Danıştay Kararı 13. Daire 2014/4526 E. 2020/3011 K. 04.11.2020 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2014/4526 E.  ,  2020/3011 K.h.ö
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2014/4526
Karar No:2020/3011

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … A.Ş.
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : …
VEKİLİ : …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirketin yerli ürün katkısıyla kurduğunu belirttiği 19/10/2009 tarihinde işletmeye alınan … tesisinde 2009-2010-2011 yıllarında üreterek iletim-dağıtım hatlarına verdiği elektrik enerjisi için yerli ürün desteği düzenlemesinden yararlanma istemiyle yaptığı … tarihli başvurusunun reddine ilişkin …. Genel Müdürlüğü’nün … tarih ve … sayılı işleminin iptali istenilmektedir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; YEKDEM mekanizmasının 5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun’a 08/01/2011 tarihinde eklenerek hayata geçirildiği, 6/B maddesinin ikinci fıkrasında yurt içindeki imalatın mahiyetinin belirlenmesi noktasında yönetmelik hazırlanacağının ifade edildiği, bu kapsamda 26/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren Yenilenebilir Enerji Kaynaklarından Elektrik Enerjisi Üreten Tesislerde Kullanılan Aksamın Yurtiçinde İmalatı Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile “Yurtiçinde İmal Edilen Aksam ve Bütünleştirici Parçalar Listesi”nin hazırlandığı, 21/07/2011 tarihinde yürürlüğe giren Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Belgelendirilmesi ve Desteklenmesine İlişkin Yönetmelik ile YEKDEM mekanizmasından yararlanabilmek için YEK Belgesi alınmasının zorunlu tutulduğu, Yönetmeliğin Geçici 2. maddesi uyarınca YEKDEM mekanizmasının 01/12/2011 tarihinde başlatıldığı, YEKDEM mekanizmasının altyapı hazırlıklarının tamamlanması noktasında Kanun’da yapılan atıflar ile yönetmelik hükümleri uyarınca belirlenen başlangıç zamanının hukuka aykırılık taşımadığı, zira yeni bir usul olarak belirlenen söz konusu mekanizmanın kapsam ve sınırlarının belirlenmesine yönelik olarak düzenleyici işlemler çıkarılmasının Kanun’un verdiği yetki kapsamında olduğu, bu usulün sağlıklı bir şekilde işletilebilmesi adına belli bir zaman zarfına ihtiyaç duyulduğu, dolayısıyla YEKDEM mekanizmasının 01/12/2011 tarihinden itibaren uygulanacağının kararlaştırılmasında normlar hiyerarşisine herhangi bir aykırılık bulunmadığı, bu belirleme karşısında uygulamanın yürürlük tarihi itibarıyla 2009 ve 2010 yıllarındaki üretimlere destek verilmesine imkân bulunmadığı, 5346 sayılı Kanun’un Geçici 5. maddesi uyarınca belirlenen 2011 yılı “Nihai YEK Listesi”nde davacı şirketin isminin yer almadığı, dolayısıyla 2011 yılı için YEKDEM mekanizmasına tâbi olma isteğinde bulunmadığı da dikkate alındığında, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, elektrik enerjisi üretim tesisinin 2009 yılında işletmeye girdiği, burada üretilen elektriğin iletim-dağıtım sistemine verildiği, 08/01/2011 tarihinde yürürlüğe giren 5346 sayılı Kanun’da 31/12/2015 tarihinden önce işletmeye giren tesislerden bahsedildiği, Yönetmelik ile bu durumun yok sayılmasının hukuka aykırı olduğu, YEKDEM’e tabi olmanın, Kanun’un yerli ürün kullanımına ilişkin 6/B hükmünden yararlanılmasının ön şartı olmadığı, bu desteğin yerli ürün imalatını destekleyen hiçbir yönü olmadığı, bu iki desteğin birbirinden tamamen bağımsız olduğu, bu durumun maddelerin lafzından da anlaşıldığı, 6. maddede “üretim lisansı sahipleri”nden bahsedilmekte iken, 6/B maddesinde “üretim tesisleri”nin konu edinildiği, YEKDEM’e tabi olmanın seçimlik bir hak olduğu, 6/B maddesine ilişkin hakkın edinilmesinin üretim tesisinin niteliğine bağlı olduğu, yurt içinde imal edilmiş mekanik ve/veya elektro-mekanik aksam kullanılarak yapılmış yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretim tesislerinin lisans sahiplerinin, YEKDEM’e tabi oldukları yıllarda hem I sayılı cetvelde belirlenen fiyatları, hem de II sayılı cetvelde yer alan fiyatları alacağı, YEKDEM’e tabi olmadığı yıllarda yalnızca II sayılı cetveldeki fiyatları alacağı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, 5346 sayılı Kanun’un 6/B maddesinde, yerli ürün kullanımı hâlinde lisans sahiplerinin YEKDEM’e usulüne uygun başvuru yapmaları ve yerli ürün kullanımına ilişkin şartları sağlamaları hâlinde Kanun’un ekinde bulunan II sayılı cetveldeki fiyatların I sayılı cetvelde belirlenen fiyatlara ekleneceğinin öngörüldüğü, yerli ürün kullanımı dolayısıyla destekleme mekanizmasının işlerlik kazanabilmesinin ilk şartının, lisans sahibinin yasaya uygun başvuru yaparak ürettiği enerjiyi I sayılı cetvelden yararlanacak şekilde Devlete satması olduğu, YEKDEM’e ilişkin değişikliğin 2010 yılı sonunda yapıldığı, aynı Kanun’un Geçici 5. maddesi ile 2011 yılında YEKDEM’den yararlanmak isteyen üretim tesisleri için istisnai hüküm getirildiği, davacı tarafından 2009-2011 yılları için YEKDEM’den yararlandırılması gerektiği iddia olunmuş ise de, geçici maddenin 2011 yılı başvuruları için öngörülmüş istisnai bir hüküm olduğu, hem I sayılı cetvelde yer alan fiyatlardan, hem de II sayılı cetveldeki fiyatlardan yararlanmak için YEKDEM’e tabi olunması gerektiği, yirmi lisans sahibi şirketin yer aldığı “Nihai YEK Liste – 2011” incelendiğinde, davacı şirketin burada yer almadığı, dolayısıyla davacının 2011 yılı için YEKDEM mekanizmasına tabi olma isteğinde bulunmadığı, YEKDEM’in ancak 2012 takvim yılında uygulanabildiği iddiasının gerçek dışı olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 04/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.