Danıştay Kararı 13. Daire 2014/5227 E. 2019/3291 K. 24.10.2019 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2014/5227 E.  ,  2019/3291 K.Gayrimenkul değerleme uzmanlığı, lisans, sicil, Sermaye Piyasası Kurulu üyeliği/başkanlığı,
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2014/5227
Karar No : 2019/3291

DAVACI: …
VEKİLİ: …
DAVALI: Sermaye Piyasası Kurulu
VEKİLİ: …

DAVANIN KONUSU :
1) Sermaye Piyasası Kurulu (Kurul) tarafından çıkarılan 14/08/2014 tarih ve 29088 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sermaye Piyasasında Faaliyette Bulunanlar İçin Lisanslama ve Sicil Tutmaya İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ (Seri:VII, No:128/7)’in 6, 7, 9, 10/2, 11, 12, Geçici 4, Geçici 5 ve Geçici 7. maddelerinin, 2) 19/08/2014 tarih ve 2014/24 sayılı Kurul Bülteni’nde yayımlanan Gayrimenkul Değerleme Uzmanları ve Konut Değerleme Uzmanları İçin Aranan Tecrübe Koşulunun Uygulama Esasları başlıklı 17/07/2014 tarih ve … sayılı (i-SPK.128.7) Kurul İlke Kararı’nın “Ortak Düzenlemeler” başlıklı bölümünde yer alan “Yukarıdaki bentler uyarınca 3 yıllık tecrübe şartını tevsik eden rapor sunamadığı veya diğer şartları taşımadığı için başvurusu kabul edilmeyen adaylar, … A.Ş. tarafından düzenlenecek ve içeriği Kurulca onaylanacak mesleki uygulamalı eğitim programına katılmaları ve başarılı olmaları hâlinde tecrübe şartını sağlamış sayılacaklardır.” şeklindeki kısmının iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI: Dava konusu Tebliğ’de lisans alma şartları ve mezuniyet konusunda kamu düzenine aykırı olan, istikrar ve güvenilirlik şartlarına uygun olmayan düzenlemelerin bulunduğu, yetiştirilme amacı farklı olan ön lisans ve lisans mezunlarının bir tutularak ön lisans mezunlarının konut değerleme uzmanlığı imtihanına girecek olmasının Anayasa’nın 10. maddesinde düzenlenen eşitlik ilkesiyle çeliştiği, 4 yıllık üniversiteyi kazanmak için daha ağır derslere çalışmak, daha fazla zaman ve emek harcamak gerektiği, kazanılan fakülteyi bitirmek için de daha ağır derslerin imtihanlarında başarılı olmak gerektiği, ön lisans mezunlarına verilmesi düşünülen bu hakkın mevcut durumda hizmet veren gayrimenkul değerleme uzmanlarının kazancını doğrudan etkileyeceği, Seri:VIII, No:35 sayılı Tebliğ’de konut değerleme uzmanının 4 yıllık üniversite mezunu kişi olarak tanımlandığı, Uluslararası Değerleme Standartları Hakkında Tebliğ’de de defalarca eğitimin önemine değinildiği, Anayasa’nın 10. maddesi uyarınca aynı işi yapabilecek meslek mensubunun aynı eğitim seviyesine sahip olması gerektiği, yılda 500 milyar liralık krediye konu gayrimenkullerin ipotek altına alınması yönünde rapor hazırlanması ile ilgili bir meslekte eğitim süresinin 4 yıldan 2 yıla indirilmesinde kamu yararı bulunmadığı, lisans almak için gerekli ve olmazsa olmaz bir şart olan tecrübe şartının kaldırılmasının mesleki kalitede olumsuz etkilere yol açacağı, değerleme çalışmalarının hiçbir saha tecrübesine sahip olmayan, sadece teorik bilgiye sahip olan kişilerce yapılmasının söz konusu olacağı, yurt dışı uygulamalarıyla uyuşmayacağı, kamu düzenine aykırılık teşkil edeceği, lisans alabilmek için öğrenim görülmüş olması gereken bölümlerin hangi bölümler olacağının belirtilmediği, meslek ayrımı olmadan her 4 yıllık üniversite mezununun sınavda başarılı olması hâlinde lisans alıp taşınmaz sektörüne dâhil olmasının ciddi değerleme hatalarına sebep olup buna bağlı olarak da sermaye piyasalarına ciddi zarar vereceği, sınavda başarılı sayılmak için gereken notların düşürülmesi yönündeki düzenlemenin lisansların değerini düşürmemek ve istikrarı sağlamak için iptali gerektiği, sınav konularında temel finansal matematik dersinin olmasının özellikle gelir getiren taşınmazların değer tespitinde kullanılan gelir yönteminin uygulanması için gerekli olduğu, bir kısım kişilere sınavsız lisans belgesi verilmesinin hakkaniyete aykırı olduğu, sınavların elektronik ortamda yapılmasının suistimallere açık olacağı, kopya çekilmemesi, hile yapılmamasının mümkün olmayacağı, tecrübe şartını ikmal edenlere uzmanlık sıfatının devamı ve birtakım avantajlar sağlanması gerekirken aksine uzmanlık sıfatı unvanının haksız ve hukuksuz olarak ellerinden alınarak iki günlük mesleki uygulamalı eğitimle eşdeğer tutulduğu, bu durumun haksız rekabete ve meslek grubu içerisinde çatışmaya sebep olacağı, Tebliğ’in kanun ile Kurul’a tanınan düzenleme yapma yetkisinin sınırlarını aşan bir nitelik taşıdığı, uygulanmasının kamu yararına aykırılık teşkil edeceği ileri sürülmüştür.

