Danıştay Kararı 13. Daire 2014/4839 E. 2019/3749 K. 20.11.2019 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2014/4839 E.  ,  2019/3749 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2014/4839
Karar No:2019/3749

TEMYİZ EDENLER : 1. (DAVALI) Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu
VEKİLİ : …
2. (DAVACI): …
VEKİLİ : …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket tarafından, 25/03/2011 tarihine kadar asgari ödenmiş sermaye şartı yükümlülüğünü yerine getirmediği gerekçesiyle hakkında …-TL idari para cezası uygulanmasına ve dağıtıcı lisansının iptal edilmesine ilişkin Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun (Kurul) … tarih ve … sayılı kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; davacı şirketin dağıtıcı lisansının iptal edilebilmesi için davalı idare tarafından yapılmış bir soruşturmanın varlığının zorunlu olduğu, dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden, davacı şirket hakkında lisans iptaline ilişkin bir soruşturmanın yapılmadığı, davalı idarece herhangi bir soruşturma yapılmadan doğrudan davacı şirketin lisansının iptal edilmesinde hukuka uygunluk, yönetmelik gereği 25/03/2011 tarihine kadar asgari ödenmiş sermaye şartı yükümlülüğünü yerine getirmediği sabit olan davacı şirkete …-TL idari para cezası uygulanmasında ise hukuka aykırılık görülmemiştir.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlemin lisans iptaline ilişkin kısmı hukuka aykırı bulunarak işlemin bu kısmının iptaline, idari para cezası verilmesine ilişkin kısmı ise hukuka uygun bulunarak bu kısım yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacı tarafından, şirketin ticaret unvanının iki kere değiştirildiği, şirketin el değiştirmiş olması nedeniyle davalı idare tarafından gönderilen yazılara usulüne uygun cevap verilemediği, bu nedenle yükümlülüğünü yerine getirmemiş durumuna düştüğü, dava konusu kurul kararından ödeme emrinin tebliğinden sonra haberdar olunduğu, 13/10/2011 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinin 525. sayfasından görüleceği üzere sermaye artırım yükümlülüğünün dava konusu işlemin tesisinden sekiz ay önce yerine getirildiği, dava konusu işlem tesis edilmeden önce ön araştırma veya soruşturma yoluna gidilmediği, kararın davanın reddine ilişkin kısmının hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
Davalı idare tarafından, idari para cezası uygulanmasına ilişkin olarak ön araştırma ve soruşturma yapılmasının zorunlu olmadığının yüksek mahkeme içtihatları ile de sabit olduğu, lisans iptaline ilişkin olarak dava konusu karar öncesinde yapılan işlemlerin esasında bir soruşturma niteliğinde olduğu, mevzuata aykırı fiilin açıkça ortaya konulması nedeniyle ön araştırma yapılmasına gerek olmadığına karar verildiği, doğrudan ilgiliden yazılı savunma istendiği, bu nedenlerle dava konusu işlemin bu kısmının iptaline ilişkin kararın hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Taraflarca savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’UN DÜŞÜNCESİ : Davalı idarenin temyiz isteminin reddi, davacının temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY:
Kurul’un … tarih ve … sayılı kararı uyarınca, 06/04/2010 tarih ve 27544 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmelik ile, tüm lisans türleri için belirli miktarlarda asgari ödenmiş sermaye şartı yükümlülüğü getirilmiş ve bu yükümlülüğün 25/03/2011 tarihine kadar yerine getirilmesi gerektiği kurala bağlanmıştır.
Davacı şirketin bu yükümlülüğünü zamanında yerine getirmediğinin anlaşılması üzerine, … tarih ve … sayılı Kurul kararıyla yazılı savunmasının alınmasına, mevzuata aykırılığın on beş günlük süre içerisinde giderilmesine, aksi hâlde bahse konu piyasa faaliyetlerinin geçici bir süre için durdurulabileceği veya doğrudan doğruya iptal yaptırımının uygulanacağının ihbar edilmesine karar verilmiştir.
Dava konusu Kurul kararıyla, davacı şirketin 25/03/2011 tarihine kadar asgari ödenmiş sermaye şartı yükümlülüğünü yerine getirmeyerek 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun (Kanun) 4. maddesinin 2. fıkrasına ve Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliği’nin (Yönetmelik) 7. maddesinin 6. fıkrasının (a) bendine aykırı hareket ettiğinden bahisle Kanunun 19. maddesinin 3. fıkrası uyarınca …-TL idari para cezası uygulanmasına ve Kanunun 20. maddesi uyarınca dağıtıcı lisansının iptal edilmesine karar verildiği, davacı şirket tarafından bu kararın iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT:
5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 1. maddesinin birinci fıkrasında; bu Kanun’un amacının, yurt içi ve yurt dışı kaynaklardan temin olunan petrolün doğrudan veya işlenerek güvenli ve ekonomik olarak rekabet ortamı içerisinde kullanıcılara sunumuna ilişkin piyasa faaliyetlerinin şeffaf, eşitlikçi ve istikrarlı biçimde sürdürülmesi için yönlendirme, gözetim ve denetim faaliyetlerinin düzenlenmesini sağlamak olduğu belirtilmiştir.
Aynı Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasında, lisansın, sahibine lisansta yer alan faaliyetin yapılması ile bu konularda taahhütlere girişilmesi haklarını verdiği; ikinci fıkrasında, lisans ile tanınan hakların; bu Kanun’un, ilgili diğer mevzuatın ve lisansta yer alan kayıtlı hususların yerine getirilmesi koşuluyla kullanılacağı kurala bağlanmış; işlem tarihinde yürürlükte bulunan 19. maddesinin üçüncü fıkrasında, “Yukarıda belirtilenlerin dışında kalan, ancak Kanun’un getirdiği yükümlülüklere uymayanlara Kurumca …Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir.” kuralı yer almıştır.
Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliği’nin “Lisans Başvurusu” başlıklı 7. maddesinde, lisans başvurularının nasıl yapılacağı açıklanmış, başvuru sırasında hangi evrakın isteneceği sayılmış, işlem tarihinde yürürlükte bulunan altıncı fıkrasının (a) bendinde, diğer şartlara ek olarak, “Rafinerici, iletim, depolama, işleme, dağıtıcı ve ihrakiye teslimi lisansları için; başvuru sahibi tüzel kişinin; 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümleri doğrultusunda anonim şirket ya da limited şirket olarak kurulmuş olması ve asgari ödenmiş sermayesinin rafinerici lisansı için …-TL, iletici lisansı için …-TL, depolama lisansı için …-TL, işleme lisansı için …-TL, dağıtıcı lisansı için …-TL ve ihrakiye teslimi lisansı için …-TL olması” gerektiği belirtilmiş; Geçici 9. maddesinde ise, “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte rafinerici, iletim, depolama, işleme, dağıtıcı ve ihrakiye teslimi lisansı sahibi olan kişiler, asgari ödenmiş sermayelerinin yönetmelikte yer alan tutarın altında olması hâlinde durumlarını 25/03/2011 tarihine kadar bu Yönetmeliğin 7. maddesine uygun hâle getirir.” kuralına yer verilmiştir.
5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun “Kanunîlik ilkesi” başlıklı 4. maddesinde, “Hangi fiillerin kabahat oluşturduğu, kanunda açıkça tanımlanabileceği gibi; kanunun kapsam ve koşulları bakımından belirlediği çerçeve hükmün içeriği, idarenin genel ve düzenleyici işlemleriyle de doldurulabilir. Kabahat karşılığı olan yaptırımların türü, süresi ve miktarı ancak kanunla belirlenebilir.” denilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava konusu işlemin lisans iptaline ilişkin kısmı yönünden İdare Mahkemesi kararında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Dava konusu işlemin idari para cezası verilmesine ilişkin kısmına gelince;
5326 sayılı Kanun’un yukarıda aktarılan kuralına göre, kanunda veya idarenin genel ve düzenleyici işlemlerinde tanımlanabilen kabahatin karşılığı olan idarî yaptırımın ve miktarının mutlaka ilgili kanununda belirtilmiş olması, ilgilisine de bu kabahatinin karşılığı olan idari yaptırımın uygulanması gerekmektedir. Dolayısıyla, idari yaptırım uygulamaya yetkili idareler tarafından, yaptırım kararı alınmadan önce mevzuata aykırı eylemin ne olduğu ve kanunun hangi maddesinin ihlâl edildiği hiçbir tereddüde yer vermeyecek şekilde belirlenmeli ve bundan sonra eylemin karşılığı olan kanunda belirtilen idari yaptırımın uygulanmasına karar verilmelidir. Başka bir deyişle, eylem ile uygulanan idarî yaptırım örtüşmeli ve ilgilisine kanunda karşılığı olmayan veya eylem ile örtüşmeyen bir idarî yaptırım uygulanmamalıdır.
5015 sayılı Kanun’un 4. maddesindeki düzenlemenin, lisans sahiplerinin genel nitelikli hak, kısıtlama ve yükümlülüklerine ilişkin olduğu, anılan maddenin birinci ve ikinci fıkralarının, lisans sahiplerine, lisans hangi faaliyete (rafinerici, dağıtıcı, iletim, bayilik v.b) ilişkin olarak verilmişse, sadece buna ilişkin alanda piyasa faaliyetinde bulunabilecekleri ve bu hakkın lisansta kayıtlı hususlar dâhilinde kullanılabileceğine ilişkin koşulları düzenlediği görülmektedir.
Bu durumda, davacı şirketin, usulüne uygun şekilde edindiği lisans belgesine istinaden faaliyet yürüttüğü, mevzuatta sonradan yapılan değişiklikle asgari ödenmiş sermaye şartı getirildiği, şirketin bu şartı sağlayamamasının 5015 sayılı Kanun’un 4. maddesinde belirtilen “ilgili diğer mevzuat”a aykırılık şeklinde değerlendirilemeyeceği, fiilin, Kanun’un 4. maddesinde tanımlanan fiil ile örtüşmediği, bu bağlamda, “…Kanun’un getirdiği yükümlülüklere uymayanlara Kurumca … Türk Lirasından … Türk Lirasına kadar idarî para cezası…” verileceği yönündeki Kanun’un 19. maddesinin üçüncü fıkrasının davacı şirket hakkında uygulanmasına imkân bulunmadığı açıktır.
Bu itibarla, davacı şirkete, Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliğinde belirtilen asgari ödenmiş sermaye şartına ilişkin yükümlüğünü yerine getirmediği ve bu fiilin 5015 sayılı Kanun’un 4. maddesinin ihlâli niteliğinde olduğundan bahisle, dava konusu Kurul kararının Kanun’un 19. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca idarî para cezası verilmesine ilişkin kısmında ve bu kısım yönünden davanın reddi yolundaki temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, dava konusu işlemin lisans iptali ile ilgili kısmının iptaline ilişkin kısmında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının bu kısmının ONANMASINA;
3. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
4. Mahkeme kararının, dava konusu işlemin idari para cezası verilmesine ilişkin kısmına yönelik davanın reddine ilişkin kısmının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
5. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
6. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 20/11/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.