Danıştay Kararı 13. Daire 2014/897 E. 2016/367 K. 18.02.2016 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2014/897 E.  ,  2016/367 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No: 2014/897
Karar No: 2016/367

Davacı :
Vekili :
Davalı :
Vekili :

Davanın Özeti : Davacı şirketin, lisanssız akaryakıt bayiliği faaliyeti yürüttüğü ve bu fiilin 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 3. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine aykırı olduğundan bahisle aynı Kanun’un 19. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca 57.156-TL idarî para cezası verilmesine ilişkin Kurulu’nun (Kurul) 31.10.2005 tarih ve 572/142 sayılı kararının; … Vergi Dairesi’nin iş bırakmaya ilişkin yoklama fişinde de görüleceği üzere davacı şirketin akaryakıt faaliyetini 31.11.2004 tarihinde sonlandırdığı, iş yeri mühürleme tutanağı tarihi olan 10.08.2005 tarihi itibarıyla faaliyetinin bulunmadığı, mühürleme tutanağını iş yerinin kapalı olmasından dolayı başka bir çalışan bulunmadığından güvenliğini sağlamakla görevli olan bekçinin imzaladığı, dava dilekçesiyle sunulan belgelerin incelenmesi durumunda davacının faaliyete devam etmediğinin anlaşılacağı, idari para cezasına ilişkin işlemin ceza vermeye yetkili Kurul tarafından verilmesi gerektiği ileri sürülerek iptali istenilmektedir.
Savunmanın_Özeti : 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu yürürlüğe girmeden önce faaliyette bulunan şirketlerden olan davacının 20.12.2004 tarihine kadar lisans başvurusunda bulunmasına rağmen süresinde eksik belgeleri tamamlayamadığı, bu nedenle 20.03.2005 tarihi itibarıyla faaliyette bulunmasının söz konusu olmadığı, 10.08.2005 tarihinde jandarma ekiplerince yapılan tespite göre davacının faaliyetine devam ettiği, dava konusu işlemin 31.10.2005 tarih ve 572/142 sayılı Kurul kararıyla alındığı ve usulüne uygun olduğu, idarî para cezasında mevzuata aykırılık bulunmadığı belirtilerek, davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hâkimi ‘nın Düşüncesi : Dava konusu kararın iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı ‘nın Düşüncesi : Dava, davacı şirkete idari para cezası verilmesine ilişkin Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun 31.10.2005 tarih ve 572-142 sayılı kararının iptali istemi ile açılmıştır.
5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun “Lisansların tâbi olacağı usul ve esaslar” başlığını taşıyan 3. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde; akaryakıt dağıtımı, taşıması ve bayilik faaliyetlerinin yapılması için lisans alınmasının zorunlu olduğu kuralı yer almış, Kanun’un “Bayiler” başlığını taşıyan 8. maddesinde; bayi lisanslarına ilişkin düzenlemelerin Kurum tarafından yapılacağı, bayilerin, dağıtıcıları ile yapacakları tek elden satış sözleşmesine göre bayilik faaliyetlerini yürütecekleri; bayiler ve dağıtıcıların, lisanslarına göre kurdukları akaryakıt istasyonlarını Kuruma bildirerek işletmeye başlayacakları hükmüne yer verilmiş, 14. maddesinin dördüncü fıkrasında; Kurum’un piyasa faaliyetlerini kendi personeli veya kamu kurum ve kuruluşları ile özel denetim kuruluşlarından hizmet alımı yoluyla denetime tabi tutacağı belirtilmiş, geçici 1. maddesinin 2. fıkrasında da, Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihte fiilen, bu Kanunla yapılması için lisans alınması gereken faaliyetleri yürüten kişilerin, bu Kanun’un yayımı tarihinden sonra bir yıl içinde durumlarını bu Kanuna uygun hâle getirerek, Kurum tarafından istenecek bilgi ve belgelerle Kuruma başvurmak zorunda oldukları, başvurusunu yapmış ancak işlemlerini tamamlayamayan kişilerin faaliyetlerinin devamı için, üç ayı aşmamak üzere ek süre verilmesinde Kurum’un yetkili olduğu hükme bağlanmıştır.
