirketi arasındaki abonman sözleşmesi çerçevesinde, elektrik faturasına yansıtılan bir tutar olduğu anlaşıldığından, söz konusu bedellerin iadesi istemiyle açılan davanın görüm ve çözümü adlî yargının görev alanında bulunmaktadır.
Bu itibarla, tazminat istemi bakımından davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, esastan incelenen davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararının bu kısmında usûl hükümlerine uygunluk bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin reddine,
2. … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının dava konusu işlemin iptaline ilişkin kısmında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının bu kısmının ONANMASINA,
3. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
4. Temyize konu Mahkeme kararının tazminat isteminin reddine ilişkin kısmının 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
5. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
6. 2577 sayılı Kanun’un Geçici 8. maddesi uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 18/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.