DAVALININ SAVUNMASI: Dava konusu işlemlerin iptalinin hâlihazırda lisans sahibi olan davacının lisanslarını ve durumunu etkilemeyeceğinden davayı açmakta hukukî yararı bulunmadığı, davaya konu edilen işlemlerin birbirinden farklı işlemler olduğundan dilekçenin reddi gerektiği, mülga 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nda 1999 yılında yapılan değişiklikle sermaye piyasası faaliyetlerinde bulunacakların bu alanda faaliyet gösterecek kişi ve kuruluşlar ile sermaye piyasası kurumlarının yönetici ve diğer çalışanlarının mesleki eğitimi, mesleki yeterliliği ve mesleki ehliyetlerini gösterir sertifika verilmesine ilişkin esasları belirleme, bu amaçlarla merkez kurma ve faaliyet esaslarını belirleme görev ve yetkisinin Kurul’a verildiği, bu sistemin 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 128/f maddesi ile de korunduğu, lisanslamaya ilişkin yapılacak düzenlemelerin bu alanda ihtisas sahibi olan otoritelere bırakılmasının benimsenen yöntem olduğu, bu şekilde son derece gelişen ve değişen finansal piyasalarda meydana gelen değişim ve gelişmelere uyum sağlanabildiği, piyasanın düzgün ve sağlıklı işleyişine hizmet edildiği, kamu yararına en uygun yaklaşımın bu olduğu, Kurul’un hangi şartların arandığını belirleme konusunda takdir yetkisine sahip olduğu, yetki kullanılırken piyasanın ihtiyaçlarının göz önünde bulundurulacağının açık olduğu, dava konusu değişikliklerin özünde çok esaslı değişiklikler içermediği, lisans türlerinin sektörün ihtiyaçlarına göre düzenlenmesi ve aranan şartların buna göre gözden geçirilmesi niteliğinde olduğu, sınavlarda geçme notunun düşürülmesi iddiasının hukuken kabul edilebilir nitelikte olmadığı, zira kabulünün Kurul’un koşulların değişmesi hâlinde düzenlemelerinde değişiklik yapamayacağının kabulü anlamına geleceği, kaldı ki anılan değişikliğin sınavların kolaylaşacağı, geçmenin daha rahat olacağı, sınavı geçen kişi sayısında artış olacağı anlamına geleceğini iddia etmenin mümkün olmadığı, davacının lisans sahiplerinin gelirinin azalacağını iddia ettiği, bu hususun kesin ve kanıtlanabilir bir durum teşkil etmemekle birlikte, davacı açısından güncel ve gerçek bir zarar doğuran ve düzenlemeleri hukuka aykırı hâle getiren bir neden olarak kabul edilemeyeceğinin açık olduğu, Kurul’un düzenlemeleri yaparken her ne kadar takdir yetkisi olsa da kamu yararını ve bu bağlamda piyasa bütünlüğünü gözetmek durumunda olduğu, davacının iddiasının aksine sadece hizmet veren uzmanlar kısmını değil, hizmet alacak olan sermaye piyasası kurumlarını ve halka açık anonim ortakları da göz önünde bulundurma yükümlülüğü altında olduğu, piyasada yeterli sayıda lisans sahibi kişi olmazsa fiyatların aşırı yükseleceği, hatta sermaye piyasası kurumlarında istihdam edilecek yeterli personelin bulunmaması nedeniyle piyasada hizmet alan kısımda olan aktörlerin bundan olumsuz etkileneceği, bu durumun finansal piyasalardan faydalanmak isteyen vatandaşa maliyet ve sair külfet olarak yansıyacağı, sonuç olarak finansal piyasaların gelişimine engel teşkil edeceği, belirlenen yeni şartların öncekinden çok büyük farklılık içermemekte olup hâla sınav şartı bulunduğundan bu değişikliklerin mesleğin kalitesini düşüreceği yönündeki iddianın mesnetsiz olduğu, Seri: VIII, No:45 sayılı Uluslararası Değerleme Standartları Tebliği’nin nasıl değerleme yapılacağına ilişkin ilkeleri ve kuralları içermekte olup değerleme yapacak kişilere verilecek lisanslara ilişkin bir hüküm barındırmadığı, düzenleme alanı sermaye piyasası olan Kurul ile para piyasası olan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun kanunla kendilerine verilen görev ve yetki alanları çerçevesinde birbirinden bağımsız olarak düzenleme yapma yetkisine sahip iki otorite olduğu, her iki idare tarafından yapılan düzenlemeler arasında hiyerarşik bir