Danıştay Kararı 13. Daire 2014/4267 E. 2019/3453 K. 05.11.2019 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2014/4267 E.  ,  2019/3453 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2014/4267
Karar No:2019/3453

TEMYİZ EDEN (DAVALI): Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI): … Petrol Ofisi A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : …. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Dağıtıcı lisansı sahibi davacı tarafından, bayisine ait akaryakıt istasyonunda 01/04/2011 tarihinde gerçekleştirilen denetimde, ilan panosu ve dağıtıcı firmaya ait marka ve logolar ile telefon numaralarının yer aldığı çıkartmaların bulunmadığı tespit edildiğinden bahisle 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 19. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 308.194,00-TL idarî para cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun 08/03/2012 tarih ve 3729-14 sayılı kararının iptali ve bu işlem nedeniyle yapılan 231.145,50-TL tutarındaki ödemenin şirkete iade edilmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; bayilik lisansı sahibi akaryakıt istasyonunun … Belediyesi’ne ait olduğu, anılan belediye encümeninin 05/01/2011 tarih ve … sayılı kararı ile; 15/03/2011-30/05/2011 tarihleri arasında akaryakıt işletmesine tadilat yapılması ve kasabasına örnek teşkil edecek çevre düzenlemesinin yapılmasına karar verildiği, uyuşmazlık konusu denetimin ise bu tarihler arasına denk gelen 01/04/2011 tarihinde yapıldığının görüldüğü, bu durumda, tespitin yapıldığı tarihte çevre düzenlemesine ilişkin çalışmalarda bulunulduğu, bu çalışmaların geçici bir döneme denk geldiği, bu bağlamda, davacı şirketin yükümlülüklerine aykırı hareket etme kastının bulunmadığı, ayrıca para cezası miktarı dikkate alındığında eylem ile ceza arasında bulunması gereken ölçülülük ilkesinin bakılan uyuşmazlıkta bulunmadığı görülmekle dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka aykırı bulunarak işlemin iptaline ve davacı tarafından davalı idareye ödenen 231.145,50-TL’nin davalı idareden alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacı şirketin savunmasında soruşturmaya konu olan istasyonda denetim tarihi itibarıyla tadilat çalışması olduğu belirtilmiş ise de, davacının bayisi olarak faaliyette bulunan istasyonda yapılan tespitte denetim tarihinden önce yapılmış dağıtım şirketi değişikliğine yönelik herhangi bir lisans tadili başvurusu bulunmadığı gibi, adı geçen bayinin yazılı savunmasında denetim tarihi itibarıyla satış yapmadığına dair bir beyanın bulunmadığı, istasyonun tadilatta olmasının, tek başına davacının fiilini haklı gösterir mahiyette olmadığı, davacı şirketin yükümlülüğünü yerine getirmediğinin açık olduğu, kararın hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, 1240 sayılı Kurul kararıyla otomasyon sistemi kurma yükümlülüğünün yerine getirilmesi için 30/06/2011 tarihinin son tarih olarak belirlendiği, bayisi olan … Belediyesi’nin 05/01/2011 tarih ve … sayılı Encümen Kararı ile istasyonda kapsamlı bir kanopi ve çevre düzenlemesi yapılmasına, bu işlerin 15/03/2011-30/05/2011 tarihleri arasında tamamlanmasına karar verildiği, şirketin tedarikçisi … Reklamcılık tarafından 15/03/2011 tarihinde istasyona gelinerek kanopinin söküldüğü, gerekli tadilatlar yapıldıktan sonra 15/04/2011 tarihinde yeni kanopinin yerine monte edildiği, denetimin tüm bu çalışmalar devam ederken 01/04/2011 tarihinde gerçekleştiği, otomasyon sistemi kurma çalışmaları sırasında ilan panosunun, levha çıkartmalarının kısa bir süre için sökülmesinin kaçınılmaz olduğu, yükümlülüğe aykırılık olduğu kabul edilse dahi fiilin karşılığı olan cezanın 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinin üçüncü fıkrası olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Dağıtıcı lisansı sahibi davacı şirkete bağlı olarak faaliyet gösteren bayiye ait “… Lise Karşısı … Kasabası …/…” adresinde bulunan akaryakıt istasyonunda 01/04/2011 tarihinde gerçekleştirilen denetimde, yoldan açıkça görünecek şekilde satışa sunulan akaryakıt isimleri ile fiyatlarını gösterir ilan panosunun ve kullanıcılar tarafından dağıtıcı lisansı sahiplerine yapılabilecek ihbar ve şikâyetlere ilişkin açıklamalar ile ücretsiz telefon numaralarının yer aldığı levha ve çıkartmaların ve dağıtıcı firmaya ait marka ve logoların bulunmadığının tespit edildiği, bu nedenlerle dağıtıcı lisansı sahibi davacı şirkete 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 4. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ile 27/06/2007 tarih ve 1240 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu kararının 4. maddesinin birinci fıkrasının (ç) ve (ğ) bentlerine aykırı hareket ettiğinden bahisle anılan Kanunun 19. maddesinin 2. fıkrasının (b) bendinin (2) numaralı alt bendi uyarınca 308.194-TL idarî para cezası uygulanmasına ilişkin Kurul kararının tesis edildiği ve bu kararın iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT:
4628 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 5/B maddesinin birinci fıkrasının (h) bendinde, Petrol Piyasası Kanunu hükümlerine, çıkarılan yönetmelik hükümlerine, Kurul tarafından onaylanan tarife ve yönetmeliklere, lisans hüküm ve şartlarına ve Kurul kararlarına aykırı davranıldığı durumlarda, idarî para cezası vermek Kurul’un görevleri arasında sayılmıştır.
5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun “Lisans sahiplerinin temel hak ve yükümlülükleri” başlıklı 4. maddesinde, lisansın, sahibine lisansta yer alan faaliyetin yapılması ile bu konularda taahhütlere girişilmesi haklarını verdiği, lisans ile tanınan hakların; bu Kanunun, ilgili diğer mevzuatın ve lisansta yer alan kayıtlı hususların yerine getirilmesi koşuluyla kullanılacağı; “İdari para cezaları” başlıklı 19. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin (2) numaralı alt bendinde, sahip olunan lisansın verdiği haklar dışında faaliyet gösterilmesi hâlinde, sorumlulara ikiyüzellibin Türk Lirası idarî para cezası verileceği kurala bağlanmıştır.
06/07/2007 tarih ve 26574 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Petrol Piyasasında Dağıtıcı Lisansı Sahiplerinin Bayi Denetim Sistemine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında 27/06/2007 tarih ve 1240 sayılı Kurul Kararının “Tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (ı) bendinde “kurumsal kimlik”; bayinin tek elden satış sözleşmesi imzaladığı dağıtıcı şirkete ilişkin, söz konusu şirketi diğerlerinden ayırt edici özelliği olan marka, ilan, reklam, yazı, logo, amblem, resim gibi görsel araçlar, işaretler ile bu işaretlerin teşhirinin yapıldığı demirbaş, pano, ekipman ve diğer malzemeler şeklinde tanımlanmıştır.
Mezkur kararın 4. maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinde, dağıtıcı lisansı sahiplerinin ilk defa lisans alacak olan bayiler için lisans alma tarihinden, lisanslı bayinin dağıtıcı değiştirmesi hâlinde ise dağıtıcı değişikliğinin lisansa derç tarihinden itibaren en geç iki ay; dağıtıcı şirket birleşmeleri veya dağıtıcı şirketin devredilmesi durumunda birleşme veya devirden itibaren altı ay içerisinde akaryakıt istasyonundaki kurumsal kimlik çalışmalarını tamamlayacakları belirtilmiştir.
Aynı fıkranın dava konusu işleme dayanak olarak alınan (ç) bendinde, “Bayilerinin akaryakıt istasyonlarında akaryakıt fiyatları, ilan, pano ve akaryakıt türlerinin isimlendirilmesi hususlarının Kurumca belirlenen usul ve esaslara uygun olup olmadığını kontrol eder.” kuralı, (ğ) bendinde, “Bayilerinin faaliyetlerine ilişkin tüketici ihbar ve şikâyetleri için ücretsiz telefon numarası, elektronik posta adresi ve yazışma adresi tahsis ettirilmesini ve bu bilgilere ilişkin levha ve çıkartmaların bayilerine ait tesislerde tüketiciler tarafından rahatlıkla görülebilecek şekilde asılmasını sağlar.” kuralı yer almaktadır.