5015 sayılı Kanun’un “İdarî para cezaları”nın düzenlendiği ve olay tarihinde yürürlükte bulunan 19. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin 1 numaralı alt bendinde, “lisans almaksızın hak konusu yapılan tesislerin yapımına ve/veya işletimine başlanması ile bunlar üzerinde tasarruf hakkı doğuracak işlemlerin yapılması” hâli birinci derece kusur sayılarak, sorumluları hakkında ikiyüz milyar Türk Lirası idarî para cezası uygulanacağı; dördüncü fıkrasında, bayiler için yukarıda yer alan cezaların beşte birinin uygulanacağı; son fıkrasında ise; idarî para cezalarının miktarlarının her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesi uyarınca belirlenen yeniden değerleme oranında artırılmak suretiyle uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden; akaryakıt ticaretiyle uğraşan davacı şirkete ait iş yerinde 5015 sayılı Kanun’un 14. maddesi uyarınca yapılan denetimde, şirketin bayilik lisansının bulunmadığının tespit edilerek, denetim sırasında tutulan 10.08.2005 tarihli mühürleme tutanağıyla istasyonun mühürlendiği ve davacı şirkete, lisanssız akaryakıt bayiliği faaliyeti yürüttüğünden bahisle dava konusu idarî para cezasının verildiği anlaşılmıştır.
Bir akaryakıt istasyonunun lisanssız olarak faaliyette bulunduğundan bahisle istasyon işletmecisine idarî para cezası verilebilmesi için; lisanssız faaliyetin; işletmeci gerçek veya tüzel kişinin ilgili dönemde fiilen akaryakıt alış veya satışı yaptığına ilişkin belgeler, lisanssız olarak faaliyet yürüttüğü dönemde gerçekleştirilmiş denetime ve şirketin fiilen faaliyette bulunduğuna dair tutanaklar, söz konusu tutanaklardaki ifadeleri ispata yarayacak ya da destekleyecek belgeler, muhasebe kayıtları, ifade tutanakları ya da davacı şirketin ilgili dönemde fiilen faaliyette bulunduğunu hiçbir şüpheye yer bırakmayacak ölçüde ortaya koyacak diğer somut bilgi ve belgeler, özellikle alış ve satış faturaları ve/veya muhasebe kayıtları gibi belgeler ile ortaya konulması gerekmektedir.
Somut olayda ise; dosyada, davacı şirketin lisanssız olarak faaliyet yürüttüğünü ispata yarayacak mühürleme tutanağından başka bir bilgi veya belgenin bulunmadığı, aksine, davacı şirketin akaryakıt satış faaliyetine 30.11.2004 tarihinde son verdiğine ilişkin Bursa Defterdarlığı, … Vergi Dairesi yoklama fişinin bulunduğu görülmüş olup, davacı şirkete ait istasyonun mühürleme tarihinde lisanssız olduğu tartışmasız olmakla birlikte, anılan istasyonda fiilen akaryakıt bayiliği faaliyeti yürütüldüğüne ilişkin somut bilgi ve belgeye dayanan bir tespitin bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, davacı şirket hakkında; ”bayilik lisansı olmaksızın faaliyette bulunmak” eylemi, somut bilgi ve belgelerle ortaya konulmaksızın işlem tesis edildiği anlaşılmış olup, davacı şirkete lisanssız akaryakıt bayiliği faaliyeti yürüttüğünden bahisle verilen idarî para cezasına ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmamıştır.
Açıklanan nedenlerle; dava konusu Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun … tarih ve … sayılı kararının iptaline karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Dava, davacı şirkete, lisanssız akaryakıt bayiliği faaliyeti yürüttüğü ve bu fiilin 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 3. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine aykırı olduğundan bahisle aynı Kanun’un 19. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca 57.156-TL idarî para cezası verilmesine ilişkin Kurulu’nun 31.10.2005 tarih ve 572/142 sayılı kararının iptali istemiyle açılmıştır.