yapı bulunmadığı, … sayılı Kurul kararı ile gayrimenkul ve konut değerleme lisansları için aranan 3 ve 1 yıllık tecrübe şartının nasıl tevsik edileceğinin düzenlendiği, anılan sürelerdeki tecrübenin şart olarak hâlen aranmakta olup Kurul kararı ile bu şartın yerine getirildiği hususunun nasıl tevsik edileceğinin düzenlendiği, Tebliğ ile lisans verilmesi aşamasında aranan tecrübe şartının kaldırıldığı, bunun yerine Kurulca gayrimenkul değerleme hizmeti vermek üzere listeye alınan şirketlerde gayrimenkul değerleme uzmanı olarak çalışanlarda aranan 3 yıllık tecrübe şartı ile ilgili esasların belirlendiği, tecrübe şartının kaldırılmayıp lisansın verilmesi aşamasından fiilen çalışma aşamasına kaydırıldığı, tecrübe şartını sağlamayanlara belli bir eğitim programına katılarak bu şartı sağlama imkânı getirildiği, mevcut lisans sahiplerinin haklarını ihlâl eden bir yanı bulunmadığı, değişiklik gerekçesinin belirli bir faaliyeti yapmanın lisanslı olabileceği, uzmanlık kelimesinin zaten lisans sahibini ifade ettiği yani lisansı içerdiği, dolayısıyla anlam bütünlüğünü bozması olduğu, lisans sahibi kişilerin lisansa ilişkin faaliyetin uzmanı olduğu hususunda bir değişiklik bulunmadığı, Tebliğ’in 2. maddesinin lisanslama sınavlarına ancak maddede yazılan kişilerin girebileceğini ifade etmediği, bu Tebliğ’in halka açık anonim ortaklıklarda ve sermaye piyasası kurumlarında çalışacak kişilere ilişkin şartları düzenlediğinin belirtildiği, sınavları elektronik ortamda gerçekleştirmenin sonuçları kesin olarak şaibeli hâle getireceği sonucuna davacının hangi gerekçe ile vardığının anlaşılamadığı, kopya gibi suistimallerin önlenmesi için söz konusu sınav usulünün gerektirdiği tedbirlerin alınacağı, Tebliğ’in 10.2. maddesinde sayılan kişilerin Kurulda çalışıyor olmaları nedeniyle sınav konusu mevzuat hususunda mesleki yeterliliğe ulaşmış kişiler olduğu, anılan yeterliliğe ulaşılmasını teminen sınav konularının ağırlığı ve lisanslarının özelliğine göre birbirinden farklı sürelerde çalışılmış olma şartının öngörüldüğü, benzer şekilde konu ile ilgili mevzuata iişkin faaliyet göstermeyen bilişim personelinin bu muafiyetin dışında tutulduğu, hakkaniyetli bir yaklaşım belirlenerek lisanslama sınavlarında olduğu gibi mesleki yeterlilik kıstası esas alınarak bir belirleme yapıldığı, eşitlik ilkesine aykırılık bulunmadığı savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … DÜŞÜNCESİ: Dava konusu Tebliğ’in 10. maddesinin 2. fıkrasında yer alan “… Süreye bağlı olmaksızın Kurul Başkanlığı ve Üyeliği …” ibaresine ilişkin kısmının iptali, diğer kısımlar yönünden davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI … DÜŞÜNCESİ: Dava, 14/08/2014 tarih ve 29088 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sermaye Piyasasında Faaliyette Bulunanlar İçin Lisanslama ve Sicil Tutmaya İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ’in (Tebliğ) Gayrimenkul Değerleme Uzmanlığı ve Konut Değerleme Uzmanlığı ile alâkalı bölümlerinde geçen 6, 7, 9, 11, 12, Geçici 4, Geçici 5 ve Geçici 7. maddelerinin, 10. maddesinin 2. fıkrası ile Sermaye Piyasası Kurulu’nun 19/08/2014 tarih ve 2014/24 sayılı Bülteninde yayımlanan “B. Duyuru ve İlke Kararları” başlıklı “Kurulun i-SPK.128.7 sayılı ilke kararı” olarak duyurulan Gayrimenkul Değerleme Uzmanları ve Konut Değerleme Uzmanları İçin Aranan Tecrübe Koşulunun Uygulama Esasları” kararının Ortak Düzenlemeler Bölümü’nde üçüncü fıkrada yer alan “Yukarıdaki bentler uyarınca 3 yıllık tecrübe şartını tevsik eden rapor sunamadığı veya diğer şartları taşımadığı için başvurusu kabul edilmeyen adaylar, … A.Ş. tarafından düzenlenecek ve içeriği Kurulca onaylanacak mesleki uygulamalı eğitim programına katılmaları ve başarılı olmaları hâlinde tecrübe şartını sağlamış sayılacaklardır.” bölümünün iptali istemiyle açılmıştır.
