Danıştay Kararı 13. Daire 2014/713 E. 2019/4455 K. 18.12.2019 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2014/713 E.  ,  2019/4455 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2014/713
Karar No:2019/4455

TEMYİZ EDEN (DAVACI): … Akaryakıt İnşaat Malzemeleri ve Hayvansal Yemler Ticaret ve Sanayi A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI): Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : …. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket tarafından, tarımsal amaçlı satış tankeri ile tarımsal amaç dışında özel araçlara akaryakıt ikmâl ettiğinden bahisle 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 19. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin (2) numaralı alt bendi uyarınca 50.000,00-TL idari para cezası verilmesine ilişkin Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun (Kurul) 15/03/2012 tarih ve 3739-50 sayılı kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; … İl Jandarma Komutanlığınca yapılan denetimlerde “… Mahallesi … Caddesi No:… … Kasabası …/…” adresinde faaliyet göstermek üzere bayilik lisansı bulunan davacı şirketin, … Beldesi …/… adresinde metruk vaziyette bulunan bir istasyon içinde tarımsal amaçlı satış tankeri olarak lisansa kayıtlı … plakalı akaryakıt tankerini sabit hale getirmek suretiyle, tarımsal araç haricindeki özel araçlara akaryakıt ikmali yaptığı hususunun tespit edildiği, anılan tutanakların davalı idareye intikali üzerine davacıya davaya konu Kurul kararı ile para cezası verildiği, davacı şirkete ait tanker ile minibüs ve motorsiklete akaryakıt satışı yapıldığı, araç sahiplerinin alınan ifadelerinde aldıkları akaryakıtı tarımsal amaçlı kullanacaklarına yönelik beyanlarda bulunmadıkları, şirket yetkililerinin ifadelerinde de akaryakıt satışında tarım amaçlı ya da tarım dışı amaç şeklinde bir ayrıma gitmedikleri anlaşıldığından, davacı şirkete ait tarımsal amaçlı satış yapmak amacıyla lisans verilen tanker ile lisansın verdiği hakkın dışında satış yapıldığı hususu subuta ermiş olup, söz konusu eylemi nedeniyle davacı şirkete verilen para cezasında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, Kanunda tarım sektörünün ihtiyaçlarının karşılanmasının amaç olarak belirlendiği, tarım sektörünün bulunduğu yerde tarımsal araç sınırlaması yapılmasının mümkün olmadığı, alıcılardan aldıkları ürünü tarımsal amaçlı kullanıp kullanmayacakları konusunda taahhüt alınmasının beklenilemeyeceği, tarımsal alanda kullanılan araçların kimi zaman özel amaçlar için de kullanılabildiği, kararda aracın sabit hale getirildiğinden bahsedilmekle birlikte bunun nasıl gerçekleştirildiğinin ortaya konulmadığı, yakıt alanların ürünü tarımsal amaçla kullanacaklarına ilişkin beyan vermediklerinden bahisle işlem tesis edildiği, hukuk devleti ilkesi gereği Kanun hükümlerinin özgürlükçü bir şekilde yorumlanması gerektiği, aksi halde kanun devleti haline gelineceği, Mahkeme tarafından davalı idareden açıklama istenerek karar verildiği, kararın hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek işin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki …. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 18/12/2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun “Çeşitli Hükümler” başlıklı İkinci Kısmının “Cezalar, İdarî Yaptırımlar, Dava Hakkı, Yönetmelik ve Yürürlükten Kaldırılan ve Uygulanmayacak Hükümler” başlıklı Birinci Bölümünde yer alan “İdarî Para Cezaları” başlıklı 19. maddesinde idarî para cezaları ile ilgili düzenlemelere yer verilmiş; “Ön Araştırma, Soruşturma ve Dava Hakkı” başlıklı 21. maddesinde ise, Kurulun re’sen veya kendisine intikal eden ihbar veya şikâyetler üzerine doğrudan soruşturma açılmasına ya da soruşturma açılmasına gerek olup olmadığının tespiti için ön araştırma yapılmasına karar vereceği belirtilmiştir.
Aktarılan bu Kanun hükümlerine göre, Kurulun idarî para cezası verilmesini gerektiren hâllerle ilgili olarak re’sen veya kendisine intikal eden ihbar veya şikâyetler üzerine doğrudan soruşturma açılmasına ya da soruşturma açılmasına gerek olup olmadığının tespiti için ön araştırma yapılmasına karar vermesi gerektiği açıktır.
Öte yandan, 21. maddenin başlığında ve içeriğinde 19. maddede öngörülen idarî para cezasını gerektiren hâllerin ön araştırma veya soruşturma zorunluluğundan muaf tutulduğuna dair hiçbir ifadeye yer verilmediğinden, 21. maddede tüm idarî cezaları için zorunlu tutulan idarî usulün, 19. maddede öngörülen idarî cezalar için de uygulanmasının yasal bir yükümlülük olduğu ortadadır.
Keza, modern idare hukuku uygulamalarında kişilere idarî ceza verilmeden önce idarî soruşturma yapılması ve cezanın bir soruşturma sonucu verilmesi “idarî usul” kurallarının önemli bir kısmını oluşturmakta olup, regülasyon otoritelerinin verdiği idarî cezalarda bu uygulama çok daha belirgindir.
Nitekim, 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinde 28/03/2013 tarih ve 6455 sayılı Kanun’un 44. maddesiyle yapılan değişiklik ile, idarî para cezalarının, ön araştırma veya soruşturma aşamasının tamamlanmasından sonra Kurul tarafından en geç üç ay içinde karara bağlanacağı kuralı getirilmiştir.
Bu itibarla, 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinde düzenlenen idarî para cezasını gerektiren hâllerin gerçekleştiğinin Kurul tarafından re’sen belirlenmesi veya bu konuda Kurula ihbar veya şikâyetlerin intikal etmesi üzerine Kurul tarafından doğrudan soruşturma açılmasına ya da soruşturma açılmasına gerek olup olmadığının tespiti için ön araştırma yapılmasına karar verilmesi zorunlu olmasına rağmen, davacı hakkında ön araştırma veya soruşturma yapılmadan idarî para cezası uygulanmasına ilişkin Kurul kararında hukuka uygunluk bulunmadığından, davanın reddi yönündeki Mahkeme kararının bozulması gerektiği oyu ile karara katılmıyorum.