Danıştay Kararı 13. Daire 2014/5154 E. 2020/3050 K. 10.11.2020 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2014/5154 E.  ,  2020/3050 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2014/5154
Karar No:2020/3050

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Radyo ve Televizyon İletişim Reklam Yayıncılık A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının dava konusu işlemin kısmen iptaline ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirkete ait “…” logosuyla yayın yapan televizyon kanalında 17/08/2013 tarihinde 08:00 ile 09:00 saatleri arasında yayınlanan reklamlarda, 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un 10. maddesinin 2. fıkrasının ihlâli nedeniyle “uyarı” yaptırımı, aynı Kanun’un 9. maddesinin 6. fıkrasının (c) bendinin tekraren ihlâli nedeniyle 11.886,00-TL idarî para cezası verilmesine ilişkin Radyo Televizyon Üst Kurulu’nun (Kurul) … tarih ve … sayılı toplantısında alınan … nolu kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce; … tarihinde 08:00 ile 09:00 saatleri arasında yayınlanan “…” isimli ürünün tanıtımlarında “Motorda yağ ne ise erkekte … o, arabada beygir gücü ne ise erkekte beygiri andıran güç …” şeklinde abartılı ifadelerin kullanıldığı, bu şekilde sunum yapılan tanıtımın tüketiciyi yanıltıcı nitelikte olduğu, söz konusu yayınla 6112 sayılı Kanun’un 9. maddesinin 6. fıkrasının (c) bendinin tekraren ihlâl edildiğinden bahisle tesis edilen dava konusu işlem için tekerrüre esas alınan … tarih ve … sayılı Kurul kararının … adlı kişiye tebliğ edildiği, anılan kişinin davacı şirket yetkilisi ve çalışanı olmadığının Mahkemelerinin 25/03/2014 tarihli ara kararı ve … İdare Mahkemesi’nin E:… sayılı dava dosyasında yapılan 29/04/2014 tarihli ara kararı uyarınca sunulan bilgi ve belgelerden anlaşıldığı, bu durumda, “uyarı” yaptırımına ilişkin tebligat usulüne uygun olarak yapılmadığından, dava konusu işlemin tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle davacı şirkete idarî para cezası verilmesine ilişkin kısmında hukuka uygunluk bulunmadığı,
Davacıya “uyarı” yaptırımı uygulanmasına ilişkin kısım incelendiğinde, belirtilen zaman aralığındaki reklamların bir saat dilimi içerisinde 17 dakika 9 saniye süre ile yayınlandığı, 6112 sayılı Kanun’un 10. maddesinin 2. fıkrasında belirtilen bir saatlik yayın içerisinde yayınlanabilecek reklam süre sınırının ihlâl edildiği, bu itibarla, dava konusu işlemin davacı şirketin uyarılmasına ilişkin kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle, dava konusu işlemin idarî para cezası verilmesine ilişkin kısmının iptaline, dava konusu işlemin davacı şirkete uyarı yaptırımı uygulanmasına ilişkin kısmı yönünden ise davanın reddine karar verilmiş, kararın iptale ilişkin kısmı davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, idarî para cezası verilmesine gerekçe olan uyarı yaptırımının şirket çalışanı …’e tebliğ edildiği, anılan kişinin deneme süresi içerisinde olduğundan SGK kaydı yapılmamış olabileceği, tebligat memurunun tebliğ edilen kişinin o iş yerinde çalışıp çalışmadığını kontrol etme gibi bir yükümlülüğünün bulunmadığı, söz konusu uyarı yaptırımına ilişkin tebligatın geçersiz sayılması hâlinde dahi davacıya tebliğ edilen ilk para cezasında davacının uyarı yaptırımından haberdar olduğu, bu tarihin tebliğ tarihi sayılması gerektiği, ayrıca, davacıya aynı ihlâle ilişkin daha önce başka bir uyarı yaptırımı daha verildiği ve şirket çalışanı … adlı kişiye tebliğ edildiği, idarî para cezasına dayanak alınan uyarı yaptırımının geçerli sayılması gerektiği belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Mahkeme kararının gerekçeli olarak onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
ESAS YÖNÜNDEN:
MADDİ OLAY:
Dosyanın incelenmesinden, davacı şirkete ait “…” logosuyla yayın yapan televizyon kanalında, 17/08/2013 tarihinde 08:00 ile 09:00 saatleri arasında toplam 17 dakika 9 saniye süreyle reklam yayını yapıldığı, söz konusu reklamlar arasında “…” isimli ürünün tanıtımlarında “Motorda yağ ne ise erkekte … o, arabada beygir gücü ne ise erkekte beygiri andıran güç …” şeklinde ifadelerin kullanıldığı, belirtilen saat aralığında yayınlanan reklam süresinin 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un 10. maddesinin 2. fıkrasında kurala bağlanan reklam süre sınırına ilişkin düzenlemeleri “…” için kullanılan ifadelerin ise aynı Kanun’un 9. maddesinin 6. fıkrasının (c) bendi ile düzenlenen ticarî iletişimin yanıltıcı olamayacağı ve tüketicinin çıkarlarına zarar veremeyeceği kuralını ihlâl ettiği gerekçesiyle davacıya Radyo Televizyon Üst Kurulu’nun 19/09/2013 tarih ve 45 sayılı kararı ile “uyarı” ve “idarî para cezası” yaptırımı uygulandığı, bunun üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT:
6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un 47. maddesinin 1. fıkrasında “Bu Kanun gereğince yapılacak tebligat hakkında 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri uygulanır.” kuralına yer verilmiştir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Hükmi şahıslara ve ticarethanelere tebligat” başlıklı 12. maddesinde, “Hükmi şahıslara tebliğ, salahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise, yalnız birine yapılır. Bir ticarethanenin muamelelerinden doğan ihtilaflarda, ticarî mümessiline yapılan tebliğ muteberdir.”; “Hükmi şahısların memur veya müstahdemlerine tebligat” başlıklı 13. maddesinde, “Hükmi şahıslar namına kendilerine tebliğ yapılacak kimseler herhangi bir sebeple mutat iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir hâlde oldukları takdirde tebliğ, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır.” kuralına yer verilmiş; Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 21. maddesinin son fıkrasında, tüzel kişilerin orada hazır bulunan memur ya da müstahdemlerine tebliğ yapılabilmesi için tüzel kişiler adına tebliği almaya yetkili kişilerin orada bulunmadığının tebliğ mazbatasında belirtilmesi gerektiği vurgulanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Aktarılan mevzuat hükümleri uyarınca, hükmî şahıslara yapılacak tebliğin öncelikle hükmî şahsın yetkilisine yapılması, yetkili kişinin bulunmaması veya evrakı alacak durumda olmaması hâlinde ise memur ve müstahdemlerine tebligat yapılması gerekmektedir. Ancak, memur ve müstahdemlere yapılacak tebligatta, tüzel kişiliğin yetkilisinin iş yerinde bulunamaması nedeniyle tebligatın bu kişilere yapıldığının açık bir şekilde belirtilmesi zorunludur.
Dava konusu idarî para cezası açısından tekerrüre esas alınan uyarı yaptırımının tebliğine ilişkin tebliğ mazbatasına şirket yetkililerinin iş yerinde bulunmadığı ya da tebligatı alacak durumda olmadığı yolunda herhangi bir kayıt düşülmeden, tebliğ evrakının …’e tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, tebliğ mazbatasına şirket yetkililerinin iş yerinde bulunmadığı ya da tebligatı alacak durumda olmadığı yönünde bir şerh düşülmeden yapılan tebligatın usûlüne uygun olarak yapıldığı kabul edilemeyeceğinden ve davacıya usûlüne uygun şekilde tebliğ edilmiş bir uyarı yaptırımı olmadan idarî para cezası verilemeyeceğinden, dava konusu Kurul kararının davacıya idarî para cezası verilmesine ilişkin kısmında hukuka uygunluk, Mahkeme kararının iptale ilişkin kısmında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle kısmen reddi, kısmen dava konusu işlemin iptali yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının iptale ilişkin kısmında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının bu kısmının yukarıda belirtilen GEREKÇEYLE ONANMASINA,
4. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerine bırakılmasına,
5. Posta giderleri avansından artan tutarın taraflara iadesine,
6. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
7. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 10/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.