6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 128. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde, halka açık ortaklıklarda görev alacaklar, sermaye piyasası kurumlarının yönetici ve diğer çalışanlarının mesleki eğitimi, mesleki yeterliliği ve mesleki ehliyetlerini gösterir sertifika verilmesine ilişkin esasları belirlemek, bu amaçlarla merkez veya şirket kurmak ve bunların faaliyet usul ve esaslarını belirlemek Sermaye Piyasası Kurulu’nun (Kurul) görevleri arasında sayılmış; bu maddenin verdiği yetki doğrultusunda Kurul tarafından dava konusu Tebliğ kabul edilerek yürürlüğe konulmuştur.
Bu Tebliğin amacının, sermaye piyasası kurumlarında ve halka açık ortaklıklarda çalışanların mesleki yeterliliklerini, bilgi ve becerilerini tespit etmek amacıyla yapılacak sınavlara, bu sınavlar sonucunda verilecek lisanslara, lisanslarla ilgili düzenlenecek eğitim programlarına ve lisanslı personelin sicilinin tutulmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemek olduğu ve Kanun’da belirtilen sermaye piyasası kurumlarında ve halka açık ortaklıklarda çalışan belirli unvan veya niteliklere sahip kişileri kapsadığı açıktır.
Sermaye piyasası araçları ve finansal hizmetler çeşitlendikçe, piyasa çalışanlarının en etkin ve güvenli şekilde yatırımcı ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri, gün geçtikçe sayısı artan ve daha karışık hâle gelen düzenlemeleri takip edebilmeleri ve rekabetçi ortama uyum sağlayabilmeleri için belli bir bilgi düzeyinde bulunmaları ve buna ilişkin kontrolün gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
Sermaye piyasasında, sermaye piyasası kurumlarında çalışacak profesyoneller için mesleki deneyim, öğrenim durumu gibi asgari standartlarla birlikte, belli konularda ve alanlarda bilgili olma koşulu da aramaktadır.
Sermaye piyasası araçları ve finansal hizmetlerin, lisanslamaya ilişkin yapılacak düzenlemelerin bu alanda ihtisas sahibi olmuş otoritelere bırakılması benimsenen bir yöntemdir. Bu şekilde, son derece hızlı değişen ve gelişen finansal piyasalarda meydana gelen değişim ve gelişmelere uyum sağlanabilmekte ve piyasanın düzgün ve sağlıklı işleyişine hizmet edilmektedir. Bu durumun, kamu yararına en uygun yaklaşım olduğu açıktır.
Bu nedenle, 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 128. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi dayanak alınarak, davaya konu edilen Tebliğ yürürlüğe konulmuştur.
Söz konusu Tebliğ’de, üst hukuk normuna aykırılık olmadığı gibi, devamlı değişen ve gelişen finansal piyasaların, ihtiyaçlarına cevap verebilecek yetkili kişilerin yetiştirilmeleri amaçlanmış, bu amaç doğrultusunda yapılmış olan düzenlemelerde kamu yararı hedeflenmiş olup, bu hususlar gözetildiğinde, 14/08/2014 tarih ve 29088 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Sermaye Piyasasında Faaliyette Bulunanlar İçin Lisanslama ve Sicil Tutmaya İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ’de ve bu Tebliğ’e dayanılarak düzenlenen, Sermaye Piyasası Kurulu’nun 19/08/2014 tarih ve … sayılı Bülteni’nde yayımlanan “B. Duyuru ve İlke Kararları” başlıklı “Kurulun i-SPK.128.7 sayılı ilke kararı” olarak duyurulan Gayrimenkul Değerleme Uzmanları ve Konut Değerleme Uzmanları İçin Aranan Tecrübe Koşulunun Uygulama Esasları” kararının Ortak Düzenlemeler Bölümü’nde üçüncü fıkrada yer alan “Yukarıdaki bentler uyarınca 3 yıllık tecrübe şartını tevsik eden rapor sunamadığı veya diğer şartları taşımadığı için başvurusu kabul edilmeyen adaylar, … A.Ş. tarafından düzenlenecek ve içeriği Kurulca onaylanacak mesleki uygulamalı eğitim programına katılmaları ve başarılı olmaları hâlinde tecrübe şartını sağlamış sayılacaklardır.” bölümünde hukuka aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddi gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
Kurul tarafından, sermaye piyasası kurumlarında ve halka açık ortaklıklarda çalışanların mesleki yeterliliklerini, bilgi ve becerilerini tespit etmek amacıyla yapılacak sınavlara, bu sınavlar sonucunda verilecek lisanslara, lisanslarla ilgili düzenlenecek eğitim programlarına ve lisanslı personelin sicilinin tutulmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemek amacıyla 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 128. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendine dayanılarak Sermaye Piyasasında Faaliyette Bulunanlar İçin Lisanslama ve Sicil Tutmaya İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ (Seri:VIII, No:128/7) hazırlanmış ve anılan Tebliğ 14/08/2014 tarih ve 29088 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.
