Danıştay Kararı 13. Daire 2014/693 E. 2020/667 K. 27.02.2020 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2014/693 E.  ,  2020/667 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2014/693
Karar No:2020/667

TEMYİZ EDEN (DAVACI) :

KARŞI TARAF (DAVALI) : Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket tarafından, abonelik sözleşmesinde yer alan hükümler uyarınca, aboneliğin taahhüt edilen süreden önce sona erdirilmesi durumunda “hat tesisi ücreti” adı altında cezai şart uygulandığından bahisle …-TL idari para cezası uygulanması ve tahsil edilen tutarların tüketicilere iade edilmesine ilişkin Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu’nun (Kurul) tarih ve sayılı kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: .. İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; soruşturma sırasında davacı şirketten taahütlü kampanyalarda erken fesih uygulamalarına ilişkin bilgiler talep edilmiş ve tarihli ve sayılı yazı ekinde gönderilen Soruşturma Sorgusu üzerine davacı tarafından verilen 22/12/2012 tarihli savunmada, hat tesis ücretinin bileşenlerinin içeriği; abonelik işlemleri için gerekli evrak ve modem lojistiği … TL, abonelik evrakının sisteme girişi ve arşivlenmesi … TL, işletmeci değişikliği geçiş ücreti … TL, hoş geldin araması … TL, satış ve pazarlama malzemesi gideri … TL, abonelere gönderilen SMS’ler … TL, abone kazanım maliyeti … TL ve toplamda … TL olarak detaylandırıldığı, “hat tesis ücreti” olarak adlandırılan ve sağlanan indirimlerin taahhütte kalınan süre gibi farklılıklar dikkate alınmaksızın her abone için …-TL olarak belirlendiği bu ücretin içeriğiyle ilgili olarak müşterilerin bilgilendirilmediği, Ön Bilgilendirme ve Kampanya Formunda kampanya indirimi olarak açıklanırken, aboneliğin erken feshi halinde hat tesisine yönelik maliyetler olarak tanımlandığı, davacı şirketin bu tutarı taahhüt süresini tamamlayan veya taahhütsüz abone olanlardan almadığı, taahhüt süresinden önce fesih nedeniyle Ekim 2010-Ekim 2011 döneminde 12.031 aboneye toplam …-TL’nin faturalandırıldığı, hat tesis ücretinin indirim veya aboneye sağlanan bir avantaj olmaktan çok, taahhütlü abonelik sözleşmelerinin feshini zorlaştıran cezai şart niteliği taşıdığı ve içeriğinden bağımsız olarak isimlendirilen ücretin davalı idarenin cezai şartlarla ilgili kararlarına uygun bulunmadığı, tüketici haklarına ilişkin Kurum düzenlemelerine uymadığı ve yetki belgesinden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmediği, tüketiciye yanlış veya yanıltıcı bilgi verdiği tespit edilen davacı şirket hakkında, ihlâlin niteliği, tüketicilerin uğradığı zararın ve ihlâl neticesinde davacının elde ettiği kazancın büyüklüğü ölçütleri göz önünde bulundurularak idari para cezası uygulanması yolunda tesis edilen dava konusu işlemde usul ve hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, “cezai şart” olarak değerlendirilen “hat tesis ücreti”nin aboneliğin taahhüt süresinden önce feshedilmesi halinde geri istenen kampanya indirimi olduğu, alınan ücretin davalı idarenin konuyla ilgili olarak verdiği kararlar ile uyumlu olduğu, hat tesis ücretinin maliyet giderlerinden biri olmadığı, tüketicinin katlanması gerken cihaz bedelinden ibaret olduğu ve maliyet giderlerinin bir kısmının taahhüt karşılığında aboneye yansıtılmamasının ilgili Kurul kararları kapsamında olduğu yönünde bilimsel görüş bulunduğu, ücretin açık ve şeffaf bir şekilde abonelerle paylaşılmakta olduğu, aynı sektördeki bir başka şirketin kurulum bedeli adı altında aynı miktarı abonelerinden aldığı, Kurul tarafından dava devam ederken işlemde değişikliğe gidilerek tüketiciden tahsili gereken kampanya indirimlerinin üst sınırının “hat tesis ücreti” olduğunun belirtildiği, bu durumun işlemin sağlıklı olmadığını ortaya koyduğu, daha ağır ve açık fiiller isnat edilen piyasada hakim konumda olan şirket hakkında çok daha düşük oranda ceza uygulanırken kendilerine üst sınırdan uygulanmasının ölçülülük ve eşitlik ilkelerine aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, davacı tarafından “hat tesis ücreti” adı altında alınan tutarın bir “kampanya indirimi” mi yoksa “maliyet kalemi” mi olduğu noktasında çelişkili açıklamalar yapıldığı, tüm tüketicilerden aynı tutarın “tahsil edilmeyen indirimler” adı altında tahsil edilmesinin dikkat çekici olduğu, Kurul kararlarına göre “indirim”, “avantaj” ve “cihaz bedeli” gibi tutarların geri alınabileceği, ancak bu kalemlerin sözleşme öncesinde tüketicilere duyurulması gerektiği, halbuki davacının abonelik sözleşmesi ve internet sayfasında yalnızca erken fesih halinde hat tesis ücreti alınacağının belirtildiği, davacı tarafından tüm abonelerden “sabit ücret” alınacağının duyurulması ve kampanya kapsamında alınmayacağının bildirilmesi gerektiği, ücretin bileşenleri incelendiğinde bunların işletmecinin faaliyetleri gereği katlanmak durumunda olduğu giderler olduğunun anlaşıldığı, aboneler yanıltılarak faaliyet gereği katlanması gereken giderlerin kampanya indirimi gibi alınmasının haksız olduğu, hiçbir mecrada “hat tesis ücreti”nin nelerden ibaret olduğuna ilişkin bir açıklama yapılmadığı, tüketiciler nezdinde devrenin teknik olarak tesis edilmesine ilişkin katlanılan maliyetler kapsamında alınan bir ücret olduğu algısı oluşturulduğu, ön bilgilendirme formu ile faturada tutara ilişkin farklı tanımlamalar yapıldığı, örnek olarak verilen diğer şirket taahhütnamesinde belirtilen …-TL’nin modem ücreti olduğunun açık olduğu, tüketicilerin mağduriyetinin giderilebilmesi için hat tesis ücretlerinin iadesinde, kampanya indirimi uygulanan tüketicilerden alınan mezkur tutarın üzerindeki tutarların alınmaması hususunda düzenleme yapılmak durumunda kalındığı, kampanya indirimleri çıkarıldıktan sonra bile on bini aşkın aboneye … TL’nin iade edilmediği belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 27/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.