Danıştay Kararı 13. Daire 2014/4716 E. 2015/4595 K. 16.12.2015 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2014/4716 E.  ,  2015/4595 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2014/4716
Karar No:2015/4595

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili : Av. Aynı adreste

İstemin_Özeti : … 8. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının; davalı idarenin yazılı savunma istem yazısında 7 bayiye ait listenin yer aldığı, bayi ‘nın da bunlardan birisi olduğu, idari para cezası uygulanmasına ilişkin dava konusu Kurul kararında ise 6 bayi için ceza uygulandığı, taraflarına tebliğ edilen dava konusu Kurul kararı ekinde cezaya konu olan bayilerin listesinin yer almadığı, bu nedenle hangi bayi için savunmalarının kabul edildiğinin bilinmediği, öncelikle Kurul kararının tamamı için dava açtıkları, Mahkeme’nin dilekçe ret kararı üzerine her bir bayiye ilişkin ayrı ayrı dava açtıkları, bu kapsamda bayi …’ya ilişkin kısım için de dava açtıkları, işlem tesis edilmeyen bayiye ilişkin dava açılmasında davalı idarenin kusurunun bulunduğu, bu nedenle davalı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinde ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasında hukuka uygunluk bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hâkimi ‘nın Düşüncesi : Her ne kadar dava konusu Kurul kararı ekinde cezaya konu bayilerin listesi yer almasa da, Kurul kararı metninde ekli listede yer alan akaryakıt istasyonlarından bahsedildiği, ayrıca savunma aşamasında 7 bayi söz konusuyken, bir sonraki aşamada toplam 6 bayi için ceza uygulandığı, bu yönüyle 1 bayi için ceza uygulanmadığının açık olduğu, bu itibarla davacının doğrudan dava açmak yerine, öncelikle söz konusu 6 bayinin listesinin temini için davalı idareye başvurması gerektiği, bu yönüyle yanlış açılan davada davacının kusuru bulunduğu anlaşıldığından Mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava; dağıtıcı lisansı sahibi davacı şirket tarafından, …numaralı sözleşmeli bayisi …adına otomasyon sistemini kurmadığından bahisle 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 19. maddesi uyarınca 739.666-TL idari para cezası verilmesine yönelik 12.11.2013 tarih ve 4696-22 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu kararı ile bu kararın bildirimine ilişkin 16.11.2013 tarih ve 68108 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesi’nce; her ne kadar davacı şirket tarafından Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun 12.11.2013 tarih ve 4696-22 sayılı kararı ile 739.666 TL para cezası verildiği iddiasıyla bakılan dava açılmış ise de dağıtıcı lisansı sahibi davacı şirkete, numaralı sözleşmeli bayisi …nedeniyle para cezası verilmediği, dolayısıyla bu dava açısından idari davaya konu olabilecek nitelikte herhangi bir işlem olmaması nedeniyle davanın esasının incelenmesine hukuki olanak bulunmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın incelenmeksizin reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ve 750,00-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine karar verilmiş, bu karar davacı tarafından yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönünden temyiz edilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesi ile yargılama giderleri konusunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’na atıf yapılmış; 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 447. maddesinin 2. fıkrasında ise, “Mevzuatta, yürürlükten kaldırılan 18.06.1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’na yapılan yollamalar, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılır.” hükmü getirilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 323. maddesinde, yargılama giderleri arasında, celse, karar ve ilâm harçlarına, dava nedeniyle yapılan tebliğ ve posta giderlerine ve vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücretine yer verilmiş; 326. maddesinin 1. fıkrasında, Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği kurala bağlanmıştır.
Olayda, dava konusu Kurul kararının davacıya tebliğine ilişkin 16.11.2013 tarih ve 68108 sayılı Denetim Dairesi Başkanlığı’nın yazısı incelendiğinde, bahse konu üst yazı ekinde sadece Kurul kararından bahsedilmiş, cezaya konu olan bayilere ilişkin Kurul kararının eki listenin de tebliğ edildiğine veya üst yazı eklerinin kaç sayfadan oluştuğuna ilişkin bilgiye yer verilmemiştir.
Bu durumda, dağıtıcı lisansı sahibi davacıya savunma istem yazısında yer alan 7 bayiden hangi 6’sı için ceza uygulandığının davacı tarafından bilinmediğinin kabulü gerektiği ve yanlış açılan davada davalı idarenin kusuru bulunduğundan, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ve davalı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesine ilişkin Mahkeme kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle; davacının yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönünden temyiz isteminin kabulü ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca … 8. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönünden BOZULMASINA, bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 16.12.2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :

Temyize konu İdare Mahkemesi kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, temyiz istemi yerinde görülmeyerek anılan Mahkeme kararının onanması gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.