19/08/2014 tarih ve 2014/24 sayılı Kurul Bülteni’nde yayımlanan 17/07/2014 tarih ve … sayılı (i-SPK.128.7) sayılı İlke Kararı ile, gayrimenkul değerleme uzmanları ve konut değerleme uzmanları için aranan tecrübe koşuluna ilişkin uygulama esaslarının belirlenmesi yönünde düzenlemeler yapılmıştır.
Bunun üzerine davacı tarafından anılan Tebliğ’in 6, 7, 9, 10/2, 11, 12, Geçici 4, Geçici 5 ve Geçici 7. maddelerinin ve anılan Kurul kararının “Ortak Düzenlemeler” başlıklı bölümünde yer alan “Yukarıdaki bentler uyarınca 3 yıllık tecrübe şartını tevsik eden rapor sunamadığı veya diğer şartları taşımadığı için başvurusu kabul edilmeyen adaylar, … A.Ş. tarafından düzenlenecek ve içeriği Kurulca onaylanacak mesleki uygulamalı eğitim programına katılmaları ve başarılı olmaları hâlinde tecrübe şartını sağlamış sayılacaklardır.” şeklindeki kısmının iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE:
USUL YÖNÜNDEN:
Dava konusu Tebliğ ve İlke Kararı’nın davacının menfaatini etkileyebilecek nitelikte olması nedeniyle davalı idarenin, ehliyet itirazı; keza, Tebliğ ve İlke Kararı arasında 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 5. maddesinde aranan hukukî bağlılık bulunduğu anlaşıldığından dilekçenin reddi gerektiği yönündeki itirazı yerinde görülmemiştir.

ESAS YÖNÜNDEN:
6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 128. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendinde, halka açık ortaklıklarda görev alacaklar, sermaye piyasası kurumlarının yönetici ve diğer çalışanlarının mesleki eğitimi, mesleki yeterliliği ve mesleki ehliyetlerini gösterir sertifika verilmesine ilişkin esasları belirlemek, bu amaçlarla merkez veya şirket kurmak ve bunların faaliyet usul ve esaslarını belirlemek Kurul’un görevleri arasında sayılmıştır.
Anılan Kanun’un dava konusu düzenlemelerin çıkarıldığı tarihte yürürlükte bulunan hâliyle “Kurul Başkanı ve üyeleri ile ilgili esaslar” başlıklı 119. maddesinde, “(1) Kurul Başkanı ve üyelerinin aşağıdaki şartları taşımaları zorunludur:
a) 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48’inci maddesinin (A) bendinin (1), (4), (5), (6) ve (7) numaralı alt bentlerinde belirtilen şartları taşımak,
b) En az lisans düzeyinde öğrenim görmüş olmak,
(2) Üyeler, yükseköğrenim sonrası mali piyasalar, ekonomi, maliye, işletme, sermaye piyasaları, bankacılık veya finans alanında veya bu alanlarla ilgili hukuk dallarında en az on yıl deneyim sahibi olan veya yukarıda sayılan öğrenim dallarında en az on yıl öğretim üyeliği yapan kişiler arasından Bakanlar Kurulunca atanır. Üyelerden en az birinin hukuk fakültesi mezunu olması, en az birinin bu fıkrada belirtilen on yıllık deneyimi özel sektör sermaye piyasası kurumlarında kazanmış olması, en az birinin de Kurulda asgari on yıl çalışmış olması şarttır. Bakanlar Kurulu, üyelerden birini Başkan olarak görevlendirir. Atama kararı Resmî Gazete’de yayımlanır. Kurul Karar Organı, Kurul Başkanının teklifi ile üyelerden birini ikinci başkan ve birini başkan vekili olarak seçer.
(3) Kurul Başkan ve üyeleri, görevlerinin devamı süresince görevlerini tam bir dikkat, dürüstlük ve tarafsızlık ile yürüteceklerine, kanun hükümlerine aykırı hareket etmeyeceklerine ve ettirmeyeceklerine dair Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu huzurunda yemin ederler. Yemin için yapılan başvuru Yargıtay tarafından acele işlerden sayılır. Kurul Başkan ve üyeleri, yemin etmedikçe göreve başlamış sayılmazlar.”; “Kurul başkan yardımcıları” başlıklı 125. maddesinde ise, “Başkana, başkanlığa ilişkin görevlerinde yardımcı olmak üzere Kurul kararıyla beş Kurul başkan yardımcısı atanır. Kurul başkan yardımcılarının 119. maddenin ikinci fıkrasında belirtilen şartları taşıması zorunludur.” kuralı yer almıştır.