5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 3. maddesinde, idarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması hâlinde; diğer genel hükümlerin ise, idarî para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında uygulanacağı; “Zaman bakımından uygulama” başlıklı 5. maddesinin birinci fıkrasında, Türk Ceza Kanunu’nun zaman bakımından uygulamaya ilişkin hükümlerinin kabahatler bakımından da uygulanacağı kurala bağlanmış; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 7. maddesinde, “işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. İşlendikten sonra yürürlüğe giren kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı da kimse cezalandırılamaz ve hakkında güvenlik tedbiri uygulanamaz. Böyle bir ceza veya güvenlik tedbiri hükmolunmuşsa infazı ve kanuni neticeleri kendiliğinden kalkar. Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.” kuralına yer verilmiştir.
7164 sayılı Maden Kanunu İle Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 33. maddesi ile, 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 20. maddesinde değişiklik yapılmış, maddenin birinci fıkrasında, tedbirler, lisans iptalleri ve idari para cezaları bir bütün olarak “idari yaptırımlar” kapsamına alınmış, idari yaptırımların yürütülme usulüne ilişkin vazedilen ikinci fıkrasının (a) bendi ise, “Lisans sahibi kişiler hakkında bu Kanuna, ikincil mevzuata veya lisans hükümlerine, Kurul kararlarına aykırı davranılması hâlinde; Kurul tarafından belirlenen niteliği itibarıyla düzeltme imkânı olan fiiller için ilgilisine Kurum veya Kurumca yetkilendirilen kuruluşlar tarafından, otuz gün içerisinde aykırılığın giderilmesi, aksi hâlde hakkında geçici durdurma yapılabileceği ihtar edilir.” şeklini almıştır.
5015 sayılı Kanun’un 20. maddesinde yer verilen kural kapsamında, 14/03/2019 tarih ve 8487-3 sayılı Kurul kararı ile, niteliği itibarıyla düzeltme imkânı bulunan fiiller belirlenmiş, “Dağıtıcının sözleşmeli bayisinde süresi içerisinde kurumsal kimlik çalışmalarını tamamlamaması” bu fiiller arasında sayılmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda aktarılan 27/08/2007 tarihli ve 1240 sayılı Kurul Kararı’ndaki “kurumsal kimlik” kavramına ilişkin yapılan değerlendirmede, dava konusu işleme dayanak olarak alınan (ç) ve (ğ) bentleri ile getirilen yükümlülüklerin bu kavrama ilişkin unsurları ihtiva ettiği, bu nedenle belirtilen yükümlülüklerin “kurumsal kimlik çalışmaları” kapsamında değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
İdari işlemlerin yargısal denetimi, kural olarak, işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan hukuki düzenlemelere göre yapılır. Ancak idari yaptırım uygulanmasına yönelik işlemin dayanağı olan kuralın yürürlükten kaldırılması veya işlemin tesisinden sonra idari yaptırım uygulanan kişilerin lehine sonuç doğuracak nitelikte düzenleme yapılması hâlinde yeni hukukî durumun dikkate alınması gerekmektedir.
Bakılan uyuşmazlıkta, davacı şirkete, dağıtıcısı olduğu akaryakıt istasyonunda gerekli kurumsal kimlik çalışmalarını tamamlamadığından bahisle 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesi uyarınca idari para cezası verilmiş olmakla birlikte; 7164 sayılı Kanun’un 33. maddesi ile, 5015 sayılı Kanun’un 20. maddesinde değişiklik yapılarak, lisans sahibi kişiler hakkında 5015 sayılı Kanuna, ikincil mevzuata veya lisans hükümlerine yahut Kurul kararlarına aykırı davranılması hâlinde, Kurul tarafından belirlenen niteliği itibarıyla düzeltme imkânı olan fiiller için ilgilisine, Kurum veya Kurumca yetkilendirilen kuruluşlar tarafından, otuz gün içerisinde aykırılığın giderilmesi gerektiğinin, aykırılığın giderilmemesi hâlinde faaliyetin geçici olarak durdurulabileceğinin ihtar edileceği, verilen ihtar süresi sonunda mevzuata aykırı durumun devam ettirilmesi hâlinde piyasa faaliyetinin altmış gün süre ile geçici olarak durdurulacağı, geçici durdurma süresi sonunda da tespit edilen aykırılıkların giderilmemesi hâlinde faaliyetin durdurulmasına devam edilerek soruşturma başlatılacağı