Danıştay Kararı 13. Daire 2014/5161 E. 2020/448 K. 13.02.2020 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2014/5161 E.  ,  2020/448 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2014/5161
Karar No:2020/448

TEMYİZ EDEN (DAVACI): … Telekominikasyon A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI): Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : …. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket tarafından, abonelik sözleşmesi yapan temsilcilerinin fesih başvurularını kabul etmediğinin tespit edildiğinden bahisle 452.462,94-TL idari para cezası verilmesine ilişkin 12/02/2013 tarih ve 11609/5568 sayılı yazı ekinde gönderilen Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu’nun (Kurul) 14/11/2012 tarih ve … sayılı kararının 10’uncu maddesi uyarınca düzenlenen karar tutanağının iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; Elektronik Haberleşme Sektöründe Tüketici Hakları Yönetmeliği’nin 18. maddesi ile getirilen yükümlülüğe göre, abone ile işletmeci arasında yapılacak abonelik sözleşmesini kabul eden temsilcinin, başka bir ifade ile tüketicinin hizmeti satın almak için başvurduğu yerin, sözleşmenin feshi taleplerini de kabul etmesi, yetkisine göre sözleşmeyi sona erdirmesi ya da fesih için işlemleri başlatması gerektiği, davacı şirkete bağlı bayilerin müşterilere abonelikle ilgili her türlü hizmeti verme zorunluluğunun bulunduğu, kendisi tarafından tesis edilmemiş aboneliğe ilişkin diğer hizmetleri de vereceği ve yapmış olduğu aboneliklere veya sağlamış olduğu hizmetlere ait ücretleri davacı şirketin bildirdiği yere ulaştırmak zorunda olduğu, gerçekleştirilen denetimde davacı şirket bayilerinin bazılarının abonelik sözleşmelerini kabul ettikleri hâlde fesih taleplerini kabul etmediğinin görüldüğü, bu nedenle davacı şirket hakkında mevzuat hükümleri uyarınca verilen idari para cezasında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, dava konusu işlemin dayanağı soruşturmanın usûle aykırı yürütüldüğü, idari para cezasının dayanağını oluşturan vakıaların tutanağa bağlanmadığı, denetim sırasında tam olarak ne sorulduğuna ve cevap alındığına ilişkin tutanakların mevcut olmadığı veya kendilerine gönderilmediği, denetçilerin kendilerini ifşa etmeksizin hafiyelik yapması gibi bir denetim yönteminin izlendiği, denetlenen bayilere abonelik sözleşmesi yapma yetkisi verilip verilmediğinin araştırılmadığı, mevzuatın abonelik sözleşmesi yapmaya yetkili temsilciden bahsettiği ve yetkilendirme şartı aradığı, alt bayilerin doğrudan herhangi bir işletmeciye bağlı olmaksızın faaliyet yürüttüğü, cezanın ölçülülük ilkesine aykırı olduğu ve belirlenirken dikkate alınması gereken unsurların gözardı edildiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, davacıdan temin edilen satış noktalarından örnekleme yöntemi ile seçilen yeterli sayıdaki satış noktasında 2012 yılı Ocak ayında denetim yapıldığı, yapılan denetimde bazı temsilcilerin sözleşmenin feshi başvurularını kabul etmediğinin tespit edildiği, mevzuata göre işletmeci adına işlem tesis eden bütün temsilcilerinin yaptığı işlemlerden işletmecinin sorumluluğunun bulunduğu, incelemenin başlatılması hakkında Kurul kararının davacı dahil olmak üzere tüm işletmecilere önceden gönderildiği, yapılan tespitlerin resmi kayıt altına alınarak tutanağa bağlandığı, davacının kendi adına faaliyet gösteren bayileri nasıl adlandırdığının mevzuat karşısında bir önemi bulunmadığı, davacı adına abonenin tüm kimlik bilgilerini alarak başvuruları kabul eden alt bayilerin abonelik sözleşmelerini fesih başvurusunu kabul etme konusunda yetkisiz oldukları iddiasına itibar edilemeyeceği, idari para cezası miktarının ölçülülük ilkesi gözetilerek belirlendiği belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki …. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 13/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.