Sözlük anlamı ile “düzenli hâle koymak, düzen vermek, tanzim ve tertip etmek” olarak tanımlanan “düzenleme”, kamu hukukunda kural koyma ile eş anlamlıdır. Kural ise; sürekli, soyut, nesnel, genel (kişilik dışı) durumları belirleyen ve gösteren norm olarak tanımlanmaktadır. Yasama organının yasama tasarrufları dışında, idare, Anayasa ve kanunlardan aldığı yetki ile, kural koyma (düzenleme yapma) yetkisine sahiptir. “Kural işlemler” (ya da diğer adıyla “genel düzenleyici işlemler”), üst hukuk kurallarına uygun olarak hukuk düzenine yeni kural getiren ya da mevcut bir kuralı değiştiren veya kaldıran tek yanlı idarî işlemlerdir. Düzenleme yetkisini kullanarak tüzük, yönetmelik, tebliğ, genelge gibi genel düzenleyici işlemleri yapan idarenin bir işleminin düzenleyici nitelik taşıdığının kabul edilebilmesi için, söz konusu işlemin sürekli, soyut, nesnel, genel durumları belirleyen ve gösteren hükümler içermesi, başka bir anlatımla, belirtilen nitelikte kurallar konulmuş olması zorunlu olup, bu genel düzenlemelerin üst hukuk kurallarına aykırı hükümler içermemesi gerekir. (ÖZAY İl Han, Günışığında Yönetim, 2017, İstanbul, s.426)
Dava konusu Tebliğ’in 6, 7, 9, 11, 12, Geçici 4, Geçici 5 ve Geçici 7. maddeleri ile 17/07/2014 tarih ve 22/735 sayılı İlke Kararı’nın “Ortak Düzenlemeler” başlıklı bölümünde yer alan “Yukarıdaki bentler uyarınca 3 yıllık tecrübe şartını tevsik eden rapor sunamadığı veya diğer şartları taşımadığı için başvurusu kabul edilmeyen adaylar, … A.Ş. tarafından düzenlenecek ve içeriği Kurulca onaylanacak mesleki uygulamalı eğitim programına katılmaları ve başarılı olmaları hâlinde tecrübe şartını sağlamış sayılacaklardır.” şeklindeki kısmının incelenmesinden;
Sermaye piyasası araçları ve finansal hizmetler çeşitlendikçe piyasa çalışanlarının en etkili ve güvenli şekilde yatırımcı ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri, gün geçtikçe sayıları artan ve daha karışık hâle gelen düzenlemeleri takip edebilmeleri ve buna ilişkin kontrolün gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda, sermaye piyasası kurumlarında çalışacak kişiler için öğrenim durumu, mesleki deneyim gibi asgari standartlarla birlikte belli konularda ve alanlarda bilgili olma koşulunun da aranması kaçınılmaz bir durumdur.
Sermaye piyasası araçları ve finansal hizmetlerin, lisanslamaya ilişkin yapılacak düzenlemelerin bu alanda ihtisas sahibi olmuş otoritelere bırakılmasıyla son derece hızlı değişen ve gelişen finansal piyasalarda meydana gelen değişim ve gelişmelere uyum sağlanarak piyasanın düzgün ve sağlıklı işleyişine kamu yararına uygun olarak hizmet edilmesi amaçlanmaktadır.
Bu kapsamda 6362 sayılı Kanun’un 128. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendi ile lisans için gerekli olan şartların finansal piyasalardaki gelişim ve değişime bağlı olarak değişebilecek olması nedeniyle bu şartları belirleme yetkisi Kurul’a verilmiş, Kurul tarafından, sermaye piyasası kurumlarında ve halka açık ortaklıklarda çalışanların mesleki yeterliliklerini, bilgi ve becerilerini tespit etmek amacıyla yapılacak sınavlara, bu sınavlar sonucunda verilecek lisanslara, lisanslarla ilgili düzenlenecek eğitim programlarına ve lisanslı personelin sicilinin tutulmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemek amacıyla dava konusu Tebliğ, gayrimenkul değerleme uzmanları ve konut değerleme uzmanları için aranan tecrübe koşuluna ilişkin uygulama esasları
nın belirlenmesi için ise dava konusu İlke Kararı çıkarılmıştır.
