Danıştay Kararı 13. Daire 2014/4741 E. 2020/2977 K. 04.11.2020 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2014/4741 E.  ,  2020/2977 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2014/4741
Karar No:2020/2977

TEMYİZ EDEN (DAVACILAR): 1- … İnşaat Tesisat Makina Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti.
2- …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALILAR): 1- Cumhurbaşkanlığı (Kapatılan Başbakanlık)
2- Toplu Konut İdaresi Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : …. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem : Davacılar tarafından, 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun 26. maddesi uyarınca 1 (bir) yıl süre ile ihalelere katılmaktan yasaklanmalarına ilişkin 02/08/2013 gün ve 28726 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; “… İli, … İlçesi … Köyü 40 Yataklı Yeni Hastane İnşaatı ile Altyapı ve Çevre Düzenlemesi İnşaatı” işinin davacı şirket üzerinde kaldığı, 10/10/2011 tarihinde imzalanan sözleşmede iş bitim tarihinin 20/05/2014 olarak belirlendiği, 14/10/2011 tarihinde yer teslimi yapılarak davacı şirketin müşavir şirket denetiminde işe başladığı, idarenin 20/01/2012 tarihli yazısına göre 14/10/2011 tarihinde yer teslimi yapılmasına rağmen henüz inşaat sahasında hiçbir çalışma yapılmadığı, şantiye kurulmadığı, imalata başlanılmadığının belirtildiği, ayrıca şantiye yerleşim planı ile iş ve nakit akış programının sözleşmede belirlenen yıllık ödenek miktarlarına uygun olarak düzenlenip idare onayına sunulmadığı, iş programının yer tesliminin yapıldığı tarihten itibaren 15 gün içinde idareye verilmediği gerekçesiyle sözleşme gereğince 04/12/2012 tarihinde davacı şirkete 7.750,00-TL cezai şart uygulandığı, müşavir firma tarafından davacı şirkete yazılan … tarih ve …, … tarih ve … sayılı yazılarda da iş programının ciddi boyutta aksatıldığı, ivedi olarak işe başlanılması yönünde uyarıda bulunulduğu, 25/03/2013 tarihinde müşavir firma tarafından mahallinde yapılan tespit sonucu düzenlenen tutanakta; şantiyede çalışmaların yavaşlatıldığı, iş programına göre fiziki gerçekleşmenin %49 seviyesinde olması gerekirken inşaat mahallinde fiziki gerçekleşmenin %5,20 seviyesinde olduğu, iş programının ciddi boyutta aksatıldığı ve yüklenici firma tarafından gerekli çalışmaların yapılmaması sebebiyle işin süresi içerisinde bitirilemeyeceği kanaatine varıldığı ve sözleşme hükümlerine göre işlem tesis edilmesi gerektiğinin belirtildiği, şantiyede yapılan söz konusu tespitler üzerine idare tarafından … Noterliği aracılığıyla davacı şirkete aynı durumun devam etmesi halinde sözleşmenin 25. maddesi gereğince fesih işlemi tesis edileceği hususu bildirilerek 10 (on) gün süre verildiği, 22/04/2013 tarihinde müşavir firma tarafından mahallinde yeniden yapılan tespit sonucu düzenlenen tutanakta; yaklaşık iki aydır çalışmaların çok yavaş ilerlediğinin gözlendiği ve işin fiziki gerçekleşmesinin %56,86 seviyesinde olması gerekirken %6,65 seviyesinde olduğu, yüklenici firma tarafından gerekli önlemlerin alınmadığı ve çalışmaların yavaş ilerlediğinden dolayı iş programının telafi edilemeyecek düzeyde aksatıldığı, mevcut çalışma temposu ile işin süresi içerisinde tamamlanamayacağının mütalaa edildiği, dolayısıyla davacı şirketin ihale konusu taahhüdünü mücbir sebepler dışında ihale dökümanı ve sözleşme hükümlerine uygun olarak yerine getirmediği anlaşıldığından dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, yasaklama için belirlenen 45 günlük yasal süreye riayet edilmediği, hastane arazisinin ormanlık alanda olduğu, tüm imkânları kullanarak ihale konusu işi ifa etmeye çalıştıkları, idarelerden kaynaklı gecikmelerin yaşandığı, ihale konusu işi ifa etmek için ihale bedelinin büyük oranda harcandığı ve sözleşmenin haksız bir şekilde feshedildiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cumhurbaşkanlığı (Kapatılan Başbakanlık) tarafından; usul ve yasaya uygun olan Mahkeme kararının onanması gerektiği savunulmuş; Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından ise savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacıların temyiz isteminin reddine,
2. Davanın reddi yolundaki …. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 04/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.