Dairemizin 20.05.2009 tarih ve E:2006/949, K:2009/5480 sayılı kararıyla, kesin hüküm nedeniyle davanın incelenmeksizin reddine karar verilmiş, anılan kararın davacı şirket tarafından temyizi üzerine yapılan temyiz incelemesi sonucu, İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 17.04.2013 tarih ve E:2009/2887, K:2013/1402 sayılı kararıyla aynen; “Temyiz aşamasında davacı tarafından sunulan bilgi ve belgelerin incelenmesinden; dava konusu idari para cezasına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin … Sulh Ceza Mahkemesi’nin … günlü, …. İş sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddi yolundaki … Birinci Ağır Ceza Mahkemesi’nin … günlü, … sayılı kararı aleyhine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca kanun yararına bozma isteminde bulunulduğu; Yargıtay 7. Ceza Dairesi’nin … günlü, … sayılı kararıyla, dava konusu idari para cezasının Danıştay’ın görevinde olduğu gerekçesiyle … Birinci Ağır Ceza Mahkemesinin söz konusu kararının bozulduğu, bunun üzerine … Sulh Ceza Mahkemesi’nin … günlü, … sayılı kararıyla, bozma kararına uyularak Mahkemelerinin görevsizliğine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, temyizen incelenen Daire kararına esas alınan adli yargı kararı ortadan kalktığından, yukarıda anılan Kanun hükmü gereği Dairece uyuşmazlığın esasının incelenmesi gerekmektedir.” gerekçesiyle Dairemizce verilen kararın bozulmasına karar verilmiştir.
2577 sayılı Kanun’un 46. maddesinin birinci fıkrasında, Danıştay dava daireleri kararlarına karşı Danıştay’da temyiz yoluna başvurulabileceği belirtilmiş; 2575 sayılı Kanun’un 38. maddesinde, İdari Dava Daireleri Kurulu’nca, idari dava dairelerinden ilk derece mahkemesi olarak verilen kararların temyizen inceleneceği ifade edilmiş; 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesinin dördüncü fıkrasında da, idare mahkemelerinin bozmaya uymayarak eski kararında ısrar edebileceği öngörülmüşken, Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurulları kararlarına uyulmasının zorunlu olduğu belirtilerek, Danıştay dava dairelerinin ilk derece mahkemesi olarak verdiği kararların temyizen bozulması hâlinde ise Danıştay dava dairelerine ısrar olanağı tanınmamıştır. Bu itibarla, İdari Dava Daireleri Kurulu’nun bozma kararına uyularak işin esasının incelenmesine geçilmiştir.
5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun “Lisansların tâbi olacağı usul ve esaslar” başlığını taşıyan 3. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde; akaryakıt dağıtımı, taşıması ve bayilik faaliyetlerinin yapılması için lisans alınmasının zorunlu olduğu kuralı getirilmiştir.
Kanun’un “Bayiler” başlığını taşıyan 8. maddesinde; bayi lisanslarına ilişkin düzenlemelerin Kurum tarafından yapılacağı, bayilerin, dağıtıcıları ile yapacakları tek elden satış sözleşmesine göre bayilik faaliyetlerini yürütecekleri; bayiler ve dağıtıcıların, lisanslarına göre kurdukları akaryakıt istasyonlarını Kuruma bildirerek işletmeye başlayacakları kuralına yer verilmiş, 14. maddesinin dördüncü fıkrasında; Kurum’un piyasa faaliyetlerini kendi personeli veya kamu kurum ve kuruluşları ile özel denetim kuruluşlarından hizmet alımı yoluyla denetime tabi tutacağı belirtilmiştir.
Kanun’un Geçici 1. maddesinin ikinci fıkrasında ise, Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihte fiilen, bu Kanunla yapılması için lisans alınması gereken faaliyetleri yürüten kişilerin, bu Kanun’un yayımı tarihinden sonra bir yıl içinde durumlarını bu Kanuna uygun hâle getirerek, Kurum tarafından istenecek bilgi ve belgelerle Kuruma başvurmak zorunda oldukları, başvurusunu yapmış, ancak işlemlerini tamamlayamayan kişilerin faaliyetlerinin devamı için üç ayı aşmamak üzere ek süre verilmesinde Kurum’un yetkili olduğu kurala bağlanmıştır.