Bu durumda, Kanunla verilen yetki çerçevesinde çıkarılan dava konusu Tebliğ’in 6, 7, 9, 11, 12, Geçici 4, Geçici 5 ve Geçici 7. maddeleri ile İlke Kararı’nın “Ortak Düzenlemeler” başlıklı bölümünde yer alan “Yukarıdaki bentler uyarınca 3 yıllık tecrübe şartını tevsik eden rapor sunamadığı veya diğer şartları taşımadığı için başvurusu kabul edilmeyen adaylar, … A.Ş. tarafından düzenlenecek ve içeriği Kurulca onaylanacak mesleki uygulamalı eğitim programına katılmaları ve başarılı olmaları hâlinde tecrübe şartını sağlamış sayılacaklardır.” şeklindeki kısmında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Dava konusu Tebliğ’in “Sınavlarla ilgili muafiyet” başlıklı 10. maddesinin “… (2) Bilişim personeli hariç meslek personeli olarak Kurulda geçen çalışma süreleri toplamı en az 3 yıl olanlar, Sermaye Piyasası Faaliyetleri Düzey 1 Lisansını; en az 5 yıl olanlar Sermaye Piyasası Faaliyetleri Düzey 2 Lisansını, Kredi Derecelendirme Lisansını, Kurumsal Yönetim Derecelendirme Lisansını ve Konut Değerleme Lisansını; en az 8 yıl olanlar ise Sermaye Piyasası Faaliyetleri Düzey 3 Lisansını, Türev Araçlar Lisansını ve Gayrimenkul Değerleme Lisansını almaya hak kazanırlar. Süreye bağlı olmaksızın Kurul Başkanlığı ve Üyeliği ile Kurulda en az 2 yıl süreyle Başkan Yardımcılığı ve Daire Başkanlığı görevlerini yürütmüş olanlar ise tüm lisansları almaya hak kazanırlar. Bu fıkra uyarınca lisans alanlara ilgili lisanslarla çalışabilmek için başkaca şart aranmaz ve bu Tebliğin lisans yenileme eğitimlerine ilişkin hükümleri uygulanmaz.” şeklindeki 2. fıkrasına gelince;
Tebliğ’in 10. maddesinin 2. fıkrası ile, bilişim personeli hariç meslek personeli olarak Kurul’da en az 3 yıl çalışmış olmaları hâlinde sermaye piyasası faaliyetleri düzey 1 lisansını, en az 5 yıl çalışmış olanları hâlinde sermaye piyasası faaliyetleri 2 lisansını, kredi derecelendirme lisansını, kurumsal yönetim derecelendirme lisansını ve konut değerleme lisansını, en az 8 yıl çalışmış olanların ise sermaye piyasası faaliyetleri düzey 3 lisansını, türev araçlar lisansını ve gayrimenkul değerleme lisansını almaya hak kazanacağı, süreye bağlı olmaksızın Kurul Başkanlığı ve Üyeliği ile Kurulda en az 2 yıl süreyle Başkan Yardımcılığı ve Daire Başkanlığı görevlerini yürütmüş olanların ise tüm lisansları almaya hak kazanacağı, bu fıkra uyarınca lisans alanlara ilgili lisanslarla çalışabilmek için başkaca şart aranmayacağı ve Tebliğ’in lisans yenileme eğitimlerine ilişkin hükümlerinin uygulanmayacağı düzenlenmiştir.
6362 sayılı Kanun’da lisans alacak kişilerin taşıması gereken niteliklere ve lisans verilme şartlarına ilişkin emredici nitelikte düzenlemeler yapılmayarak Kurul’a verilen yetki çerçevesinde Kurulca bu alanda düzenleme yapılabileceği açık olmakla birlikte, yapılan düzenlemelerde lisans verilecek kişiler belirlenirken, lisans verilecek kişilerin bu alanda yeterliliklerinin objektif olarak ortaya konulabilmesi gerekmektedir.
Bu bağlamda, Kurul’da çeşitli pozisyonlarda görev alan personelin yaptıkları görevin niteliği, yapmış oldukları görev nedeniyle edindikleri tecrübe ve bilgi birikimi dikkate alınarak bu kişilerin belli sürelerde çalışmaları şartıyla çeşitli lisansları almaya hak kazanacaklarının kabul edilmesinde hukuka aykırılık olmamakla birlikte, Kurul başkanı ve üyesi olarak atanmış kişilerin salt Kurul başkanı ve üyesi sıfatını çok kısa bir süreyle dahi taşımaları nedeniyle lisans almak için gerekli tecrübe ve bilgi birikimini elde ettiklerinin kabulü mümkün olmadığından, Kurul başkan ve üyeleri açısından lisans almak için bu görevde asgarî kalmaları gereken herhangi bir süre şartı öngörülmemesinde hukuka uygunluk görülmemiştir.
