Danıştay Kararı 13. Daire 2014/5027 E. 2018/1625 K. 04.05.2018 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2014/5027 E.  ,  2018/1625 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2014/5027
Karar No:2018/1625

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): … A.Ş.
Vekili: Av. …
Müdahil (Davacı Yanında) : … A.Ş.
Karşı Taraf (Davalı): Radyo ve Televizyon Üst Kurulu
Vekili: Av. …
İstemin Özeti : …. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının; mevzuatın belirlediği usullere uygun olarak yayınlanan reklam ile ilgili yaptırım uygulanmasının hukuka aykırı olduğu, … figürünün dikkat çekmek ve izleyiciyi ekrana bağlamak için kullanıldığı, bahse konu reklamın ırkçı semboller içermediği, Reklam Kurulu tarafından reklamların tedbiren durdurulması nedeniyle tek bir fiile iki ceza verildiği ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hâkimi …’nın Düşüncesi : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, “…” logosuyla yayın yapan televizyon kanalında farklı tarih ve saatlerde 10-11 saniye süreli iki ayrı formatla yayınlanan “…” markalı ürünlere ait reklamların 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un 9. maddesinin 6. fıkrasının (b) bendinde yer alan ilkeye aykırı olduğundan bahisle davacının uyarılmasına ilişkin 25.04.2012 tarih ve … sayılı Radyo ve Televizyon Üst Kurulu kararının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; kadın elbisesi giymiş vaziyette sağa sola sallanan üç erkeğin yer aldığı reklamlarda bir espri anlayışıyla hareket edildiği, reklamın daha çarpıcı ve etkileyici olması amacıyla olağan dışı figür ve sözlere yer verildiği, dolayısıyla bir ayrımcılığı çağrıştırır nitelikte olmadığı, ancak reklamların birinci versiyonunda ırkçı saiklerle soykırım yaptığı ve milyonlarca kişinin katliamından sorumlu olduğu kabul edilen … figürünün kullanılmasının aynı kapsamda değerlendirilemeyeceği, bu şekilde yayın yapılmasının sorumlu yayıncılık ilkeleriyle bağdaşmadığı, reklamın 6112 sayılı Kanun’un 9. maddesinin 6. fıkrasının (b) bendinde yer verilen ilkeye aykırı olduğu sonucuna varıldığından davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un “Genel Esaslar” başlıklı 9. maddesinin 6. fıkrasında, ”Ticarî iletişim, 8’inci maddede belirlenen esas ve ilkeler saklı kalmak kaydıyla; b) Cinsiyet, ırk, renk veya etnik köken, tabiiyet, din, felsefî inanç veya siyasî düşünce, engellilik, yaş ve herhangi bir ayrımcılığı içermemek veya teşvik etmemek zorundadır” hükmüne; aynı Kanun’un “İdari Yaptırımlar” başlıklı 32. maddesinin 2. fıkrasında, ”8’inci maddenin birinci fıkrasının diğer bentleri ile ikinci ve üçüncü fıkralarında ve bu Kanunun diğer maddelerinde belirlenen ilke, yükümlülük veya yasaklara aykırı yayın yapan medya hizmet sağlayıcıları uyarılır.” hükmüne yer verilmiştir.
Dosyasının incelenmesinden, davacı şirkete ait “…” logosuyla yayın yapan televizyon kanalında reklam kuşakları içerisinde çeşitli tarih ve saatlerde 10-11 saniye süre ile iki ayrı formatta yayımlanan … markalı ürünün reklamlarının birinci versiyonunda, 4-5 saniye süre ile …’in ana karakter olarak kullanılarak eski tarihte çekilmiş orijinal görüntüsünün üzerine montaj yapılmak suretiyle “kadın elbisesi giymiyorsan kadın şampuanı da kullanma” sesiyle verilmesi ve ardından ürünün tekrar ekrana getirilmesini müteakip “erkeksen … kullanırsın” ifadesiyle reklamın bitirildiği, reklamın ikinci versiyonunda ise, siyah beyaz eski film görüntüsünde kadın elbisesi giymiş vaziyette sağa sola sallanan üç erkeğin yer aldığı ve arka fonda seste yer alan “kadın elbisesi giymiyorsan, kadın şampuanı da kullanma, artık yüzde yüz erkek şampuanı … var, erkeksen … kullanırsın” ifadesinin duyulduğu ve reklamın bitirildiği, söz konusu reklamın cinsiyet ve ırk ayrımcılığı ögelerini özendirdiğinden bahisle 6112 sayılı Kanun’un 9. maddesinin 6. fıkrasının (b) bendini ihlâl ettiği sonucuna varılarak davacı şirket hakkında Radyo Televizyon Üst Kurulu’nun 25.04.2012 tarih ve… sayılı kararı ile uyarı cezasının tesis edildiği anlaşılmıştır. 6112 sayılı Kanun’un ilgili maddeleri uyarınca yaptırıma tabi tutulan ihlâlin dava konusu yayında gerçekleşip gerçekleşmediğine dair tespitin somut bir şekilde yapılması, ihlâlin yasaklandığı maddelerde korunması amaç edilen unsurların, reklam sahnelerinde ihlâl ile ilgili bağlantıları içerip içermediğinin dikkate alınması; reklamlarda kullanılan tema, arka plan, ses ve görüntü özellikleriyle dış dünyada ihlâlin gerçekleştirildiğine dair tespitin somut bir şekilde ortaya konularak işlem tesis edilmesi gerekmektedir.
Uyuşmazlığa konu yayının yer aldığı CD’nin izlenmesinden, … figürünün kullanıldığı reklam sahnesinde ırk ayrımcılığını içerecek sembollere yer verilmediği, ırk ayrımcılığını somut bir şekilde destekleyecek söz, yazı ve temaların kullanılmadığı, sadece …’in sesinin montajlanarak reklam konusu sözlerin söyletildiği; kadın elbisesi giyinmiş erkeklere ilişkin reklamda ise kadın erkek eşitliği yönünden ayrımcılık amacı güdecek sahnelere yer verilmediği, mizahî bir anlayışla ürünün akılda kalmasının amaçlandığı anlaşıldığından İdare Mahkemesince 6112 sayılı Kanun’un 9. maddesinin 6. fıkrasının (b) bendinin ihlal edildiği gerekçesiyle davanın reddi yönünde verilen kararda hukuki isabet görülmemiştir.
Bunun yanında, İdare Mahkemesi tarafından, dava konusu karara katılan Kurul üyelerinin isimlerini ve varsa karşı oylarını gerekçeleriyle beraber içeren kararın aslı veya onaylanmış örneğinin getirtilerek karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca …. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 04.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.