Danıştay Kararı 13. Daire 2014/764 E. 2019/3264 K. 23.10.2019 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2014/764 E.  ,  2019/3264 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2014/764
Karar No:2019/3264

TEMYİZ EDEN (DAVACI): …

KARŞI TARAF (DAVALI): Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının ulusal marker seviyesi geçersiz ve teknik düzenlemelere aykırı akaryakıt ikmal ettiği ve aynı fiili iki takvim yılı geçmeden tekrar işlediğinden bahisle 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesi uyarınca …-TL idari para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun (Kurul) tarih ve sayılı kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; dava konusu idari para cezası kesilmeden önce davacının savunmasının istenildiği ve söz konusu numunenin ulusal marker seviyesinin geçersiz ve teknik düzenlemelere aykırı olduğunun TÜBİTAK-MAM raporuyla tespit edildiği görüldüğünden, davacı hakkında 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu uyarınca idari para cezası uygulanmasına ilişkin dava konusu Kurul kararında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, petrol istasyonundan alınan numunenin ulusal standartlara aykırı bir mal olmadığı, iç piyasada tüketildiği, ortada standartlara aykırılık varsa, bunun numunenin alındığı tarih, şartlar ve numune alınan cihazın durumu gibi unsurlarla birlikte değerlendirilmesi gerektiği, hukuk kurallarına uygun ve şeffaf olarak ticari faaliyetin sürdürüldüğü, verilen idari para cezasının fahiş, ekonomik koşullar düşünüldüğünde katlanılamaz nitelik taşıdığı ve tahsili hâlinde mağdur olunacağı, kararın hukuka aykırı bulunduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Bayilik lisansı sahibi davacıya ait akaryakıt istasyonundan 23/05/2008 tarihinde alınan motorin numunesinin TÜBİTAK’ta yapılan analizi sonucunda düzenlenen analiz raporuna göre ulusal marker seviyesinin geçersiz çıkması nedeniyle tarih ve sayılı Kurul kararı ile idari para cezası verilmiştir.
Aynı istasyonda 16/03/2011 tarihinde yapılan denetimde ise pompadan alınan numunelerin 25/03/2011 tarihinde TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi’ne gönderildiği, yapılan inceleme sonucunda düzenlenen Motorin Muayene Raporunda, numunenin ulusal marker seviyesinin geçersiz ve teknik düzenlemelere aykırı olduğu belirtilmiştir.
Bunun üzerine, ulusal marker seviyesi geçersiz ve teknik düzenlemelere aykırı akaryakıt ikmal edildiği ve aynı fiilin iki takvim yılı geçmeden tekrar işlendiğinden bahisle davacıya tarih ve sayılı Kurul kararıyla …-TL idari para cezası verilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı görülmektedir.
İLGİLİ MEVZUAT:
Mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 187. maddesinde, bir davanın daha önce başka bir mahkemede açılmış ve görülmekte (derdest) olduğu yolundaki usule ilişkin itirazın ilk itirazlardan olduğu vurgulanmış; 194. maddesinde de, derdestlik itirazının kabulü hâlinde davanın açılmamış sayılacağı belirtilmiştir.
1086 sayılı Kanunu yürürlükten kaldırarak 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda ise, “derdestlik” ilk itirazlar arasında değil, dava şartlarını düzenleyen 114. maddesinin 1. fıkrasının (ı) bendinde, “Aynı davanın, daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması” hükmüne yer verilmek suretiyle doğrudan dava açma şartları arasında sayılmış, Kanun’un 115. maddesinde ise, mahkemenin dava şartı noksanlığını tespit etmesi hâlinde davayı usulden reddedeceği kurala bağlanmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda “derdestlik” müessesesi düzenlenmemiş ve Kanun’un 31. maddesinde, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ve bu Kanunu yürürlükten kaldıran Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun derdestlik ile ilgili maddelerine atıfta bulunulmamış olmakla birlikte, tarafları, konusu ve sebebi aynı olan bir davanın daha önce aynı veya başka bir mahkemede açıldığının ve görülmekte olduğunun saptanması hâlinde, usul hukukunun temel kavramlarından olan derdestlik müessesesinin temelinde yatan, ilk davanın aynısı olan ikinci davanın açılmasında davacının hukukî yararı bulunmadığı olgusundan hareketle, ikinci davanın derdestlik nedeniyle incelenmeksizin reddine karar verilmesi gerekmektedir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Davacı tarafından, aynı Kurul kararının iptali istemiyle Dairemizin 2012/3009 sayılı esasına kayden 03/09/2012 tarihinde açılan davada, 24/09/2012 tarih ve K:2012/2244 sayılı kararla davanın görev yönünden reddine ve dosyanın görevli … İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verildiği, bunun üzerine dosyanın … İdare Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasına kaydedildiği, Mahkeme tarafından … tarihinde dava dilekçesinin reddine karar verildiği, daha sonra yenilenen dilekçe ile açılan davanın aynı Mahkemenin … sayılı esasına kaydedildiği, Mahkemenin … tarihli kararıyla işlemin iptaline karar verildiği ve bu kararın temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2014/339 sayılı esasına kaydedildiği görülmektedir.
Bu durumda, ilk olarak Dairemizin 2012/3009 esas sayısılı dosyasına kayden açılan dava ile tarafları, konusu ve sebebi aynı olan işbu davada, derdestlik durumu araştırılarak bir karar verilmesi gerektiğinden, işin esasının incelenmesi suretiyle davanın reddine karar verilmesinde usule uygunluk bulunmamaktadır.
Öte yandan, davalı idare tarafından, Kurul kararının önce 13/08/2012 tarih ve 76393 sayılı yazı ile davacıya gönderildiği, daha sonra aynı Kurul kararının bu kez 31/01/2013 tarih ve 5196 sayılı yazı ile gönderildiği ve bunun üzerine ikinci davanın açıldığı görüldüğünden, idari para cezası uygulanmasına dair ikinci bildirim yazısının gönderilme sebebi araştırılarak, şayet ikinci dava davalı idarenin yanlış yönlendirmesiyle açılmış ise yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilirken bu durumun dikkate alınması gerektiği açıktır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
4. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 23/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.