Öte yandan, 6362 sayılı Kanun’un 119. maddesinin 2. fıkrası gereğince, Kurul üyelerinin, yüksek öğrenim sonrası mali piyasalar, ekonomi, maliye, işletme, sermaye piyasaları, bankacılık veya finans alanında veya bu alanlarla ilgili hukuk dallarında en az on yıl deneyim sahibi olan veya sayılan öğrenim dallarında en az on yıl öğretim üyeliği yapan kişiler arasından atandığı, bu nedenle de bu kişilerin lisans alma yeterliliklerinin olduğu ileri sürülebilirse de; muafiyete ilişkin düzenleme Kurul’da görev alan personelin Kurul’da görev yaptığı dönem boyunca elde etmiş olduğu tecrübe ve bilgi birikimi nedeniyle yapılabileceğinden, bu kişilerin Kurul dışında yapmış olduğu görevlerin lisans almaya yeterli tecrübe ve bilgi birikimi sağladığının kabulü mümkün değildir.
Keza, 6362 sayılı Kanun’un 125. maddesinde, Kurul başkan yardımcılarının 119. maddenin 2. fıkrasında belirtilen şartları taşımasının zorunlu olduğunun belirtilmiş bulunması ve Tebliğ’in 10. maddesinin 2. fıkrası uyarınca başkan yardımcılarının lisans almak için iki yıl süreyle bu görevi yürütmelerinin şart olması karşısında, 119. maddenin 2. fıkrasında belirtilen şartları taşıyan iki farklı kişiden birisinin başkan yardımcılığına atanması hâlinde lisans alabilmek için iki yıl başkan yardımcılığı görevinde bulunmuş olmasının şart koşulması, aynı şartları taşıyan diğer kişinin ise Kurul üyeliğine atanmakla -bu görevi asgarî bir süre yapma koşulu aranmaksızın- doğrudan lisans almaya hak kazanmasının haklı bir sebebinin bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Bu itibarla, Tebliğ’in 10. maddesinin 2. fıkrasında yer alan “… Süreye bağlı olmaksızın Kurul Başkanlığı ve Üyeliği …” ibaresinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Dava konusu Tebliğ’in 10. maddesinin 2. fıkrasında yer alan “… Süreye bağlı olmaksızın Kurul Başkanlığı ve Üyeliği …” ibaresinin İPTALİNE oyçokluğuyla,
2. Dava konusu Tebliğ’in diğer maddeleri ile İlke Kararı’nın dava konusu kısmının iptali isteminin REDDİNE oybirliğiyle,
3. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam …-TL yargılama giderinin yarısı olan …-TL ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …-TL vekâlet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, kalan …-TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
4. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam …-TL yargılama giderinin yarısı olan …-TL ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine, kalan …-TL’nin davalı üzerinde bırakılmasına,
5. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara iadesine,
6. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na temyiz yolu açık olmak üzere, 24/10/2019 tarihinde karar verildi.

(X) KARŞI OY :
6362 sayılı Kanun’un 119. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, Kurul başkan ve üyelerinin en az lisans düzeyinde öğrenim görmüş olması gerektiği; 2. fıkrasında ise, üyelerin, yükseköğrenim sonrası mali piyasalar, ekonomi, maliye, işletme, sermaye piyasaları, bankacılık veya finans alanında veya bu alanlarla ilgili hukuk dallarında en az on yıl deneyim sahibi olan veya yukarıda sayılan öğrenim dallarında en az on yıl öğretim üyeliği yapan kişiler arasından Bakanlar Kurulu’nca atanacağı, üyelerden en az birinin hukuk fakültesi mezunu olması, en az birinin bu fıkrada belirtilen on yıllık deneyimi özel sektör sermaye piyasası kurumlarında kazanmış olması, en az birinin de Kurul’da asgari on yıl çalışmış olmasının şart olduğu, Bakanlar Kurulu’nun üyelerden birini başkan olarak görevlendireceği belirtilmiştir.
Aktarılan düzenlemenin irdelenmesinden, Kurul üyesi olmak için lisans düzeyinde eğitim almış olmanın yanı sıra en az on yıllık tecrübe şartının arandığı hususları göz önüne alındığında, bu niteliklere sahip olan Kurul başkan ve üyelerinin Tebliğ kapsamında verilecek lisanslar için aranılan yeterlik şartlarını taşıdığının kabulü gerektiğinden, Kurul başkan ve üyeliği yapmış kişilere süre koşulu aranmaksızın lisans verilmesine olanak tanıyan Tebliğ’in 10. maddesinin 2. fıkrasında yer alan “… Süreye bağlı olmaksızın Kurul Başkanlığı ve Üyeliği …” ibaresinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, Tebliğ’in 10. maddesinin 2. fıkrasında yer alan “… Süreye bağlı olmaksızın Kurul Başkanlığı ve Üyeliği …” ibaresi hukuka uygun olduğundan bu kısım açısından da davanın reddine karar verilmesi gerektiği oyuyla kararın iptale ilişkin kısmına katılmıyorum.