ve gerekli idari yaptırımların uygulanacağına yönelik olarak önceki düzenlemelerden farklı mahiyette usul ve esaslar belirlendiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda yer verilen mevzuat kuralları idari yaptırımların hukuki rejimine yönelik ilkeler çerçevesinde incelendiğinde, anılan Kanun’da sonradan yapılan değişikliklere uyum sağlamak üzere 14/03/2019 tarih ve 8487-3 sayılı Kurul kararının alındığı ve bahse konu kararda, dağıtıcının sözleşmeli bayisinde süresi içerisinde kurumsal kimlik çalışmalarını tamamlamaması fiilinin, 5015 sayılı Kanun’un 20. maddesinde belirtilen, niteliği itibarıyla düzeltme imkânı bulunan fiiller arasında sayıldığı, bu fiiller bakımından otuz günlük süre içerisinde aykırılığın giderilmesi, aksi hâlde hakkında geçici durdurma yapılabileceğinin ihtar edileceğine ilişkin düzenlemenin, idari para cezaları yönünden, cezalandırılmadan önce hukuka aykırı davranışta bulunan kişi veya kişilere hukuka aykırı durumun ortadan kaldırılması için tanınmış bir hak olduğu, bu yönüyle kişinin cezalandırılabilmesine ilişkin bir ön şart teşkil ettiği ve söz konusu fiilleri işleyenler bakımından daha önce böyle bir usul öngörülmeyip, fiilin sabit olduğunun görülmesi hâlinde doğrudan idarî para cezasına muhatap oldukları dikkate alındığında, anılan Kanun değişikliğinin lehe kanun hükmü niteliği taşıdığı sonucuna varılmıştır.
Bu itibarla, her ne kadar dağıtıcı lisansına sahip davacı şirkete bayisindeki kurumsal kimlik çalışmalarını tamamlamadığından bahisle idari para cezası verilmiş ise de, davacı şirketin, lehe düzenlemeyle getirilen ihtar kapsamında değerlendirilmesi gereken fiiline yönelik olarak idari para cezası uygulanmasına ilişkin Kurul kararında hukuka uygunluk, dava konusu işlemin iptali yönündeki İdare Mahkemesi kararında sonucu itibarıyla hukuki isabetsizlik bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin iptali yolundaki …. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının yukarıda belirtilen GEREKÇEYLE ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 05/11/2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :

5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 20. maddesinin 7164 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değiştirilmeden önceki hâlinde, lisans sahibi kişiler hakkında, bu Kanuna göre yürürlüğe konulmuş yönetmeliklere, Kurumun yazılı talimatlarına veya lisanslarına kayıtlı hususların herhangi birine riayet edilmediği takdirde, Kurum tarafından ön araştırma veya soruşturma başlatılacağı; ayrıca, ilgiliye onbeş gün içerisinde aykırılıkların giderilmesi, aksi hâlde bahse konu piyasa faaliyetlerinin geçici bir süre için durdurulabileceği veya doğrudan doğruya iptal yaptırımının uygulanacağının ihbar edileceği düzenlenmiştir.
Petrol Piyasasında Yapılacak Denetimler ile Ön Araştırma ve Soruşturmalarda Takip Edilecek Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin “Soruşturmaya başlama, ihbar ve geçici durdurma” başlıklı 21. maddesinde “…Daire Başkanlığınca, hakkında soruşturma açılan gerçek veya tüzel kişiye başlatılan soruşturma bildirilerek, varsa ilgili mevzuat hükümlerine aykırılığın on beş günlük süre içinde giderilmesi gerektiği, aksi hâlde yapılmakta olan piyasa faaliyetlerinin geçici bir süre için durdurulabileceği veya lisansının doğrudan iptal edilebileceği ihbar edilir. Kanun’un 20. maddesinin ikinci, beşinci ve sekizinci fıkraları kapsamına giren hallerde bahse konu ihbarda bulunulmadan işlem tesis edilir.
Yapılan ihbar üzerine ilgili mevzuat kurallarına aykırılığın verilen süre içinde giderilmiş olduğunun tespit edilmesi hâlinde, geçici durdurma işlemi yapılmaksızın soruşturmaya devam edilir. Verilen süre içerisinde, aykırılığın tam olarak giderilmemiş olduğunun tespit edilmesi halinde ise Daire Başkanlığı tarafından konu Başkanlığa bildirilir. Başkan, konuyu Kurul gündemine öncelikle alır. Kurul, piyasa faaliyetlerinin otuz günden az yüzseksen günden çok olmamak üzere geçici olarak durdurulmasına karar verebilir…” kuralına yer verilmiştir.
