Danıştay Kararı 13. Daire 2014/4210 E. 2020/581 K. 20.02.2020 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2014/4210 E.  ,  2020/581 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2014/4210
Karar No:2020/581

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …
VEKİLİ : …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ:…

İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Otogaz bayilik lisansı sahibi davacıya ait akaryakıt istasyonunda yapılan denetim sonucunda çöp bidonunda bulunan 2 adet aparatın LPG tüp dolumuna yaradığından bahisle … TL idarî para cezası verilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (Kurul) kararının istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce; davacıya ait akaryakıt istasyonunda…. İl Emniyet Müdürlüğü ve … Bilim Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüğü ekiplerince 05/09/2013 tarihinde yapılan denetimde çöp bidonunda “LPG tüp dolumuna yarayan 2 adet aparat” tespit edildiği, istasyon içerisinde bulunan çöp bidonunun kullanıma açık olduğu, davacı şirket yetkilileri tarafından çöp bidonunda ne olduğu hususunun kontrolünün sürekli yapılabilmesinin mümkün olmadığı hususları göz önüne alındığında, bulunan aparatların davacı şirket yetkilileri veya çalışanları tarafından çöp bidonuna atıldığı hususunun sübut bulmadığı, bulunan aparatların istasyon dahilinde bulunduğu hususu kabul edilse bile; davacının başvurusu üzerine, …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … değişik iş no.lu dosyası kapsamında yapılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda; parçaların dolum için elverişli olmadığı, parçalar ile sağlıklı ve seri dolum yapılamayacağı, parçaların bir bölümünün LPG dolum tabancasına uyum sağlasa bile herhangi bir marka ev tipi LPG tüpüne uyum sağlamadığı ve hiçbir LPG tüpüne dolum yapılamayacağının belirtildiği, bulunan aparatların LPG tüp dolumuna yaradığı hususunun da sübuta ermediği, bu durumda, istasyon içerisinde bulunan plastik çöp bidonunda bulunan aparatların davacı şirket yetkilileri tarafından istasyon dahilinde bulundurulduğu ve aparatların LPG tüp dolumuna yaradığı hususlarının somut bilgi ve belgelerle ortaya konulamadığı anlaşıldığından dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka aykırı bulunarak işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, tespit edilen tüp dolum aparatlarının kime ait olduğu ve kullanıma elverişli olup olmadığının önem arz etmediği, bizatihi istasyon dahilinde bulundurulmaması gerektiği, davacının tüp dolum aparatı bulundurmama yükümlülüğüne aykırı hareket ettiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … ‘NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Uyuşmazlıkta çöp bidonunda tespit edilen aparatların kullanıma elverişli olup olmadığına ilişkin davalı idare tarafından yapılan tespite ilişkin bilgi ve belgelerin 28/11/2019 tarihli ara kararı ile istenildiği fakat tüp dolum aparatlarının tüp dolumuna elverişli olup olmadığına ilişkin herhangi bir tespitin sunulmadığı görülmüştür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin iptali yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Artan posta ücretinin kararın kesinleşmesinden sonra davalıya iadesine,
5. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
6. 2577 sayılı Kanun’un Geçici 8. maddesi uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 20/02/2020 tarihinde esasta oybirliği, gerekçede oyçokluğuyla karar verildi.

(X) GEREKÇEDE KARŞI OY :
5307 sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un “İdarî Para Cezaları, Yaptırımlar, Ön Araştırma, Soruşturma, Dava Hakkı ve Yönetmelik” başlıklı İkinci Bölümü’nün 16. maddesinde idarî para cezaları düzenlenmiş, “Ön araştırma, soruşturma ve dava hakkı” başlıklı 18. maddesinde ise, Kurulun re’sen veya kendisine intikal eden ihbar veya şikâyetler üzerine doğrudan soruşturma açılmasına ya da soruşturma açılmasına gerek olup olmadığının tespiti için ön araştırma yapılmasına karar vereceği öngörülmüş ve ön araştırma ve soruşturmada takip edilecek usul ve esasların, Kurum tarafından yürürlüğe konulacak yönetmelikle düzenleneceği belirtilmiştir.
Aktarılan bu Kanun hükümlerine göre, Kurulun idarî para cezası verilmesini gerektiren hallerle ilgili olarak re’sen veya kendisine intikal eden ihbar veya şikâyetler üzerine doğrudan soruşturma açılmasına ya da soruşturma açılmasına gerek olup olmadığının tespiti için ön araştırma yapılmasına karar vermesi gerektiği açıktır.
Öte yandan, 18. maddenin başlığında ve içeriğinde 16. maddede öngörülen idarî para cezasını gerektiren hâllerin ön araştırma veya soruşturma zorunluluğundan muaf tutulduğuna dair hiçbir ifadeye yer verilmediğinden, 18. maddede tüm idarî cezalar için zorunlu tutulan idarî usulün, 16. maddede öngörülen idarî cezalar için de uygulanmasının yasal bir yükümlülük olduğu ortadadır.
Keza, modern idare hukuku uygulamalarında kişilere idarî ceza verilmeden önce idarî soruşturma yapılması ve cezanın bir soruşturma sonucu verilmesi “idarî usul” kurallarının önemli bir kısmını oluşturmakta olup regülasyon otoritelerinin verdiği idarî cezalarda bu uygulama çok daha belirgindir.
Bu itibarla, 5307 sayılı Kanun’un 16. maddesinde düzenlenen idarî para cezasını gerektiren hâllerin gerçekleştiğinin Kurul tarafından re’sen belirlenmesi veya bu konuda Kurula ihbar veya şikâyetlerin intikal etmesi üzerine Kurul tarafından doğrudan soruşturma açılmasına ya da soruşturma açılmasına gerek olup olmadığının tespiti için ön araştırma yapılmasına karar verilmesi zorunlu olmasına rağmen, davacı hakkında ön araştırma veya soruşturma yapılmadan idarî para cezası uygulanmasına ilişkin Kurul kararında hukuka uygunluk bulunmadığından Mahkeme kararının belirtilen gerekçeyle onanması gerektiği oyuyla karara katılmıyorum.