5015 sayılı Kanun’un idarî para cezalarını düzenleyen 19. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendinde; lisans almaksızın hak konusu yapılan tesislerin yapımına veya işletimine başlanması ile bunlar üzerinde tasarruf hakkı doğuracak işlemlerin yapılması hâlinde; sorumlulara ikiyüzellibin Türk Lirası idarî para cezası verileceği, 4. fıkrasında; bayiler için ilgili fıkrada yer alan cezaların beşte birinin uygulanacağı kurala bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden; akaryakıt ticaretiyle uğraşan davacı şirkete ait iş yerinde 5015 sayılı Kanun’un 14. maddesi uyarınca yapılan denetimde, şirketin bayilik lisansının bulunmadığının tespit edilerek, denetim sırasında tutulan 10.08.2005 tarihli mühürleme tutanağıyla istasyonun mühürlendiği ve davacı şirkete, lisanssız akaryakıt bayiliği faaliyeti yürüttüğünden bahisle dava konusu idarî para cezasının verildiği anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere, ceza yaptırımı kararları verilmeden önce suçun tüm maddi ve manevi unsurlarının hiçbir tereddüde yer vermeyecek şekilde ortaya konulması ve faile, fiilinin karşılığı olan cezanın verilmesi gerekmektedir. Konu, idarî para cezaları yönünden değerlendirildiğinde ise, bu cezaların dayanağını çoğunlukla fiilin işlendiği yerde düzenlenen bir tespit tutanağı oluşturduğundan, tutanakta yer verilen tespitlerin gerekli inceleme ve araştırmanın yapıldığını ortaya koyması, bilgi ve belgelere dayanması zorunludur. Bu belirlemelere göre, 5015 sayılı Kanun’un 14. maddesinde belirtilen denetim yetkisine sahip kişiler tarafından, denetim yapılan istasyonlarda lisanssız olarak akaryakıt satışı yapıldığının alış ve satış faturaları, satış fişleri veya yazar kasa (Z) Raporları gibi belgelerle somut olarak ortaya konulması; satışa ilişkin belge düzenlenmediğinin tespiti hâlinde ise, bunun tutanağa yazılarak istasyonda denetim tarihinden önce mevcut akaryakıt miktarı ile denetim tarihindeki akaryakıt miktarının ölçülmesi, yine bunların alış faturaları ile şirket muhasebe kayıtlarından kontrol edilmesi, istasyonda ele geçirilen belgelerin kimin tarafından düzenlendiğinin ortaya konulması, gerekirse denetime akaryakıt satışının yapıldığı sırada başlanılması, istasyon yetkilileri/çalışanları, görgü tanıkları veya akaryakıt alan müşterilerin ifadelerine başvurularak tespit tutanağının buna göre düzenlenmesi, ilgili bilgi ve belgelerin de yargısal denetime imkân verecek şekilde tutanağa eklenmiş olması gerekmektedir. …Kurulu tarafından ancak böyle bir tespiti içeren bilgi ve belgelerin mevcudiyeti hâlinde, petrol piyasasında faaliyet gösteren kişilere lisans almaksızın akaryakıt bayiliğinde bulunulduğu gerekçesiyle idarî para cezası yaptırımı uygulanabilecektir.
Somut olayda ise; dosyada, davacı şirketin lisanssız olarak faaliyet yürüttüğünü ispata yarayacak mühürleme tutanağından başka bir bilgi veya belgenin bulunmadığı, davalı idarenin son olarak sunmuş olduğu 13.11.2014 tarihli dilekçesi ekinde yer alan 24.10.2005 tarihli değerlendirme raporunda da delil olarak sadece 10.08.2005 tarihli mühürleme tutanağına göndermede bulunulduğu, davalı idarenin iddialarının aksine, davacı şirketin akaryakıt satış faaliyetine 30.11.2004 tarihinde son verdiğine ilişkin … Defterdarlığı … Vergi Dairesi yoklama fişinin bulunduğu görülmüş olup, davacı şirkete ait istasyonun mühürleme tarihinde lisanssız olduğu tartışmasız olmakla birlikte, anılan istasyonda fiilen akaryakıt satışı yapılmak suretiyle bayilik faaliyeti yürütüldüğüne ilişkin somut bilgi ve belgeye dayanan bir tespitin bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, davacı şirket hakkında ”bayilik lisansı olmaksızın faaliyette bulunmak” eylemi, somut bilgi ve belgelerle ortaya konulmaksızın işlem tesis edildiği anlaşılmış olup, davacı şirkete lisanssız akaryakıt bayiliği faaliyeti yürüttüğünden bahisle verilen idarî para cezasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmamıştır.
Açıklanan nedenlerle; dava konusu … tarih ve … sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu kararının İPTALİNE, ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam …-TL yargılama gideri ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen …-TL vekâlet ücretinin davalı idareden alınarak davacı şirkete verilmesine, posta giderleri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra istemi hâlinde davacı şirkete iadesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na temyiz yolu açık olmak üzere, 18.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.