Aktarılan mevzuat kurallarının incelenmesinden, 5015 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 7164 sayılı Kanun ile değiştirilmeden önce de “ihtar” müessesesinin mevcut olduğu görülmektedir. Hangi durumlarda ihbarda bulunulacağı ve piyasa faaliyetlerinin geçici bir süre için durdurulacağı mevzuatta düzenlenmiştir. Yapılan ihbar üzerine ilgili mevzuat kurallarına aykırılığın verilen süre içinde giderilmiş olduğunun tespit edilmesi hâlinde, geçici durdurma işlemi yapılmaksızın soruşturmaya devam edileceği, verilen süre içerisinde aykırılığın tam olarak giderilmediğinin tespit edilmesi hâlinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun piyasa faaliyetinin otuz günden az, yüzseksen günden çok olmamak üzere geçici olarak durdurulmasına karar verebileceği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, 5015 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 7164 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik hâlinde yer alan “ihtar” müessesesinin yeni bir düzenleme olmadığı, Kanun değişikliğinden önce hakkında soruşturma açılan gerçek veya tüzel kişiye soruşturmanın bildirilmesiyle birlikte mevzuat hükümlerine aykırılığı gidermesi için yapılan ve soruşturma aşamasında geçerli olan bir usul olduğu, zira ihbara konu olan mevzuata aykırılık ayrıca idari para cezası uygulanmasını da gerektiriyorsa ihbar usulü işletildikten ve soruşturma tamamlandıktan sonra idari para cezası uygulanabileceği kuşkusuzdur.
Dolayısıyla kanunda yapılan değişiklikten önce de idari para cezasına konu olan ve mevzuat hükümlerine aykırılık teşkil eden bir fiil mevcut ise, bu fiilin giderilmesi ve ortadan kaldırılması için öncelikle ihbar yapılması zorunludur. Mevzuat kurallarına aykırılık teşkil eden fiilden dolayı ihbarda bulunulması zorunlu ve aynı fiilden dolayı ayrıca idari para cezası uygulanmış iken, kanunda yapılan değişiklik ile idari para cezası verilmeden önce uygulanması öngörülen ihtar müessesesinin, geçmiş dönemde uygulanan idari para cezaları açısından lehe bir durum teşkil etmediği, yapılan değişikliğin usule ilişkin bir değişiklik olduğu ve ancak yürürlüğe girdiği tarihten sonraki olaylara uygulanabileceği sonucuna varılmıştır.
Bu itibarla, 7164 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle 5015 sayılı Kanun’un 20. maddesinde yapılan değişiklik sonucu, Kurul tarafından belirlenen niteliği itibarıyla düzeltme imkanı olan fiiller için öngörülen ihtar müessesesinin, kanun değişikliğinden önceki dönemde işlenen aynı nitelikteki fiiller nedeniyle uygulanan idari para cezaları açısından lehe bir değişiklik olarak kabul edilmesi mümkün değildir.
Ayrıca, lehe kanun tartışması yapılırken düzenlemenin bir kısmının ele alınmasından ziyade tamamının lehe bir durum meydana getirip getirmediğinin değerlendirilmesi gerekir. Bu bağlamda, değişiklikle beraber getirilen yeni düzenleme ile ilgililerin otuz günlü ihtarlı süre içerisinde hukuka aykırı durumun ortadan kaldırılmaması durumunda idari para cezası uygulanmadan önce piyasa faaliyetlerinin 60 gün süreyle geçici olarak durdurulacağının belirtildiği, bu hâliyle yeni düzenlemede idari para cezası uygulanmadan önce faaliyetlerden geçici olarak men gibi çok ağır bir yaptırım öngörüldüğü ve bu yaptırımın idari para cezasına nazaran daha ağır bir yaptırım olduğu ve söz konusu değişikliklerin lehe kanun niteliğinde olmadığı hususu açıktır.
Bu itibarla, “dağıtıcının sözleşmeli bayisinde süresi içerisinde kurumsal kimlik çalışmalarını tamamlamaması” fiilinin, düzeltilebilir bir fiil olarak nitelendirilerek ihtar konusu yapılması hukuken mümkün olmadığından, kanunda belirtilen yükümlülüğünü yerine getirmeyen davacı şirketin idari para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde mevzuata aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemin iptali yolundaki Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerektiği oyuyla karara katılmıyorum.